15 Temmuz gazisi "Çatı Davası"nın sanıklarına idam istiyor

Evli ve 3 çocuk babası 35 yaşındaki Yıldız, Konya'nın Kulu ilçesinde akrabasının düğünündeyken darbe girişiminin olduğunu öğrendi.

Düğünden ayrılıp evine giden Yıldız, daha önce askerlik yaptığı Genelkurmay Başkanlığına gitmek istediğini ailesine söyledi. Babası, annesi ve eşinin "Sana bir şey olursa ne yaparız" demesi ve gitmemesi yönündeki telkinlerini dinlemeyen Çetin, ailesiyle helalleşti. Abdest aldıktan sonra yola çıkan ve Genelkurmay Başkanlığı önüne giden Çetin, şehitler ve diğer gaziler gibi geri dönmeyi hiç düşünmedi.

Darbecilerden alınan tankın üzerine çıkan Yıldız, tanktan düşerek ağır yaralandı. Yıldız, geçirdiği 4 ameliyatın ardından 9 ay sonra tedavi gördüğü hastaneden taburcu edildi.

- "İdam şart" 

Çetin Yıldız, AA muhabirine, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de aralarında bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davanın dün görülmeye başlandığını söyledi.  

Suçluların en ağır cezaya çarptırılması gerektiğini dile getiren Yıldız, "Söz konusu vatansa şahsi kanaatim bunlar idam edilmeli. İdam şart. Onca şehidimiz ve hayatı kararan gazilerimiz var. İdamın haricinde verilen tüm cezaları yetersiz buluyorum." dedi.

Yıldız, devlet büyüklerinin ve çevresindeki insanların kendisiyle yakından ilgilenmesinden memnun olduğunu vurgulayarak, "Devlet büyüklerimizden Allah razı olsun, her defasında yanımızda oldular. Hiçbir kimseden beklentimiz yok. Allah devletimize zeval vermesin. Bir daha böyle bir şey olsa yine sokağa çıkardım. Gaziyim, mutlu ve gururluyum. İyi ki gitmişim diyorum. Gitme fırsatı verdiği için Allah'a şükrediyorum." diye konuştu.

- "Çocuklarınız akla gelmiyor"

Yıldız, darbe girişimini duyduğunda ağlamaya başladığını ve hemen birkaç kişiyi arayarak doğruluğunu teyit etmeye çalıştığını söyledi.

Olayın doğru olduğunu öğrendikten sonra aklına ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geldiğini aktaran gazi Yıldız, "Hemen 'Uzun adam', Cumhurbaşkanımızın hayati durumu aklıma geldi. Birkaç kişiyi aradım ve hayatta olduğunu öğrendim. Daha sonra o bizi sokağa davet etti." ifadelerini kullandı.

Ailesine Ankara'ya gitmek istediğini söylemesinin ardından babasının gitmemesi yönünde ısrarcı olduğunu ifade eden Yıldız, sözlerini gözyaşları arasında şöyle sürdürdü:

"Babama, 'Ben gitmezsem, sen gitmezsen, o gitmezse kim gidecek. Sonuçta bu hain bir darbedir. Ben ölsem, bir başkası ölse çok önemli değil ama ülke giderse her şey gider. Namus, din ve mülk gider. Suriye'nin gideceği bir Türkiye'si var. Türkiye'nin gideceği hiçbir yer yok. Ülke giderse bizim sığınacağımız hiç kimsemiz yok.' dedim. Ailem bu sözlerim üzerine gitmeme ikna oldu. Bu düşünceler içerisinde ağlayarak yola çıktım. Yola çıktığınızda çocuğunuz, eşiniz ve aileniz aklınıza gelmiyor. Geri dönmeyi düşünmeyerek yola çıktım. Her şey vatan için."

- "9 ay hastanede kaldım"

Yıldız, Ankara'ya ulaşır ulaşmaz hemen daha önce askerlik yaptığı Genelkurmay Başkanlığının önüne gittiğini anlattı.

İlk başta fazla kimsenin olmadığını, sonra yavaş yavaş insanların toplanmaya başladığını belirten Yıldız, tanklar ve uçaklar gelmeden oradakilerle namaz kaldığını, sonrasını kafasını kaldırıma vurduğu için tam hatırlayamadığını söyledi.

Görgü tanıklarının ifadesine göre yaşadıklarını aktaran Yıldız, şunları kaydetti:

"Tanklar geldikten sonra bir tankı darbeci askerlerden almışız. Ardından ben tankın üstüne çıkmışım ve bir süre sonra düşmüşüm. Yaramı ilk başta bayrağımızla sarmışlar. Oradakiler beni hastaneye kaldırmış. Beyin kanaması geçirmişim. Ameliyatım çok uzun sürmüş. Daha sonra 3 ameliyat daha geçirdim. Tedavi sürecimden dolayı 9 ay hastanede kaldım. Sol tarafım felçti. El ve ayağımı yeni yeni kullanmaya başladım ama sol tarafım ömür boyu eksik kalacak. Fizik tedavi sürecim devam ediyor."

Hastanede çok zor bir süreç yaşadığına dikkati çeken Yıldız, bu süreci devlet büyüklerinin ve ailesinin desteğiyle atlattığını vurguladı.