© Konya Postası 2021

"Sicil Affında uygulama önemli"

Bankanın amacının kredi vererek esnafı teşvik etmek olduğunu söyleyen Karamercan, “Kredi alan insan da düzenli olarak bu parayı borcunu ödemek için kullanır. Ama ne çiftçinin ne esnafın ne tüccarın ne de vatandaşın sicili bozuk olduğu için ve bankalardan para alamadığı için piyasada canlılık olmaz. Tefeciye gidiyorlar. Tefecinin aldığı para bankadan fazla olduğu için 1-2 ay da öyle idare etmesine karşın sonuçta cavlayıp gidiyorlar. Sıkıntı buradan doğuyor. Sicil affı hayata geçirildiğinde ekonominin düzeleceğine ben canı gönülden inanıyorum” dedi.

ESNAF KEFALETTE DE AYNI SIKINTI VAR

Aynı sıkıntının Esnaf Kefalet’te de yaşandığını vurgulayan Karamercan, “Esnaf Kefalet de bizim küçük bankamız. Bugün bankadan bir kredi çekersin, 60, 70 lira faizi tutar 5 yılda. Esnaf Kefalet’in faizi 30-32 liradır. Yani Esnaf Kefalet faizi düşük bankadır. Ama kredi sadece esnaf odalarına kayıtlı esnafa verilir. Konyamızda 31 oda var, 31 odamıza kayıtlı esnafımız Esnaf Kefalet’ten para çeker. Odaya kayıtlı olmayan para alamaz. Bunlar arasında da sicili bozuk olanlar var. Ya kefillikten ya kredi çekmiş, işi rast gitmemiş, ödeyememiş, takibe düşmüş. Çizgiyi yediği zaman o da aynı türden. Sicil affı denince hepsi giriyor bunun içine” ifadelerini kullandı.

VERGİ BORCU YAPILANDIRMASINDA YENİ HAK

Vergi borçlarında yapılandırmaların gerçekleştiğini belirten Karamercan, “Ama son günde sistemlerde meydana gelen bir arıza dolayısıyla insanlar para yatıramadı. Para yatıramadıklarından dolayı da yapılandırmalar bozuldu. Biz bu insanların sıkıntılarını dile getirdik. Sağolsun devletimiz bunun kulak arkası etmedi. Mayıs’a kadar yeniden bir ikinci uzama oldu. Yeni hak doğdu yani. Mesela siz yapılandırdınız, ama sistemden dolayı o an para yatıramadınız. Bunu dile getirdik, devlet de bunu Mayıs’a kadar uzattı” şeklinde konuştu.

“AŞÇILIK, DOKTORLUKTAN DAHA ÜSTÜN”

Esnafın şu anda tek sorununun ekonomi olduğunu kaydeden Karamercan, “Konya’da kalifiye eleman sıkıntısı had safhada şu an. Her sektörde bu sıkıntı yaşanıyor. Bizim akşam rektörlükte bir toplantımız vardı, devamlı yaptığımız bir toplantı, ikincisiydi bu. 2-3 ayda bir devamlı toplantı yapacağız rektör beyin öncülüğünde. Orada Konyamızın sorunlarını ele alacağız. Esnaf odaları, ticaret odası, sanayi odası, STK’lar olarak ortalama 20 kişiye yakın katılımla toplantılar yapıyoruz. Kalifiye elemanda ne yapmamız lazım, akşamki toplantıda gündemdeydi. Sağolsun Rektörümüz Mustafa Şahin hocam, teknik üniversite için uğraşıyor. Biz de esnaf odaları, KTO, KSO, KTB olarak sayın Valimizin öncülüğünde meslek liseleri için protokol imzaladık. Biz de meslek liselerine ağırlık vereceğiz. Çocuk ortaokulda okuyacak. Lise olmadığı zaman açık liseye yazılıp esnaf olmasını önereceğiz.Bunun kampanyası var. Bizim bir önerimiz de TEOG sınavlarından 250’nin altında puan alan çocuklarımızı mesleğe verelim. Avrupa’da hangi işe yatkın, hangi işi yapabilir diye analiz yaptırırlarmış. Sonra çocuğu yakın olduğu işe verirlermiş, ama o çocuğa ortaokul-lise bitmiş gibi diploma verirlermiş. Bizim de bunu yapmamız lazım. Hepimizin çocuğu var, bu çocuğa diyoruz ki, hadi oğlum şu işi yap. O çocuk anasının babasının sözünden çıkmadığı için sevse de sevmese de o işi yapıyor. Ama analiz yaparak, çocuğun becerisine hangi meslek uygunsa o mesleğe verirsek illa okuyacak diye bir kanun yok. Hem okusun hem meslek sahibi olsun. Bakıyorsun herkes üniversitede okumaya çalışıyor. En çok da işsizlik üniversite mezunları arasında. Vasıfsız elemanda işsizlik yok. Meslek dalında işsizlik yok. Tek işsizlik üniversite üniversite. Adam imtihana giriyor, puanı az oluyor, tekrar hazırlanayım diyor. O sırada da boş kalmayayım diye gidiyor bir fabrikaya, bir küçük esnafa ne iş olsa yaparım diyor.  Maksat hem geçimini sağlamak, hem 3-5 kuruş harçlık çıkarmak. Ama amacı resmi daireye girip masa başına oturup önünde bir bilgisayarla işi götürmek. Kendimizi kandırmayalım, eğer önlem alınmazsa, 8-10 yıl sonra dükkanda çalışacak adam bulamayacağız. Mesela bende şu anda 3 tane lokanta var. Yüzün üzerinde çalışan adam var bende. Ama böyle adam bulamazsak, adam yetiştiremezsek ben kendim nereye kadar idare edeceğim? Bu iş tek başına ya da ailecek yapılacak bir iş değil. Yetiştireceksin, onu da sanatkar yapacaksın, bir meslek edindireceksin. Kimini etliekmekçi yapacaksın, kimini kebapçı, kimini garson. Garsonluk da bir meslektir. Aşçılık bir meslektir zaten. Aşçılık doktorluktan üstündür benim gözümde. Ücreti deiyidir, rahatı da iyidir, keyfi de iyidir. Ama yetiştiremedikten sonra ne yapacaksın?” görüşlerini ifade etti.

Sanayide şu anda kaynakçı bulunamadığına işaret eden Karamercan, “Sanayici arkadaşlar kaynakçı bulamadıkları için sıkıntı yaşıyorlar. Yaşını almış çoğu sanayici eleman sıkıntısından dükkanını bırakıyor, devrediyor, satıyor. Esnafımızı rahatlatmak için kalifiye eleman sorununu bir an önce çözmemiz lazım” dedi.

“KÜÇÜK ESNAF TEMELDİR”

Bir memleketin kalkınması için sanayinin olmazsa olmaz şart olduğunu vurgulayan Karamercan, “Şu anda Konyamız gerçekten sanayi bölgesinde 10 numara. Daha da gelişeceğiz. Üzerine koyarak gidiyoruz. Ama sanayi olmasa küçük esnaf olmaz. Küçük esnaf olmasa da sanayi olmaz. Bugün Maliye de belediyeler de küçük esnafımız sayesinde ayakta duruyor. Biz onların temeliyiz. Küçük esnaf kazanacak ki devlete olan borcunu ve görevlerini yerine getirsin. Maliye’ye üç-dört çeşit vergi öderiz biz.  Belediyeye üç-dört çeşit ödeme yaparız. Neredeyse sekiz kalemde ödeme yapıyoruz neredeyse.Çöp vergisinden atık vergisine, ruhsat parasından KDV’ye aklına ne gelirse bizden çıkar. Ama esnaf kazanabilsin ki bunları ödeyebilsin. Şu anda devletin teşvikleri de çok güzel. Yeni iş kuracaklara 50 bin ila 150 bin lira arasında para da veriyor devlet. Ama genellikle müracaat edenler çok az. Tabii kriterler var, imtihana tabi tutuluyorsun. Hangi meslekten açmayı düşünüyorsan onun imtihanına giriyorsun. Oradan sana belge veriyorlar. Belgeyi hak ettikten sonra da dükkanını tutup her şeyi hazırlıyorsun ve İŞKUR ile KOSGEB seni çağırıyor. Şu sana diyor 2 milyar para. Git Maliye ve odana kaydol diyor. Bunları yaptıktan sonra evraklarını götürüyorsun. Sonra tezgahını şunu bunu hazırla faturanı getir diyorlar.Bunları da yapınca faturanı ödüyorlar senin. Ama üç yıl bu esnaflığı yapmak zorundasın. Batsan bile onların himayesinde batmış oluyorsun. Onlar kontrol edecek, tutanak tutacaklar. Dükkânı devretme şansın yok. Alttan adam yetişmediği için buna da pek rağbet yok” diye konuştu. (Murat GÜZEL)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER