Vefatının 46. yılında hafızalardaki yerini koruyor
DünyaBosna Hersekli Alim ve Hadis Profesörü Muhammed Tayyib Okiç, vefatının 46'ncı yılında hatırlanmaya devam ediyor
Bosna Hersek'in Graçanitsa kentinde 1 Aralık 1902'de dünyaya gelen Boşnak İslam Alimi Okiç, 9 Mart 1977'de vefat etti.
Vefatının üzerinden 46 yıl geçen Okiç, hafızalardaki yerini koruyor.
Atatürk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakcı ve Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'daki tarihi Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi Özel Derlemeler Koordinatörü Hamza Lavic, Türkiye'de ilahiyat alanında "hocaların hocası" olarak bilinen, merhum Okiç'i AA muhabirine anlattı.
Kavakcı, "Muhammed Tayyib Okiç'in fiilen talebesi olamadım. Okiç, Ankara İlahiyat, Konya Yüksek İslam Enstitüsü, İzmir Yüksek İslam Enstitüsü ve Erzurum İslami Bilimler Fakültesinde hocalık yaptı. Erzurum'da doçentlik yaparken kendisiyle tanıştım." dedi.
Okiç ile ortak bir tanıdıkları aracılığıyla tanıştığını belirten Kavakcı, "Rahmetli Okiç, çok kıymetli, kibar, hoş sohbet, muhterem bir insandı." ifadesini kullandı.
Kavakcı, "Okiç tek başına yaşayan bir insandı. Ankara'da bulunduğu yıllarda kendisini çeşitli vesilelerle ziyaret ettim. İlahiyat fakültelerine sağlam ve iyi yetişmiş kişilerin hocalığını yaptı. İlahiyatta profesörlüğe yükselmiş birçok zat onun talebesidir." diye konuştu.
Okiç'in "mütedeyyin bir insan" olduğunu dile getiren Kavakcı, şunları kaydetti:
"Erzurum'da bir lojmanda kalıyordu. Bir gün, uçakla Ankara'ya gidecekti ancak hava koşulları sebebiyle uçuşu iptal oldu. Okiç hoca, gitmekten vazgeçmedi ve otobüsle gitmeyi tercih etti. Soğuk hava koşullarına aldırış etmeden yola çıktı ancak yolda hastalandı ve Ankara'da vefat etti."
"Okiç, Bosna'ya gömülmek isterdi"
Prof. Dr. Kavakcı, "(Eski Yugoslavya Devlet Başkanı Josip Broz) Tito döneminde Bosna Hersek'ten kaçan Okiç, Bosna'ya gömülmek isterdi. Okiç'in talebelerinin uzun uğraşlarıyla alınan izinler sonrası, kış şartlarına rağmen arabayla Saraybosna'ya götürülüp orada gömüldü." şeklinde konuştu.
Okiç'in vefatından sonra çekmecesinden bir kağıt çıktığını anlatan Kavakcı, kağıtta Ahmet Haşim'e ait bir şiirden şunların yazılı olduğunu söyledi:
"Durgun suya baktım ve dedim: Ah ölebilsem, madem ki yok ağlayacak mevtime kimsem!"
Kavakcı, son olarak Okiç'in zorlu bir yaşam sürdüğünü ve zorlu şartların ardından memleketinde "huzura" kavuştuğunu ifade etti.
Okiç ailesine ait el yazımı eserler katalogda birleştirildi
Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi Özel Derlemeler Koordinatörü Lavic ise Okiç'in, Bosna Hersek'ten çok genç yaşlarda ayrıldığını ve bu nedenle ülkede çok fazla bilinmediğini dile getirdi.
Lavic, "Okiç, en önde gelen Boşnak alimlerden biridir. Hem Batı'da hem de Doğu'da eğitim almış, tüm eğitimlerinin ve çalışmalarının ardından Ankara'ya giderek burada çalışmaya başlamıştır. Biz, Okiç'in Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin kurucularından olduğunu biliyoruz. Kendisi, Türkiye'de Bosna Hersek'e nispeten daha çok bilinen ve çok saygı duyulan bir alimdir." dedi.
Bosna Hersek'te "yüzyıllarca korunan el yazması eserlerin tarih boyunca bölgede yaşanan savaş gibi talihsiz olaydan dolayı kaybolduğunu ya da zarara uğradığını" kaydeden Lavic, "Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi dışında bugün korunan ender koleksiyonlardan biri de Okiç ailesine ait el yazması eserlerdir. Bu eserler, Saraybosna Tarih Arşivi'nde saklanmaktadır." şeklinde bilgi verdi.
Lavic, bölgede Osmanlıca bilen araştırmacı sayısının az olmasından dolayı bu tür eserlerin uzun yıllar araştırmacıların ulaşımına kapalı olduğunu belirtti.
Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi ve Saraybosna Tarih Arşivi işbirliğinde "Arapça, Türkçe, Farsça ve Boşnakça el yazısı eserler kataloğu"nu hazırladığını bildiren Lavic, katalogda başta Muhammed Tayyib Okiç, babası Mehmet Tevfik Okiç ve dedesi Yusuf Okiç'e ait el yazımı eserlerin yer aldığını söyledi.
Lavic, Okiç'in çok kıymetli alimler arasında yer aldığına işaret ederek, kataloğu özellikle Türkiyeli araştırmacılara kaynak olması adına hazırladıklarını anlattı.
Muhammed Tayyib Okiç
Okiç, 1 Aralık 1902'de Bosna Hersek'in Graçanitsa kentinde dünyaya geldi.
Zamanın Bosna Hersek Reis-ul Ulema yardımcısı Mehmet Tevfik Okiç'in oğlu olan Boşnak İslam alimi Okiç, eğitimine 1913'te doğduğu bölgede başladı ve babasının işi dolayısıyla geldiği Saraybosna'da 1916'da ortaokul eğitimini tamamladı.
Okiç, Bosnalı Müslümanların uzun yıllar mücadele ederek Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'ndan din ve vakıf işleri konusunda muhtariyet alması üzerine başladığı Saraybosna İlahiyat Mektebini 1920'de bitirdi.
İlahiyat Mektebi islam hukuku bölümünü 1925'te tamamlayan Okiç, Zagreb'de 1926'da Latin dili ve edebiyatı imtihanlarında başarılı oldu ve bu alanda diploma aldı.
Okiç, Saraybosna'da öğretmenlik yaptığı kısa süreden sonra Fransa'ya gitti ve Paris'te Sorbonne Üniversitesinde edebiyat ve şark dilleri fakültelerinde eğitim aldı.
Arap, Türk ve Fars dili edebiyatı bölümlerinden 1930'da mezun olan Okiç, bir süre Tunus'ta bulundu ve 1945'te Türkiye'ye geldi. Türkiye'nin ilk ilahiyat fakültesi olan Ankara İlahiyatın yanı sıra İstanbul, Erzurum ve Konya ilahiyat fakültelerinin kuruluşunda görev aldı.
Okiç, temel İslami bilimler ile hadis alanında önemli çalışmalara imza atarken, Türkiye'deki ilahiyat fakültelerinde görev almış önemli profesörlerin de yetiştirilmesine katkı sağladı.
Ankara'da 9 Mart 1977'de vefat eden Okiç, tanıdıklarının talebi üzerine Saraybosna'ya getirildi ve Bare Mezarlığı'nda defnedildi.
Okiç'in, "Bazı Hadis Meseleleri Üzerine Tetkikler," "Kur'an-ı Kerim'in Uslub ve Kıraati," "İslamiyet'te Kadın Öğretimi," "Sarı Saltuk Meselesi," "Tefsir ve Hadis Ders Notları" gibi eserleri de yayımlandı.
İlginizi Çekebilir