45 YILDIR NOSTALJİ SATIYOR

Mermer Müzik Plakçılık sahibi Eyüp Mermer, Bedesten’de 45 yıldır kaset satıyor. Çeşitli işlerle uğraştıktan sonra geçimini kasetçilik üzerine sağlayan Mermer, Eski Garaj civarında seyyar kasetçilikten bugünlere geldiğini dile getirdi. Teknolojinin ilerlemesiyle kasetlere olan ilginin azaldığını belirten Mermer, kasetçilik mesleğini her şeye rağmen ayakta tutmaya çalışıyor. Sabah 10’da dükkanı açıp akşam ezanına kadar dükkanda durduğundan bahseden Mermer, Türk halk müziği ve Türk sanat müzikleri eşliğinde tüm gün kasetleri sevenleriyle buluşturmak için beklediğini söyledi. Dükkanda satılan kasetler bittiğinde elde kalan stokların da tükendiğini belirten Mermer, üretim olmadığından yeni kasetler getirtmediklerini söyledi. Kasetlere gözü gibi baktığını söyleyen Mermer, “Kasetlerden bana hatıra kalmıyor, müşteri isteyince veriyoruz. Kasetlerim benim için çok değerli ama bizim de işimiz bu. Müşteri kaset sorunca yok diyemiyorum mecbur satıyorum” dedi.

 “SEYYARLIK YAPARAK BAŞLADIM”

Konya Postası Gazetesine özel açıklamalarda bulunan Mermer Müzik Plakçılık sahibi 75 yaşındaki Eyüp Mermer, kasetçilik yapmadan önce çeşitli meslek gruplarında çalışmaya başladığını aktardı. Kendi işini yapmak istediğini bu yüzde kasetçilik işiyle uğraşmaya başladığını ifade eden Mermer, “Karayollarında, belediyelerde çalıştım, hırdavat işiyle uğraştım güzelde işim vardı. Sonrasında bir gün Emniyet tezgâhımı toplayınca kendi işimi yapmak istedim. Bana uygun iş arayışına başladım. Arkadaşlarım vasıtasıyla kasetçiliğe yöneldim.  Seyyarlık yaparak bu işe başladım. Sabah ürünlerimi alıyordum, belirli bir noktada akşama kadar satışımı yapıyordum. Genelde Eski Garaj civarında tezgâh açardım. O zamanlar İbrahim Tatlıses, Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay çok satılıyordu. Kasetleri Unkapanı’ndan getiriyordum. Bir arabam vardı onu satarak bu dükkânı satın aldım. Bugüne kadar bu işi devam ettirdim, emekli oldum.  Kasetçilik işini yapmaya başladığımda plaklardan kasetçalara dönüşüm yeni başlamıştı. Kasetleri Unkapanı’ndan, Ferdi Tayfur’un firması Ferdifon Müzik’ten, Raks Müzik Yapım Şirketi’nden, Orhan Gencebay’ın firması Kervan Plak’tan alırdık. Bu şekilde kasetçilik işine girdim. Kasetler benim için yoldaş, arkadaş gibi. Hepsiyle aile olduk.” dedi.

“MÜŞTERİLER KAPIDA BEKLERDİ”

Çocuklarıyla beraber başta Konya’nın ilçeleri olmak üzere çeşitli şehirlere kasıt dağıtımı yapmak üzere gittiklerini aktaran Mermer, şehirlere kaset dağıtımını geciktirmeleri halinde telefonlarının susmadığını belirtti. O zamanlar çok yoğun iş yaptıklarını dile getiren Mermer, şu ifadelere yer verdi: “Çocuklarımla her hafta Konya’nın ilçelerine, Nevşehir, Isparta gibi yakın çevrelere kaset dağıtımı yapmak üzere giderdik. Zaten gitmediğimiz zaman yöre halkı aramaya başlardı. Bir gün geç kalmayagör, neredesiniz diye telefonlarımız susmazdı. Konyalılar Kör Ahmet Özdemir, Kazanova ve Silleli Kör Mehmet dinlerdi. Çok yoğun iş yapardık. Eskiden kasetçilik yapmak çok iyiydi. Fakat şu an eskisi gibi rağbet yok.  O günler bizim altın çağımızdı. Dükkana geç geldiğimde müşterilerim kapıda beklerdi. Artık o günler geçmişte kaldı. İnternet çıktı, insanların bize ihtiyacı azaldı. İnternete istediği şarkıları yazınca önlerine tüm albümler çıkıyor. Ama kasetin verdiği zevki internette 3 saniyede bulunan şarkı vermez. Bizim içim kaseti kasetçalara takmak bile ayrı bir zevkti. İnsanların şimdilerde bu zevkten mahrum kalmasına çok üzülüyorum.” Dükkanında Yüksel Özkasap, Ozan Arif, Nuri Sesigüzel, Belkıs Akkale, Muezzez Abacı, Harika Avcı, Yıldız Tilbe ve Bergen gibi sanatçıları dinlediğini ifade eden Mermer, yeni nesil şarkıların kulağına hitap etmediğinden yakındı. Mermer, “Yeni çıkan şarkılar ahlak konusunda biraz geri planda. Tarkan Şappur Şuppur diye şarkı yapmış. Böyle şarkı mı olur?” diye konuştu.

“SON NEFESİME KADAR SÜRDÜRECEĞİM”

Bu mesleği son nefesine kadar yapmaya devam edeceğini bildiren Mermer, çocuklarının kendinin ölümünden sonra kasetçilik mesleğini devam ettirmeyeceğini söyledi. Mermer, şu ifadelere yer verdi: “Bu mesleği imam haber verinceye kadar yapacağım. Zaten çocuklarımın benden sonra bu mesleği devam ettireceğini düşünmüyorum. Devam ettirseler çok mutlu olurum ama biliyorum ki satacaklar. Zaten çocuklarımın bu işi yapabileceğini düşünmüyorum. Bu meslek için ilk sabır, sonrasında tutumlu olmak ve en önemlisi de severek yapmak lazım.  Tutumlu olmak diyorum çünkü emekli maaşım olmasa bu dükkân beni zor geçindirir. Hayat bir var bir yok. Kırkından sonra zamanın nasıl geçtiğini bilemiyorsun. Çocuk oluyor, torun oluyor onlarla vakit geçiriyorsun sonra bir bakmışsın yaşın 75 olmuş.” (Kübra KARABURÇ)