© Konya Postası 2021

“Yenidoğan yoğun bakım açığı kapatıldı”

Türkiye’de de önemli bir yere sahip olan ‘yenidoğan yoğun bakım üniteleri’, gelişerek hizmet veriyor. Yenidoğan yoğun bakım ünitesi konusunda Konya’da eksiklik olamadığını belirten Medova Hastanesi Tıbbi Direktörü ve Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Rahmi Örs, “Konya’da kamu hastaneleri ve özel hastaneler ile yenidoğan bölümlerindeki eksiklikler kapatıldı.” dedi.

“YENİDOĞAN BÖLÜMÜNDE CİDDİ GELİŞMELER YAŞANIYOR”

Türkiye’nin yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde çok gelişme kaydettiğini belirten Örs, “Türkiye’de 112 acil servislerinin hasta nakil sistemi çok iyi bir şekilde uygulanıyor. Bazen çok uzak yerlerden gelen hastalarımız oluyor. Bu anlamda da çok ilerlemiş durumdayız. Yenidoğan bakımı alanında son zamanlarda Türkiye’de çok ciddi gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmeler Konya için de geçerli. Konya’da yenidoğan alanındaki eksiklikler gerek kamu hastaneleri gerekse özel hastaneler ile kapatılmış durumda. Örnek verecek olursak, 10 yıl önce bile Konya’da yenidoğan bebeklerin problemi olduğunda yeterli kapasite olmadığı için il dışına gitmeleri gerekiyordu. Ancak yoldayken bazen anne bazen de bebek kaybediliyordu. Şimdi böyle bir durum söz konusu bile değil.” ifadelerinde bulundu.

 

“TÜRKİYE’DE 1 MİLYON 300 BİN BEBEK DOĞUYOR”

Yenidoğan bebek sayısının Türkiye’de çok fazla olduğunu söyleyen Örs, “Öncelikle Türkiye, yenidoğan bebek sayısının çok ciddi anlamda fazla olduğu bir ülke. Ülkemizde 1 milyon 300 bin bebek doğmakta ve bu bebeklerin yüzde 11’i prematüre (yılda 140 bin).Bu bebeklerin içinde çok küçük bebekler dışında daha olgun bebeklerin bile bir hastaneye ihtiyacı oluyor. Yani bebeklerin beslenmesi, solunumu veya da sarılık olması nedeniyle yenidoğan yoğun bakım süreci kaçınılmaz oluyor.” dedi.

 

“YENİDOĞAN BAKIMI KONUSUNDA CİDDİ MESAFELER ALINDI”

Teknoloji ve hizmet kalitesindeki gelişmelerden bahseden Örs,“ Türkiye çok geniş bir coğrafya ve şu anki yeni doğan taşıma çok iyi organize edildiği için diyelim ki bir yerde yer yok, uzak bir yere nakille bebek gidebiliyor. Türkiye’de gerek transfer konusunda gerek transfer nakli konusunda gerekse yeni doğan bakım ünitesi hizmetinin verilmesi konusunda çok ciddi mesafeler aldık. Basit yönetebilecek problem için bebekler il dışına çıkmak zorunda kalıyor. Zaman zamanda bizim başımıza geliyor aile il dışından 112 araç alanına geliyor veya aile çok uzakta, gelemiyor. Bazen aileye biz video görüntülerini göndererek bebekle olan hasretini gideriyoruz. Bu sayede yeni doğan bakım imkânlarının gelişmesi ile çok küçük, erken doğan bebeklerin yaşama yüzdeleri arttı.” şeklinde konuştu.

 

“BEBEK ÖLÜMLERİ AZALDI”

Türkiye'de bebek ölümlerinin son yıllarda azaldığını söyleyen Örs "Bebek ölümleri dendiğinde bizim kastettiğimiz 1 yaş altında olanlar. Türkiye bebek ölümlerinin azalması konusunda ciddi bir başarı kazanmış durumda. Şu anda binde 10’ların binde 8’lerin altında bir bebek ölümü var. Türkiye aynı zamanda 5 yaş altı ölümleri de ciddi azaltmayı başarmış bir ülke. Bu konuda da çok güzel bir gelişme kaydettik." dedi.

