© Konya Postası 2021

'Suriye'de PKK, Esed devletine dayanan otoriter bir rejim kurdu'

Londra merkezli "The Henry Jackson Society" kuruluşu, terör örgütü PKK/PYD'nin yapısı ile Türkiye, Suriye ve Avrupa'daki eylemlerine ilişkin rapor yayımladı

İngiltere'deki "The Henry Jackson Society" düşünce kuruluşunun raporunda, terör örgütü PYD'nin, PKK ile aynı üyeliği, ideolojiyi paylaştığı ve elebaşı Abdullah Öcalan'dan emir aldığı belirtilerek, örgütün ABD öncülüğündeki koalisyonun desteğiyle Suriye'de Esed devletine dayanan otoriter bir devletçik oluşturduğu ifade edildi.

Araştırmacı Kyle Orton'un Londra merkezli "The Henry Jackson Society" düşünce kuruluşunda "The Forgotten Foreign Fighters: The PKK in Syria" (Unutulan Yabancı Savaşçılar: Suriye'de PKK) başlıklı raporu yayımlandı.

Raporda, 1980 darbesinden sonra ortaya çıkan PKK'nın Hafız Esed döneminde Suriye'de korunma imkanı bulduğuna dikkat çekilerek, "PKK, askeri olarak Esed rejimi, Sovyetler Birliği ve Filistinli vekiller tarafından Bekaa Vadisi'ndeki terör eğitim kamplarında hazırlanıyordu." ifadeleri yer aldı.

PKK'nın Türkiye'ye yönelik 1984'teki ayrılıkçı taleplerle başlatılan terör eylemlerine atıf yapılan raporda, devrim sonrası İran ve Saddam yönetimindeki Irak ile de iş birliği yaptığı ifade edildi.

Raporda, terör örgütünün hemşireleri, öğretmenleri ve diğer kamu görevlilerini öldürdüğüne, şehirlerin intihar eylemcileri tarafından hedef alındığına işaret edilerek, "İnsan hakları gruplarına göre, PKK bu yıllarda insanlığa karşı suçlar işledi." değerlendirilmesinde bulunuldu.

PKK'nın Avrupa Birliği (AB), NATO ve birçok Avrupa ülkesinin terör listesinde olduğu vurgulanan raporda, "Bu sadece NATO üyesi Türkiye ile dayanışma için yapılmadı. PKK, Türkiye'deki turizm merkezlerinde Batılı ülke vatandaşlarına saldırdı ve kaçırdı." ifadeleri kullanıldı.

Raporda, PKK'nın Avrupa'da organize suç şebekelerinden fon oluşturduğu ve destek sağladığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Tahminlere göre, Avrupa'daki kanatları PKK'ya, Kürt diasporasını gasp ederek, para aklayarak, uyuşturucu, insan, silah ticareti ve daha olağan olarak, çay ve sigara ticareti yaparak, yılda 80 milyon sterline yakın para getiriyor. Bu para sadece Türkiye'de terörizmi fonlamak için kullanılmıyor, ayrıca Avrupa'daki Türk devletine ait mülklere, Kürtlere ve PKK'nın düşman gördüğü herkese karşı eylemlerini finanse etmek için kullanılıyor."

PKK'nın 2002'den itibaren kendisini "yeniden markalaştırdığı" bildirilen raporda, örgütün Suriye'de PYD ve YPG'yi, Irak'ta PCDK'yı ve İran'da PJAK'ı oluşturduğu değerlendirmesine yer verildi. Raporda, "PKK, PCDK, PYD/YPG ve PJAK, hepsi resmen KCK'nın uluslararası siyasi şemsiyesinin parçaları. KCK'yı oluşturan parçalar, PKK'nın bağlı örgütleri ya da yan kuruluşları, kardeş kuruluşları değil. Onlar, organik olarak aynı organizasyonun, aynı üyeliği, ideolojiyi, Abdullah Öcalan'ın ve PKK'nın Kandil'deki karargahındaki yardımcılarının tam otoritesi altındaki komuta sistemini bütünlenmiş parçaları." ifadeleri yer aldı.

Yüzlerce yabancı terörist

Orton'un raporunda, Suriye'de 2011'de halk ayaklanması çıktığında PYD/PKK'nın Esed rejimiyle uzlaşı temelli ilişkilerini sürdürdüğü vurgulanarak, rejimin Türkiye sınırında PKK/PYD'nin örgütlenmesine izin verdiği aktarıldı.

"PYD, Erbil ile ilişkisi olanlar dahil, diğer tüm Kürt siyasi organizasyonları ve aktivistleri acımasızca bastırarak, çoğunlukla Esad devletine dayanan otoriter bir rejim kurdu." ifadesine yer verilen raporda, 2014'te Ayn el Arab'ın (Kobani) DEAŞ'tan alınması için PKK/PYD'nin ABD'nin desteğini almaya başladığı belirtildi.

Rapor, şöyle devam etti:

"Koalisyon bundan sonra (PKK/PYD'ye) YPG devletçiğinin hızlı genişlemesine imkan verecek şekilde DEAŞ'ı Arap çoğunluğun yaşadığı alanlardan dahi çıkarmak için hava desteği, para, silah ve istihbarat vermeye devam etti. 2014'ten bu yana Kürt bölgelerinin dışından çok sayıda kişi YPG'ye katıldı. Yüzlerce yabancı savaşçıdan 29'u öldürüldü. Bunların 10'u ABD, 4'eri Almanya ve İngiltere, 3'ü Avustralya, 2'si Kanada ve kalanı, İran, Portekiz, Rusya, Slovenya ve İsveç vatandaşlarıydı."

Raporda, YPG'nin yabancı teröristlerinin çocuğunun genç erkekler, askerler, öğrencilerden oluştuğu ve genellikle Kürt ya da PKK'lı olmadığı bilgisi paylaşıldı.

"(Yabancı teröristler arasında) Katıldıkları organizasyonla ilgili medyadaki yüzü dışında bilgisi olmayanlar var." ifadesinin yer aldığı raporda, Batılı hükümetlere, vatandaşlarının YPG'ye katılımlarını engellemek ve dönenlerin entegrasyonu için önemli iş düştüğü vurgulandı.

Orton'un raporunda, vatandaşlarının PKK/PYD'ye katılımına izin veren hükümetlerin "PKK'nın terörist-suçlu eylemlerine katkıda bulunmak, Avrupa'daki sol terörist organizasyonların şehir terörü konusunda PKK'dan eğitim almasına izin vermek, YPG'ye uluslararası katılımı kolaylaştırmak" gibi risklere karıştığı değerlendirmesi yapıldı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER