© Konya Postası 2021

TES-İŞ’li işçiler: Zordayız geçinemiyoruz

TES-İŞ Konya Şube Başkanı Gökhan Yalçın, Yönetim Kurulu üyeleri ile sendika üyesi işçiler ”Zordayız! Geçinemiyoruz” sloganıyla DSİ 4. Makine İkbal Şube Müdürlüğü önünde ilk önce basın açıklaması ardından ise 1 saatlik oturma eylemi gerçekleştirdiler

TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu’nun 06 Ağustos 2024 tarihinde aldığı kararlar doğrultusunda dün ülke genelinde 81 il de “Zordayız. Geçinemiyoruz “ Kitlesel basın açıklaması ve 1 saatlik oturma eylemi gerçekleştirildi. Konya da ise TES-İş Konya Şubesine üye işçiler Ankara yolu üzerinde bulunan DSİ. 4. Makine ikbal Şube Müdürlüğü önünde mesai başlangıcı öncesi bir araya gelerek kitlesel  basın açıklaması ve ardındah 1 saat süreli oturma eylemi yaptılar.

TES-İŞ Konya Şube Başkanı Gökhan Yalçın, yapılan basın açıklamasında şu sözlere yer verdi. Hayat pahalılığı, Yüksek Enflasyon, Adaletsiz vergi sistemi, İşsizlik, Kayıt dışı istihdam, Güvencesiz çalıştırma gibi sorunların altında ezilmeyeceğiz,  Bozulan ekonomin bedelini biz ödemeyeceğiz,, Örgütlenmenin önündeki engelleri tek tek aşacağız.Bugün yine bir aradayız. Türk işçisinin sıkıntıları artarak devam ediyor.  Hayat pahalılığı, Satın alma gücümüzdeki gerileme, Adaletsiz vergi sistemi, Kamu işyerlerinde ücret dengesizliği, İşsizlik, Güvencesiz çalıştırma ve Kayıt dışı ve mülteci istihdamı gibi sorunlar,Başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bir bölümünün yaşama şartlarını ağırlaştırmaktadır. Yani mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir. Yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek için bugün 81 ilde kitlesel basın açıklaması ve f saatlik oturma eylemi yapıyoruz. Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık. Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz.

Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi.Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış... İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti aıtıyor. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Buradan tekrar söylüyoruz: Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir.  Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı.Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir.Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır.İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır.İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV'si, ÖTV'si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15'de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir.Ücretlerde ortaya çıkan farklılık, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek noktaya gelmiştir. Bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır.

Sosyal güvenlik sistemimizde birçok sorun çözüm beklemektedir. Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır.Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir. Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir.

Geçimini emeği ile sağlayan işçilerin emeklilik döneminde önemli bir güvencesi alacağı kıdem tazminatıdır.TÜRK-İŞ olarak verdiğimiz mücadeleyle bu güne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık. Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi.

Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün arttırdı Bu mağduriyetin oıtadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir.

TÜRK-İŞ; sadece işçinin değil, emeklinin, çiftçinin, esnafın yani dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin insana yakışır şartlarda yaşaması için mücadele etmektedir.Türkiye ucuz işgücü ülkesi olmayacaktır. Rekabet düşük işçi maliyet sağlanmamalıdır. Zorlu çalışma şartlarını biz yaşıyoruz. Geçim sıkıntısını biz çekiyoruz. Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz. Yaşasın TÜRK-İŞ,Yaşasın Ekmek, Barış ve Özgürlük Mücadelemiz..diyerek sözlerini tamamladı.. Basın açıklamasının tamamlanmasının ardında TES-İş’li işçiler alınan karar doğrultusunda 1 saat süren oturma eylemini gerçekleştirdiler. Oturma eyleminden sonra işçiler mesai yerlerine giderek günlük çalışmalarına devam ettiler. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER