ABD'yi Ankara'daki büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun

CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi'ndeki "Valiler Toplantısı"nda konuÅŸan CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, iyi ve verimli deÄŸerlendirildiÄŸi takdirde bu çalışmaların meyvesini muhakkak alacaklarını düÅŸündüÄŸünü belirterek, toplantıyı düzenleyen Ä°çiÅŸleri Bakanı Süleyman Soylu ve ekibine teÅŸekkürlerini iletti. 

"Ä°stiÅŸare gereklidir, bildiÄŸiniz gibi Rabbim bizlere verdiÄŸi emirde 'Her iÅŸinizde istiÅŸare ediniz.' buyuruyor." diyen CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"Bu devleti yönetenlere yönelik bir emr-i ilahidir. Bunu hiçbir zaman ihmal etmeyeceÄŸiz, devletin en üst makamından aÅŸağıya doÄŸru indikçe yönetim mevkiinde olan herkesin yapması gereken gereken bir iÅŸlev. Bir süredir ülkemiz bu coÄŸrafyadaki bin yıllık varlığı ve bekası açısından tarihinin en kritik süreçlerinden birini yaÅŸamaktadır. Ä°stikbalimiz için ikinci bir KurtuluÅŸ Savaşı verdiÄŸimiz bir zaman diliminin tam ortasındayız. Åžu gerçeÄŸi artık inkar edilemez bir ÅŸekilde hep birlikte görüyoruz, Türkiye içeriden ve dışarıdan kuÅŸatılmaya çalışılıyor. Ülkemiz tıpkı pençeleri sökülmüÅŸ bir aslan gibi ehlileÅŸtirilmek, boyunduruk altına alınmak isteniyor. Eski, o pısırık Türkiye'ye alışmış olanlar iddialı, vizyoner ve güçlü bir ülkeyi, güçlü bir Türkiye'yi hazmedemiyorlar. Uzun yıllardır birileri tarafından sadece ileri garnizon olarak görülen bir ülkenin milli menfaatleri doÄŸrultusunda kararlar almasını, hepsinden öte aldığı kararları hayata geçirme iradesi göstermesini kabul edemiyorlar. El kapılarında üç kuruÅŸa boyun eÄŸen, ekonomisi IMF komiserleri tarafından yönetilen bir Türkiye'ye alışkın olanlar ülkemizin bugünkü konumunu içlerine sindiremiyorlar."

'Bunların hayatları yalan'

ErdoÄŸan, Türkiye'nin "alan el" durumundan "veren el" durumuna gelmesinin birilerinin kabusu olduÄŸuna dikkati çekerek, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:

"Uluslararası toplantılarda dahi ÅŸu anda Amerika'dan sonra dünyada en az geliÅŸmiÅŸ ülkelere destek noktasında, donörler toplantısında birinci sırada Amerika gözüküyor fakat milli gelire oranla baktığımızda birinci sırada Türkiye. Asla bunu toplantılarda dile getirmezler, bunu konuÅŸmazlar, en fazla desteÄŸi veren ülke Türkiye'dir demezler, Arakan'da, Suriye'de böyledir demezler, sadece kendi aramızda birebir görüÅŸmeye baÅŸladığımızda, 'Ya gerçekten çok büyük yük çekiyorsunuz orada.' derler. Avrupa BirliÄŸi'nde de bu böyledir, sözü verirler ondan sonra sözün de arkasında durmazlar, çünkü bunlar dürüst deÄŸildir, bunların hayatları yalandır. Hiçbir zaman bunlardan biz dürüstlük görmedik. Öyle veya böyle biz inandığımız yolda kararlı bir ÅŸekilde yürüyeceÄŸiz, çünkü bu milletin ÅŸahsı manevisinde bu vardır. Türkiye'nin bağımsızlığına leke sürdürmeme kararlılığı, evet birilerini ciddi olarak rahatsız ediyor.

ErdoÄŸan, "Türkiye'nin mazlum ve maÄŸdurlar için umut olması, haksızlıklar, hukuksuzlar karşısında sesini yükseltmesi belli çevrelerin tabii ki konforunu bozuyor. Türkiye kendine geldikçe, gücünün farkına vardıkça, baskılara eyvallah etmedikçe emin olun ki birileri ne yapacaklarını ÅŸaşırıyor. Çünkü güçlü Türkiye demek mazlumlara sahip çıkan Türkiye demektir. Bağımsız Türkiye demek, kendine biçilen rolü sorgusuz, sualsiz kabul etmeyen ülke demektir. Hepsinden önemlisi böyle bir Türkiye, diÄŸer ülkelere emsal olan, onlara umut olan ülke demektir." diye konuÅŸtu.

'Ne geliÅŸtirirseniz geliÅŸtirin biz yolumuza devam edeceÄŸiz'

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Ukrayna ziyaretinin ardından Sırbistan ve Novi Pazar'a gittiklerini anımsatarak, ÅŸunları söyledi:

"Aldığım feedbackler ÅŸöyleydi, 'Bu bizi rahatsız ediyor.', çünkü bunlar Sırbistan'ı falan Avrupa BirliÄŸi arka kapısı olarak gördüÄŸü için 'Türkiye buralara uzandı, olmaz öyle ÅŸey, öyleyse buna karşı da bazı tedbirler geliÅŸtirmemiz gerekir.', bu anlayışın içerisindeler. Ne geliÅŸtirirseniz geliÅŸtirin biz yolumuza devam edeceÄŸiz. Hamdolsun gerek Sırbistan CumhurbaÅŸkanının Sırbistan'a indiÄŸim anda kabinesiyle havalimanında bizi karşılaması, dün gece de uÄŸurlarken yine kabinesiyle bizi gelip orada uÄŸurlaması bu da ezberleri bozan bir giriÅŸimdir. Beraberce Novi Pazar'a gidiÅŸimiz o da tabii birilerinin ÅŸu andaki yaklaşım tarzlarını alt üst etmiÅŸtir. Orada halkın arasında halkla kaynaÅŸmamız rahatsız etmiÅŸtir. Fakat biz dünya barışının nasıl saÄŸlanacağını gösterme bakımından da bunları yapmaya mecburuz. Birileri bozmaya, biz yapmaya çalışacağız."

'Çok aktörlü kirli bir plan uyguluyorlar'

Türkiye'nin yükseliÅŸini engellemek, büyük ve güçlü Türkiye'nin inÅŸasını durdurmak için çok yönlü, çok aktörlü kirli bir plan uygulandığını vurgulayan ErdoÄŸan, "Bu planın içinde ekonomik tetikçilik var, bu planın içinde millet iradesini tank ve topla esir alma var, bu planın içinde mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar var. Bu planın içinde terör örgütlerine sahip çıkma, teröristleri baÅŸ tacı etme var. Bu kanlı oyunun içinde figüran olarak, FETÖ, PKK, DEAÅž, DHKP-C eli kanlı çeteler de var. Bu senaryonun içinde medya manipülasyonları, ÅŸahsıma, hükümetimize ve devletimize karşı düzenlenen itibar suikastları da var. Elbette bu oyunun içinde uluslararası hukukun hiçe sayılması, diplomatik teamüllerin ayaklar altına alınması da var." ifadesini kullandı.

'Terör koridoru sadece Türkiye'yi kuÅŸatmaya yöneliktir'

ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"Bölücü terör örgütünün, çukur eylemleri üzerinden özerklik hevesine girmesi boÅŸuna deÄŸildir. FETÖ'cü katillerin 17-25 Aralık teÅŸebbüsüyle baÅŸlattıkları ihanetlerini, en son 15 Temmuz'da 250 vatandaşımızın kanını dökerek devam ettirmeleri de bu kurgunun bir parçasıdır.

Kimi Avrupa ülkelerinin önceden gizli saklı ÅŸekilde himaye ettikleri teröristlere artık alenen sahip çıkmaları da aynı hedefe yöneliktir. Güney sınırımız boyunca oluÅŸturulmaya çalışılan terör koridorunun amacının DEAÅž'la mücadele olduÄŸunu kim iddia edebilir? Var mı böyle bir ÅŸey? Yalan. Terör koridoru, sadece Türkiye'yi kuÅŸatmaya yöneliktir. Kimse bizi aldatmasın. Ve rejim, PKK'ya oradan 'yanınızdayız' diyor, Barzani'ye 'yanınızdayız' diyor. Dün Barzani ile çatışan rejim, ÅŸimdi 'yanınızdayız' diyor. PYD ile çatışanlar veya Barzani ile çatışan PYD ÅŸimdi 'beraberiz' diyor. Onlar, birbirinin dostudur, bizim dostumuz olamaz. Bu gerçeÄŸi bileceÄŸiz, ona göre adımlarımızı atacağız. Suriye'yi dünyanın en büyük silah pazarına çevirenler, eli kanlı katilleri en modern silahlarla donatanlar, tüm bunları herhalde demokrasi aÅŸkına yapmıyorlar. Bunların demokrasiyle filan alakası yok, kesinlikle yok."

'Türkiye asırlık bir hesaplaÅŸmayla karşı karşıya'

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan,  Türkiye'nin asırlık bir hesaplaÅŸmayla karşı karşıya olduÄŸunu belirterek, Gezi olaylarında duvarlara yazılan "Zulüm 1453'te baÅŸladı" diye yazıldığını anımsattı. ErdoÄŸan, "'Zulüm 1453'te baÅŸladı' diye yazılması, Ä°stanbul'un Anadolu yakasında Kadıköy'de asla tesadüf deÄŸildir. 1453'ü zulüm olarak görenler, olsa olsa ancak Bizans'ın çocukları olur. Bu milletin evladı olmaz." diye konuÅŸtu.

'Bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir'

ABD ile vizelerin karşılıklı askıya alınmasına da deÄŸinen ErdoÄŸan, ÅŸu görüÅŸlere yer verdi:

"Ä°ÅŸte son dönemdeki Amerika ile Türkiye arasındaki vize gerginliÄŸi bunun en güzel ifadesidir. Çok açık, net konuÅŸuyorum, bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. Amerika'nın, Türkiye gibi bir stratejik ortağını, bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Buna bizim 'evet' dememiz mümkün deÄŸil. DışiÅŸleri Bakanıma onu söyledim, 'Onların aldığı karar metni neyse, gönderdikleri yazı metni neyse kelimesi kelimesine aynını onlara iade edeceksiniz ve aynı ÅŸekilde uygulamayı biz de baÅŸlatacağız.' ve iki saat içerisinde biz de onu baÅŸlattık. Niye? Biz asırlara baliÄŸ olan bir devletiz, biz bir kabile devleti deÄŸiliz. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devletiyiz, bunu kabul edeceksiniz. Bunu kabul etmediÄŸiniz takdirde kusura bakmayın, biz size muhtaç deÄŸiliz. Biz sizden paramızla silah istediÄŸimiz zaman 'kongre' diyorsun ama terör örgütüne üç beÅŸ kuruÅŸ para dahi almadan gelip silahı ücretsiz olarak veriyorsun. Niye? 'Türkiye'yi güneyden kuÅŸatalım.' diye. Geri planını söylemiyorum, bunun arka planı da var tabii, ayrı bir konu."

ErdoÄŸan, "Åžimdi hesaplar yapıyorlar ÅŸu vize olaylarıyla ilgili, ülkemizin kaybı 50 milyar filan diye. Neye göre bu hesabı yaptılar anlamak da mümkün deÄŸil. Bizim zaten Amerika'yla ticaret hacmimiz son dönemlerde 15-16 milyar dolara düÅŸtü. Onu da bir kenara koy, bu da onlardan savunma sanayisine yönelik aldıklarımız ağırlığını ifade eder. Bizim verdiklerimiz zaten çok cüzi bir ÅŸey." diye konuÅŸtu.

'Sorunu büyüten taraf asla biz deÄŸiliz'

Gerek ABD BüyükelçiliÄŸi tarafından alınan karar gerekse akabinde yapılan açıklamaların hakikat ve hakkaniyetle baÄŸdaÅŸmadığını dile getiren ErdoÄŸan, Amerikan büroksasisi içinde kalan eski yönetimin, yeni yönetimle Türkiye arasındaki iliÅŸkileri baltalamaya çalıştığını ifade etti. 

ErdoÄŸan, "Türkiye, vize baÅŸvurularını askıya alma kararıyla vatandaÅŸlarına karşı atılan haksız ve orantısız adımlar karşısında mütekabiliyet esasına göre hareket etmiÅŸtir. Sorunu büyüten, bu hale getiren taraf asla biz deÄŸiliz. Temennimiz, muhataplarımızın bir an önce aklıselime, soÄŸukkanlılığa geri dönmeleri, dostluÄŸumuzu ve müttefikliÄŸimizi zedeleyecek adımlardan vazgeçmeleridir." diye konuÅŸtu. 

'Gerekli bilgilendirmeleri yapıyoruz'

Türkiye'nin bir hukuk devleti, yargısının da bağımsız olduÄŸunu vurgulayan ErdoÄŸan, Türkiye'nin kendi vatandaÅŸları ve diÄŸer ülke vatandaÅŸlarıyla ilgili adli süreçlerin tamamen Anayasa ve yasalara uygun ÅŸekilde yürütüldüÄŸünü söyledi.

ErdoÄŸan, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Gözaltı iÅŸlemi olunca da ÅŸayet vatandaşımız deÄŸilse de yerleÅŸik teamüller çerçevesinde ilgili ülkenin diplomatik temsilciliÄŸini haberdar ediyor, gerekli bilgilendirmeleri yapıyoruz. Kim aksini iddia ediyorsa bu iddiasını ispat etmekle mükelleftir. ABD'nin Ä°stanbul'daki misyonunda yerel personel olarak çalışan, diplomatik dokunulmazlığı olmayan, ülkemizin vatandaşı bir kiÅŸi ile ilgili hukuki süreç de yine teamüllere, anlaÅŸmalara ve Viyana SözleÅŸmesi'ne uygun ÅŸekilde yürütülmüÅŸtür. Ä°çeri alındı, tutuklandı. Ayın 4'ünden itibaren ne kendi yakınları ne avukatının herhangi bir görüÅŸme talebi olmamıştır. Söylenenler yalandır. Sadece dün itibarıyla kendisinin bir görüÅŸme talebinin olduÄŸu savcılığa ulaÅŸmıştır. Olayın aslı bana ulaÅŸtığı kadarıyla bu."

'Aldığımız kararın sonuna kadar arkasındayız'

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ABD'de tutuklu bulunan ve hakkında gözaltı ve tutuklama kararı verilen bazı Türk vatandaÅŸlarına yönelik bu ülkenin davranışı ve uygulanan çifte standartlara da deÄŸinerek, ÅŸunları kaydetti:

"Benim kendi bankamın genel müdür muavinini kalkacaksın, hiçbir suçu olmadan alıp tutuklayacaksın. Öbür tarafta vatandaşımı, iki yıl oldu neredeyse, kalkacaksın, hiçbir ÅŸey ortaya koymadan yargılayıp, itirafçı olarak da kullanmak isteyeceksin. Bir diÄŸer taraftan benim korumalarımı, 13 korumamı ki bunların içerisinde bir kaç tanesi Amerika'yı daha hiç görmemiÅŸ, orada da deÄŸil, bunlarla ilgili anında gözaltı kararı çıkartacaksın, tutuklama kararı çıkartacaksın. Sonra görüÅŸeceÄŸiz ve diyeceksin ki 'Bunlar federal devletin polisleri deÄŸil, eyaletin polisleridir.' Ya ne olursa olsun. Lafa gelince 'koskoca Amerika'sın. Orada sizin davetinize icabette bulunan Türkiye Cumhuriyeti CumhurbaÅŸkanı'nı adeta terör örgütü mensupları rahatsız ediyorsa, ona saldırmak için orada her türlü gösteriyi yapıyorsa ve bu ülkenin vatansever evlatları da orada onları engellemek isterken kalkıp, bizim evlatlarımızı tutukluyorsun, PKK teröristlerini aradan bir kaç gün geçince serbest bırakıyorsun. O evlatlarımız hala içeride. Demokrasi bu mu ya? Adalet bu mu?"

Bu uygulamaların kendilerine söylenmesi durumunda da "talimatlar verildi" denildiÄŸini anlatan ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"Ä°ÅŸte biz de talimatları verdik. Neyin talimatını verdik? Biz talimatımızı ÅŸu anda yargı süreci içerisinde olana deÄŸil, onun dışında olanlara verdik. EÄŸer bir koskoca Amerika BirleÅŸik Devletleri'ni Ankara'da büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. Çünkü bu takınılan tavır, aslında budur. 'Sen benim stratejik müttefikime böyle davranamazsın, böyle hareket edemezsin' demeleri lazımdı. Ama bunu diyemediler. Åžu anda da bu yanlış, bu büyükelçiden gelmiÅŸtir ve büyükelçi, 'Hükümetim adına ben bu attım' diyorsa, eÄŸer bunu da dışiÅŸleri bakanı, Sayın BaÅŸkan da savunuyor, arkasında duruyorsa, kusura bakmasınlar. Biz de ÅŸu anda aldığımız kararın sonuna kadar arkasındayız." 

'Milletimizin sabır taşı çatlamak üzeredir'

Bugün gelinen noktada her ÅŸeyin açık ve net olduÄŸunu vurgulayan ErdoÄŸan, ÅŸu ifadeleri kullandı:

"Hiç kimsenin Türkiye'ye hukuk devleti dersi verme hakkı yoktur. Demokrasimize kastetmiÅŸ darbecilerin, sokaklarında elini kolunu sallayarak gezdiÄŸi hiçbir ülkeden, Türkiye'nin demokrasi dersi almaya ihtiyacı yoktur. BaÅŸkentlerinin en merkezi meydanlarını terör örgütlerine tahsis edenler, Kandil'deki terör baronlarıyla doÄŸrudan hat kuranlar, bize hukuk dersi veremez. Bakanlarımızı kendi konsolosluklarımıza almayanlar, kusura bakmasınlar bize diplomasiden bahsedemezler. Bu konuda ülkemize had bildirmeye kalkanlar, öncelikle kendi hatalarını, kusurlarını görmeli, aynanın karşısına geçip kendileriyle yüzleÅŸmelidir. Son yıllarda ÅŸahit olduÄŸu iki yüzlülük karşısında milletimizin sabır taşı çatlamak üzeredir. Åžayet Türkiye'de, batılı ülkelere, kurum ve kuruluÅŸlara güven tarihin en dip seviyelerine inmiÅŸse elbette birilerinin kendilerini sorgulaması gerekir."

'Zor günler eleme, elenme ve ayrışma günleridir'

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Åžayet biri, ülkemizin son bir kaç yıldır yaÅŸadığı açık ve örtülü operasyonları önemsizleÅŸtirmeye çalışıyorsa, o kiÅŸi bilinçli bir manipülatördür. Ülkemize diz çöktürmek için alınan kararlardan kendi hükümetini sorumlu tutan kiÅŸi aklını, hırslarının emrine vermiÅŸ bir zavallıdır. Åžayet bu tarz hezeyanlar bir ülkenin anamuhalefet partisinin genel baÅŸkanından çıkıyorsa artık bu zatı kusura bakmayın yerli ve milli göremeyeceÄŸim gibi bu ülkenin hassasiyetlerine kulak veren birisi olarak da görmem mümkün deÄŸildir. KuÅŸkusuz zor günler aynı zamanda, eleme, elenme ve ayrışma günleridir." dedi.

Çifte standart tutumlara karşı olduklarını ifade eden CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: 

"Emin olun çifte standartlar karşısında bizim gösterdiÄŸimiz sabrı dünyanın hiçbir ülkesi gösteremez. Sırtına yediÄŸi onca hançere raÄŸmen herkesle dostluk hukukunu korumaya çalışan bir baÅŸka ülke yoktur. Ama öyle bir ana muhalefet, öyle bir muhalefet var ki... Ä°stisnası MHP'yi tenzih ederim. Bakıyorsun ne diyorlar? Söyledikleri ÅŸey bu, 'Dünyada ÅŸu anda görüÅŸecekleri ülke kalmadı.' Bakıyorsun bir tanesi kalkıp diyor ki 'Batı'dan tamamen kopmuÅŸ, OrtadoÄŸu'ya sığınmış bir Türkiye var.' Kim? Önünde de bir profesör yazıyor. Bunlar haddini bilmiyor. Senin her yerin profesör olsa ne yazar? Sen bir defa neyi müdafaa ettiÄŸini, neyi konuÅŸtuÄŸunu, ÅŸu anda Türkiye'nin bulunduÄŸu yeri, konumu bilmeyecek kadar acizsin. Televizyonda bunlar izlenildiÄŸi zaman ben nefret ediyorum. Bunlardan çıkan öÄŸrenciden hiçbir ÅŸey olmaz. O öÄŸrenciler zaten bu tür hocaların öÄŸrencisi olmaktan da inanıyorum ki nefret ediyorlar." 

'Polis teşkilatımız SIG Sauer kullanmayacak'

"Paramızla satın alamadığımız silahların terör örgütlerine bila-bedel verilmesinin makul, mantıklı, tutarlı izahı olabilir mi?" diye soran ErdoÄŸan, "Bundan sonra Sayın Bakan da burada söylüyorum, 'SIG Sauer' diye bir silahı, bizim polis teÅŸkilatımız kullanmayacaktır, kullanmamalı. Artık biz kendi ülkemizin silahlarını kullanmak suretiyle bu adımları atacağız. Biz artık bu tabancaları veya bunun daha uzun mesafelisini ülkemizde yapıyoruz ve bundan dolayı da kendi silahlarımızı kullanmak suretiyle polis teÅŸkilatımızı daha diri, daha saÄŸlam ayakta tutacağız. Çünkü onlardan almaya devam ettiÄŸimiz sürece bize tembellik geliyor. Gerek yok." ifadelerini kullandı.

ErdoÄŸan, Türkiye'nin, kendi ürettiÄŸi silahlarla bunu yapacağının altını çizerek, "Bin 500 tane silah verecek. VerdiÄŸi cevap ne? 'Kongreden geçmedi.' Åžuna bak. Buna ihtiyacımız yok ve bu noktada kararlı adımlarımızı atacağız." dedi.

YaÅŸananların hiçbirinin tesadüfi olmadığına dikkati çeken ErdoÄŸan, bunların planlı, programlı bir ÅŸekilde aÅŸama aÅŸama hayata geçirildiÄŸini bildirdi. ErdoÄŸan, "Bu kirli planın hedefi, Türk milletine diz çöktürme planlarıdır. Burada mesele, ÅŸahıslar veya partiler deÄŸildir. Burada hedef, ülkemizdir, tüm Türkiye'dir." dedi.

ErdoÄŸan, "Türkiye olarak biz de yaÅŸadığımız onca ihanete, ÅŸahit olduÄŸumuz onca yalan dolana raÄŸmen vakarımızı asla bozmadık. Bugüne kadar daima diyalogdan, uzlaÅŸmadan, nezaketten ve diplomasiden yana olduk. PKK ve FETÖ baÅŸta olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadelemizde ikili anlaÅŸmalarımız çerçevesinde adımlar atılmasını hep talep ettik. Ancak dost ve müttefikimiz olarak görünen birçok ülke bu konuda, gereken hassasiyeti göstermedi. VatandaÅŸlarımızın kanına girmiÅŸ, demokrasimizi hedef almış eli kanlı katilleri iade etmek yerine, taleplerimizi bürokrasilerinin dehlizlerine ittiler. AnlaÅŸmalarımıza riayet etmek yerine olmadık bahanelerle hukukun arkasından dolanmaya çalıştılar." açıklamasında bulundu.

'Bir taraftan 'Demokrasinin ana vatanıyız' diyeceksin, teröristi saklayacaksın'

 ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"Allah aÅŸkına, yarım asırdan fazladır söz verildiÄŸi halde üye yapılmayan. Ama buna raÄŸmen üyelikten vazgeçmeyen bir baÅŸka Avrupa ülkesi var mı? DEAÅž'a en büyük darbeyi indiren ama buna raÄŸmen 'DEAÅž'a destek veriyor' iftirası atılan baÅŸka ülke var mı? 250 ÅŸehit pahasına, 2 bin 193 gazi pahasına demokrasisine sahip çıkan, fakat demokrasinin beÅŸiÄŸi olmakla övünen ülkelerden hiçbir destek bulamayan baÅŸka ülke var mı? 'Demokrasi demokrasi' deyip teröristleri ülkelerinde saklayan bu ülkelerden baÅŸka ülke var mı? Bir taraftan 'Demokrasinin ana vatanıyız' diyeceksin, teröristi saklayacaksın; PKK'lısını da FETÖ'cüsünü saklayacaksın, dosyalar gelecek, dosyalara itibar etmeyeceksin, ondan sonra FETÖ ile irtibatlı olan ülkemizdeki diplomat vasfı olmayan, konsolosluÄŸunda saklanan bir kiÅŸinin kendine göre hakkını arayacaksın. Öbür tarafta Ä°zmir'de yine bir papazın, ÅŸu anda tutuklu, bunu kurtarmaya çalışacaksın. FETÖ ile iliÅŸkili her ÅŸey açık, net bağı, irtibatı var. Bütün bunlar ortada. Bunları koruyacaksınız... Böyle bir ÅŸey olamaz."