‘Tarım yatırım alanı olarak görülmeli’
KonyaTarımsal üretimde markalaşma açısından eksiklerin bulunduğuna ve tarım alanında markalaşmanın önündeki engellere vurgu yapan Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, “Tarım yatırım alanı olarak görülmeli” dedi
TARIM ÜRÜNLERİMİZİN MARKA DEĞERİ OLMALI
Türkiye’de tarımın gerek istihdam gerekse dış ticaret verileriyle ekonominin lokomotif sektörü olduğunu ve pek çok ürünün üretiminde dünya birinciliğinin bulunduğunun herkes tarafından bilindiğini ifade eden Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, sıra uluslararası piyasalarda söz sahibi olmaya gelince Türkiye’nin aynı başarıyı gösteremediğini söyledi. Türkiye’nin bu zaafının ardında tarımını ve tarım ürünlerini markalaştıramamasının yattığını dile getiren Kavuneker, “Günümüzde çok sayıda ürün ya da hizmet, aynı oranda kaliteli ve ucuz haliyle her yerde ve her zaman bulunabiliyor. Farklılıkların giderek azaldığı böylesine bir rekabet ortamında, müşteri nezdinde tercih edilen ve kalıcılığı olan pozisyonlara sahip olabilmek içinse “marka ve markalaşma” konusu ön plana çıkıyor. Gerek ülkelerin gerekse şirketlerin dünya pazarlarında yer sahibi olması ve ticaret hacimlerini arttırması bakımından göz ardı etmemesi gereken bir kavrama dönüşen markalaşma, birçok pazarlama iletişimi unsurunun birlikte hareket etmesi/ettirilmesi ve yönetilmesi süreci olarak tanımlanıyor” dedi.
“TARIM YATIRIM ALANI OLARAK GÖRÜLMELİ”
Türk tarımının önünde engellerin olduğuna dikkati çeken Kavuneker, “Her ne kadar Türkiye sahip olduğu doğal kaynaklar, zengin tohum çeşidi, iklimi ve genç nüfusuyla bir takım avantajlara sahip olsa da Türk tarımının markalaşmasının önünde büyük engeller bulunuyor. Buna göre Türkiye’de tarım hâlâ bir yatırım alanı olarak görünmüyor, olanlar da çok cılız. Öte yandan üretim alanlarının parçalı oluşu da büyümenin önündeki en büyük engeldir” şeklinde konuştu. Tarımsal büyüme için büyük tarımsal alanlara ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Başkan Kavuneker, “İşte o zaman endüstriyel tarım yapmak mümkün hale geliyor. Ben bu sorunun kısa vadede kooperatifçilik yöntemi ile çözmenin mümkün olduğunu savunuyorum. Dünyada bunun başarılı örnekleri var. Yörenizde erik mi yetişiyor ve farkındalık mı yaratıyor? O zaman tüm köy, erik yetiştirecek ve üretim gücüyle markasını yaratacak.” Çiftçi, bu noktada Şili elmasını örnek gösteriyor ve şunları söylüyor: “Ciddi araştırmalar yaparak elma üretimine yatırım yapan Şili, dünya pazarlarında lider olan İspanya ve Fransa’ya rakip oldu. Şili elması artık dünya pazarlarında markadır. Şili elmayı o kadar içselleştirmiştir ki tüm pazarlama iletişiminde elmayı kullanır. Üretimden her mevsim ve aynı kaliteden ürün elde etmeyi anlamalıyız. Alıcılar bilmelidir ki; ben her zaman sorunsuz olarak oradan elma alabilirim. Yoksa ürününü coğrafi işaretlemek marka oldum demek değildir” şeklinde konuştu. Markalaşma konusunda Torku’yu örnek veren Kavuneker, Torku’nun birlik ve kaliteli üretimden kuvvet doğacağını gösteren bir firma olduğunu söyleyerek sözlerine son verdi.(Mustafa Karakaya)
İlginizi Çekebilir