© Konya Postası 2021

Tavan fiyat uygulamasını isteyerek yapmadık

Başbakan Yardımcısı Şimşek, zorunlu trafik sigortasında başlatılan tavan fiyat uygulamasını hiçbir zaman isteyerek yapmadıklarını belirterek, "Gönül ister ki her sektör kendi fiyatlamasını doğru yapsın. Ama bu bir zorunlu trafik sigortası." dedi

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye Sigorta, Resürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği'nin (Türkiye Sigorta Birliği-TSB) Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 2016'nın sigortacılık sektörü açısından oldukça olumlu geçtiğini ifade etti. 

Gerek prim üretiminde gerek karlılıkta gerekse sermaye yeterliliğinde 2016'da bir önceki yıla göre ciddi başarı yakalandığını, prim üretiminin yüzde 30 civarında artarak 40 milyar lirayı aştığını belirten Şimşek, GSYH'ye oran olarak da primlerin ciddi şekilde arttığını kaydetti.

Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şunu net söyleyeyim; sektör geçen yıl kar etti. Yaklaşık 2 milyar lira... 14 milyar liralık bir sermaye olduğu dikkate alınırsa sermayenin karlılık oranı yüzde 14,6. Fena değil... Hem küresel olarak hem de diğer yan sektörü ile karşılaştırıldığında yüzde 14,6'lık bir öz sermaye karşılılığı iyi bir rakam... Dolayısıyla iyi bir yıl geçirdiğinizi söyleyebiliriz. Aktif karlılık oranınız da yüzde 1,7. Geçen yıl trafik sigortası branşında ki epey ciddi bir sorun olarak sunuldu. 2016'da teknik olarak 19 milyon lira kar söz konusu. Çok bir şey değil ama geçmiş teknik zararlardan kara geçilmiş olması önemli."

"Tavan uygulamasıyla birlikte primlerinizde tabii ki bir miktar düşüş olacak"

Mehmet Şimşek, Hazine'deki çalışanların, sigorta şirketlerinin trafik sigortasından kaynaklı zarar projeksiyonlarına katılmadığını ifade ederek, "Çünkü bu tavan uygulamasıyla birlikte primlerinizde tabii ki bir miktar düşüş olacak ama zararlarınız da, daha doğrusu giderleriniz de azalmış olacak. Çünkü yargı bizim yaptığımız yasal düzenlemeler çerçevesi içerisinde mutlaka karar verecektir." diye konuştu.

"Beklenen düşüşler sağlanmadığı için bu uygulamaya geçtik"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, sektörün trafik sigortasında 16,5 milyon kişiye bu hizmeti verdiğini belirterek, "Ciddi bir kesim... 2015 yılının özellikle ikinci yarısından itibaren trafik sigortası primlerinde ciddi bir artış oldu ve toplumun geniş kesimlerini etkiledi." dedi.

Özellikle otomobil araç türünde ortalama primin 2016'da bir önceki yıla göre yüzde 87 arttığını kaydeden Şimşek, şöyle devam etti:

"Bu artışı sorguladığımızda, 'zorunlu trafik sigortasında fiyatlamada istikrarı bozan bazı gelişmeler var' denildi. Mesela mahkeme kararları... Biz gittik, ciddi bir şekilde mevzuatı düzelttik. Sizin yaklaşımınız, 'Bekleyelim, mevzuat gerçekten işliyor mu?' Burası hukuk devleti... Açık ve net olarak söyleyeyim; TBMM, bir kanun çıkarttıysa yargıyı bağlar. Ona herkes uymak zorunda. En başta da hukukçular... 'Bekleyelim görelim, gerçekten mahkemeler bu çerçevede karar verecek mi şeklindeki yaklaşım' topu taca atmak gibi bir şey... Onun için rekabeti artırmaya yönelik de birtakım adımlar attık. Baktık ki zorunlu trafik sigortası primlerinde arzu edilen, beklenen düşüşler sağlanmadı. O nedenle 12 Nisan'da bir tavan prim uygulamasına geçtik."

"Tavan fiyat uygulamasını isteyerek yapmadık"

Mehmet Şimşek, bu düzenlemenin her araç türü ve sürücülerin zarar geçmişlerini dikkate aldığını vurgulayarak, "Dolayısıyla Ramazan Bey'in (TSB Başkanı Ramazan Ülger) 'iyi sürücü-kötü sürücü ayrımı yapılmıyor' argümanı çok doğru bir argüman değil. Çünkü öyle bir algı da oluşmasını istemem. Çok iyi sürücülere yüzde 45'e kadar indirim yapıyorsunuz. Ama çok kötü sürücülere yüzde 150'ye kadar zamlı prim uygulaması var. 'İyi sürücü-kötü sürücü yapılmıyor' şeklindeki argüman doğru değil." ifadelerini kullandı.

Bu uygulamayı hiçbir zaman isteyerek yapmadıklarını belirten Şimşek, "Gönül ister ki her sektör kendi fiyatlamasını doğru yapsın. Ama bu bir zorunlu trafik sigortası. Vatandaşın kendi tercihi yok. İkinci olarak da 2015-2016 dönemindeki artışların ana sebeplerini irdeledik ve köklü çözümler geliştirdik." dedi. 

"DASK'ta 7,8 milyon sigortalı var"

DASK'ta zorunlu deprem sigortası modelinin oturtulduğunu dile getiren Şimşek, "Burada 7,8 milyon sigortalı var. Sigortalılık oranı yüzde 44'e çıkmış. Aslında zorunlu olan bir şeyin normalde daha yüksek oranlara ulaşması lazım. Burada da çaba gerekiyor." diye konuştu.

Şimşek, daha önce deprem yaşanan bölgelerde sigortalılık oranının yüksek olduğunu, İstanbul'da bu oranının yüzde 54 düzeyinde gerçekleştiğini söyledi.

Toplam hasar ödeme kapasitesi an itibarıyla 16 milyar TL'ye ulaştığını, bugüne kadar 175 milyon TL'lik bir hasar ödendiğini dile getiren Şimşek, "Ama biz bunun farkındayız. Bu konuda da hakikaten ilave çabaya gerek var." ifadesini kullandı.

"Yeni sistem Türkiye'nin önünü açar"

Şimşek, küresel kriz sonrası dönemde 2010-2016 yılları arasında tüm bu sıkıntılara rağmen Türkiye'nin ortalama yüzde 6,7 büyüdüğünü vurguladı.

Ak Parti hükümetleri döneminde büyüme oranının ortalama yüzde 5,7 olduğunu aktaran Şimşek, 1923-2002 dönemindeki ortalama büyümenin yüzde 4,5 civarı olduğunu bildirdi.

"Türkiye zor bir dönemi atlattı ama en kötüsü geride kaldı." diyen Şimşek, çok önemli bir yapısal reformun hayata geçirildiğini vurguladı.

Şimşek, "Yönetimde istikrarın, temsilde adaletin olacağı yeni sistem Türkiye'nin önünü açar. İşin özü itibarıyla Türkiye'nin önü açık. Türkiye ne zaman yönetimde istikrarı sağlasa reform yapma kabiliyeti yükseliyor. Reformlarla birlikte, istikrarla birlikte başarıyı elde ediyor." dedi.

Geçen yıl yaşanan hain darbe girişiminin başka bir ülkede olması durumunda o ülkenin belini doğrultamayacağını dile getiren Şimşek, Türkiye ile ilgili yapılan yorumların doğru olmadığını, gerçekliğin çok farklı olduğunu söyledi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER