© Konya Postası 2021

Selçuk, dünyada 79 sıra yükseldi

Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, geçen yıl yaşanan birçok olumsuzluğa ve akademisyen kaybına karşın Selçuk Üniversitesi’nin bilimsel açıdan dünyada 79 sıra birden yükseldiğini söyledi

SELÇUK MODEL ÜNİVERSİTE

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir devlet geleneği olan bir ülke olduğunu söyleyen Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, “Türk milleti de devletini bilen, devletine itaat eden bir millet. Eğer bu iki özellik olmasaydı ve Türkiye’nin 2015 ve 2016’da yaşadığı o sıkıntıları başka devletler yaşasaydı, ki nitekim Arap Baharı’yla yaşananlar bunun en güzel örneğidir, aynı duruma düşebilirdik. Devlet geleneği olmasından dolayı bu devlet ve millet bu süreci atlattı. Benzer şekilde Selçuk Üniversitesi’nin de kurumsal bir geleneği var. Hakikaten biz birçok üniversiteye model olmuş bir üniversiteyiz. Ve YÖK’ün de şöyle bir kanaati ve algısı var: ‘Biz bir karar, mevzuat ya da yönetmelik çıktı mı önce bakarız’ diyor, ‘Selçuk Üniversitesi ne yapıyor? Selçuk Üniversitesi bunu uyguladığı zaman sorun çıkmazsa, diyor, onu o şekliyle bütün üniversitelere duyururuz.’ Kurumsal geleneği olan ve cesaretle uygulama yapabilen üniversite. YÖK, bir karar çıkınca bunu bildiriyor, diğer tüm üniversiteler bekliyor; ama biz beklemiyoruz. Gelen mevzuatı, yönetmeliği yorumluyoruz, uygulamaya başlıyoruz kendiliğimizden, inisiyatif alarak. Yaptığımız uygulamalar yüzde sekseniyle daha sonra YÖK’ün belirleyeceği uygulama esasları haline geliyor” dedi.

“28 ŞUBAT’TA 350 BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRENCİ ATILDI”

Selçuk Üniversitesi’nde son 20 yılda çok büyük sıkıntılar yaşandığını anlatan Prof. Dr. Şahin, “Ben bunu üç döneme ayırıyorum. Bunlardan birisi 28 Şubat süreci ve tüm Türkiye’deki üniversiteler içinde en fazla başörtülü öğrencinin atıldığı üniversite, 350’ye yakın başörtülü öğrencinin atıldığı üniversitedir Selçuk Üniversitesi. Çatışmalar oldu, düşmanlıklar, kamplaşmalar oldu. Halen bunların etkisi devam ediyor. Bugün halen o kavgaların yansımaları var. Bu bir dönemdi” ifadelerini kullandı.

“ÜNİVERSİTE KENDİ İÇİNE KAPANMIŞTI”

Selçuk Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan’ın rektörlük dönemi esnasında 2009’da yaşadığı tutuklanması ve cezaevi sürecini ikinci bir dönem olarak aktaran Prof. Dr. Şahin, “Bürokrasi ciddi manada korktu, insanlar normal yapmaları gereken işi yapmaktan çekinir hale geldi. Bu, üniversiteyi duraklattı, çekingen hale getirdi bürokratları. Üçüncü süreç de bizden önceki rektörün görev aldığı, FETÖ yapılanmasının zirveye çıktığı ve buradan Türkiye’deki diğer üniversitelerin beslendiği bir süreçti. Böyle bir üniversiteyi devraldık biz. Bu arada bu üniversitenin içinde bir cinayet işlendi biliyorsunuz. Gelinen noktada hocaların önemli bir kısmı kurumsal aidiyetlerini kaybetmişlerdi, önemli bir kısmı başka bir yerden iş bulup gitmek istiyordu. Konya’da kurulan Necmettin Erbakan Üniversitesi’ne, KTO-Karatay Üniversitesi’ne, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi’ne çok sayıda akademisyen verdik. Bunun dışında Türkiye’nin başka yerlerine gitti akademisyenler, burada kendilerine bir gelecek göremedikleri için, umutlarını yitirdikleri için. Selçuk Üniversitesi içine kapanmış bir üniversite haline gelmişti. Bu benim tespitim bir hekim gözüyle. Buna da birçok kimse katılacaktır” diye konuştu.

