Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'O kapağı yapanlar şerefsizdir!'

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, TRT Haber ekranlarında yayınlanan bir programa konuk oldu. ErdoÄŸan, CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’nde yapılan yayında, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.ErdoÄŸan, HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ’ın, bir kuruluÅŸun düzenleyeceÄŸi bayraklı yürüyüÅŸle ilgili sarf ettiÄŸi sözleri, “Bu ifadeleri kullanan kiÅŸi hayatında Türk bayrağını eline doÄŸru dürüst almış deÄŸildir. Son seçimde birileri ona akıllar verdi. Bunların kongrelerinde bayrağımızı bırakın asmayı, asılan bayrakları indirdiÄŸini biliriz. Teröristlerin cesetleri üzerinde malum bölücü terör örgütünün paçavrasını sarmışlar. Orada kendilerine göre ibadetlerini yapmışlar, sonra bunu sosyal medyayla paylaÅŸmışlar. Hani sizin bayraÄŸa saygısızlığınız yoktu, nerede saygı? Sizin aslınız meydana çıkıyor. Bizim bayrağımız belli. Bu ülkede 78 milyonun tek bayrağı var. Ama sen bu milletin tek bayrağını kabul etmediÄŸini ortaya koyuyorsun. Bunu benim milletim görecek. Yani yalancının mumu yatsıya kadar yanar” ifadeleriyle eleÅŸtirdi.

“O KAPAÄžI YAPANLAR ÅžEREFSÄ°ZDÄ°R”

Bir derginin, kendisinin fotoÄŸrafını montaj yöntemiyle kullanmasını eleÅŸtiren ErdoÄŸan, “Ona ait kanunlarımız neyi söylüyorsa o söylensin. Bunun adı basın özgürlüÄŸü olamaz. Hayatında hiç selfie yapmış deÄŸilim. Bazı insanlar bunu yapabilir ama ben yapmadım. Ben bir defa bir ÅŸehit tabutuna sırt dönecek kadar ÅŸerefsiz deÄŸilim. Ama o kapağı yapanlar ÅŸerefsizdir, alçaktır ve benim karakterimi de onlar çok iyi bilirler. Bunun için de olması gereken ne ise onu yapacağım. Hukuk çerçevesi içerisinde avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Åžehidin bizim dünyamızdaki anlamı bellidir ama onların dünyasındaki anlamı belli deÄŸildir. Ama onların dünyasındaki anlamı oysa bunu bilemem. O zaman kendi resimlerini koymak suretiyle bunu bassınlar veya peÅŸinden gittikleri zatın resimleriyle bunu yapsınlar. Onlar bunu yapabilir, biz yapamayız. Hiçbir zaman yazılı ve görsel medyada özgürlük adı altında bir baÅŸkasının özgürlük alanını iÅŸgal edemezsin. Bu bir defa benim ÅŸahsıma, inancıma saldırıdır ve bedelini de bunlar ödeyecekler” ifadelerini kullandı.

“BATI DÜNYASI TÜRKÄ°YE’YE KARÅžI HÄ°ÇBÄ°R ZAMAN SAMÄ°MÄ° OLMADI”

Bazı Avrupa ülkelerinin bölücü terör örgütü PKK’ya kısmen de olsa destek verdiÄŸini kaydeden ErdoÄŸan, “Batı dünyası Türkiye’ye karşı hiçbir zaman samimi olmadı. Bunları kısmen de olsa desteklediler. Silah ve mühimmat ve baÅŸka noktalarda desteklediler. Bunlarla ilgili görüÅŸtüÄŸümüz ülkelerin liderleri, ‘Biz gerekli tedbirleri alıyoruz, gerekenleri yapıyoruz’ diyorlar ama kusura bakmayın bizim de istihbaratımız var. Bu yakalanan, teslim olan teröristlerin ellerinden çıkan silahlar var, bilgiler var. Kararlılıkla, azimle biz bu mücadelemizi sürdüreceÄŸiz. Ben milletimin gülücükler dağıtan bunların temsilcilerinin oyununa gelmemelerini tavsiye ederim. Bir eÅŸ baÅŸkan çıkıyor, ‘bizim arkamızda YPG var, KCK var’ diyor. Bunu söyleyen bir mantıktan ne bekleyebiliriz. Bir teröristin söyleyeceÄŸi en ileri ifade neyse bu ifadeyi sözde siyasetçi söylüyor. Biz bütün müttefiklerimize söylüyoruz. Onlar da bizimle konuÅŸurken güzel ifadeler söylüyorlar ama uygulamaya geldiÄŸinde maalesef beklediÄŸimiz neticeyi alamıyoruz, umarım bundan sonra alırız” diye konuÅŸtu.

“ÇÖZÜM SÜRECÄ° OLUMLU GELÄ°ÅžMELERÄ° YAKALADIÄžIMIZ ZAMAN KALDIÄžI YERDEN NÄ°YE DEVAM ETMESÄ°N”

ErdoÄŸan, Çözüm sürecinin devam etme olasılığının, olumlu geliÅŸmeler yaÅŸanmasına baÄŸlı olduÄŸunu vurguladı. HDP’nin terör örgütünden talimat alarak yönetildiÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, “Bir defa demokratik açılım geride kaldı, milli birlik ve kardeÅŸlik geride kaldı. Çözüm süreci de ÅŸuanda dolapta. GeliÅŸmeler bunu gösterecek. Olumlu geliÅŸmeleri yakaladığımız zaman kaldığı yerden niye devam etmesin. Bütünüyle bu süreç bölücü terör örgütünü arkasına almış olan parlamentodaki siyasi parti tarafından baltalandı. Çünkü o bütün gücünü terör örgütünden alıyordu. Bölücü terör örgütü de ona ‘ÅŸöyle davranacaksın, böyle davranacaksın’ diyordu. Dikkat ederseniz zaman zaman parlamentodaki o siyasi partinin eÅŸ baÅŸkanlarından bir tanesi kalkıyor bir açıklama yapıyor, arkasından ertesi gün bir açıklama daha yapıyor. Niye; hemen haber geliyor, ‘sen ne yaptın, düzelt ÅŸu ifadeni.’ Ä°sterse düzeltmesin. Çünkü bu parti genel baÅŸkanı deÄŸil, zaten eÅŸ baÅŸkan ama oraya baÄŸlı, oradan talimatlar gelerek yönetiliyor” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

“ANAYASA NEYÄ° DÄ°YORSA BEN BU SÜREÇ Ä°ÇERÄ°SÄ°NDE HEP ONU YAPTIM”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, koalisyon kurulmasına engel olduÄŸu yönündeki iddialara cevap verdi. Koalisyon kurma çalışmaları sırasında yaÅŸananları anlatan ErdoÄŸani, ÅŸunları ifade etti:

“Elimde Anayasa var. Anayasa neyi diyorsa ben bu süreç içerisinde hep onu yaptım. Ve CumhurbaÅŸkanına en fazla oy alan siyasi partiyi yetkilendirme hakkı veriyor. Bu, iÅŸin teamülü. En fazla oyu alana da vermeyebilir; geçmiÅŸte bunun uygulamaları oldu. Ama ben cumhurun bana emaneti neyse o emanetin gereÄŸini yaptım. Cumhura saygımın gereÄŸi, en fazla oyu alan siyasi parti hangisiyse, teamüllerin de gereÄŸi olarak onun genel baÅŸkanına görevi vermem gerekirdi. Ve onun genel baÅŸkanına görevi verdi. Sayın BaÅŸbakan CHP’yi ziyaret etti mi; etti. MHP’yi ziyaret etti mi; etti. Hatta HDP’yi ziyaret etti mi; etti. Bunlar ilk turdu. Bu arada CHP, MHP’yle ilgili bazı komisyonlar da oluÅŸturdular. CHP’yle çok daha mufassal bir çalışma ortaya kondu ama MHP’yle böyle bir çalışma maalesef ortaya konmadı. Öyle bir tablo ortaya kondu ki; ben de açıkçası umutlanmıştım ‘herhalde kuracaklar’ diye. Fakat 2. Tura baÅŸlandığında, yine Sayın BaÅŸbakan CHP’ye ve MHP’ye bir ziyaret yaptı. MHP zaten tamamen kapısını kapatmıştı. CHP’yle görüÅŸmeler oldu. CHP, Sayın BaÅŸbakan’ın kabul edemeyeceÄŸi bazı tekliflerle karşısına çıkınca Sayın BaÅŸbakan da ekibiyle görüÅŸmek suretiyle bunun olamayacağı istikametinde karar verdi; ki geldi bana bizden almış olduÄŸu vazifeyi iade etti. Süre itibariyle çok az bir süre kalmış. CumhurbaÅŸkanı isterse ikinci bir sayısal durumu müsait olana verebilir. Zaten vakit dar, bu partiler birbirleriyle zaten görüÅŸtüler. Peki, kime gidecekler? MHP ne diyor; ‘ben iki partinin olacağı koalisyonda yer almam’ diyor. Bu kapıyı kapadığına göre daha burada biz neyi görevlendirerek zaman kaybedeceÄŸiz? Bu sefer ben de ekibimle deÄŸerlendirmelerimi yaptım. Bu deÄŸerlendirmeleri yaptıktan sonra da benim ifademle ‘tekrar seçim’, yasal ifadeyle erken seçim kararını aldık. Ve erken seçim kararını da alırken mevcut hükümete geçici hükümeti kurma görevini verdik. O da geçici hükümeti yine Anayasamızın amir hükmü gereÄŸince kurdu. Bunu kurmaya teÅŸebbüs ettiÄŸinde de parlamentoda grubu olanların sayılarına göre, TBMM BaÅŸkanı oranlamasını yapar, bunu belirler. Belirlemelerini yaptı ve buna göre ‘AK Parti sana ÅŸu, CHP sana ÅŸu, MHP sana ÅŸu, HDP sana ÅŸu’ diye bildirdi. Aslında parti yönetimi milletvekillerine ‘buradan kimse girmeyecek’ diyemez. Sadece görev almış olan BaÅŸbakan veya kiÅŸi o gruptan 5 kiÅŸi veya 6 kiÅŸi ne ise ister. Yani kiÅŸiye davetini yapar. O kiÅŸi kabul eder veya etmez. CHP grubundan herkes bu iÅŸe ‘hayır’ dedi. MHP’den sadece TuÄŸrul TürkeÅŸ bu konuda ‘evet’ dedi, diÄŸer iki kiÅŸi hayır dedi. HDP’den de bir kiÅŸi, ön koalisyondan gelmiÅŸti, o partisinin talimatıyla ‘hayır’ dedi ama diÄŸer 2 kiÅŸi ‘evet’ dedi. Bunlarla beraber 25 kiÅŸilik kabine oluÅŸmuÅŸ oldu. Bu bir geçici seçim hükümetidir, bu geçici seçim hükümetiyle 1 Kasım’a gidiyoruz. Temennimiz odur ki; bu sıkıntıları yaÅŸatmayacak 1 Kasım seçimi olsun.”

“TEKRAR TEK BAÅžINA BÄ°R HÜKÜMET KURULDUÄžU ZAMAN EKONOMÄ°K PERFORMANSIMIZI HEMEN SIÇRAMAYA GEÇÄ°RÄ°RÄ°Z”

