Cumhurbaşkanı Erdoğan El-Cezire'ye konuştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Merkezli El-Cezire Televizyonu'na mülakat verdi
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Katar Merkezli El-Cezire Televizyonu'na verdiÄŸi mülakatta pazar günü yapılan halk oylaması, bundan sonra atılacak adımlar, Avrupa'nın Türkiye'ye yönelik baskıları ve ABD BaÅŸkanı Donald Trump'la gerçekleÅŸtirdiÄŸi telefon görüÅŸmesine iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulundu.
"Türkiye rejim tercihini 1923'te cumhuriyetle yapmıştır"Halk oylamasından evet sonucu çıkmasının ardından acilen atılacak adımların neler olacağıyla ilgili soruya ErdoÄŸan, "Öncelikle, dezenformasyon ya da olumsuz kampanya yürütmek suretiyle bu iÅŸi bir diktatörlük vesaire gibi nitelendirme gayreti içinde olanlar ya da rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi gibi yaklaşım gösterenlere karşı ÅŸöyle bir ifadem olacak; Türkiye rejim tercihini 1923'te cumhuriyetle yapmıştır. Ondan sonra Türkiye'nin böyle bir tercihi yoktur. Åžu anda atılan adım, sadece bir yeni yönetim sistemidir, pazar günü yaÅŸadığımız budur. Çünkü sistem içinde çok ciddi tıkanıklıklar var, bu tıkanıklıklar Türkiye'nin çok daha süratle büyümesini engelleyen tıkanıklıklardır. 14-15 yıllık iktidarımız döneminde bunları biz yaÅŸadık. Üç kat büyüme saÄŸlamış olmamıza raÄŸmen biz diyoruz ki, daha fazla büyüme imkanımız varken niye üç kat büyümeyle bunu geçiÅŸtirelim. Ayaklarımızda prangalar var, tabii bu prangaları kesip atmadıktan sonra bunu saÄŸlayamazsınız." cevabını verdi.
"Sandıktan despot çıkmaz"Yeni sistemin halkın seçtiÄŸi kiÅŸinin despot olmayacağını garanti edip etmediÄŸiyle ilgili soruyu da ErdoÄŸan, "Bakın sandıktan diktatör çıkmaz. Diktatör çok daha deÄŸiÅŸik yollarla gelir. Bu malum, birçok yerde silahlı darbeyle gelir. 15 Temmuz örneÄŸin, bu ülkede baÅŸarıya ulaÅŸsaydı, baÅŸarılı olabilseydiler o zaman iÅŸte bu ülkeyi bir diktatör tehdidi kapsayabilirdi ama bu millet iradesini ortaya koydu, kendini ortaya koydu, gövdesini siper etti ve dedi ki, sandıkla getirdiÄŸim CumhurbaÅŸkanını siz kalkıp da indiremezsiniz. 249 ÅŸehit verdik, 2 bin 193 gazimiz var. Åžimdi bana öyle bir diktatör gösterin ki, ÅŸu anda mesela sadece vatana ihanetten yargılanabilirim, Yüce Divan'a gönderilebilirim fakat yeni düzenlemede sadece vatana ihanet deÄŸil kiÅŸisel suçlar da dahil olmak üzere iÅŸlediÄŸim her suçtan dolayı beni Yüce Divan'a gönderebilirler veya o zamanki kimse Yüce Divan'a gönderilebilir. Yeni baÅŸkanla beraber onun baÅŸkan yardımcısı-yardımcıları, bakanları, onlar da yine aynı ÅŸekilde Yüce Divan'a gönderilebilirler. Bu neyi gösteriyor? Meclisin çok ciddi bir denetim gücünün olduÄŸunu gösterir. Bir de burada tabii bu kararları alabilmek için bir uzlaÅŸma gerekmektedir. Bu uzlaÅŸmanın da yollarını bu düzenleme açmış oluyor, getirmiÅŸ oluyor." ÅŸeklinde yanıtladı.
Trump ile gerçekleÅŸen telefon görüÅŸmesiABD BaÅŸkanı Donald Trump ile gerçekleÅŸtirdiÄŸi telefon görüÅŸmesinde konuÅŸtuklarına da deÄŸinen ErdoÄŸan, "Birincisi, tabii Sayın Trump'ın bizim bu referandumla ilgili aldığımız neticeyi tebriÄŸi var. Bir diÄŸer adım, tabii benim ÅŸu anda Paskalya Bayramları sebebiyle kendilerini tebriÄŸim oldu. Tabii önemli olan asıl boyut, Suriye ve Irak'taki geliÅŸmeler, bunu birlikte ele aldık ama dedik, bunların detayını, teferruatını özellikle ÅŸöyle çok kısa zamanda yüz yüze yapacağımız görüÅŸmede ele alalım, orada bunun deÄŸerlendirmelerini yapalım. Åžunu yalnız dedim peÅŸinen tekrar ben sizlere söyleyeyim, PYD-YPG, bunlar PKK terör örgütünün adeta yan kuruluÅŸları gibidir. Dolayısıyla bunu biz yaÅŸadık, bunları biz iyi tanırız. Dolayısıyla artık bunları bitirelim. Yani bir terör örgütünü bir baÅŸka terör örgütüyle yok etme anlayışını doÄŸru bulmuyorum dedim. DEAÅž bir terör örgütüdür ama bunlar da terör örgütü, bunlar benim ülkem için tehdit oluÅŸturuyor. Biz sizlerle NATO'da beraberiz, müttefikiz, iki önemli stratejik ortağız. Bu ortaklığımızın çok daha güçlenerek ilerlemesi lazım. Biz Amerika, koalisyon ortakları, Türkiye ve Körfez'deki bazı ülkeler birlikte burada DEAÅž'la ilgili problemleri çözeriz. Kaldı ki ben bu konuyu dedim, Sayın (Vladimir) Putin'le de görüÅŸtüm. Sayın Putin'in de buraya bakışı bu noktada olumsuz deÄŸil. ArkadaÅŸlar çalışsınlar dediler, ona göre adımları atarız. Nitekim bu arada üç ülkenin genelkurmay baÅŸkanları da bir araya geldi, Antalya'da toplandılar, çalışmalar baÅŸladı. Tabii kendisi de saÄŸ olsun, bundan sonra özellikle Amerika-Türkiye arasındaki iliÅŸkilerimizi çok daha güçlenerek devam ettirmemiz, artırmamız gerekir dediler." ifadelerini kullandı.
"Obama maalesef PYD ve YPG konusunda bizleri aldatmıştır"CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Trump'ın telefon görüÅŸmesinde ABD'nin PKK, YPG ve PYD'ye yönelik politikasını deÄŸiÅŸtireceÄŸi yönünde bir söz verip vermediÄŸiyle ilgili soruya, "Zaten daha önce bu konuda yani terör örgütlerine karşı bizim ortak dayanışma içerisinde bir çalışmamızın olması gerektiÄŸini söylemiÅŸlerdi. Åžimdi yapacağımız görüÅŸme, artık bunun tamamen yüz-yüze görüÅŸmede detaylandırılması olacaktır ve orada tabii biz birçok belgeleri de kendilerine sunacağız. Daha önceleri de PKK'yla ilgili konuda mutabakatımız var idi. Obama döneminde de bu konuda mutabakat vardı fakat Obama maalesef PYD ve YPG konusunda bizleri aldatmıştır ama ÅŸu andaki yönetimin aynı durumda olacağına ihtimal vermiyorum." cevabını verdi.
"Türkiye artık inandığı yolda baÅŸarılı bir ÅŸekilde yürüyor"Halk oylamasının ardından Trump ve Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin gibi dünyanın çok farklı ülkelerinden liderlerin aradığı hatırlatılarak Almanya BaÅŸbakanı Angela Merkel'in henüz aramamasına iliÅŸkin soru üzerine ErdoÄŸan, "Tabii ÅŸimdi bunu bir suçluluk psikolojisi olarak deÄŸerlendirebiliriz; bu bir. Ä°ki; bunu fırsat bulursanız kendilerine sorun." yanıtını verdi.
ErdoÄŸan'a, Avrupa'nın Türkiye'ye karşı takındığı düÅŸmanca tutumun nedenleri de soruldu.
Türkiye'nin son yıllarda elde ettiÄŸi baÅŸarılara deÄŸinen ErdoÄŸan, "Tabii Türkiye çok farklı bir sürecin içerisine girdi. Türkiye artık böyle bir yanağına tokat vurulduÄŸu zaman öbür yanağını çeviren bir ülke deÄŸil. Türkiye artık inandığı yolda baÅŸarılı bir ÅŸekilde yürüyor. Yani Türkiye eÄŸitimde, saÄŸlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, gıda-tarımda, bütün altyapı-üstyapı yatırımlarında çok ciddi bir medeniyet yarışında performans yakaladı. Tabii bunu hazmedemiyorlar, sıkıntı burada. Åžimdi bu yeni sistemle çok daha hızlı yürüyecek bir sürecin içindeyiz." diye konuÅŸtu.
"Türkiye'yi 54 yıl AB kapısında bekletenlerin demokratlığı olamaz"CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Avrupa ülkelerinin halk oylaması sürecinde adeta Türkiye'ye savaÅŸ açtığını vurguladı. Buna iliÅŸkin bazı olaylardan örnekler veren CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:
"DüÅŸünün, Ä°sviçre Parlamentosunun önünde ErdoÄŸan'ın pankartı, ÅŸakağına silahı dayamışlar, 'ErdoÄŸan'ı öldürün.' Bunu bir ülkenin cumhurbaÅŸkanına karşı bir ülkenin parlamentosunun önünde polis koruması altında yapmak mümkün mü? Hangi ülkeye karşı böyle bir ÅŸey yapılabilir? Aynı ÅŸey Almanya'da, Avusturya'da, Belçika'da, Ä°sveç'te oldu, hepsinde de bunları yaptılar. Tahammülleri yok. Åžu anda çılgına dönmüÅŸ vaziyetteler, onlar baÅŸka ÅŸey bekliyorlardı. Almanya'da 'evet' oylarının bu denli yüksek çıkışı bunları çıldırttı. Aynı ÅŸey Avusturya'da, Hollanda'da yaÅŸandı. 'Evet' oylarının yüksek çıkması bunları rahatsız ediyor. Çünkü bizzat milletvekilleriyle beraber 'hayır' kampanyaları yaptılar.
Bu yaptıklarına 'faÅŸist bir baskı' veya 'Nazizm' denmesinden çok rahatsız oluyorlar. BittiÄŸini zannediyordum ancak hala uygulamaları var. Neden rahatsız oluyorlar? Yapmayın bu uygulamaları. Bizde bir söz var; 'Yarası olan gocunur.' Yani gerçekten eÄŸer böyle bir baskı yoksa faÅŸist veya Nazi böyle bir baskı yoksa hiç rahatsız olmayın. Gerçekten böyle bir baskı yoksa rahatsız olunmaması gerekir. Bizim bir sözümüz daha var bilirsiniz; 'Abdestinden ÅŸüphen yoksa namazından ÅŸüphen olmasın.' Åžimdi biz onlara diyoruz ki demokrat olun, demokrat olduÄŸunuz sürece bir sorun yok ama Türkiye'yi 54 yıl Avrupa BirliÄŸinin (AB) kapısında bekletenlerin demokrat olma diye bir ÅŸeyi olamaz ve bize bunlar çok yalan söylediler, hala da yalan söylemeye devam ediyorlar. Ä°ÅŸte 3 milyon mülteciyi Türkiye'de kim besliyor? Biz besliyoruz. Bunlar Avrupa ülkelerine gidebilirdi."
AB'nin vaatleri ve mülteciler konusuErdoÄŸan, bir soru üzerine mültecilere Avrupa kapılarının açılması ihtimalini de deÄŸerlendirdi.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Avrupa ile iliÅŸkilerin düzelme yoluna girmesini temenni ettiklerini ancak onların, kapılarını kapattığı sürece böyle bir düzelme olmayacağını dile getirdi.
Avrupa'nın bu noktada kendi durumlarını gözden geçirmesi, "Biz burada yanlış yaptık." demesi gerektiÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, "Demiyorlarsa biz tabii ne yapacağız? 54 sene bekledik, bir 54 daha mı bekleyeceÄŸiz? Kendimize baÅŸka çıkış yolları arayacağız." açıklamasını yaptı.
Türkiye ile Avrupa ülkelerinin çoÄŸunun NATO çatısı altında bir arada olduÄŸunu anımsatan ErdoÄŸan, bu birlikteliÄŸin AB'de de olabileceÄŸini kaydetti.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Çok basit bir örnek; Vatikan, AB üyesi mi? DeÄŸil. Peki AB üyesi ülkelerin Vatikan'a giderek Papa'nın vaaz ve nasihatini dinlemesini siz nasıl deÄŸerlendirirsiniz? Yani 28 tane ülkenin orada ne iÅŸi var? Bunların içinde Ortodoks, Protestan, ateist var, ne iÅŸi var bunların orada? Vaaz ve nasihat dinliyorlar. Çünkü bakıyorum hepsi tek millet." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Ä°ran'ın "Pers yayılmacılığı" anlayışıProgramda ErdoÄŸan'a, Sykes-Picot AntlaÅŸması'nın üzerinden 100 yıl geçmesinin ardından Batı medyasında bölgenin tekrar dizayn edildiÄŸi ve Türkiye'nin özellikle Suriye ve Irak karşısında seyirci kalıp kalmayacağına iliÅŸkin bir soru da yöneltildi.
Sykes-Picot olayına ne denli karşı olduklarını hep ifade ettiklerini hatırlatan ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:
"Tabii onlarla görüÅŸtüÄŸümüz zaman, 'Biz Irak'ta, Suriye'de toprak bütünlüÄŸünün yanındayız' diyorlar fakat uygulamaya geldiÄŸi zaman sanki bir paylaşım havası esiyor, sıkıntı burada. Bakıyorsunuz Ä°ran'ın Pers yayılmacılığı anlayışı son zamanlarda bayağı baÅŸ aÄŸrıtmaya baÅŸladı. ÖrneÄŸin Irak'ta DEAÅž'la mücadelede göze çarpan ÅŸey bu. Mesela HaÅŸdi Åžabi kimdir, arkasında kim var? HaÅŸdi Åžabi, enteresan, 'Terör örgütü deÄŸildir' diye Irak Parlamentosundan çıkıyor, halbuki bir terör örgütü ama arkasında kimlerin olduÄŸu önemli. Åžimdi bakın orada onlar ne yazık ki bir taraftan Sincar'a yönelik çalışmaları diÄŸer taraftan da Telafer'e yönelik bunların saldırıları var. Telafer'de kim var? Telafer'de yaklaşık 400 bin Türkmen var; bunların bir kısmı Åžii'dir, bir kısmı Sünni'dir ama ÅŸimdi onlar dağıldı, orada az miktarda insan kaldı. Åžimdi HaÅŸdi Åžabi oraya yürüyor, böyle bir durum söz konusu; aynı ÅŸeyi merkezde de görüyoruz. Bunlar bizi üzüyor, bunların olmaması lazım."
"Kavmiyetçilik bizim için bir din olamaz"CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Müslümanlar arasındaki baÄŸlayıcı unsurun kavmiyetçilik deÄŸil din olduÄŸuna dikkati çekti.
"Kavmiyetçilik bizim için bir din olamaz, mezhepler bizim için bir din olamaz, onlar birer yorumdur." diyen ErdoÄŸan, birilerini bunu adeta bir din haline getirdiÄŸi zaman kendilerinin de üzüntüsünü söylemek durumunda olduÄŸunu belirtti.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.