Temiz enerji!
KonyaTürkiye Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödüllendirme Programı (GEBİP) ve Bilimsel Telif ve Çeviri Eser Ödülleri Programı (TEÇEP) kapsamında Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoteknoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. İmren Hatay Patır kimya alanında hidrojenin güneş ışığı gibi doğal enerjiler kullanılarak sudan üretilmesini amaçladığı projesi ödül aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı törende Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar’ın elinden ödülünü alan Patır ile projesi ve çalışmaları hakkında konuştuk
Selçuk Üniversitesi’nin tarihinde ilk kez bir akademisyen-bilim adamı TÜBA ödülüne layık görüldü. Belki Konya açısından da ilk Ödül alan genç bilim insanı sizsiniz. Ödüle layık görülen projenizin getirdiği bilimsel yenilikler ve bu yeniliklerin milli ekonomi katkıları nasıl olacaktır?
Bu ödül kapsamında gerçekleştirilecek araştırma projemiz yenilenebilir enerji kaynaklarından hidrojen üretimini amaçlamaktadır.
Enerji, insanlığın varoluşundan beri toplumların gelişmesi, sanayileşme ve üretim gereksinimlerini karşılamada ihtiyaç duyduğu en önemli olgudur. Ülkelerin ve toplumların küresel anlamda rekabet sağlamalarında ve rekabetçi piyasa koşullarında varlıklarını sürdürebilmeleri için enerji oldukça önemlidir. Dünyadaki enerji gereksiniminin % 80’i fosil yakıtlardan (doğal gaz, petrol, kömür) karşılanmaktadır. Ancak fosil yakıtların kullanımının neden olduğu çevre kirliliği sorunları, özellikle petrol ve doğal gazın bilinen rezervlerinin giderek azalması ile yeni ve temiz enerji kaynaklarının araştırılmasına yol açmıştır. Güneş enerjisi, biyokütle ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynakları bol ve temiz olmalarına karşın her alanda son kullanım için uygun değildir. Bu nedenle bir ara “enerji taşıyıcıya” gereksinim vardır ve hidrojen ara taşıyıcı olarak yenilenebilir enerji kaynakları arasında oldukça önemli bir yere sahiptir.
Projemizde hidrojenin güneş ışığı gibi doğal enerjiler kullanılarak sudan üretilmesini amaçlanmaktayız. Bu reaksiyonun kendiliğinden gerçekleşmesi oldukça güç olduğundan bu reaksiyonu katalizleyebilecek, ucuz ve verimli hidrojen elde edilmesini sağlayabilecek katalizörlerin geliştirilmesi de hedeflenmektedir. Bunun yanında önerilen projede Vizyon 2023 Enerji ve Çevre Teknolojileri stratejisinde de belirtilen Hidrojen teknolojileri ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, çevreye duyarlı ve verimli yakıt ve yakma alanlarında çalışmalara katkıda bulunulması planlanmıştır. Bu çalışmalarla ülkemizin sahip olduğu yüksek yenilenebilir enerji yetkinliğinin özgün bilgi ve teknolojilerle daha iyi değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Projeyi kaç yıl içinde tamamlayacaksınız? Devamı olacak mı?
Proje 3 yıl sürecek. Devamında ise proje kapsamında elde ettiğimiz proje çıktılarına bağlı olarak yeni, özellikle ülkemizin ihtiyacı ve ivme kazanılması gerekli öncelikli alanlardan birisi olan enerji alanında yeni projeler geliştirme, Ufuk2020 alanında proje çağrılarına katılmayı ve proje sunmayı hedeflemekteyiz.
Ödül almak size ve yakınlarınıza neler hissettirdi? O anki duygularınızı bize aktarabilir misiniz?
Böyle bir ödüle layık görülmek gerçekten çok onur verici, çok mutlu oldum elbette. TÜBA tarafından çalışmalarımızın ödüle layık görülmesi benim için büyük bir gurur kaynağı oldu. Çalışmalarımda ve akademik kariyerimde beni her zaman destekleyerek fikirlerimi projeye dönüştürmemi ve beni her zaman cesaretlendiren değerli danışmanım Prof. Dr. Mustafa Ersöz hocamın katkısı çok büyüktür. Bu nedenle hocam Prof. Dr. Mustafa Ersöz, eşim Halit Patır ve beni bu günlere getiren anne ve babamı çok mutlu eden bu ödül onların mutluluğu ile beni daha da çok mutlu etti.
Genel olarak Türkiye’deki AR-GE çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz. Ülkemizin bilimsel gelişmişlik düzeyini artırmaya dönük başka neler yapılabilir?
Genel olarak Ar-Ge çalışmaları bir ülkenin bilgi birikiminin sürekli geliştirilmesi, kaynakları etkin şekilde kullanılması ile yeni teknolojilerin geliştirilerek ülkenin rekabet seviyesinin artırılması hedeflemektedir.
Günümüzde Ar-Ge çalışmaları etkin ve rekabetçi seviyede devam etmekte ve ülkeler her alanda daha rekabetçi olabilmek için Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’dan Ar-Ge faaliyetlerine ayrılan payı arttırma çabası içindedirler. Son 10 yılda Ülkemizin Ar-Ge harcamalarına bakıldığında, ortalama GSYH’den ayrılan pay sürekli artmakta ve bugün %1’in üzerine çıkmış bulunmaktadır. Bu kapsamda 2023’te Ar-Ge harcamalarının milli gelir içindeki pay % 3 olarak hedeflenmiştir. Vurgulamak isterim ki, Ar-Ge faaliyetlerine ayrılan payın yüksekliğinin yanında, özellikle Ar-Ge faaliyetlerin çıktılarının ve etkinliğinin iyi izlenmesi ve ürüne dönüşmesi önemli bir konudur.
Son yıllarda sıklıkla dile getirilen ve şu an ülke olarak orta gelir tuzağından çıkabilmemiz için yapılması gereken en önemli hareket, bugün 1,6 dolar olan ihracat kilogram fiyatının üst seviyelerine çıkarılması için katma değeri yüksek ürün üretimini hedefleyen Ar-Ge faaliyetlerine yoğunlaşılması ve altını çizerek belirtmek isterim ki özellikle üniversitelerde performans sisteminin getirilmesi ve Ar-Ge projelerinin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Ülkemizi tarihte olduğu gibi geniş coğrafyaların nitelikli beyinleri için bir cazibe merkezine dönüştürmek ve nitelikli insan gücü için üniversitelerde düzenlemeler gerekmektedir. Vizyon 2023 hedefleri doğrultusunda, dünyanın en güçlü 10 ülkesi arasında yerimizi almamız için Ar-Ge çalışmalarına önem verilmesi büyük önem taşımaktadır.
Daha önceki çalışmalarınız ve bilimsel projelerinizden kısaca da olsa bahsedebilir misiniz?
2005 yılında Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümünde Araştırma Görevlisi oldum. 2006 yılında Yüksek Lisansı tamamladıktan sonra Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya anabilim dalında Doktora programına başladım. Doktora çalışmalarım sırasında, Doktora Danışmanım Prof. Dr Mustafa Ersöz’ ün yürütücülüğünü yaptığı, TÜBİTAK 2212 Yurt İçi-Yurt Dışı Bütünleştirilmiş Doktora (JointPhD program) Sıvı/sıvı arayüzeyler “liquid/liquidinterfaces”) Burs programı kapsamında Doktoramı İsviçre/Lozan da bulunan Laboratoired'ElectrochimiePhysique et Analytique Ecole Polytechnique Fédérale de Lausanne (EPFL) Enstitüsü ve Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya anabilim dalında, Prof. Dr. Mustafa Ersöz ve Prof. Hubert Girault’ın danışmanlığında 2010 yılında tamamladım. Doktora çalışmamı tamamladıktan sonra EPFL enstitüsü tarafından davetli olarak bir yıl doktora sonrası araştırmacı olarak İsviçre/Lozan’da çalışmalarda bulundum. Doktoram sırasında ve doktora sonrası araştırmacı olarak çalıştığım süre içerisinde yaptığım çalışmaları Kimya alanının en itibarlı dergileri olan “AngewandteChemie International Edition”, “Journal of the American Chemical Society” ve “Energy and Environmental Science” gibi yüksek etki faktörlü dergilerde çok sayıda makaleler yayımlama fırsatı buldum ve halen bu dergilerde çalışmalarım yayımlanmaktadır. 2012 yılında dünyada oldukça önemli bir yere sahip ve geleceğin enerjisi olarak adlandırılan “Hidrojen Üretimi” konusunda Uluslararası COST-TÜBİTAK projesi yürüttüm ve bu projeden çok sayıda makale çalışmaları ve tezleri başarı ile sonuçlandırdım. Ayrıca bu COST aksiyonu kapsamında aksiyon yönetim komitesi (Action Management Committee-MC) üyesi olarak Türkiye’yi temsil etme fırsatı buldum. 2013 yılında Üniversitelerarası Kurul’dan Kimya Doçentlik ünvanını aldım. Başta TÜBİTAK-1003 projesi yürütücülüğü olmak üzere TÜBİTAK-1001 projesi, FP7 Avrupa Birliği Projesi, COST-TÜBİTAK projesi, Selçuk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri, SANTEZ ve DPT gibi pek çok projede Yürütücü/Yardımcı Araştırmacı olarak görev aldım ve almaya devam etmekteyim. (Murat GÜZEL)
İlginizi Çekebilir