© Konya Postası 2021

Yarım Elma Tiyatrosu

Konya Postası Yayın Grubu içerisinde yer alan Kum Saati Dergisi Yazarlarından Bayram Aybastı, Almanya başta olmak üzere AB ülkelerinde sahne alan Yarım Elma Tiyatro gurubunu kaleme aldı. Aybastı, Murat İşboğa ile yaptığı röportaj…

TİYATRO YARIM ELMA

 

Murat İŞBOĞA” Tiyatro benim için bir tutku, hayatı anlama ve anlatma biçimi”

 

Türk ve Alman izleyeciler tarafından çok yoğun ilgi gösterilen,Türklerin Almanya'daki uyum sorunları, memleket özlemleri,Alman dostları ile yaşadıkları ilginç diyalogları iki tarafının da penceresinden bakılarak mizahi bir şekilde başarı ile anlatan,iki taraftaki korku ve önyargıları kaldırmaya çalışıp, böylesine hassas bir konuda bile izleyenleri güldürürken düşündüren bir Tiyatro Murat İşboğa yönetimindeki TİYATRO YARIM ELMA…!

YARIM ELMA TİYATROSU…

Yarım Elma Tiyatrosu başta Almanya olmak üzere, Avrupa’nın bir çok ülkesinde 2005 yılından bu yana sahne alıyor.

Türk-Alman Tiyatrosu olarak sahne alan tiyatronu.  ekibinde 15 kişi yer alıyor.

Dördü Almanca üçü Türkçe olmak üzere yedi gösterisini bünyesinde bulunduruan tiyatro,

Avrupa’da Türk toplumunu kültür sanat alanında en güzel sekilde temsil ediyor.

OYUNLARI …

2005 - Babam Adam Olacak

2009 - Stefanie integriert die Öztürks

2012 - Almanya ich liebe dich

2013 - Beklemek

2015 - Öztürks - Traumhochzeit

2018 - Leylayi Sevmek

2022 - Öztürks - Mein KrAMPF

Tiyatro YARIM ELMA’nın kurucusu, oyuncusu,senarist ve yönetmeni Tiyatro  Eğitmeni MURAT İŞBOĞA ile KUM SAATİ DERGİSİ adına bir röportaj gerçekleştirdik.

MURAT İŞBOĞA…

1-) Murat İşboğa kimdir?

1982 yılında Almanya da doğdum.Tiyatro sevdalısı, üç çocuk babası,şiir meraklısı, ayrıca kendisine farklı kültürler arasında köprü olmayı vazife edinmiş birisi olarak adlandırabilirim.

2-) Neden Tiyatro?

Çocukluğumda, henüz özel televiyonlar fazla yaygın değilken,ailece video kasetleri kiralar onlari izlerdik. İlk tiyatroya merakım o zamanlar video kasetlerinden izledigim Zeki-Metin ve Nejat Uygur tiyatrolarından geliyor sanirim.

“Tiyatro benim icin bir tutku ve hayatı anlama ve anlatma biçimi”

3-) Tiyatro yaşantınız nasıl başladı? İzlediğiniz bir oyunun ya da oyuncunun etkisi oldu mu?

Orta okul ve lise zamanlarımda herhangi bir sahne gösterisi olacaksa mutlaka ben de olurdum.

Daha sonralari Türk derneklerinin çatısı altında bazı gösterilerimiz oldu.

Ama ben sadece sahnede olmak değil kendi yazdıklarımı sahnelemek istiyordum.

2005 yılında tamamen amatör bir ruh ve ekiple YARIM ELMA TİYATROSUNU kurdum.

İzlediğim her seyin ve her oyuncunun bunda etkisi var desem yalan olmaz.

Yedi Numara dizisi, Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz’ı öne çıkarabilirim ama.

4-) Yarım Elma nasıl doğdu?

Biraz kızgınlıkla (gülüyor…)

Bir gün bir derneğin organizesinde bir tiyatro gösterisi sahneleyecektik.

Başımızdaki kişi, ki o bir tiyatro hocası degildi,benim anlamlandıramadığım bir şekilde oyuna yaklaşık yarım saat kala bir sahnedeki repliğimi çıkartmıştı.

Şimdi düşününce tabiki o kisinin kendisine göre haklı bir yani vardı .

Ama o olay bende nasıl bir etki bırakmakmışsa , gösteri biter bitmez çevremdeki arkadaşlara;

“bir tiyatro kursam katılırmısınız” diye sormustum. Ben amatör onlar benden de amatör bir ekip kurduk. Önce “Babam Adam Olacak “isimli bir Türkçe oyun yazdım ve yakin çevrelerde sahneledik dört sene boyunca.

2009 yılında ilk Almanca gösterimiz müthiş bir ilgi gördü ve biz kisa süre sonra Avrupa genelinde yılda 30-40 arası gösteri yapar hale geldik.

Daha sonra Tiyatro eğitimi aldım ve YARIM ELMA TİYATROSU profesyonel bir turne tiyatrosu oldu.

 

5-) Tiyatro sizin için ne ifade ediyor?

Yıllar içerisinde tamamen tiyatro ile yatıp kalkar oldum. Hobisini işi haline getirebilen şanslı insanlardan biriyim.

Ömrümün sonuna kadar başka bir işle uğraşmam umarım (gülüyor…)

6-) Kendinizi topluma karşı sorumlu hissediyor musunuz?

Kesinlikle. Eğer insanlar işinize ve dolayısı size saygı gösterip gösterilerinize geliyorlarsa, aileler çocuklarıyla alakalı size danışıyor ve örnek gösteriyorlarsa, kendinizi sorumlu hissetmek zorundasınız.

Gösterilerilerimizdeki bir sahne “belki de bir seyircinin hayatına etki edecek düşüncesiyle,hassasiyetiyle hareket etmeye çalışıyorum her zaman.

7-) Alman ve Türk tiyatro seyircisi için neler söylemek istersiniz?

Almanca gösterilerimiz tamamen buradaki insanların, farklı kültürlerin iç içe geçen hayatlarından ibaret. Ortak çok nokta olsa da Alman ve Türk seyirciler daha farklı seylere gülüyorlar.

Daha farkli şeylere reaksiyon gösteriyorlar.Bunları sahneden görmek hem heyecan verici, hem de eğlenceli bizim için .

8-) Almanya’da Tiyatrocu olmanın artı eksi yönleri nelerdir?

İşimi henüz Türkiye de yapma şansım olmadığı için bir kıyas yapmam zor.

Genel olarak işinizi iyi yapıyorsanız, okullar, belediyeler, dernekler, ve farklı tiyatrolarla birlikte çalışmanız mümkün.

Bunlar güzel tarafları işimizin.

Zaman zaman geleneklerine bağlı kalmaya çalışan bir Türk olarak bazi insanlarla görüştüğümüzde meseleye 1-0 yenik başlıyorsunuz.

Bu da meslegin zor tarafi benim için .

9-)İnsanları ne kadar eğlendiriyorsunuz ne kadar düşündürüyorsunuz?

İşin eğlence tarafı hiç bir zaman az kalmamalı. Dolayısı ile bunu önemsiyorum .

Yaklaşık iki saatlik bir gösterinin içine toplumsal/insani değerler ile alakali bazi mesajlar serpiştiriyorum.

Ama sonuçta seyircinin ne kadar eğlendiği ya da düşündüğü seyircinin kendisiyle alakalı.

10-) Pandemi nedeniyle sahneler kapandı ve etkinlikler durdu. Bu durum sizi nasıl etkiledi?

Pandemi döneminde biz de diğer tiyatrolar gibi ara vermek zorunda kaldık.

Maddi açıdan etkilenmemizin yanında manevi olarak, duygu dünyamda olumsuzluklar meydana getirdi.

Bir süre sonra kendinizi önemsiz hissetmeye basliyorsunuz.

Fakat diger insanların neler çektiğini, hastalıklarla nasıl mücadele ettiklerini, ve maalesef çevremizde insanların hayatını kaybettiğini görünce, bizim bu durumdan şikayet etmemiz ŞIMARIKLIK olur.

11-) Sizce tiyatro seyircisiz oynanabilen ve kameralar aracılığıyla izlenebilen bir sanat olabilir mi kısaca HOME OFİS Tiyatro mümkünmü?

Tiyatro canlı canlı seyircisiyle güzel.

Seyirci yoksa salonda, en önemli faktörden, anlık reaksiyonlardan mahrum kaliyorsunuz.

Bana göre değil ( gülüyor…)

12-) Türkiye’de sahne aldınızmı almak istermisiniz?

Maalesef henüz nasip olmadı. Ama cok istiyorum.

13-) Birçok tiyatrocu Sinema ve dizilerde oynuyor? Sizin bir sinema projeniz varmı?

Ölmeden önce en çok yapmak istediğim şeylerden biri sinema filmi çekmek.

Tabiki film çekmek cok farklı faktörler barındırıyor içinde.

Sıfırdan başlayıp tiyatromuzla çok başarılı olduk. Sinema da neden olmasin? Nasip (gülüyor…)

14-) Almanya’da halkın tiyatroya olan tutumunu ve ilgisini nasıl buluyorsunuz?

Pandemi öncesi ve sonrası arasında fark olacakmı?

Halkı Almanlar ve Türkler artı diğer milletlerden insanlar olmak üzere ikiye ayırmak gerekiyor.

Almanlar ve özellikle orta yaşın üstü kültürel aktivitelere daha fazla ilgi gösteriyorlar.

Bu bir gerçek.

Bizim vatandaşlarımız televizyondan tanımıyorsa gösteri yapacak olan ekibi biraz daha ön yargıyla yaklaşıyor.

Ama 10 yıl öncesine nazaran Türk halkında da ciddi bir olumlu gelişme var.

Pandemi sonrasi tiyatroların tamamen dolması biraz zaman alacak gibi.

 

15-) Tiyatro’ya başlamanın yaşı varmı?

Başlamak isteyenlere öneriniz nedir?

Tiyatroya başlamanın, eğer amatör olacaksa, yaşı yok.

Bana 50 yaşındaki insanlardan da mesajlar geliyor ekibe katılmak istediklerine dair.

Genelde ertelenmiş bir çocukluk ya da gençlik hayali oluyor.

İlk adımı atmak en zoru.Acaba yapabilirmiyim korkusu var bir cok insanda.

Tiyatronun kişisel gelişimde, özgüven sahibi olmada inanılmaz olumlu etkileri var.

Istisnalar dışında kimse size tiyatro yapmak istermisiniz diye sormayacak.

Cesaretli olun ve başlayın.

Bu güzel söyleşi için Murat İşboğa ‘ya tüm sanatseverler adına teşekkür ederim.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER