Tüm Yönleriyle kanser
KonyaKanser ve akciğer kanserinin tedavi edilebilmesi için erken teşhis önemli bir rol oynuyor. Akciğer kanserinin erkeklerde görülen en sık hastalık olduğu belirtilirken, her 5 kanserden bir tanesinin de akciğer kanseri olduğu dikkati çekiyor
Türkiye’de akciğer kanserinin erkeklerde en sık görülen hastalık olduğu konusu tartışılırken her 5 kanserden bir tanesinin de akciğer kanseri olduğu ortaya çıktı. Kanser ve akciğer kanseri ile ilgili konuşan Türk Toraks Derneği İç Anadolu Şubesi Başkanı Dr. Tamer Altınok, akciğer kanserinin maliyetlerinden, elektronik sigaraya kadar birçok konuda Konya Postası’na açıklamalarda bulundu.
‘AKCİĞER KANSERİ ERKEKLERDE EN SIK GÖRÜLEN HASTALIK’
Kanserin bazı etkilerle değişime uğramış hücrelerin bulunduğu organda kontrolsüz olarak çoğalması sonucu oluşan kötü huylu tümörlere bağlı gelişen hastalık olduğuna dikkati çeken Başkan Tamer Altınok, akciğer kanserinin tüm dünyada en sık görülen ve kansere bağlı ölüm nedenleri içinde ilk sırada yer aldığını söyledi. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarına değinen Altınok, “Dünya Sağlık Örgütü akciğer kanserinin 2012 yılında toplam 1,8 milyon yeni olgu ile tüm kanserlerin yüzde 12,9’unu meydana getirdiğini açıkladı. Türkiye’de Şubat 2016’da İmmüno-Onkoloji Derneği, Türk Akciğer Kanseri Derneği, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği ve Türk Toraks Derneği’nin ortaklaşa yayınladığı “Akciğer Kanseri Yol Haritası” raporunda da akciğer kanserinin dünya ve ülkemizdeki durumu ve erken tanı ve tedavi için öneriler sunulmuştur. Akciğer kanseri Sağlık Bakanlığı’nın 2012 yılı verilerine göre erkeklerde en sık; kadınlarda ise 5. sıklıkta görülen kanser türü ve her yıl yaklaşık 30 bin yeni vakanın teşhis edildiği tahmin edilmektedir” dedi.
‘HER 5 KANSERDEN 1 TANESİ AKCİĞER KANSERİ’
Akciğer kanseri sadece yaygın olarak değil, ölümcül olması nedeniyle de oldukça önemli halk sağlığı sorunu olduğunu kaydeden Altınok, tüm dünyada her 5 kansere bağlı ölümün 1’inden akciğer kanserinin sorumlu olduğunu söyledi. Türkiye’nin Akciğer Kanseri Haritası’na değinen Altınok, “Türk Toraks Derneği’nin 2009 yılında gerçekleştirdiği “Türkiye’nin akciğer kanseri haritası” projesinde her yıl Türkiye’de 29 bin 314 yeni akciğer kanseri olgusu ortaya çıktığı hesaplanmıştır. Görülme hızı hem erkeklerde hem de kadınlarda yaş ilerledikçe artmaktadır. Bu çalışma sonuçlarına göre Türkiye’de akciğer kanserine yakalanan hastaların yaş ortalaması 60 olup, yüzde 90,4’ü erkektir” diye konuştu.
‘AKCİĞER KANSERİ EN SIK ÖLÜM NEDENİ’
Akciğer kanseri sıklılığının batı illerinde daha yüksek olduğunu kaydeden Altınok, “Ne yazık ki hastaların yarıya yakınında tanı konduğu anda uzak organlara yayılmış, %37’si akciğerde olmasına karşın büyük boyutlarda veya büyük damar ve kalbi tutmuş durumda olduğu tespit edilmekte, sadece yüzde 16’sı operasyona uygun evrede yakalanmaktadır. Akciğer kanseri sıklığı batı bölgelerimizde diğer bölgelere göre daha yüksek olarak tespit edilmiştir” şeklinde konuştu. Türkiye’de akciğer kanserine bağlı ölüm verileri değerlendirildiğinde, kanser, kalp-damar hastalıklarının ardından en sık ikinci ölüm nedeni olduğunu söyleyen Altınok, kanserlerin içinde en sık ölüm nedeninin akciğer kanseri olduğu ifade etti.
AMELİYAT İÇİN ERKEN TANI ŞART
Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kanser ve akciğer kanseri ile ilgili verileri paylaşan Altınok, 2004-2016 yılları arasında 17 bin 600 kanser vakasının olduğunu, bu sayıdan bin 800 tanesinin akciğer kanseri vakası olduğunu ve yaklaşık yüzde 10’luk kısmının ameliyat edilebildiğini ifade etti. Kanser ve akciğer kanseri konusunda vatandaşlara çağrıda bulunan Altınok, erken tanı ve teşhisin çok önemli olduğunu, bu konuya çok dikkat edilmesi gerektiğini kaydederek, ameliyat yapılması konusunda erken teşhis ve tanının belirleyici olduğunu söyledi.
HER ÇEŞİT SİGARA AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLUR
Sigara ve diğer tütün ürünlerinin akciğer kanserinin en önemli nedenlerinden birisi olduğunu belirten Altınok, Akciğer kanserli hastaların yüzde 10’dan azının hiç sigara içmediğini aktardı. Akciğer kanserinin gelişme riskinin sigaraya çok bağlı olduğunu dile getiren Altınok, “Sigara içme süresi, başlama yaşı, içilen sigara tipi ve günlük tüketilen sigara sayısı etkilemektedir. Sigara içme süresi ve miktarı arttıkça risk katlanarak artmaktadır. Sigarayı bırakmak hiçbir zaman riski tamamen ortadan kaldırmamakla birlikte, riskin giderek azalmasını sağlamaktadır. Filtreli ya da light sigaraları içenlerde kanser riski azalmamaktadır” şeklinde konuştu. Light sigara içerken dumanın daha sık ve daha derine çekildiğini ve akciğerin derin kısımlarının kanserojen maddelerle daha fazla temasına neden olduğunu aktaran Altınok, bu durumun yine kanser riskini arttırdığını belirtti.
SİGARADA 4 BİNDEN FAZLA KİMYASAL VE PARTİKÜL VAR
Sigaradaki tütünle birlikte kâğıdın da yandığını söyleyen Altınok, bu ürünlerinde akciğere alındığını söyledi. Sigara dumanında 4 binden fazla kimyasal ve partikülün mevcut olduğunu aktaran Altınok, bu maddeleri şöyle sıraladı: “50- 60 kadarı karsinojen olup en önemlileri polisiklik aromatik hidrokarbonlar; nitrozaminler; radon, bizmut, polonyum, kadmiyum gibi radyoaktif maddeler ile krom, arsenik, cıva, kurşun, nikel gibi ağır metallerdir.”
ELEKTRONİK SİGARADA KANSEROJEN MADDELER VAR
Küresel Yetişkin Tütün Araştırması sonuçlarına göre, tütün kullanımında Türkiye’de 2008-2012 yıllarında anlamlı bir azalma olduğunu ifade eden Altınok, 2008 yılında yüzde 31,2 ve 2012 yılında yüzde 27,1 oranında azalma olduğunu kaydetti. Azalmadan ziyade bu konuda sürdürülebilirliğin daha fazla olması gerektiğine dikkati çeken Altınok, “Elektronik sigaranın, sigaradan kurtulmada etkili olamayacağı ve kanserojen maddeler içerdiği bilinmelidir. Sigara dumanından pasif etkilenin, yani sigara içmeyen ancak sigara içenle aynı ortamı paylaşanlarda, akciğer kanseri riski erkeklerde yüzde 37, kadınlarda yüzde 22 artış̧ göstermektedir. Radon gazı, akciğer kanser riskini yüzde 8-11 oranlarında artırmaktadır” ifadelerini kullandı. Ev içi radon kaynağının önemli bir kısmının binanın temelindeki toprak ve kayalar olduğunu dile getiren Altınok, Asbeste mazur kalma akciğer kanser riskini 1,5 ila 5,4 kat artırdığını söyledi. Türkiye’de asbest temasının çoğunlukla kırsal alanda gerçekleştiği bilgisini veren Altınok, taşocağı veya yeraltında çalışanlarının maruz kaldığı silika, zararlılara karşı kullanılan ilaçlar, ağır metallerin de kanserojen maddeler olduğunu açıkladı.
TÜRKİYE’DE TARAMA PROGRAMLARINDA AKCİĞER KANSERİ YOK
Ailesinde akciğer kanseri veya genç̧ yaşta akciğer kanseri gelişme öyküsü̈ olan kişilerde akciğer kanserinin gelişme riskinde 2 kat artış̧ olduğunu ifade eden Altınok, “Birinci derece yakınlarında akciğer kanseri bulunan hiç̧ sigara içmemiş̧ kişilerde, akciğer kanseri gelişme riski 2,7 kat fazladır. En gelişmiş̧ tedavi yöntemlerine rağmen, hastaların yüzde 86’sı beş̧ yıl içinde kaybedilmektedir. Erken evrede tespit edilenlerin beş̧ yıl sağ̆ kalım olasılığı ise yüzde 70’ler civarındadır. Geç̧ dönemde saptananlarda bu olasılık oldukça düşüktür. Bu nedenle, akciğer kanserinin, henüz şikâyete sebep olmadığı, kişinin doktora başvurma ihtiyacı duymadığı “çok erken” dönem de yakalanabilmesi için tarama programları oluşturulmaya çalışılmaktadır. Ancak Türkiye’de tarama programları içinde akciğer kanseri yer almamakta ve bu konuda risk grubunun belirlenmesi ve maliyet-etkililik çalışmalarının yapılmasına ihtiyaç̧ duyulmaktadır” dedi. Akciğer kanseri konusunda sağlıklı kişi tanımlamasına dikkati çeken Altınok, “Akciğer kanseri için yüksek risk taşıyan kişiler en az 30 yıldır günde bir paket sigara içen ya da içmiş̧, ancak 15 yıldan az süredir bırakmış̧ 55-74 yaş arası sağlıklı kişiler olarak tanımlanmıştır” diye konuştu.
AKCİĞER KANSERLİ HASTALAR İLERİ EVREDE TESPİT EDİLİYOR
Türkiye’de akciğer kanserli hastalar ileri evrede tespit edildiğini aktaran Altınok, bu konuda vatandaşların daha duyarlı olması gerektiğinin altını çizdi. Akciğer kanseri tedavisinin ana yönteminin cerrahi müdahale olduğunu ifade eden Altınok, “Ülkemizde akciğer kanserli hastaların çoğunun ileri evrede tespit edilmesinin nedenleri arasında, hastanın şikâyetlerini önemsememesi, tanıda gecikme ve tedavide gecikme sayılabilir. Akciğer kanserinin tedavisi erken evrelerde ana tedavi yöntemi cerrahidir. Daha ileri evrelerde ana tedavi yöntemleri ilaç veya ışın tedavisidir. Bu tedaviler, kanserin türüne ve evresine, hastanın durumuna bağlı olarak, ardışık veya birlikte uygulanabilir. Bunların yanında destek tedavisi uygulanır. Ayrıca yeni tedavi stratejileri ile özel moleküler değişikliklerle veya biyobelirteçlerle kişiye özel tedavi yaklaşım olanakları sağlanmaktadır” ifadelerini kullandı.
AKCİĞER KANSERİNİN MALİYETİ
Türkiye’de Akciğer Kanserinin maliyeti hakkında bilgiler veren Altınok, “Türkiye’de Akciğer Kanserinin maliyetinin ise hasta başına ortalama 5 bin 480 ila 4 bin 88 Dolar olduğu her bir yaşam yılının doğrudan tıbbi maliyetinin ise ortalama 18 bin 58 ila 25 bin 775 Dolar olduğu hesaplanmıştır. Ancak gerek uluslararası düzeyde, gerekse Türkiye’de yapılmış̧ çalışmalarda gösterilmiştir ki, akciğer kanserine yakalanmış̧ hastalar bütün bu masraflı tanı ve tedavi yöntemlerine karşın maalesef ortalama bir yıl yaşayabilmektedirler” diyerek sözlerine son verdi. (Mustafa KARAKAYA)
İlginizi Çekebilir