© Konya Postası 2021

Silahları ebediyen toprağa gömelim

Başbakan Davutoğlu, "Herkese çağrıda bulunuyorum. Nefreti, nefret kültürünü, şiddeti, silahı, ebediyen toprağa gömelim" diye konuştu

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çevremizdeki ülkelerde büyük sıkıntılar içinde kardeş kavgası yaşanırken, Türkiye'de eğer dirlik ve birlik varsa bunda en büyük katkı, son 12 yıl içinde bütün zorluklara, bütün kumpaslara, bütün oyunlara rağmen birliğimizi ve dirliğimizi korumak için Türkiye'de milli iradeye sahip çıkan Türküyle, Kürdüyle, Sünnisiyle, Alevisiyle, her bir rengiyle bir arada olan aziz milletimizindir" dedi.   Davutoğlu, Abdi İpekçi Spor Salonu'ndaki "Biz Birlikte Türkiye'yiz Bahar Şöleni"nde, katılımcıları ve Balkanlar'da, Orta Asya'da, Mezopotamya'da, Ortadoğu'da baharı karşılayan bütün insanları selamlayarak, "Bundan 42 yıl önce kaybettiğimiz Aşık Veysel'in deyişiyle gerçek sadık dostumuz, uyanan kara toprağa selam olsun. Yunus Emre'nin deyişiyle 'Sordum sarı çiçeğe' dediği sarı çiçeğe selam olsun" ifadelerini kullandı.   Nevruzun, yeni bir başlangıç demek olduğunu dile getiren Davutoğlu, nevruzu, baharı idrak ederken inşa edilmesi gereken üç önemli prensibi "birlik", "dirlik" ve "kardeşlik" şeklinde sıraladı.   Davutoğlu, Dede Korkut'un nevruz duasında, "Bu ulu gün insanlığın büyük işlere adım atmasına vesile olsun. Dünyanın dört bir yanında yaşayan halkımızın dostluğuna güç katsın. Tanrı bizlere bereket ve birlik versin. Kötülükler yok olsun, iyilikler artsın. Zorluklar yenilsin, sıkıntılar azalsın. Aydınlansın dört bir yan, yolumuz açık olsun" denildiğini aktararak, "Dedem Korkut'un bu nevruz duası bugün AK Parti kadroları için sanki ilahi bir mesaj gibi, o günden bugüne taşınan kutlu bir mesaj gibi tekrar gündemde" dedi.   Bugün birçok nevruz kutlaması yapıldığına değinen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:   "Ama herkes kendi mahallesinde yaptı. Kimisi Ergenekon Destanı'na atıfla, kimisi Demirci Kava Destanı'na atıfla... Ama bu salonu dolduran bütün kardeşlerim, AK Parti'nin bütün neferleri tam bir birlik içinde baharı, nevruzu insanlığın muştusu olarak karşılıyor. Selam olsun birliğin, dirliğin, kardeşliğin sembolü AK Parti kadrolarına, selam olsun. Aslında son 10 gün içinde birçok şey bize birliği, dirliği, kardeşliği hatırlattı. Çanakkale Savaşı 18 Mart, ondan 2 gün önce 16 Mart Halepçe katliamının yıl dönümü, ondan 4 gün önce 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulünün yıl dönümü. Şimdi de bayram, bahar bayramı, nevruz. Bizim siyasi görüşümüz öylesine birleştirici bir güç ki bütün bu bayramları, anmaları, acıyı ve hüznü birbirine irtibatlandırıyor. Önce birlik, önce birlik... Biz 'birlik' dediğimizde, bütün vatandaşlarımızın, 78 milyonun birliğini kast ediyoruz, 'ben' yerine 'biz' demeyi kastediyoruz. 'Benlik' davası yerine 'biz' diyerek, bir arada olmanın, birlikteliğin o kutlu müjdesini haberdar ediyoruz."   Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir ve beraber olmayı içeren ifadeler bulunduğuna işaret ederek, "Bir olmak şudur; bir orman tahayyül ediniz, her bir ağaç o ormanın bir parçasıdır ama hep beraber gümrah bir ormandır. İşte bu nevruz günü biz tek tek ağaçlardan ibaret bir iradesiz topluluk değiliz, tek tek ağaçların, şahsiyetli bireylerin bir araya getirdiği gümrah bir ormanız. Allah birliğimizi, beraberliğimizi daim etsin" diye konuştu.   'Öyle bir Türkiye inşa etmeye çalışıyoruz ki...'   Aşık Veysel'in "Allah birdir Peygamber hak/Rabbul alemindir mutlak/Senlik benlik nedir bırak/Söyleyim geldi sırası/Kürdü, Türkü, Çerkesi/ Hep Adem'in oğlu kızı/Beraberce şehit gazi/ Yanlış var mı, neresi?/ Veysel sapma sağa sola/Sen Allah'tan birlik dile/İkilikten gelir bela/Dava insanlık davası" sözlerini alıntılayan Davutoğlu, şunları söyledi:   "Bizim davamız birlik davasıdır, 77 milyonu bir ve beraber kılma davasıdır. İşte onun için nevruzu İstanbul'da kutlarken, Türkiye'nin her bir köşesine İstanbul'dan selam ederken, 'Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız' diyoruz. Nevruz, bize birliği ifade eder. Suyun toprakla buluşmasının getirdiği bereketi tahayyül edin ve o bereketle ayağa kalkan tabiatın bir millete beraberlik, birlik dışında huzur ve refah vermesini tahayyül edin. İşte bizim yolumuz, dirlik yoludur. Çevremizdeki ülkelerde büyük sıkıntılar içinde kardeş kavgası yaşanırken, Türkiye'de eğer dirlik ve birlik varsa bunda en büyük katkı, son 12 yıl içinde bütün zorluklara, bütün kumpaslara, bütün oyunlara rağmen birliğimizi ve dirliğimizi korumak için Türkiye'de milli iradeye sahip çıkan, Türküyle, Kürdüyle, Sünnisiyle, Alevisiyle, her bir rengiyle bir arada olan aziz milletimizindir. Biz bu dirliği korumaya kararlıyız. Bu dirliği korurken, geçmişte yaşanan acıların üzerinden yeni öfkeler üretmeye karşıyız. Aksine birliğimizi ve dirliğimizi ancak ve ancak gönül gönüle konuşarak elde edeceğimizi biliyoruz. Birlik ve dirlik olduğunda kardeşlik olur. Kardeşlik, nevruzla birlikte yan yana yükselen fidanların, çiçek açan ağaçların, buğday başaklarının yan yana salınışındaki o güzel kardeşlik... İşte biz bütün bir ülkeye bu kardeşlik mesajını veriyoruz."   AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Birlik, dirlik, kardeşlik' derken Çanakkale'de omuz omuza şehitliğe yürüyen bütün ecdat için, Irak'ta Saddam'ın zulmünden kaçan Halepçeli yetimler için, Halep'te Esed'in zulmünden kaçan yetimler, garipler, gurebalar için, Balkanlar'da Miloseviç'in zulmünden kaçıp sığınan Boşnak, Arnavut kardeşlerimiz için söylüyoruz. Öyle bir dünya hayal ediyoruz ki bu dünyada insanlar aynen nevruzda, bu güzel bahar şenliğinde olduğu gibi yan yana, omuz omuza olsun, öyle bir Türkiye özlüyor, öyle bir Türkiye inşa etmeye çalışıyoruz ki bütün vatandaşlarımız omuz omuza, diz dize olsun" dedi.    