Üretici ayakta kalmalı

Küçükbaş hayvancılık konusunda Konya’nın çok önemli bir konumda bulunduğunu anlatan Konya İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fettah Öztürk, Konya’da 1 milyon 400 bin hayvanın bulunduğunu söyledi. hayvancılığın meslek haline getirilmesinin önemine dikkati çeken Öztürk, Avrupa’nın bu konuda örnek alınabileceğini ifade etti. Hayvan ithalatı yerine yerli üreticinin desteklenmesinin ülke adına daha olumlu ve doğru karar olduğunu belirten Başkan Öztürk, destek verilmesine rağmen yerli çoban bulunamadığını söyledi.

KONYA’DA 1 MİLYON 400 BİN HAYVAN VAR

Konya’nın koyunculuk ve tarımla özdeşleştiğini ifade eden Konya İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fettah Öztürk, Konya’nın ana temasının bu sektörler olduğunu söyledi. Büyükbaş hayvan sektörünün beş yıldız şartlarında olmasının Konya’nın göz bebeği olan küçükbaş hayvancılığı köşeye sıkıştırdığını anlatan Öztürk,  “Konya’daki hiçbir hakiki üretici koyunu sevmese, bu sevda olmasa koyunculuk yapılmaz“ dedi. Koyunculuğun zahmet ve eziyetine küçükbaş hayvan sevgisi olmasa katlanılmayacağını kaydeden Başkan Öztürk,  “Biz koyunculuğu sevgiden ve sevdadan dolayı yapıyoruz. Yanlış anlaşılması, yanlış bilgilendirilmesi ve yanlış yönlendirilmesinden dolayı kimi zaman fiyat artışlarında bizim etkili olduğumuz söyleniyor. Üretici olarak fiyat kendiliğinden oluşuyor ama bir kesim bunu hep oynuyor” diye konuştu. Türkiye’deki en fazla hayvan sayısının Konya’da olduğu bilgisini veren Fettah Öztürk, Konya’da şuanda 1 milyon 400 bin hayvanın bulunduğunu söyledi. Konya’nın en yakın rakibine bile fark attığını dile getirdi. Konya dağlarında besicilik ve yörük kültürünün bulunduğunu ifade eden Öztürk, “Yörük, keçi olmasa o dağda tutma durmaz. Zamanında o yörüğü de ağlattık. Niye? Orman Kanunu diye bişey çıkarttık. Sonradan sağ olsun AK Parti hükümeti bunu düzeltti ama yörükler o zaman çok zarar gördü. Bölgemizde keçi varlığımız yüzde 15 koyun varlığımız ise yüzde 85. Türkiye’de ilçe bazında en fazla hayvan Karapınar’da. Sürü bazında en büyük ilçe ise Karatay’dır.  Karatay’da da Karakaya-Yarma bölgesinde büyük sürüler var. Konya’da bizim 14 bin üyemize hayvanı böldüğümüz zaman 9 bini aktif 165 sürümüz var. İlçe bazında en fazla hayvan Karapınar’da, ikinci sırada Karatay var” ifadelerini kullandı. Fettah Öztürk, küçükbaş hayvanların yüzde 98’inin kayıt alına alınmış olduğunu ve kayıt altına alınmayan hayvanların da sevk edilmesinin yasak olduğunu belirtti.

İTHALAT YERİNE ÜRETİCİ DESTEKLENMELİ

Geçtiğimiz aylarda yapılan hayvan ithalatına değinen Öztürk, ihtiyaç olmamasına karşın hayvan ithalatı yapıldığını dile getirdi. Hayvan ithalatından dolayı üreticilerin yüzde 30 oranında elinde hayvan kaldığını dile getiren Fettah Öztürk, üreticilerin sıkıntıda olduğunu söyledi. Yurt dışından hayvan girmesinin önüne geçilmesi gerektiğine vurgu yapan Öztürk, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ayağını gazdan çekmesi gerektiğine işaret ederek, “Üreticiyi kollamaz ayakta koymazsak üretici gidince çardağını kapatınca kimse köye dönmez. Üreticiyi küstürürsek durmaz. Üreticimiz şaşkın. 1 yıldır hayvanlarımız para etmişti. Kurbandan sonra herkes koyun almaya kalktı ve işletme büyütecekti fakat şu saatten sonra bunun zor olduğunu düşünüyorum. Üretici önünü göremiyor. İthalat nereye kadar? Üreticimizi desteklemeyiz” ifadelerini kullandı. Konya’da küçükbaş hayvancılık sütüne ilişkin sıkıntının bulunmadığına vurgu yapan Öztürk, Konya’da koyun sütüne bağlı sektörün bulunmadığını ve küçükbaş hayvancılık sütünün halk arasında dağıldığını kaydetti.

YERLİ ÇOBAN YÜZDE 1 BİLE DEĞİL

Hayvancılıkta çoban sıkıntısı olduğuna vurgu yapan Başkan Fettah Öztürk, devletin sürü yöneticisi diyerek çobanlığa destek vermesine rağmen çözüm bulunmadığını söyledi. Yerli çoban bulma şansının olmadığını dile getiren Öztürk, “Yerli çoban şuanda yüzde 1 bile değil. Afgan, Özbek ve Türkmen çobanlar çalıştırıyoruz. Özellikle Afgan kökenli insanlar çobanlıkta kullanılıyor. Türkmen ve Özbekler ise tarlada çalışıyor. Bakanlıkta bu konuda bilgi sahibi. Çözümü için ise yurt dışından gelecek çobanların tescillenmesi gerekiyor. Geçtiğimiz aylarda bunun açıklaması oldu fakat sonucu belli değil. Bu insanlar çalışıyor ama kaçak ve bunun cezası var. konuyu Bakanlığa ilettik, ‘Bu kişiler resmi hale gelsin, Birlik olarak kaç çoban ihtiyacı var bildirelim o kadar kişi gelsin’ diye. Zaten bu kişiler geleceks de aileleriyle birlikte gelmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. Öztürk, yerli çoban çalışmadığına vurgu yaptı.

MAKAS AÇILMAMALI

Üreticinin karşılığını alması gerektiğini dile getiren Öztürk, yem konusunda şunları kaydetti: “Yem her zaman var. Avrupa ile kıyaslama yaparsak bizde yağış sorunu var. Avrupa’da yağış iyi olduğu için masrafsız yem yetişiyor. Burada 12 ay yem verilen bölgede kuzunun kilogramı 11 TL. Yem fiyatı 25 TL. Yem fiyatlarına da bakılmalı. Geçmiş yıllarda yemde faturalar alınır, bankaya gidilir ve yüzde 25’ini devlet öderdi ama sonrasında bu sulandı. Biz üreticinin ayakta kalmasını istiyoruz. Eğer çile çekiyorsak bedelini almamız gerekiyor. Bu anlamda makas açılmamalı” dedi. Üreticinin et konusunda fiyatları yüzde 25 geriye çektiğini ve kasap reyonlarının da çekilmesi gerektiğini ifade eden Öztürk, vatandaşın ucuz et yemesi gerektiğini söyledi. Öztürk, “Devlet çiftçiye desteğini veriyor ancak bizim bu işi meslek haline getirmemiz gerekiyor. Herkes meslek olduğunu bilecek. Sektör olmalıyız ve gençlerimizde bu işi sevmeli. İş ancak bu şekilde devam eder. Avrupa’da bu işleri bayanlar yapıyor. Bayanlar her işi yapıyor öğle sonrasında sosyal hayatına bakıyor. O işi meslek haline getiriyor. Bizde bu durum böyle değil” ifadelerini kullandı. Lise ve üniversite okuyan öğrencilerinde alanda çalışarak pratik yapması gerektiğine vurgu yapan Başkan Öztürk, öğrencilerin sektörü bilmesinin önemli olduğunu söyledi. Öztürk, Avrupa’da öğrencilerin hem teori hem de pratik anlamında herşeyden haberi olarak çalışma yürüttüğünü anlattı. (Mustafa KARAKAYA)