18 MADDE NE GETİRİYOR?-3
Değişiklik teklifinde 105. Madde üzerinde Cumhurbaşkanı‘nın cezai sorumluluğunun düzenlendiğini belirten Konya Baro Başkanı Mustafa Aladağ, “Suçlama için de nitelikli bir çoğunluk aranıyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının üçte birinin teklifi, dörtte üçünün vereceği karar ile suçlama mümkün iken yeni düzenleme ile herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmaksızın, Cumhurbaşkanı hakkında bir suç işlediği iddiası ile TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğu ile soruşturma açılması istenebiliyor” dedi
10. MADDE
Değiştirilmesi teklif edilen ve vatandaşın oyuna sunulan maddelerden 10. Madde şu şekilde halka sunuluyor: “Madde 104 – Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder.“
“Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapar.”
“Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verir.”
“Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapar.”
“Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verir.”
“Kanunları yayımlar.”
“Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir.”
“Kanunların, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açar.”
“Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir.”
“Üst kademe kamu yöneticilerini atar, görevlerine son verir ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanı kararnamesi ile düzenler.”
“Yabancı devletlere Türkiye Cumhuriyetinin temsilcilerini gönderir, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul eder.”
“Milletlerarası andlaşmaları onaylar ve yayımlar.
“Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunar.”
“Milli güvenlik politikalarını belirler ve gerekli tedbirleri alır. Türkiye Büyük Millet Meclisi adına, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil eder. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verir.”
“Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır.”
“Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.”
“Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilir.”
“Kararnameler ve yönetmelikler, yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse Resmi Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer.”
“Cumhurbaşkanı ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.”
Anayasanın 104. Maddesinde yapılan düzenleme ile öncelikle devletin ve yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı‘nın görev ve yetkilerinin ayrıntılı olarak düzenlendiğini ifade eden Konya Barosu Başkanı Mustafa Aladağ, “Madde metninde üzerinde en fazla tartışılan konu Cumhurbaşkanı’na verilen kararname çıkarma yetkisidir. Bu yetki sınırsız değildir, öncelikle Cumhurbaşkanı, sadece yürütme yetkisine ilişkin konularda kararname çıkarabilir. Temel haklar, kişi hakları, ödevleri, siyasi haklar ve ödevler kararname ile düzenlenemiyor. Kanunda açıkça düzenlenen konularda kararname çıkarılamayacağı, kararname ile kanunlar arasında farklı hükümlerin bulunması halinde kanun hükümlerinin uygulanacağı, kararname ile aynı konuda kanun çıkarılması halinde kararnamenin hükümsüz hale geleceği düzenleniyor. Ayrıca, Cumhurbaşkanı kararnamelerine karşı Anayasa Mahkemesi’ne müracaat yolu açık ve Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkilerini düzenleyen 148. Maddemizde ve iptal davaları başlıklı 150. Maddesinde kararnamelere karşı kimlerin doğrudan iptal davası açabilme hakkı olduğu da düzenlenmiştir. Bu hak, Cumhurbaşkanı, Meclis’te en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grupları ile üye tam sayısının 1/5’i tutarındaki üyelere aittir. Ve yine 152. Madde de bağımsız ve tarafsız mahkemelerimizin, kanun veya kararnamelerin anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne müracaat edebileceği hüküm altına alınmıştır” şeklinde konuştu. Kararname çıkartma yetkisinin verilmesi ile Cumhurbaşkanı‘nın ülkeyi eyaletlere bölebileceği ve bu konuda kararname çıkartma yetkisinin bulunduğu iddialarına katılmadığının altını çizen Aladağ, “Zira Anayasamızın ilk 3 maddesinin değiştirilemeyeceği, bu konuda değişiklik teklif edilemeyeceği 4. Madde de düzenlenmiştir. Ve özellikle 3. Madde de Türkiye Devleti’nin ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütün olduğu, kesin, net ve açık bir biçimde düzenlenmiştir” ifadelerini kullandı.
11. MADDE
Değiştirilmesi teklif edilen ve vatandaşın oyuna sunulan maddelerden 11. Madde şu şekilde halka sunuluyor: “Madde 105 – Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir.”
“Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar.”
“ Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir.Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içerisinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır.”
“Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı seçim kararı alamaz.Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanının görevi sona erer.
Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanır.”
105. Madde üzerindeki değişiklik teklifinde, Cumhurbaşkanı ‘nın cezai sorumluluğunun düzenlendiğini dile getiren Aladağ, “Maddenin değişiklik teklifinden önceki halinde, Cumhurbaşkanı hakkında sadece vatana ihanet suçlamasından dolayı cezai sorumluluğu mevcuttu. Suçlama içinde nitelikli bir çoğunluk aranıyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının üçte birinin teklifi, dörtte üçünün vereceği karar ile suçlama mümkün iken yeni düzenleme ile herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmaksızın, Cumhurbaşkanı hakkında bir suç işlediği iddiası ile TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğu (yeni milletvekili sayısına göre 301) ile soruşturma açılması istenebiliyor. Üye tam sayısının beşte üçü ile (600 milletvekilinin en az 360‘nın oyu ile) soruşturma açılmasına karar veriliyor ve soruşturma neticesinde üye tam sayısının üçte ikisi ile (en az 400 milletvekili) Cumhurbaşkanının Yüce Divana sevki kararı alınabiliyor. Yine bu madde de yapılması düşünülen değişiklikte, Cumhurbaşkanının keyfi davranmasının önüne geçilmesi amacıyla, hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanının seçim kararı alamayacağı düzenlenmekte” dedi.
12. MADDE
Değiştirilmesi teklif edilen ve vatandaşın oyuna sunulan maddelerden 12. Madde şu şekilde halka sunuluyor: “Madde 106 – Cumhurbaşkanı, seçildikten sonra bir veya daha fazla Cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilir. Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde kırkbeş gün içinde Cumhurbaşkanı seçimi yapılır. Yenisi seçilene kadar Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır. Genel seçime bir yıl ve daha az kalmışsa Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimi de Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte yenilenir. Genel seçime bir yıldan fazla kalmışsa seçilen Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi seçim tarihine kadar görevine devam eder. Kalan süreyi tamamlayan Cumhurbaşkanı açısından bu süre dönemden sayılmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinin yapılacağı tarihte her iki seçim birlikte yapılır.”
“Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.”
“Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve görevden alınır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, 81 inci madede yazılı şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde andiçerler.Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, Cumhurbaşkanına karşı sorumludur. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında görevleri ile ilgili suç işledikleri iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir.”
“Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasî parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir.
Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içerisinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır.”
“Bu kişilerin görevde bulundukları sürede, görevleriyle ilgili işledikleri iddia edilen suçlar bakımından, görevleri bittikten sonra da (5)'inci, (6)'ncı ve (7)'nci fıkra hükümleri uygulanır.”
“Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakanın görevi sona erer.”
“Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, göreviyle ilgili olmayan suçlarda yasama dokunulmazlığına ilişkin hükümlerden yararlanır.”
“Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri ile teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.”
Anayasamızın 106. Maddesi ile Cumhurbaşkanı yardımcıları, Cumhurbaşkanı’na vekâlet ve bakanlar konularının düzenlenmekte olduğuna dikkati çeken Başkan Aladağ, “106. Maddenin değişiklik teklifinden önceki halinde, Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde yenisi seçilinceye kadar TBMM Başkanı’nın vekâlet edeceği düzenlenmiştir. 106. maddenin yeni halinde, Cumhurbaşkanının bir veya birden fazla yardımcı ve bakan atayabileceği, Cumhurbaşkanı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde Cumhurbaşkanı yardımcısının vekâlet edeceği, Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanların milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından atanacağı belirtilmiş. Cezai sorumluluk anlamında da Cumhurbaşkanı’nın cezai sorumluluğuna benzer bir düzenlemeye ver verilmiştir. Cumhurbaşkanı yardımcılarının da Cumhurbaşkanı seçilme yeterliliği için gerekli niteliklere, (örneğin kırk yaş ve yüksek öğrenim gibi) sahip olması yönünde bir düzenleme yapılması mümkün idi. Ve yine ABD’de uygulanmakta olduğu üzere, Cumhurbaşkanı ile birlikte yardımcının da seçimle iş başına gelmesi düşünülebilir. Yardımcı ve bakan konusunda herhangi bir sayı sınırlaması gidilmemiş, yürütmenin başı, halkın yüzde 50‘sinin fazlasının oyu ile seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’nın güçlü bir yürütme için yeteri kadar yardımcı ve bakan atamasından daha doğal bir durum olamaz” diye konuştu.
13. MADDE
Değiştirilmesi teklif edilen ve vatandaşın oyuna sunulan maddelerden 13. Madde şu şekilde halka sunuluyor: “Madde 116 – Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.”
“Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır, Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.”
“Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder.”
“Bu şekilde seçilen Meclis ve Cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanı seçimlerinin yenilenmesi başlıklı maddeyle ilgili Başkan Aladağ, “116. Madde de TBMM’nin üye tam sayısının 5/3 çoğunluğu ile (360 milletvekili) seçimlerin yenilenmesine karar verebileceği, Cumhurbaşkanı’nın da seçimlerin yenilenmesine karar verebileceği, her iki halde de TBMM ve Cumhurbaşkanı seçimlerinin birlikte yapılacağı düzenleniyor. Cumhurbaşkanı, dilediği an Meclisi fesih edebilecek şeklinde kamuoyunda yer alan bu düzenlemede, Cumhurbaşkanı’nın bir kısım iddiaların aksine keyfi olarak seçimlerin yenilenmesi kararı almayacağı düşüncesindeyim. Zira Cumhurbaşkanı’nın, TBMM seçimlerinin yenilenmesi kararı ile birlikte kendi görevi de sona eriyor. Halkın yüzde 50’sinden fazlasının desteğini almış, yürütmenin başı konumundaki güçlü bir Cumhurbaşkanı’nın bu madde hükümlerine göre TBMM seçimlerinin yenilenmesi kararı ile birlikte yeni yapılacak seçimlerde halktan aynı oranda destek alıp alamayacağı, özellikle, seçimlerin yenilenmesi gerektirecek önemli sebeplerin bulunmaması halinde alınacak yenileme kararına karşı halkın sandıktaki tepkisinin ne olacağının da hesaba katılması gerektiği kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.