'Kimse çözüm sürecini günlük siyasete alet etmesin'   AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, kardeşliğe, dirliğe, beraberliğe ve birliğe katkıda bulunmak isteyen herkesin, önce ve sadece büyük resmi görüp, ortak bir hedefe kilitlenmesini isteyerek, "Kimse taktik manevralarla çözüm sürecini günlük siyasete alet etmesin. Türkiye'nin batısına, ortasına, kuzeyine girerek, birtakım düşmanlıkları körüklemesin. Türkiye'nin doğusuna, güneydoğusuna giderek, 6-7 Ekim olayları gibi yeni şiddet çağrıları yapmasın" dedi.   Nevruz adına İstanbullulara seslendiğini ifade eden Davutoğlu, "Bu birliği ebediyen koruyacak mıyız? Bu birliğe meydan okuyanlara karşı Türk, Kürt, Sünni, Alevi yan yana, omuz omuza duracak mıyız? Birliğimiz için gerektiğinde, fedakarlık yapmak gerektiğinde, Çanakkale şehitleri gibi canımızı da ortaya koymaya hazır mıyız? Birisi eğer bize, birliğimize, dirliğimize meydan okursa, bir çınar gibi onların karşısında dimdik durmaya hazır mıyız? Bu nevruz gününde Fırat kenarında açan çiçekleri, Kızılırmak, Tuna, Sakarya, Nil, Seyhun, Ceyhun kenarında açan çiçeklerle buluşturmaya hazır mıyız? Birlik adına Semerkant ve Buhara'dan Bosna Hersek'e, Erbil'den Bursa'ya, Diyarbakır'dan Halep'e kadar her yerde birlik türküleri, dirlik duaları etmeye hazır mıyız?" dedi.     Davutoğlu'nun bu sözlerine katılımcılar "evet" diye yanıt verdi. Herkese çağrıda bulunan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:   "Bu çağrı, Hazreti Mevlana'nın dediği gibi, artık yeni günde yeni şeyler söyleme çağrısıdır. Eski türküleri bir kenara bırakalım. Artık kardeşlik türküleri söyleyelim. Öfkeyi bir kenara bırakalım. Artık sadece muhabbet diliyle konuşalım. Nefreti, nefret kültürünü, şiddeti, silahı ebediyen toprağa gömelim. Gençlerimizi toprağa gömmektense silahları toprağa gömelim. Şehit annelerimizin acısını, Diyarbakır annelerinin acısını, cumartesi annelerinin acısını ebediyen toprağa gömelim. Bir daha kalkmamak üzere toprağa gömelim. Bizim sadık yarimiz kara toprağın adına bakalım. 'Bu dünya fani. Baki olan sadece birlik, dirlik, kardeşlik' diyelim. Biz son 12 yılda her nevruzda, her ramazanda, her hıdrellezde, her muharremde, her Kurban Bayramı'nda hep aynı duayı ettik. 'Rabbim millete, bu devlete zeval verme' dedik. 'Kardeşliğimize ket vurmaya çalışanlara fırsat verme' dedik. İşte şimdi tekrar önemli bir aşamaya gelmiş olan çözüm süreci bağlamında da aynı şeyi söylüyoruz. 2005'te Cumhurbaşkanımız Diyarbakır'da konuşma yaptıklarında, Türkiye'de birçok demokratik hak yoktu. Orada o konuşmada Cumhurbaşkanımız yeni bir dönemin önünü açtı. Bu ülkede kültürü, etnik ve mezhebi geçmişi dolayısıyla kimseye herhangi bir şekilde ayrımcılılık yapılmayacağının net ve açık ifadesini ortaya koydu. 'Demokratik açılım' dedik. 'Milli birlik ve kardeşlik' dedik. Şimdi 'Çözüm süreci' diyoruz."   Davutoğlu, hepsiyle gerçekleştirmek istedikleri şeyin açık olduğunu belirterek, bunun, "şiddeti, nefreti ebediyen toprağa gömüp, bu bahar gününde topraktan yeşeren çiçekler gibi muhabbet çiçeklerini, gençlerin arasına kutlu bir mesaj olarak iletmek" olduğunu söyledi.   'Çözüm süreci başarıya ulaşacak'   En önemli hedeflerinin bu olduğunu vurgulayan Davutoğlu, çözüm sürecinin ne pahasına olursa olsun mutlaka başarıya ulaşacağını kaydetti.   Bugün bir partinin Ankara'da, başka bir partinin Diyarbakır'da yaptığı gibi sadece bir mahalleye dönerek söylemde bulunmadıklarını dile getiren Davutoğlu, "Nevruz bütün insanlığın bayramıdır. Nevruz Türklerin, Kürtlerin, Acemlerin, bütün kadim halkların bayramıdır. Hazreti Nuh'un gemisine binen her kavmin bayramıdır" dediklerini kaydetti.   Davutoğlu, baharla birlikte yeni bir dönem başlamasını, herkesin benlik davasını bırakmasını isteyerek, şöyle devam etti:   "Benlik davasının üzerine inşa edilen düşmanlıklara bir son verelim. Aziz İstanbullular. Çözüm sürecine bakışta iki yaklaşım var. Bir yaklaşım bütüncül bir şekilde, büyük resmi görerek yol almaya çalışan bir yaklaşım. Bu, Cumhurbaşkanımızın 2005'te yaptığı konuşmadan bu yana bizim benimsediğimiz yaklaşımdır. Büyük resmi görüyoruz. Bu büyük resim bize diyor ki 'Türkler ve Kürtler ve toprakların bütün kadim halkları ezelde kardeştiler, ebette de kardeş olacaklar'. Bu büyük resim diyor ki 'Ortak kaderimiz adına omuz omuza verelim'. 'Ortadoğu'daki halkların arasına sokulan fitnelerin son bulması için Türkiye ayağa kalksın' diyor bu büyük resim. Nasıl nevruzla birlikte kainat yeniden canlanıyorsa son 12 yıl içinde Türkiye aslında bir nevruz yaşıyor. Türkiye ayağa kalkıyor. Türkiye gümrah bir orman olmak üzere çiçek açan ağaçlarla yeni bir geleceğe hazırlanıyor."   'Türkiye'nin baharı hayırlı olsun'   Davutoğlu, diğer yaklaşımın ise parçacı, konjonktürel, günlük yaklaşımlarla çözüm sürecine bakmak, sürekli taktik ve manevralarla çözüm sürecine yaklaşmak olduğunu belirterek, "Buradan çağrıda bulunuyoruz. Herkes bu meseleye, bu konuda kardeşliğimize, dirliğimize, beraberliğimize, birliğimize katkıda bulunmak isteyen herkes, önce ve sadece büyük resmi görerek, ortak bir hedefe kilitlensin. Kimse taktik manevralarla çözüm sürecini günlük siyasete alet etmesin. Türkiye'nin batısına, ortasına, kuzeyine girerek, birtakım düşmanlıkları körüklemesin. Türkiye'nin, doğusuna, güneydoğusuna giderek, 6-7 Ekim olayları gibi yeni şiddet çağrıları yapmasın" dedi.   Bu bahar bayramında, bu güzel günde, tekrar tekrar aynı çağrıda bulunduklarını dile getiren Davutoğlu, artık yeni şeyler söyleme vakti olduğunu belirtti.    "Ey İstanbul, aziz İstanbul, yeni şeyler söylemeye hazır mıyız?" diye seslenen Davutoğlu, "Bu nevruzu, önümüzdeki yazı ve sonraki kışı, sonraki yılları barış yılları yapmaya hazır mıyız? İşte biz onun için 'selam nevruza, selam bahara' diyoruz. 'Selam olsun yeniden dirilişe, yeniden yükselişe' diyoruz. Türkiye'nin baharı hayırlı olsun. Türkiye'nin baharı üzerinden Ortadoğu'nun, Mezopotamya'nın, Orta Asya'nın, Balkanlar'ın baharı hayırlı olsun. Selam olsun bütün medeniyete. Barışa, kardeşliğe, birliğe, dirliğe selam olsun. Yeniden yükselişe, dirilişe, büyük Türkiye'ye selam olsun" diyerek, konuşmasını bitirdi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER