“Gökyüzüne bakın” dememin sebebi, bir ÅŸey göreceÄŸinizden deÄŸil... Hemen yakınımızda neler oluyor da haberimiz yok, hatırlamamız açısından... Ufak bir yörünge kayması halinde neler olabileceÄŸini aklımıza getirip ne kadar hassas dengeler içerisinde yaÅŸadığımızın farkındalığına ulaÅŸmamız amacıyla...NASA VE MICROSOFT BIR ARAYA GELIRSE! Ä°LK konuÅŸulmaya baÅŸlandığından beri Mars’a “insanlı yolculuk” hiç de gerçekçi gelmemiÅŸtir bana. Teknoloji insanoÄŸlunu Dünya’dan alıp Mars’a götürüp oradan da geri getirebilecek düzeyde olsa bile yapılacak yolculuÄŸun (gidiÅŸ-dönüÅŸ) 1 yılı aÅŸkın bir süre tutması ve yerçekimsiz ortamın insan vücudunda oluÅŸturacağı fiziksel tahribat aslında gerçekçi düÅŸünen herkesi kaygılandırmakta. DiÄŸer yandan Mars’tan elde edilecek veriler tüm insanlığın geleceÄŸi için çok önemli. Peki madem Mars’a robotlar gönderilebiliyor, görüntüler elde edilip kimyasal analizler de gerçekleÅŸtirilebiliyor; insanın bizzat Mars’a ayak basması gibi bir riske neden giriliyor? Bu soru sorulduÄŸunda projede çalışan bilim insanlarından en çok ÅŸu yanıt duyuldu: “Ortama robot deÄŸil, insan gözüyle bakmanın önemi çok büyük. Etrafa bakarken ‘Hangi tepeden ya da vadiden analiz için örnekler almalı, ufukta neler görünüyor?’ sorularına yanıt vermek bizzat insan görüÅŸüyle gerçekleÅŸtirildiÄŸinde ÅŸüphesiz daha ilginç sonuçlar verecektir.” Lakin özellikle son 5-6 yıl içerisinde (NASA ve ESA’da) uzay araÅŸtırmalarına ayrılan bütçede yapılan kısıtlamalar “Mars’a insanlı misyon” hayallerini büyük oranda zayıflatmakta.Bilim insanları yüzyıllardır imkânsızlıklar içerisinde imkânlar arayarak insanlığa hizmet verdiÄŸi için bu probleme de iki dev ismi bir araya getirerek çözüm bulmaya çalıştı: NASA ve Microsoft. Washington’daki NASA’dan, bilim adamı Dave Lavery’nin yaptığı açıklamaya göre, NASA ve Microsoft ortak bir proje oluÅŸturarak “Microsoft HoloLens” ismini verdikleri bir teknoloji geliÅŸtirdi. OluÅŸturdukları bilgisayar programında bilim insanları baÅŸlarına yerleÅŸtirecekleri lensli bir kask ile adeta Mars’taymışçasına gönderilen robotun görüntülerini (direkt ofisinden hatta evinden) 3 boyutlu (holografik) görüntü olarak gözleyebilecek.NASA Jet Propulsion Laboratuvarı’ndan proje yöneticisi Jeff Norris, “Böylece sadece laboratuvarlarımızdan deÄŸil, dünyanın her yerinden bilim insanları bu teknolojiyi kullanarak robot gönderilen her gezegen ve astroidi, üzerinde yürüyormuÅŸ gibi görüntüleyebilecekler” dedi. Bu projeden yola çıkarak geliÅŸtirilecek robotların insanlarla koordine hareket etmeleri planlanıyor. HoloLens takan bir bilim adamının yerde ilginç bir taÅŸ parçası gördüÄŸünde eÄŸilip yerden taşı eline alması, evirip çevirerek incelemesi mümkün olabilecek.TUHAF BIR HAYAL BAZEN hayal kuruyorum...“DüÅŸüncesizlik ve haksızlıkların fokurdadığı anlarda, olaylardan sorumlu kiÅŸilerin yanında aniden belirip elimde bir megafonla tam kulağına avazım çıktığı kadar ‘Heeeey’ diye bağırabilsem ne güzel olurdu” diyorum. Yerinden sıçrasın, ÅŸöyle bir baksın etrafına... Korkutmak deÄŸil amacım. Sadece uyansın, gözlerini ovuÅŸturup biraz daha farklı baksın çevresine diye. O “Heeey”in ardından son bir haftadır okudukça bana “Vay canına!” dedirten uzay araÅŸtırmalarından bahsetsem mesela... Bilim camiasında ilan edilip halka doÄŸru düzgün anlatılmayan bilimsel/evrensel gerçekleri (dinlemek istemese de) bir bir sıralasam... MaÄŸaraların ve toprağın derinliklerinde, karanlığa gömülü yaÅŸayan canlıların çoÄŸunun evrimle gözlerini kaybettiklerini hatırlatıp çenesinden yakalayarak başını ışığın geldiÄŸi yere, GüneÅŸ’e, yani gökyüzüne kaldırsam ve “Bak” desem... 150 milyon kilometre uzaktaki GüneÅŸ’in 1.300.000 adet Dünya’yı içine alabilecek kadar büyük olduÄŸunu, zamanla daha da büyüyerek Venüs’ü ve Dünya’mızı da içine alacağını, ama daha sonra büzüÅŸerek Dünya’dan daha küçük boyutlara düÅŸeceÄŸini (beyaz cüceye dönüÅŸeceÄŸini) söylesem dinler mi ki? Dinlese bile bir anlam çıkarabilir mi ki?Geçen hafta Clemson Üniversitesi bilim insanlarının, Space Policy adlı bilimsel dergide yayımladıkları makaleyle hepimize “evrende olan her olgunun küçük boyutlarda hayatımızda gerçekleÅŸeceÄŸini” ispatladıklarını söylesem, biraz önce bahsettiÄŸim GüneÅŸ’i düÅŸünerek büyüklenmekten vazgeçer mi acaba?O koca GüneÅŸ’in Samanyolu içerisinde vücutta dolaÅŸan bir virüs kadar küçük kaldığını hatırlatsam, cebinden akıllı telefonunu çıkarıp www.scoopwhoop.com/ news7wow-nasa/ sayfasını açsam ve NASA’nın Hubble Uzay Teleskobu ile Andromeda galaksisinden elde ettiÄŸi ve 5 Ocak’ta halkla paylaÅŸtığı o inanılmaz görüntüleri göstersem... Gördükleri bir anlam ifade eder mi? O görüntülere bakarken “uzayın tamamen sessiz olduÄŸunu” belirtsem... Az bildiÄŸi ya da hiç bilmediÄŸi konularda konuÅŸmayı kesip (parçası olduÄŸu evrenin bu erdemli özelliÄŸini gösterip) acaba bazen sessiz kalmayı yeÄŸler mi?Åžüphelerini yıkmak içina) Bizzat kendimin NASA Johnson Uzay Merkezi’nde Ay’dan getirilen 382 kilogramlık taÅŸlarla çalıştığımı,b) Bu taÅŸların extraterrestrial (yani Dünya dışı) olduÄŸunun yüzlerce uluslararası bilim insanı tarafından ispat edildiÄŸini,c) Bütün bir Ay misyonunda bir kenti oluÅŸturacak sayıda (400 bin) kiÅŸinin çalıştığını ve bu insanlardan tek birinin (neredeyse 50 yıldır) çıkıp “Aslında Ay’a gidilmedi” demediÄŸinid) “Gidilmedi savı”nın sadece dışarıdan kiÅŸilerce iddia edildiÄŸini,e) Bugün güçlü bir lazer ışınıyla astronotların Ay yüzeyine yerleÅŸtirdikleri reflektörün (bir çeÅŸit ayna) her an tespit edilebileceÄŸini,f) 2008 yılında Japon uzay araÅŸtırma grubu JAXA’nın SELENE adlı “probe”yle fotoÄŸraflar çektiÄŸini ve Ay’a inildiÄŸini ispatladıklarını,g) Bunun gibi 100’ü aÅŸkın bilimsel ispat daha sayabileceÄŸimi söylesem... “Ä°nsanoÄŸlu evrende minicik ama istese, azmetse ve bilime deÄŸer verse ne çok imkânsıza imza atabilecek kudrette” deyip insan olduÄŸu için gurur duyar mı ki? Kendisiyle gurur duymasa bile baÅŸkalarının baÅŸarılarını alkışlayabilme olgunluÄŸuna ulaÅŸabilir mi? Sırf kulağının pasını silmek için hiç duymadığı baÅŸka bilgiler daha versem... Mesela uzayda aynı yapıda iki metalin birbirine deÄŸdiÄŸi anda ayrılmaksızın kaynak yapılmışçasına sonsuza dek yapıştıklarını... Ay’ın barut gibi koktuÄŸunu, her yıl Dünya’dan yaklaşık 4 cm uzaÄŸa kaçtığını... Satürn’ü küçültüp bir bardak suya atsak batmadan yüzeceÄŸini, buna karşın Neutron yıldızından bir kaşık toprağın 1 milyar ton ağırlıkta olduÄŸunu söylesem...Bu bilgi okyanusundan verdiÄŸim 3 damlacık bilgiyle heyecanlanıp, daha çok öÄŸrenmek isteyip, düÅŸünüp hayatın anlamını baÅŸka bir ÅŸekilde irdelemeye baÅŸlayarak ve (tamamen maddiyata dayalı) deÄŸer yargılarını deÄŸiÅŸtirerek hümanist, sevecen, alçakgönüllü, bilim seven/destekleyen, evrendeki mükemmeliÄŸi yaptığı her iÅŸe yansıtmaya çalışan, adaletli birine dönüÅŸür mü ki? Ne bileyim! Global olarak bütün yaÅŸanan kaosun ve mutsuzlukların farkındalıkla yok olacağını düÅŸünerek öylesine tuhaf bir hayal kurdum iÅŸte... Siz hiç normal hayaller kuran bilim insanı gördünüz mü zaten?Kaynak : habertürk
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.