 

“HASTANE DOĞUMU, GEBE TAKİBİ ARTTI”

Doğumların yüzde 100’e yakının hastanede gerçekleştiğini söyleyen Örs, “Önceki yıllarda Türkiye’nin bazı bölgelerinde ciddi anlamda ev doğumları varken şuanda yüzde 100’e yakın hastanede doğum oluyor. Doğum, hastane personeli yardımıyla gerçekleşiyor. Bu konu çok önemli… 1990’lı hatta 2000’li yılların başında bebek ölüm nedenlerinde ilk sırayı doğumda zorlama, uygunsuz koşullarda doğum yapma, doğum sonrası uygun müdahale olmaması gibi durumlar alıyordu. Şu anda bu veriler düştü. Bunun en büyük nedeni ise hastane doğumu ve gebe takibinin artması. Doğumda bebeklere verilen hizmetler de arttı. Yeni doğan işi sadece kuvöz sayısının artmasıyla ile ilgili bir şey değil. Çünkü bebeği kuvöze alırsınız ama buna hizmet vereceğiniz elemanın olması gerekiyor. Yenidoğan hemşiresi çok özel bir hemşirelik. Diğer alanlardan çok daha fedakârlık isteyen; hem bilgi isteyen hem de tecrübe isteyen bir alan. Bu konuda da ciddi gelişmeler var. Ancak halen bu anlamda yenidoğan hemşiresine ihtiyaç var.” ifadelerini kullandı.

“24 HAFTA VE ÜSTÜ BEBEKLERİN YAŞAYABİLİRLİK ORANI YÜKSEK”

Erken doğum veya prematüre bebeklerin yaşama şanslarının arttığını açıklayan Örs, “Bu, annelerin gebelik haftasıyla ilgili. Dünyada da yaşayabilirlik 24 hafta gibi sınırda. Halk arasında erken doğan bebek dediğiniz zaman herkes ben 6 aylık doğmuşum diyor, burada insanlar erken doğumu kast ediyor. 24 hafta, 6 aylık bir süreç ve bugünkü teknolojiyle ancak ulaşılandır. 24 haftadan az olanlarda yaşayabilirlik durumu azalıyor. Bu bebekler için canlı doğum gerçekleşse bile yaşayabilirlik oranı çok düşük.” şeklinde konuştu.

 

“KALİTELİ YAŞAMASI ÖNEMLİ”

Bebeklerin sadece yaşamasının değil, kaliteli yaşamasının da önemli olduğunu belirten Örs, “Türkiye’de yılda 1 milyon 300 bin yenidoğan bebek olması ve bu bebeklerin sağlıklı bir şekilde topluma kazandırılması açısından sadece bebeklerin yaşaması değil, kaliteli yaşaması ve topluma katılması da önem taşıyor. Bu yüzden yenidoğan bebek ünitelerinin sadece sayısal nicelik olarak değil nitelikli hizmet vermek açısından da daha iyi koşullarda olması lazım. Ülkemizde bu koşulların daha iyi olduğunu ve daha da iyiye gideceğini görüyorum. Amacımız bu bebeklerin sadece hayatta kalması değil kaliteli, problemsiz hayatta kalması. Gelişen teknolojiyle de bunun gelişeceğini inanıyorum.” dedi.

 

“HER ANLAMDA HİZMET VERİYORUZ”

Yenidoğan hizmetlerini dışa bağımlı olmadan yürütebildiklerini söyleyen Örs, “Hastanemizin yenidoğan yoğun bakım ünitesi, 24 yataklı ve 3. Basamak tescillidir. Şu anda en üst düzey imkânlara, en iyi teknolojiye ve ekibe sahibiz. Bebeklerin her türlü solunum problemine müdahale etmek için yeterli donanım ve olanaklarımız mevcut. Hastanemizde yapay solunum cihazları bulunuyor. Bebekleri yerinden kıpırdatmadan akciğer, beyin, karın ve batın ultrasonlarını çekebiliyoruz. Seyyar birtakım cihazları ünite içinde istediğimiz zaman kullanabiliyoruz. Aynı zamanda

Çocuk Kardiyoloji desteğimiz var. Kalp hastalıklarının teşhis ve tedavisinde uygun koşullara ve uzmana sahibiz. Ayrıca çocuk kalp hastalıklarında hayati anlamda önem taşıyan ve kullanılması gereken bir takım ilaçları 24 saat hastanemizin kendi eczanesinde temin edilebiliyoruz. Bir diğer önemli olanağımız da, bebeklerden kan almadan sarılık teşhisini koyabiliyoruz. Ayrıca yine birçok hastanede olmayan, erken doğan bebeklerde çok önemli bir durum olan retinopati dediğimiz prematüre bebeklerin önemli bir göz rahatsızlığı probleminin takibi de yine hastanemizdeki göz doktorumuz Zeynep Hanım tarafından yapılmaktadır.” dedi. (Aysun KARABAYIR)

 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER