Yavuz Bahadıroğlu Seminerleri Deva Ediyor
KonyaKonya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi tarafından düzenlenen ve Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı toplumsal eğitim seminerlerinin yedincisi gerçekleştirildi.
Meram Aşkına Kültür - Sanat - Yaşam Etkinlikleri kapsamında her ay farklı bir konuyla devam eden Yavuz Bahadıroğlu İle Toplumsal Eğitim Seminerleri’nin yedincisi Konevi Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Bu ayki seminerde Osmanlı padişahlarıyla ilgili sık olarak gündeme getirilen konulara değinen Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu, “Bunlardan biri haremdir. Haremde Osmanlı devlet adamlarına eğitimli eş yetiştirilirdi. Üniversiteye tekabül eden bir eğitim. Bunun yanı sıra el işleri ve güzel sanatlar alanında da eğitim verilirdi. Ayrıca saraya eğitimli hizmetkarlar da yine haremde yetiştiriliyordu. Yeni bazı dizi filmlerinde bize anlatıldığı gibi harem padişahın kadın ahırı değildir. Padişah evlilik çağına geldiği vakit valide sultan onlardan birini seçer. Vasat zekada olanlar hizmetkarlıkta değerlendirilirdi. Çok üst düzey yani Enderun seviyesinde eğitim almaya zihinleri müsait kadınların hepsine valide sultan tarafından not verilirdi. Öyle ki bir sabah namazını terk eden cariyenin üstü çizilir ve sadece hizmetkar olarak değerlendirilirdi” şeklinde konuştu. Osmanlı Devleti’nde şehzadelerin öldürülmesinin devlet yararına yapıldığını dikkat çeken Bahadıroğlu, "Şehzade yaşarsa, devlet bölünecektir ki bunun tarihte pek çok örneği vardır. Fatih’in Kanunnamesi’nde devletin bekası için şehzadelerin katledilmesine ekser ulemanın cevaz verdiğine işaret edilmiştir" dedi. PADİŞAHLAR NİÇİN HACCA GİTMEZDİ? Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu, padişahların hacca gitmemeleriyle ilgili olarak şunları kaydetti: “Ulaşım imkanlarının son derece sınırlı olduğu bir savaşlar ve isyanlar çağında padişahların uzun süreli olarak başkentten ayrılmaları, devletin varlığını tehlikeye düşürebilirdi. Padişahların uzak bir yere gitmesi, kuşkusuz herhangi birinin gitmesiyle aynı olamazdı. Uzun yol boyunca uğrayabilecekleri saldırıları püskürtmek için büyük bir orduyla hareket etmeleri gerekirdi. Ayrıca da hanımlarını, hizmetkarlarını, aşçılarını, muhafızlarını, vezirlerini ve danışmanlarını beraberlerinde götürmek zorundaydılar. Bütün bunlar için büyük masraflara katlanmak lazımdı. Gerçi devlet zengindi ancak, padişah da olsalar, kişisel ibadetlerinin faturasını devlete yükleyemezlerdi. Hiç bir padişahın büyük bir orduyu İstanbul’dan Hicaz’a götürüp getirecek parası yoktu. Bütün bunları ve benzer mahzurları dikkate alan Osmanlı uleması padişahların hacca gitmesine izin vermedi. Dolayısıyla padişahlar da devletin selameti için hacca gitmediler. Çünkü o dönemde tek bağımsız İslam devleti Osmanlı’ydı” diye konuştu. Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu, seminerden sonra kitaplarını imzaladı.
İlginizi Çekebilir