BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın Avusturya ziyareti ne anlama geliyor? Avusturya medyası, BaÅŸbakan ErdoÄŸan'ın bu ziyaretine neden bu kadar dikkat çekiyor? Avusturya'da yayın yapan haber sitesi olan haberjournal, Avusturya ve Türkiye gündemini yakından takip eden ve yaptığı analizlerle dikkatleri üzerine çeken Muhammed Sanaç ile gündeme iliÅŸkin bir röportaj gerçekleÅŸtirdi. Ä°ÅŸte o röportaj: Avusturya’nın gündeminde olan Türkiye Cumhuriyeti BaÅŸbakanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın Viyana’ya gerçekleÅŸtireceÄŸi ziyaretle ilgili olacak. Siz bu ziyaret hakkında ne düÅŸünüyorsunuz?Sayın BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın davet icabı Viyana’ya geliyor olması gayet olumlu ve sevindirici bir tutumdur. Sayın BaÅŸbakan daha önceki Avrupa seyahatlerinde Türk kökenli ve uyruklu vatandaÅŸlarımızın bulundukları ülkelerde ehemmiyet göstermesi, göstermiÅŸ oldukları ehemmiyetin gerek o ülkenin dilini öÄŸrenme konusunda, gerek kültürel faaliyetler, eÄŸitim düzeyi ve sosyal etkinlik konularının altını çizerek katkıda bulunmuÅŸtur. Çünkü BaÅŸbakanın gittiÄŸi her ülkede yaptığı konuÅŸmalarında: ‘’BulunduÄŸunuz ülkenin dilini öÄŸrenin’’ cümlesini altını çizerek söylediÄŸini hatırlıyorum. BaÅŸbakan ErdoÄŸan, daha önce gerçekleÅŸtirdiÄŸi Viyana teÅŸriflerinde, özellikle burada yetiÅŸmiÅŸ, eÄŸitim görmüÅŸ Türk asıllı baÅŸarılı vatandaÅŸlarımızın Avusturya’da Türk milletini temsilen burada katkı saÄŸlamalarını önermiÅŸti. Aynı zamanda da, bu birikimlerini Türkiye’de kullanmak isteyenlere de kucak açacaklarını da belirtmiÅŸti.BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın Viyana ziyaretinin buradaki Türk toplumu tarafından çok önemsenmesini neye baÄŸlıyorsunuz?Türk toplumunun Avrupa’daki 50 yıllık geçmiÅŸine göz attığımız da, Ak Parti iktidarı öncesi gurbetçilere önceki hükümetler tarafından bu düzeyde ilgi ve alaka gösterilmediÄŸi için, Türkiye’ye ziyarette bulunduklarında ‘’Alamancı’’ bulundukları ülkelerde ise ‘’Yabancı’’ olarak tanımlandıkları için kendilerini yalnız bırakılmış hissetmiÅŸlerdir. Fakat son yıllarda Ak Parti döneminde baÅŸta Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar BaÅŸkanlığı olmak üzere, yurtdışında gurbetçilere seçme hakkı tanıması sebebiyle yurtdışındaki Türk toplumuna, yalnız olmadıklarını, kendi ülkelerinde de söz sahibi olduklarını hissettirdikleri için Avusturya’daki gurbetçilerinin bu ziyareti ‘’Ahde vefa’’ olarak deÄŸerlendirdiklerini bu ÅŸekilde anlamak ve algılamak gerekmektedir.Bu seçim hakkının yurtdışındaki Türk vatandaÅŸlarına tanınmasından dolayı, ilerleyen dönemlerde gurbetçilerin Türkiye’de gerek iktidar partisi gerek muhalefet partileri tarafından artık önemsenecekleri programlanmıştır. ÖrneÄŸin CHP Lideri Sayın KılıçdaroÄŸlu’nun en son Almanya ziyaretinde, BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın yaptığı gibi Türk toplumuna hitap etmesini misal olarak gösterebiliriz. Bundan sonra Avrupa’nın bu tür ziyaretlere alışması daha olumlu sonuçlar doÄŸuracaktır.DışiÅŸleri Bakanı Sayın Sebastian Kurz’un tepki çeken açıklamaları hakkından neler söyleyeceksiniz?Öncelikle Avusturya DışiÅŸleri ve Uyum Bakanı Sebastian Kurz’un Türk ve Müslüman toplumlarına faydalı olan müÅŸterek etkinliklerini tenzih ederim. Yalnız olaya nesnel bakmaktan yana olduÄŸum ve fanatizmi hiçbir konuda tasvip etmediÄŸim için BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın Viyana ziyaretine yönelik ifadelerinde ‘’Yanlış KonuÅŸma’’ uyarısını yaparken, yanlış ifadeler kullanmıştır. Bu yanlışa sebebiyet veren durumları ÅŸöyle sıralayabiliriz:1- BaÅŸbakan ErdoÄŸan’a ‘’Yanlış ifadeler kullanma’’ uyarısını yaparken, bizzat yanlış kelimeleri kullandığını düÅŸünüyorum.2- Bu ifadeleri kullanırken, BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın henüz gerçekleÅŸtirmediÄŸi konuÅŸmasını bölücülüÄŸe sebep olabileceÄŸini ön yargılı bir biçimde öne sürerken, kendisi bizzat bölücülüÄŸe zemin oluÅŸturmuÅŸtur.3- Sosyal medyada da görüldüÄŸü üzere, bu söylemleri ‘’Buradaki iklimi zehirlemiÅŸtir’’.Sebastian Kurz bu ifadelerini dile getirirken, DışiÅŸleri Bakanlığı’nın yanında Entegrasyon (Uyum) Bakanlığı görevini de yürütüyor. Peki Avusturya’da entegrasyon hakkında neler söyleyeceksiniz?Öncelikle ÅŸunu belirtmem gerekiyor ki, Entegrasyon Bakanlığı’nın DışiÅŸleri Bakanlığı tarafından yürütülüyor olması, entegrasyon çaÄŸrılarının ne kadar ‘’Samimi’’ olduÄŸunun göstergesidir. Burada doÄŸup, eÄŸitim almama ve kendimi Türk asıllı Müslüman bir Avusturya vatandaşı olarak tanımlamama raÄŸmen, bu durum benim burada hala yabancı olduÄŸumu hissettiriyor. Merak ettiÄŸim ÅŸudur ki, Entegrasyon Bakanlığında kaç tane BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın Viyana’ya gerçekleÅŸtireceÄŸi ziyaretin, Avusturya’daki siyaset ve güncel konulara yansımasını nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?Entegrasyon açısından olumsuz bir sonuç doÄŸuracağını düÅŸünmüyorum, bilakis ErdoÄŸan’ın daha önceki konuÅŸmalarına dayanarak, olumlu sonuçlar doÄŸuracağını düÅŸünüyorum. Zira, açıklamasında BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın henüz gerçekleÅŸtirilmemiÅŸ konuÅŸmasını, entegrasyona tehdit olarak öne süren Sayın Kurz’un , Avusturya’da asıl ayrımcılığa, ırkçılığa ve bölücülüÄŸe sebebiyet veren, son yıllarda oy oranını yükselten ve söylemleri ile buradaki ‘’Entegrasyon iklimini zehirleyen’’ aşırı saÄŸcı parti FPÖ Lideri HC Strache’nin beyan ettiÄŸi çirkin ve ırkçı söylemlerine karşı tutum sergilemedikçe, entegrasyon için apaçık dile getirdiÄŸi beyanatlarını samimi bulmuyorum.Kaldı ki, Sayın Kurz’un mensubu olduÄŸu siyasi parti, son dönemde tartışma konusu olan seçmeli ‘’Türkçe Matura’’ diye adlandırılan lise son sınavının kabulü konusunda kendi içerisinde karşıt tutum sergilemiÅŸ, itilaf halindedir. Bu konuda birçok dil kabul görmüÅŸ durumdayken, çoÄŸunlukta bulunan Türk toplumunun dili olan Türkçe’nin seçmeli ders olarak hala tartışılıyor olması, demokrasi adına ciddi endiÅŸeler uyandırıyor. Çünkü demokrasinin ana temellerinden bir tanesi bir millete sunulan bir hakkı, her millete sunmaktır. Dolayısıyla buda Avusturya devletinin entegrasyon konusunu ne kadar dikkate aldığının göstergesidir.Burada BaÅŸbakan ErdoÄŸan üzerinden ucuz ve basit popülerist çıkar siyaseti yürütülmesine karşıyım. Zira kendi baÅŸarısızlığını bir baÅŸka ülkenin baÅŸbakanına mal etmek ve onu sorumlu tutmaya çalışmak, kendi üzerine doÄŸacak eleÅŸtiri oklarını baÅŸka yöne saptırma siyasetidir. DiÄŸer bir konuda, söz konusu Türkiye olunca Avusturya’daki siyasetçilerin mavi çizgiyi izlediklerini görüyoruz. Son olarak ÅŸunu belirtmek isterim ki: hata yapmak insancıldır. Hatalı aramak ise çok basit bir siyasi tutumdur.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.