“ÖZLÜK HAKLARINDA ADALETLİ DAVRANIYORUZ”

Böyle bir üniversiteyi devraldıklarını kaydeden Prof. Dr. Şahin, “Bu üniversiteyi kendi içinde restore etme planları yaparken bir de üstüne darbe girişimi geldi. o darbe bizim işimizi kolaylaştırdı. En azından tasfiye sürecini hızlandırdık. Bizim kanun ve mevzuatlar sebebiyle zaman yaydığımız, çok uğraşarak yapacağımız tasfiyeleri, kanun hükmünde kararnamelerle çok kısa sürede gerçekleştirdik. Bu önemli oldu. Selçuk Üniversitesi şu anda üstündeki yüklerden, ayaklarındaki prangalardan kurtuldu; geleceğe daha ümitli bakan, özlük hakları noktasındaki adaletli uygulamalarımızla birçok insanın memnun olduğu bir üniversite haline geldik. Bugün akademisyenler bir kadro ilanı çıktığı zaman, kim benden önce, kim benden sonra gibi bir arayışın içine girmiyor. Bana diyorlar ki, hocam biz biliyoruz, siz adaletle vakti gelene kadroyu vereceksiniz. Bu çok önemli” açıklamasını yaptı.

“DÜNYADA 79 SIRA YÜKSELDİK”

Selçuk Üniversitesi’ni 2016’nın başında devraldıklarında üniversitenin bilimsel olarak dünyada 981. sırada olduğuna işaret eden Rektör Prof. Dr. Şahin, “2017’nin başında 902. sıraya çıktık. Dünyada 79 basamak çıktık. Bu arada biz 150 kadar FETÖ’cü akademisyeni de atmışız. Çok büyük olumsuzluklar yaşanmasına rağmen, dünyada 79 basamak, Türkiye’de de 16’ıncılıktan 13’üncülüğe yükselmişiz. Akademik performansta geçen sene 6’ıncı sıradaydık, bu sene 4’üncü sıradayız. Bunlar bütün olumsuzluklara rağmen önü açılan akademisyenlerin başarılı çalışmalar yaptığının bir göstergesi” dedi.

KAMPÜS 526 KAMERAYLA TAKİP EDİLİYOR

Öncelikli hedeflerinin üniversitenin asli çalışmalarını icra etmesi gerektiği hususu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Şahin, “Eksilen akademik kadroları hızla toparladık. Eğitim öğretim altyapımızı tamamıyla elden geçirdik. Üniversitemiz yatay büyümüş, çok genişlemişti. Artık kaliteyi artırmak amacıyla dikey büyümesi yolunda çalışmalar başlattık. Çok sayıda bina yapılmıştı. Şimdi binaların içini doldurmaya gayret sarf ediyoruz. Bunun dışında kampüste güvenliği artırmak için bahçe duvarlarımızı çevirdik, giriş kapılarımızı kontrol altına aldık, inşallah başarabilirsek hastanenin girişini müstakil hale getireceğiz, bundan sonra kampüs içine hasta ve yakınlarının girişini kontrollü hale getireceğiz. Şu anda elini kolunu sallayan ben hastaneye gidiyorum, ben Diş Hekimliği Fakültesi’ne gidiyorum diyor ve girip gidiyor. Tabii ki biz kontrol ediyoruz. 526 MOBESE kamera ile kampüsün dış ve iç mekânlarını takip ediyoruz. Şüpheli bir araç, şüpheli bir şahıs girdiği zaman onu izliyoruz” diye konuştu.

SINAVLAR ARTIK BAĞIL SİSTEMLE DEĞERLENDİRİLİYOR

Selçuk Üniversitesi’nin iyi bir eğitim verdiğini söyleyen Rektör Prof. Dr. Şahin, “Selçuk Üniversitesi, ulusal ve uluslar arası sınavlarda başarılı olan bir üniversitedir. Ancak eski sınav yönetmeliğimizdeki uygulamalar nedeniyle öğrencilerimizin notları not aralığının alt kısmından hesaplanıyor. Taban puandan. Biz harf sistemiyle bunu değiştirdik. Artık öğrencilerimizin notları not aralığının üst sınırından hesaplanacak. Şu ana kadar diğer üniversitelerdeki öğrencilerin notları üst sınırdan hesaplandığı için bizim öğrencilerimize karşı onlar rekabette bir adım önde oluyorlardı. Şimdi biz en azından eşitledik. Haksız bir öne geçme yok ama haksızlığı ortadan kaldırdık. Daha öğrenci merkezli olan bağıl sistem dediğimiz bir sınav uygulamasına, sınav değerlendirme yöntemine geçtik. Bağıl sistemin özelliği şudur: Sınıf ortalaması alınır, ortalamanın üstündeki ve altındaki notlar da harflendirmeye tabi tutulur. Bazen böyle notlandırmada ölçüyü tutturamayan hocalar var. Gerçekten öğrenciler göreceli olarak da olsa başarısız oluyorlar, çok sayıda öğrenci sınavlarda kalıyordu. Hukuk Fakültesi’nde, Fen Fakültesi’nde, diğer birtakım fakültelerde yığılmalar oluyordu. Bu yığılmaların önüne geçmek için bağıl sistem önemliydi. Bu da bir rahatlama sağladı” bilgilerini verdi.

BEŞ FAKÜLTE HARİCİNDE UYGULANIYOR

Bağıl sistemin beş fakülte haricinde tüm fakültelerde uygulanacağını ifade eden Prof. Dr. Şahin, “Beş fakültenin de sınav sistemi kendilerine özgüdür. Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Veterinerlik Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi ve Konservatuar. Çünkü bağıl sistemi uygulamak için minimum 20 öğrenci lazım. Konservatuarda bazen 2 öğrenci, bazen 3 öğrenci oluyor. Bağıl sistemi uygulayamıyorsunuz, ayrıca pratik uygulama daha önemli oluyor. Bunun dışındaki tüm fakülte ve yüksekokullarımızda bağıl sistem uygulanacak, uygulanmaya başlandı” dedi.

ESKİ OTOMASYON SİSTEMİ YENİLENDİ

 Yeni geçilen bağıl sistemle ilgili otomasyon sistemini yenilediklerini kaydeden Prof. Dr. Şahin, “Otomasyon sitemimizin bağıl sistemle ilgili yeterli hazırlığı yoktu, bunun yanında ciddi güvenlik açıkları vardı. Kısa sürede bunu toparlayıp toparlayamayacağımızdan emin olmadığımız için dışarıdan hazır paket bir program satın aldık. Onun uygulamasına geçtik, ama gördük ki bu hazır paket program bugüne kadar çok küçük çaplı, 20 binli, 30 binli,10 binli, 5 binli üniversitelerde hizmet vermiş. 95 bin öğrenci birden yüklenince bu program bizim ihtiyacımızı karşılayamadı, ciddi sıkıntılar yaşadık, sınavları ertelemek zorunda kaldık. Programın düzelmesi için çok gayret sarf edildi. Bu arada da biz bir yandan B planımız olan eski otomasyon sistemimizin güvenliği ile ilgili açıklarımızı kapattık, yeni değişiklikleri oraya aktardık ve o sistemimize geri döndük. Satın aldığımız yeni otomasyon sistemini iade ettik, iş akdini feshettik. Böyle bir süreç yaşadık” diye konuştu.  (Murat GÜZEL)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER