BaÅŸbakan Yardımcısı Arınç, BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu baÅŸkanlığında, BaÅŸbakanlık Merkez Bina'da düzenlenen Bakanlar Kurulu Toplantısı'na verilen aradan gazetecilerin sorularını yanıtladı. Arınç, bir gazetecinin, BaÅŸbakan DavutoÄŸlu’nun, hafta sonu düzenlenen AK Parti Batman ve Diyarbakır'da il kongrelerine katıldığını anımsatarak, toplantıda, kongre ve Çözüm Süreci'ne iliÅŸkin yapılan deÄŸerlendirmeleri sorması üzerine, "Kongrelere birlikte katılmıştık. Üzerinde çok fazla ayrıca durmadık. Sayın BaÅŸbakanımız esasen Diyarbakır ve Batman’da da ana ekseni Çözüm Süreci olan önemli konuları yurttaÅŸlarımızla paylaÅŸtı. Bunlar da basın marifetiyle bütün Türkiye’de bilindi. Buna ilave edecek herhangi bir ÅŸey yok" yanıtını verdi. Çözüm Süreci'nin Türkiye’nin meselesi ve bütün yurttaÅŸların sorunu olduÄŸunu ifade eden Arınç, "Bu konuda hükümetimizin kararlı, ısrarlı ve inançlı olduÄŸunu hepimiz biliyoruz. Orada Sayın BaÅŸbakanımızın ifade ettiÄŸi hususları tekrar etmeye ben ÅŸahsen gerek duymuyorum" diye konuÅŸtu. DEDAÅž borçları Arınç, baÅŸka bir gazetecinin, "Enerji Bakanının bir sunumu olduÄŸunu söylediniz, özellikle Diyarbakır’ın da içinde olduÄŸu çok sayıda ilin 255 milyonu aÅŸan ciddi borcu var, DEDAÅž’a. Bu konuda hükümet olarak bir karar aldınız mı, nasıl bir çalışma yapılacak? Bazı belediyeler, Batman baÅŸta olmak üzere borcunu yapılandıracağını açıkladı ama diÄŸer belediyelerin henüz böyle açıklamaları yok. Ödenmeyecek gibi kamuoyunda algı oluÅŸtu. Nasıl bir formül düÅŸünülüyor" sorusu üzerine ÅŸunları kaydetti: "Sadece bugün için deÄŸil epey bir zaman öncesinden bu yana elektrik ve su borcunun ödenmemesiyle ilgili sıkıntılar var. Bu sıkıntılar zaman zaman ara çözümlerle bugüne kadar halledildi. Bu konuda, Bakanlığımızın ve özelleÅŸtirme sonrası bu iÅŸi üstlenen firmaların, iyi niyetli yaklaşımları olduÄŸunu biz biliyoruz. Ancak ne var ki bir hizmeti tüketen insanların veya kurumların bunun bedelini ödememek gibi anlaşılmaz ısrarları var. Bu durum karşısında da ÅŸüphesiz yasalardan kaynaklanan imkanların kullanılması da gerekiyor." Bölgede, 6 ilin belediyelerine ait hizmet binaları, içme suyu, atık su arıtma ve ticari aboneliklerine ait 255 milyon lira borcu bulunduÄŸunu bildiren Arınç, ÅŸöyle devam etti: "DEDAÅž’ın tüm çabalarına raÄŸmen bu borçların ödenmesine yönelik bir geliÅŸme saÄŸlanamamıştı. Bunun üzerine DEDAÅž, 20 Ocak 2015 günü söz konusu belediyelerin borcu olan aboneliklerin elektriklerini kesti. Bunun üzerine de belediyeler bir direniÅŸe baÅŸladılar. HoÅŸ olmayan tavırlar, tutumlar içerisinde maalesef konu kamuoyunun gündemine geldi. Åžimdi ben sadece tartışmaların ötesinde bugün Sayın Bakanımızın da sunduÄŸu bir son durumu sizlere arz etmek isterim: yani 255 trilyon (milyon) borçları bulunan belediyelere ait, Diyarbakır’da belediyelerin 87 milyon liralık borçları bulunmaktadır. Bu borçların ödenmesiyle ilgili Valilik kanalıyla uzlaÅŸma yolları aranmaktadır. Tabii bu 87 milyon 151 bin 020, YeniÅŸehir, Silvan, Sur, Kayapınar, Ergani diye devam ediyor, belediyelerimize ait borçlar." Åžanlıurfa’da 76 milyon liralık borçlarla alakalı, BüyükÅŸehir Belediyesi ile Ä°ller Bankası arasında protokol yapılarak tahsil edilmesi için görüÅŸmelerin devam ettiÄŸini kaydeden Arınç, "Olumlu sonuçlanacağını umuyoruz. Åžanlıurfa Belediyesi geçmiÅŸten biriken borçlarını iyi niyetle ödemeyi taahhüt etti" diye konuÅŸtu. Arınç, Mardin Belediyesinin de 42 milyon lira borcu bulunduÄŸunu, bunun ödenmesiyle ilgili Valilik kanalıyla uzlaÅŸma yolları arandığını kaydetti. "Batman Belediyesine teÅŸekkür ediyorum" Batman Belediyesinin de 22 milyon liralık elektrik borcu bulunduÄŸunu aktaran Arınç, bu borçla ilgili Batman Belediyesi ile Ä°ller Bankası arasında protokol yapıldığını ifade ederek, “Batman Belediyesine, gösterdiÄŸi duyarlılıktan dolayı ben huzurlarınızda teÅŸekkür ediyorum. Ziyaret ettiÄŸimiz sırada da bu konu gündeme gelmiÅŸti. Onlar, ‘borcumuz borçtur, biz bunu ödeyeceÄŸiz’ dediler. Ben, örnek olmasını diliyorum, diÄŸer belediyeler açısından” ÅŸeklinde konuÅŸtu. Siirt’te de Belediyenin 1 milyonun üzerinde borcu olduÄŸunu, bu borcun ödendiÄŸini anlatan Arınç, Şırnak’ta da belediyelerin 25,7 milyon liralık borcu olduÄŸunu kaydederek, "Ama ödeme taahhüdü alındı ve yapılandırma olacak. Şırnak Belediyesi de olumlu bir yaklaşım gösterdi" ifadesini kullandı. Arınç, "DEDAÅž bölgesindeki 6 ilin belediyelerindeki aboneliklerde ÅŸu an itibarıyla herhangi bir elektrik kesintisi yoktur. BildiÄŸiniz gibi bu arada kararlar çıktı, mahkemelerden. Belki ara çözüm olarak o mahkeme kararlarının da olumlu etkisi olduÄŸunu söylemeliyim. Borcu olan belediyelerin ödemelerine iliÅŸkin görüÅŸmeler, devam etmektedir" bilgisini verdi. "Ä°yi niyetle ödeme yapmak isteyen vatandaÅŸlarımıza da yardımcı olunacak" Åžirketler özelleÅŸtirildikten sonra, mevcut borçların artı para istendiÄŸini göstermediÄŸini, sadece kullanılan elektriÄŸin parasının istendiÄŸini dile getiren Arınç, ÅŸöyle devam etti: "Bu her yer için geçerlidir. Türkiye’nin her yerinde bu hizmeti tüketenlerin, bu mal ve hizmet alımı yapanların bunun karşılığı olan ücretleri ödemesi gerekir. Bu konuda kamuya, kurumlarımıza özel sektöre, insanımıza vatandaşımıza elbette önemli görevler düÅŸüyor. Bu konuda yapılan çalışmaların olumlu anlamda devam ettiÄŸini, Sayın Bakanımız ifade ettiler. Ä°yi niyetle ödeme yapmak isteyen bütün vatandaÅŸlarımıza da yardımcı olunacak. Borç yapılandırması yapılacak. Ancak hiçbir ÅŸey ödemem denirse bu kesinlikle doÄŸru deÄŸil, yasalar da bunu kabul etmiyor. Hangi siyasi görüÅŸten olursa olsun, belediyelere, çiftçilerimize vatandaÅŸlarımıza ayrım yapmaksızın hizmet götürmeye devam ediyoruz ve ÅŸüphesiz her ÅŸartta devam edecektir. Ben konunun çok yakın planda uzlaÅŸmayla sonuçlanacağını umuyorum, en azından belediyeler ve bazı kurumlarımız açısından. VatandaÅŸlarımızla ilgili olarak da ÅŸirketle vatandaÅŸlar arasında Bakanlığımız zaman zaman aracı rolü oynamakta ve tahsilatın daha çok yapılmasına yardımcı olmaktadır." Toplantıda, borçların ödenmesine iliÅŸkin bir takvimin konuÅŸulup konuÅŸulmadığının sorulması üzerine Arınç, "Borçlarla ilgili yeni yasal düzenlemeye ihtiyaç yok. Yasal düzenlemelerin hepsi yapıldı. Sadece vatandaşın maÄŸdur olmaması ve bu kurumlarla olan iliÅŸkilerin de uzlaÅŸmayla sonuçlanabilmesi tek amacımız" yanıtını verdi. "Yunanistan laik olmayan bir ülkeymiÅŸ" Bir gazetecinin Yunanistan'daki seçimleri "radikal sol" olarak nitelendirilen bir partinin kazandığını belirterek, bunun Türkiye ve Yunanistan arasındaki iliÅŸkilere yansımasını sorması üzerine Arınç, "komÅŸu"daki seçimlerden Syriza birinci çıktığını hatırlattı. Aleksis Çipras'ın da dini olmayan bir törenle Yunanistan’ın yeni baÅŸbakanı olarak göreve baÅŸladığını dile getiren Arınç, ÅŸunları söyledi: "Bu vesileyle Türkiye'deki laiklere de iki cümle söyleyeyim: Ben de ÅŸimdi yeni farkına varıyorum ki Yunanistan laik olmayan bir ülkeymiÅŸ. Türkiye'de laiklik adına her zaman, her yerde, 'Bugün hava puslu' bile deseniz, 'Çok ÅŸükür laiklik var' diyenlerin komÅŸumuz Yunanistan'da laikliÄŸin olmadığından veya laikliÄŸi reddeden bir ülke olduklarından haberleri var mıydı bilmiyorum. Yani bir papazın önünde yapılması gereken merasimi, ateist olduÄŸunu söyleyen bir baÅŸbakan, 'Ben böyle bir merasim istemiyorum' dediÄŸi için sadece basit bir toplantıyla görevine baÅŸlamış oldu. Dünya yıkılmadı, yani demokrasi açısından ben bunu olumlu görüyorum. Ama laikliÄŸi reddeden bir ülkede ilk defa bir baÅŸpiskopos olmadan göreve baÅŸlamak veya yemin etmenin sorun olacağı söyleniyordu. Görüyorsunuz ki demokrasi bu iÅŸleri sorun yapmadan yoluna devam ediyor." Yunanistan'da güçlü ve istikrarlı bir hükümetin bir an önce kurulmasına yönelik isteklerini ifade eden Arınç, "Yeni kurulacak hükümetle de Türkiye'nin iliÅŸkilerinin mutlaka iÅŸbirliÄŸinin en güçlü olduÄŸu noktada devam ettirmeye gayret edelim. Biz iç politika konusunda Yunanistan ile ilgili bir ÅŸey paylaÅŸacak deÄŸiliz" diye konuÅŸtu. Yunanistan'da halkın seçime gittiÄŸini, bunun sonucunda geçmiÅŸte baÅŸbakanlık yapan insanların partisinin baraj altında kaldığını, aşırı sol, radikal partinin hükümet kuracak noktaya geldiÄŸini anlatan Arınç, "Demokrasinin bir sonucudur, herkesin saygı duyması gerekir. Türkiye olarak bizi ilgilendiren ÅŸey: yeni hükümetle elbette en iyi iliÅŸkileri kuracak noktada olmamız" diye konuÅŸtu. "Tam anlamıyla teyit edilmiÅŸ deÄŸil" Aynı gazetecinin "IŞİD'in Kobani'den (Ayn el-Arap) tamamen çıkarıldığına" yönelik iddialara iliÅŸkin deÄŸerlendirmesini sorması üzerine Arınç, "Evet, haberler geliyor, bunlar henüz tam noktasıyla veyahut anlamıyla teyit edilmiÅŸ deÄŸil. Ancak son geliÅŸmeler de IŞİD'ın direncinin kırıldığı ve Kobani'yi terk ettiÄŸi yolundaydı" karşılığını verdi. Arınç, ÅŸunları kaydetti: "Türkiye'nin bu konuda olumlu rolü olduÄŸunu umarım unutmazlar. 'Biji serok Obama' diye bağıracaklarına Türkiye'nin de her konuda bu iÅŸgale karşı orada yaÅŸayan insanlara nasıl destek ve yardımcı olduÄŸunu umarım hatırlayanlar çıkar. Biz terör örgütlerinin elbette yenilmesini, maÄŸlup edilmesini, bir yerlerden çekilmesini, masum halk üzerindeki etkisinin azalmasını, zayıflamasını, yok olmasını her zaman sevinçle karşılarız." "Evrensel Periyodik Ä°nceleme Mekanizması" Arınç, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Ä°nsan Hakları Konseyi'nde Türkiye ile ilgili insan hakları incelemesi olacağını, bu sebeple Cenevre'ye gideceÄŸini belirtti BirleÅŸmiÅŸ Milletler'in en önemli forumlarından biri olan Ä°nsan Hakları Konseyi tarafından 2008 yılında faaliyete geçirilen Evrensel Periyodik Ä°nceleme Mekanizması'nın, 4 yılda bir, üye ülkelerle ilgili sivil toplum kuruluÅŸlarının da katılımıyla gözden geçirilen bir süreç olduÄŸunu söyleyen Arınç, Türkiye'nin bu kapsamdaki ilk incelemesinin 2010'da yapıldığını ve o dönemde Türkiye'nin insan haklarından sorumlu BaÅŸbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, tarafından temsil edildiÄŸini anımsattı. Arınç, ikinci turda bu kez insan haklarından sorumlu baÅŸbakan yardımcısı olarak kendisinin, beraberinde Ä°çiÅŸleri, Adalet, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Ä°nsan Hakları Kurumu'ndan, DışiÅŸleri Bakanlığının organizasyonunda, müsteÅŸar ve müsteÅŸar yardımcılarının katıldığı bir ekiple Türkiye'yi temsil edeceklerini bildirdi. Toplantının 3 gün devam edeceÄŸini, sonuç kararlarını birlikte alıp Türkiye'ye döneceklerini ifade eden Bülent Arınç, ÅŸunları kaydetti: "120 ülkenin Türkiye ile ilgili bu Evrensel Periyodik Ä°nceleme Mekanizması'nda bizzat soru sormak suretiyle katılımcı olmak istendiÄŸini öÄŸrendik. Bu, Türkiye ile ilgili bir çalışmaya bu kadar yüksek sayıda ülkenin katılması bakımından da önemli görülüyor. Biz de ÅŸüphesiz çok dikkat çekici konularda, Türkiye'nin sorular ve cevaplar konusunda karşı karşıya kalacağı bu mekanizmaya güçlü bir ÅŸekilde hazırlandık. Biz ikinci tur görüÅŸmelerin de Türkiye açısından baÅŸarılı olacağını düÅŸünüyoruz." Bakanlar Kurulu gündeminde öncelikli konular ile Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarının bulunduÄŸunu aktaran Arınç, TBMM gündemine girmesi gereken hususlarda BaÅŸbakan Yardımcısı Yalçın AkdoÄŸan'ın bazı bilgiler sunduÄŸunu anlattı. Arınç, "BildiÄŸiniz gibi bazı kanun tasarıları komisyonlarda görüÅŸüldü. Genel Kurul gündemine gelmesini bekliyoruz. Bu ve önümüzdeki haftanın eÄŸer kabul ederse TBMM Danışma Kurulu kararıyla bu görüÅŸmelerin öncelikli olarak yapılması kabul edilmiÅŸ, arzu edilmiÅŸ oldu" diye konuÅŸtu. Geçen toplantının CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan baÅŸkanlığında yapıldığını anımsatan Arınç, orada, mutat olduÄŸu üzere Bakanlar Kurulu toplantılarının pazartesi günleri BaÅŸbakanlıkta yapılmaya devam edileceÄŸini söylediÄŸini, o günden bu yana geçen sürede BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu'nun Ä°ngiltere, Brüksel ve Davos ziyaretleri yaptığını, Davos'ta hem G-20 lideri sıfatıyla hem de Türkiye'yi temsilen önemli toplantılara katıldığını, toplantıda da bu konuda bilgiler sunduÄŸunu ve genelde baÅŸarılı bir süreç olduÄŸunu ifade ettiÄŸini belirtti. Arınç, toplantıda, yurt içinde yapılan ve kendisinin de iÅŸtirak ettiÄŸi bazı kongreler münasebetiyle kongre izlenimleri, teÅŸkilat çalışmaları ve seçim öncesinde teÅŸkilatların içinde bulunduÄŸu sürecin, Bakanlar Kurulu üyelerinin kendi bölgeleriyle ilgili deÄŸerlendirmeleri de alınarak görüÅŸüldüÄŸünü bildirdi. Bülent Arınç, AB Bakanı ve BaÅŸmüzakereci Volkan Bozkır'ın Avrupa Komisyonu Raporu'na iliÅŸkin bazı bilgiler verdiÄŸini, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın gündemindeki konularla ilgili bazı bilgiler sunduÄŸunu, Milli EÄŸitim Bakanı Nabi Avcı'nın da Bakanlar Kuruluna sunum yaptığını söyledi. Arınç, Avcı'nın sunumu üzerinde çalışılması ve gelecek bakanlar kurulunda tekrar görüÅŸülmesi konusunda BaÅŸbakan DavutoÄŸlu'nun talimatları olduÄŸunu ifade etti. "Yurt dışındaki Türk Okulları" Bir basın mensubunun, "yurt dışındaki Türk Okulları" ile ilgili düÅŸünülen sistem deÄŸiÅŸikliÄŸinin ne zamana kadar gerçekleÅŸeceÄŸiyle ilgili sorusuna Arınç, ÅŸu yanıtı verdi: "Sayın Milli EÄŸitim Bakanımız güzel bir sunum yaptı. Bunun zenginleÅŸtirilmesi ve olabilirliÄŸi konusunda hepimiz önümüzdeki Bakanlar Kurulu'na kadar detaylı bir inceleme yapacağız. Belki önümüzdeki hafta bu konuda yapılabilecek çalışmalarımızı sonuçlandırmış olacağız." Arınç, yurt dışındaki okulların farklı açılardan ele alınması gereken bir konu olduÄŸuna dikkati çekerek, ÅŸunları kaydetti: "Bir defa yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti vatandaÅŸlarının katkısıyla açılmış okullar. Bunlar evet, 'cemaat okulları' olarak bilinirken, daha sonra Türkiye içerisindeki faaliyetlerinin 'Paralel Devlet Yapılanması' ÅŸekline dönüÅŸtüÄŸünden hareketle yurt dışındakilerin de 'Türkiye aleyhinde çalışmalar yapıyor mu, bu konulardaki bilgiler nedir?' Bunlar da elbette bir potada toplandı ve bunun da ıslah edilmesi üzerinde karara varıldı. O karar da ÅŸudur; Türkiye Cumhuriyeti vatandaÅŸlarımızın katkısıyla kurulmuÅŸ ÅŸirket ÅŸeklinde, dernek ÅŸeklinde veya Türkiye'den yönetilen ya da o ülkelerde ortaklıklar kurmak suretiyle açılan ticari amaçlı okullar var. Bunların her birine müdahale etmek hukuken mümkün deÄŸil. Yani biz hukuk içerisinde kalacağız. Biz kalmazsak o ülkelerin kendi yasaları var, onların hukuku içerisinde meseleye bakmamız lazım." Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik ve sosyal olduÄŸu kadar bir hukuk devleti olduÄŸuna inandıklarını belirten Arınç, bu nedenle yapacakları çalışmanın hukuk devleti ilkesine uygun olacağını söyledi. Arınç, söz konusu okullardan bazılarının ÅŸirket bünyesinde kurulduÄŸuna ve bir ÅŸirkete zorla el konulmasının mümkün olmadığına dikkati çekerek, ÅŸöyle konuÅŸtu: "Åžirketlerin devralınması ya da satın alınması suretiyle bu okullardaki eÄŸitim faaliyetlerinin devam etmesi düÅŸünülebilir veya bunun dışındaki formüller de dikkate alınabilir. Ama biz meseleye üç boyutlu olarak bakıyoruz. Birincisi, mevcut okullarımızın kalitesinin artırılması. Bulundukları ülkelerdeki eÄŸitimin daha nitelikli olması, öÄŸretmenlerimizin daha nitelikli olması ve öÄŸrencilerimizin daha iyi bir eÄŸitim alması noktasında mevcut okullarımızın hem fiziki imkanlarının hem de eÄŸitici imkanlarının yeniden desteklenmesi konusu. Ä°kincisi, yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti vatandaÅŸlarının farklı biçimlerde kurmuÅŸ oldukları ve devam eden okullarının faaliyetlerinin aynı ÅŸekilde mümkünse devralınması suretiyle devam ettirilmesi. Üçüncüsü de yeni açacağımız okullar. Bunu bir kanun ile hükümetten hükümete yapmak yerine bir vakıf kurmak suretiyle bu vakıf bünyesinde düÅŸünüyoruz. Gönüllülük esasına dayanan eÄŸitim hizmeti olarak düÅŸünüyoruz. Ana hatları çizilmiÅŸ fakat detaylandırılmamış bir çalışmayla karşı karşıya kaldık. Bunu önümüzdeki Bakanlar Kurulu'nda olgunlaÅŸtıracağız." "Yeni bir eÄŸitim sistemi yoluna girebilir" BaÅŸka bir gazetecinin, yurt dışındaki okullara yönelik çalışmayla, "bunlardan ne kadarının kapatılmasının" öngörüldüÄŸüne iliÅŸkin sorusuna Arınç, "Bizim oradaki okulları kapatmamız diye bir görevimiz yok, bir yetkimiz de yok. Bunu her hukuk bilgisi olan insan bilir" yanıtını verdi. Söz konusu ülkeler ile yönetimlerle görüÅŸmeler yapılabileceÄŸini bildiren Arınç, "Bunlar zararlıysa ki ona inanıyorlar, o konularda dikkatleri çekilebilir. Mesela Gambiya veya Azerbaycan'daki okulların bu ÅŸekilde faaliyetten men edildiÄŸini biliyoruz. Ama her ülkenin buna uyacağını düÅŸünmemek lazım. Ayrıca, bir ticari ÅŸirket olarak bu iÅŸler yönetiliyorsa bunu bizim ancak devir, satın almak veya baÅŸka ortakla iliÅŸkilendirmek ÅŸeklinde tavsiyelerimiz olabilir. Biz dünyada tek başımıza hüküm ferman olan bir devlet deÄŸiliz ki. Dünyada 160 ülkede bulunan bu okullara 'Hadi bakalım bunları kapatın, açın, ÅŸöyle yapın' diyecek bir noktada deÄŸiliz, bunu düÅŸünmüyoruz. Hukuk neyi gerektiriyorsa bu okulların faaliyetlerinin Türkiye tarafından veya baÅŸka iÅŸverenler tarafından devralınması halinde yeni bir eÄŸitim sistemi yoluna girebilir diye düÅŸünüyoruz. Önümüzdeki Bakanlar Kurulu'nda bunu konuÅŸacağız" diye konuÅŸtu. "O arkadaÅŸlarımıza söyleyecek hiçbir ÅŸeyimiz yok" Arınç, bedelli askerlik uygulamasından 1 Ocak 1988'den sonra doÄŸanların yararlanamamasıyla ilgili kamuoyunda tepkilerin oluÅŸtuÄŸuyla ilgili soru üzerine de "Bundan bütün aylar istifade eder mantığını ben ilk defa hayretle duyuyor ve karşılıyorum" ifadesini kullandı. Bedelli askerlik uygulamasına ÅŸu ana kadar yaklaşık 125 bin kiÅŸinin baÅŸvurduÄŸunu ifade eden Arınç, ÅŸöyle devam etti: "3 yıl önce çıkartılan kanunda 30 yaÅŸ esası alınmış ve 30 bin lira bedel takdir edilmiÅŸti. Buna karşı da Anayasa Mahkemesi'ne gidilmedi, eleÅŸtirilmedi, kanunlar uygulamaya geçti. Bu kanun uygulamaya geçti ve neredeyse 15 gün sonra bitecek. Yani her kanun çıkarken uygulamaya girdiÄŸi tarih, bir tarih olarak belirlenir. '31 Aralık' yerine '1 Ocak' diye belirlenmiÅŸtir. O arkadaÅŸlarımıza söyleyecek hiçbir ÅŸeyimiz yok. Kanun yürürlükte ve süresi de bitmek üzeredir. 1 Ocak'tan sonra doÄŸum günü olan kardeÅŸlerimize sabır veya imkanları ne zaman elverirse askere koÅŸa koÅŸa gitmelerini tavsiye ediyorum."
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.