Satürnün uydusu Enceladustaki kaplan sırtı deseni nin sırrı çözüldü
TeknolojiBilim insanları, Satürnün uydusu Enceladusun güney kutbundaki kaplanların sırt desenini andıran paralel şeritlerin, eksen eğikliğinin yarattığı buz kırılmaları sonucu oluştuğunu savundu.
ANKARA (AA) Space.com internet sitesinde yer alan habere göre, ABDli gezegen bilimciler Doug Hemingway, Max Rudolph ve Michael Manga, sonuçları Nature Astronomy dergisinde yayımlanan araştırmada, Enceladusun güney kutbunda şeritler çizen eşit aralıklı derin olukların oluşumunu açıklayan bir teori geliştirdi.
Araştırmacılar, ilk kez ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) Satürn keşif uydusu Cassini tarafından görüntülenen derin olukların, buzla kaplı gök cisminin yörüngesindeki eksen eğikliği nedeniyle güney kutup bölgesinde incelen buz tabakasının aşamalı olarak kırılmasıyla oluştuğu savını öne sürdü.
İlk şeridin kırılmasının ardından uydunun yüzey altı okyanusundaki suyun açığa çıktığına işaret eden bilim insanları, oluktan dışarı püsküren buz ve karın kırılan hat çevresinde oluşturduğu ağırlığın yarattığı baskıyla diğer paralel kırıkların meydana geldiği değerlendirmesinde bulundu.
Güneş sisteminde benzeri yokAraştırmaya önderlik eden Hemingway, İlk kez Cassini tarafından görülen bu şeritlerin Güneş Sisteminde bir benzeri yok. Birbirlerine paralel ve eş mesafeliler, yaklaşık 130 kilometre uzunluğundalar ve aralarındaki mesafe yaklaşık 35 kilometre. Bunları özellikle ilginç kılan, şu anda biz konuşurken bile gaz ve buz püskürtüyor olmaları. Hiçbir buz gezegeninde veya uydusunda böyle bir şey görülmüyor. ifadelerini kullandı.
Söz konusu şeritlerin, uydunun yüzey altı okyanusunun keşfedilmesini ve incelenmesini sağladığına dikkati çeken Hemingway, Bu durum, (canlı yaşamın var olabileceği ihtimali nedeniyle) astrobiyologları oldukça heyecanlandırdı. Biz de bu şeritlerin oluşmasını ve varlığını sürdürmesini sağlayan koşulların anlaşılmasının önemli olacağını düşündük. Modelimiz uydunun kabuğunu oluşturan buz kütlesinin maruz kaldığı fiziksel koşullardan kaynaklanan özgün bir olay ve süreç dizisinin bu ayrıksı şeritlerin var olmasını sağladığını gösteriyor. değerlendirmesini yaptı.
Cassini uzay aracının 2005te Enceladusun buzlu yüzeyinden sızıntı yapan su kaynakları tespit etmesinden bu yana bilim insanları, uydunun dışarıdan gelen organizmalar için potansiyel bir yaşam alanı oluşturup oluşturmadığını araştırıyor.
Canlı yaşamının oluşmasına uygun kimyasal enerji reaksiyonu mevcutNASA, 2017de Cassininin Enceladustaki gözlem faaliyeti sırasında canlı yaşamını destekleyecek bir kimyasal enerji reaksiyonu gözlemlediğini duyurmuştu.
Cassininin 28 Kasım 2015te özel bir dalışla uydunun yüzeyinde gaz ve buz püskürten bir gayzeri incelediği ve bu gayzerden fışkıran materyalin yüzde 98 su, yüzde 1 hidrojen ve yüzde 1 karbondioksit, metan ve amonyaktan oluşan bir bileşke içerdiğinin anlaşıldığı belirtilmişti.
NASA uzmanları, uydunun yüzeyine sürekli olarak fışkıran maddenin içinde hidrojen bulunmasının, yüzey okyanusundaki soğuk suyun derinlerdeki sıcak kayalarla karşılaşmasıyla oluşan hidrotermal aktivitenin varlığına işaret edebileceğini aktarmıştı.
Uzmanlar, bu sıcak alanların mikrop ve bakteriler gibi küçük organizmaların yaşaması için ideal koşullar sunabileceğini vurgulamıştı.
İlginizi Çekebilir