Balet olarak değil halkla ilişkiler müdürü olarak döndü

Kazadan 6 ay sonra Ä°zmir Devlet Opera Balesine balet olarak deÄŸil Basın ve Halkla Ä°liÅŸkiler Müdürü olarak dönen Zöngür, aynı zamanda DJ’lik ve okçuluk yapıyor, ana castını dünyada ilk kez engellilerin oluÅŸturduÄŸu Adım Adım filminde Haldun Dormen ve Asuman Dabak ile rol alıyor. 

Henüz sekiz yaşındayken ‘sahnedeki aÄŸabeyler gibi olacağım’ diyerek balet olmaya karar veren Zöngür, uzun yıllar türlü acılar çekerek ve fedakarlık yaparak hayalini kurduÄŸu ışığa uzandı. 2010 yılında Ä°zmir Devlet Opera Balesinde bale yapmaya baÅŸlayan 25 yaşındaki Bora Acar Zöngür, yaklaşık üç yıl sözleÅŸmeli olarak çalıştıktan sonra 2013 yılında kadro sınavını kazandı. Kadro almasıyla bir yıl stajyer olarak görevini devam ettiren Zöngür’ün, asaletini aldıktan iki ay sonra Antalya’da geçirdiÄŸi trafik kazası ile hayatı deÄŸiÅŸti. Kazada omurgası kırılan Zöngür, bir yıldır tekerlekli sandalye ile hayatına devam ediyor. Belden aÅŸağısını hissetmediÄŸi için bale yapamaz hale gelen Zöngür, kendi deyimiyle hayatın ona verdiÄŸi limonu limonataya çevirdi. Kazadan 6 ay sonra Ä°zmir Devlet Opera Balesine balet olarak deÄŸil Basın ve Halkla Ä°liÅŸkiler Müdürü olarak döndü. Kazadan önce uÄŸraÅŸtığı fotoÄŸrafçılığı devam ettiren Zöngür, ÅŸimdi DJ’lik ve okçuluk yapıyor. Aynı zamanda ana castını dünyada ilk kez engellilerin oluÅŸturduÄŸu Adım Adım filminde Haldun Dormen ve Asuman Dabak ile rol alan Zöngür, “Hayattan her zaman zevk alabiliyorsunuz sadece perspektifi deÄŸiÅŸtirmek lazım. Hayat yine aynı. Kalbim atıyor, gözlerim görüyor, duyabiliyorum, konuÅŸabiliyorum. Beynim çalışıyor. Bunlar çalıştığı sürece üretebilirim” dedi.

“AYAKLARIMIN ÜSTÜNDE BÄ°R KEZ DAHA GÖRECEKSÄ°NÄ°Z BENÄ°”

Festival için gittiÄŸi Antalya’da hayatını deÄŸiÅŸtiren olayı anlatan Zöngür, ÅŸöyle konuÅŸtu: “Kendi yolumuzda, kendi hızımızda giderken bir anda kırmızı ışık ihlali yapan bir midibüs yola daldı. Åžoförün arkasında oturuyordum. Çarpmanın ÅŸiddetiyle önce ön koltuÄŸa sonra tavana vurdum. Kazada omurgam kırıldı. Ambulansa bindirilirken bile sedye üstünde ‘ayaklarımı hissetmiyorum, balet sanatçısıyım lütfen yardım edin’ diye bağırıyorum. Bugün tam 379. gün. Aslında günleri saymıyorum. Saymayı uzun süre önce bıraktım ama beynime öyle iÅŸledi ki; yarın da adım gibi eminim ‘bugün de 380 oldu’ diyeceÄŸim. Halen daha içimde bir ümit var. 380. günde deÄŸil de belki 680. gün olacak bilmiyorum ama ümit ediyorum ki tabuta girmeden önce ayaklarımın üstünde bir kez daha göreceksiniz beni.”

“İŞİMÄ°Z TEKNOLOJÄ°YE KALDI”

Bir yıllık tedavi sürecinde birçok doktor ve hastane gezdiÄŸini belirten Zöngür, ÅŸimdiki saÄŸlık durumu hakkında ÅŸunları söyledi: “Ä°lk ameliyatımı yapan doktor Yetkin SöÄŸüncü yapılabilecek en iyi ameliyatı yaptığını söyledi. Kendisi gerçekten çok iyi bir profesör. Sırtımda ÅŸuan 12 platin var. Sinirler koptuktan sonra ne yazık ki kendini iyileÅŸtirmiyor. Ä°ÅŸimiz teknolojiye kaldı. GeliÅŸimimi takip eden doktorlar her zaman bir ümit olduÄŸunu ancak ÅŸuanda bir geliÅŸmenin görülmediÄŸini söylüyor. Fizyoterapi doktorum Banu Kenar ise kazadan bugüne aslında ciddi geliÅŸmeler olduÄŸunu ancak eski halime dönemediÄŸim için de geliÅŸmeleri fark etmediÄŸini söylüyor.”

BALET OLARAK DEĞİL HALKLA Ä°LÄ°ÅžKÄ°LER MÜDÜRÜ OLARAK DÖNDÜ

Kazadan sonra “Ä°zmir’den ayaklarımın üstünde çıktım, tekrar ayaklarımın üstünde gireceÄŸim” dediÄŸini söyleyen Zöngür, Ä°zmir’e döndükten sonra deÄŸiÅŸen hayatını ÅŸöyle anlattı: “Burada halen arkadaÅŸlarımla halı sahada maç yaptığım yerin önünden geçiyorum. YüzebildiÄŸim zamanlar yüzdüÄŸüm sahillere yolum düÅŸüyor. Kız arkadaşımla el ele yürüdüÄŸüm sahilden geçiyorum. Bu hoÅŸ olmuyor benim için. Artık bale yapamıyor olmak anlatılabilecek bir ÅŸey deÄŸil. Daha 8 yaşındayken bir hayal kurdum. O hayale ulaÅŸabilmek için çok fazla ter döktüm. Çok acı çektim, yılmadım ve baÅŸardım. KurduÄŸum hayali gerçekleÅŸtirdim ama artık belden aÅŸağımı hiç hissetmiyorum ve hareket ettiremiyorum. O zaman Ä°zmir Devlet Opera Balesi Müdürü Aytül Büyüksaraç teklifte bulunmuÅŸtu. Kendisinin görevi deÄŸiÅŸince ÅŸu anki Ä°zmir Devlet Opera Balesi Müdürü Füsun Dilgen’in teklifi ile Ä°zmir Devlet Opera Balesi Basın ve Halkla Ä°liÅŸkiler Müdürü olarak yaklaşık 6 ay önce çalışmaya baÅŸladım.”

“HAYATI BÄ°R NOKTADAN YAKALAMAK ZORUNDASINIZ”

Sahneye çıkamasa da perde arkasında sahneye çıkan arkadaÅŸlarına yardım ettiÄŸini dile getiren Zöngür, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Bizi izleyen pırıl pırıl gözlerin karşısına çıkıp kendimi heyecanlandıramıyorum ama arkadaÅŸlarımın sahneye çıkabilmesi için perde arkasında yine aynı kurum içerisinde bir göreve sahibim. Ä°zmir Devlet Opera Balesinin sahneye koyduÄŸu eserlerin reklamını yapıyorum. Hayat durmuyor. Sadece kendi hayatınızı durdurabilirsiniz. Elime çok fırsat geçti ama o kadar cesur deÄŸilmiÅŸim. Ä°yi ki de o kadar cesur deÄŸilmiÅŸim. Hayatı bir noktadan yakalamak zorundasınız. Eskiden yaptığım ÅŸeylerin ÅŸuanda olabilecek olanlarını tekrar yapmaya özen gösteriyorum. FotoÄŸrafçılık yapıyordum. Tekerlekli sandalye ile fotoÄŸraf çekmek kolay deÄŸil ama kendimi geliÅŸtirirsem ümit ediyorum daha iyi olabilirim. DJ’liÄŸi oturarak yapabilirsiniz. Elimden geldiÄŸince stüdyomda müzik yapmaya çalışıyorum. Okçuluk yapıyorum. Milli takıma girme hayalim var. Antrenörümüz Cumhur YavaÅŸ uygun görürse ve gerekli puanı tutturabilirsem 2020 Tokyo neden olmasın? 8 yaşındayken Ä°zmir Devlet Opera Balesi’nde Tebessümler Diyarı’nı izledim ‘sahnede dans eden abiler gibi olacağım’ dedim. Bugün de ‘2020 Tokyo’ diyorum. Neden olmasın?”

“O ALKIÅžI DUYMAK Ä°ÇÄ°N Ä°ÇÄ°MDE YANAN ALEVÄ° ANLATAMAM”

3 Aralık’ta vizyona girmesi planlanan Adım Adım filmi ile ilgili de konuÅŸan Zöngür, ÅŸu ifadeleri kullandı: “Haldun Dormen’in, Asuman Dabak’ın rol aldığı ve ana castını engellilerin oluÅŸturduÄŸu Adım Adım filminde oynuyorum. Bu dünyada bir ilk. Engelliler çok defa filmlerde canlandırıldı ama engelli bireyler tarafından asla canlandırılmadı. Artık sahneye çıkamıyorum, o alkış sesini duyamıyorum ama içimde yanan alevi anlatamam. O galayı nasıl beklediÄŸimi anlatamam. Işıklar kapandığında insanlar alkışlayacak beni de alkışlamış olacaklar. Kimi memur ayın 15’inde ATM’ye gider ve o rakamları görünce mutlu olur. Kimi CEO yeni bir anlaÅŸmaya imza attırıp o imzaya bakınca mutlu olur. Bir gazeteci haberi baÅŸ sayfadan verilince mutlu olur ben de o alkışı duyduÄŸumda mutlu oluyorum. Alkışı kendi içimde ne yazık ki duyamıyorum. Saçma bir örnek olabilir ama; çikolatalı dondurmayı çok seversiniz, dünyadaki çikolata stokları tükenir ve kremalı dondurmayla tatmin etmeye çalışırsınız kendinizi. O kremalı dondurma asla sizi tatmin etmez çünkü aklınızda o çikolata tadı vardır. Bu da onun gibi bir ÅŸey. O hazzı almak için çok uÄŸraÅŸtım. Kendimi asla takdir etmem. Ancak baÅŸkası takdir ettiÄŸi zaman, o alkışı duyduÄŸum zaman ‘evet bir ÅŸey yaptım’ diyorum. O galada o alkışı duymam lazım.”

“SADECE PERSPEKTÄ°FÄ° DEĞİŞTÄ°RÄ°N”

Hayatın sunduÄŸu limonu limonataya çevirdiÄŸini ifade eden Zöngür, sözlerini ÅŸöyle sonlandırdı: “Engelli bir birey beni izlediÄŸi zaman belki ‘bu adam hayatın ona verdiÄŸi limonu limonataya çevirmiÅŸ’ diyecek ve belki o da dışarı çıkmaya karar verecek. O adam dışarıya çıktığında yolda karşılaşırsak ve onunla çok iyi arkadaÅŸ olursak? Hayat bitmiyor. Hayattan halen tat alabiliyoruz. Belki bir kadının teninde deÄŸil ama sabah gün doÄŸumunda. Belki sabah esintisinde sahilde koÅŸmakta deÄŸil ama parkta otururken bir çocuÄŸun masum kahkahalarında. Hayattan her zaman zevk alabiliyorsunuz sadece perspektifi deÄŸiÅŸtirmek lazım. Hayat yine aynı. Kalbim atıyor, gözlerim görüyor, duyabiliyorum, konuÅŸabiliyorum. Beynim de çalışıyor. Bunlar çalıştığı sürece üretebilirim. Bugün burada olmamın, böyle düÅŸünmemin en büyük yardımcıları Tacettin Uyanık ve eÅŸi Ömür Uyanık’a da sonsuz teÅŸekkür ediyorum.”