BaÅŸbakanlığı döneminde partisinin hep tek başına iktidar olduÄŸunu hatırlatan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, tek başına iktidarların ülkede ekonomik ve siyasal istikrar saÄŸladığını vurguladı. Türkiye’nin olumlu yönde yaÅŸadığı dönüÅŸümün, tek başına iktidar olmaları sayesinde yaÅŸandığını belirten ErdoÄŸan, “12 yıllık BaÅŸbakanlığım döneminde hamt olsun böyle bir sıkıntı yaÅŸamadım. Tek başına bir iktidar… Ekonomik, mali istikrar oldu. Ä°stikrar ve güven oldu. Bunlar olduÄŸu için de biz gerek yatırımlarımızda, gerek üretimimizde, gerek ihracatımızda bir patlama yaÅŸadık. Türkiye bugün eÄŸer en batısından en doÄŸusuna, en kuzeyinden en güneyine bir deÄŸiÅŸimi yaÅŸadıysa bunun tek sebebi tek başımıza iktidar olma olayıdır. Bazıları hala koalisyon falan diyor. Olabilir. Biz koalisyona karşı olmak diye bir prensipte deÄŸiliz, demokrasinin içerisinde bu da olur. Ama bu ülkelere göre deÄŸiÅŸiyor. Bazı ülkelerde demokrasi kültürü yaygındır, bu çabuk olur ama bazı ülkeler bunu kavrayamaz. Türkiye bunu kavrayamamıştır. GeçmiÅŸten bugüne bizde demokrasi ortamı olmasına raÄŸmen koalisyon kültürümüz geliÅŸmediÄŸi için bunu baÅŸaramadık. Birçok kere bu denendi. Ama Batı’da bu oluyor. Ama Batı’da öyle ülkeler var ki; Almanya bunu rahat kurarken Belçika kuramıyor; icabında bu 1 sene sürüyor. Bunları ve bunların o ülkeye kaybettirdiklerini, diÄŸer türlü de kazandırdıklarını görmemiz lazım. O zaman biz ÅŸimdi ülkemizde tekrar tek başına bir hükümet kurulduÄŸu zaman inanın ekonomik performansımızı hemen sıçramaya geçiririz. 1 Kasım’da benim milletim bunları düÅŸünerek kararını vermeli diye düÅŸünüyorum. Çünkü bu ülkede meydana gelecek kaos 78 milyonun paylaÅŸacağı bir kaos olacaktır. Bunu yaÅŸamayalım diye düÅŸünüyorum” ifadelerini kullandı.

“BÄ°R ANNE BABA EVLADINI NASIL TAKÄ°P EDER, Ä°ZLERSE; DOÄžRUSU BENDE BU KONGREYÄ° ÖYLE Ä°ZLEDÄ°M”

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu’nun AK Parti Kongresi’nden önce kendisinin fikirlerini almasınının doÄŸal karşılanması gerektiÄŸini söyleyen ErdoÄŸan, bu konuda kendisine yöneltilen eleÅŸtirilere, ÅŸöyle cevap verdi:“Ben Sayın DavutoÄŸlu’nun kongre öncesinde benimle görüÅŸmesinden, benim kanaatlerimi paylaÅŸmasından daha doÄŸal bir ÅŸey göremiyorum. Ben bu partinin kurucu genel baÅŸkanıyım, kurucularından deÄŸilim. Bu kurucuları oluÅŸturan, bu gayreti ortaya koyan kiÅŸi; ÅŸahsımdır. Bir anne baba evladını nasıl takip eder, izlerse; doÄŸrusu bende bu kongreyi öyle izledim. Ama öncesinde de saÄŸ olsun Sayın DavutoÄŸlu geldi kanaatlerimi, düÅŸüncelerimi sordu. Ben de düÅŸüncelerimi, kanaatlerimi kendisiyle paylaÅŸtım. Çünkü Türkiye bir dönüm noktasında ve bu dönüm noktasında atılması gereken adım çok çok önemli. Bunu ben çok doÄŸal görüyorum. Ama çıkmış bir parti, ‘Bu bir vesayettir’ diyor. Ne vesayeti? Allah rahmet eylesin ÅŸuanda TürkeÅŸ hayatta olsaydı acaba TürkeÅŸ’in göz hareketlerine bakmadan böyle bir ÅŸey yapabilir miydi? Yapamazdı. Bunu bir vesayet olarak görmek mümkün mü? Herkes bu noktada yerini, konumunu gayet iyi belirlemeli. Åžuanda Sayın TuÄŸrul TürkeÅŸ bir irade ortaya koydu. KoyduÄŸu irade bir milli iradedir. Milletin ona verdiÄŸi vekillik yetkisini, Sayın BaÅŸbakan ona bu teklifi götürdüÄŸünde o da bunu kabul etti. Niye kabul etti? ‘Bu ülke hükümetsiz kalamaz’ diyerek kabul etti. Temennisi neydi? O partiye verilmiÅŸ 3 hakkın hepsini kullansın istedi; ki, orada 3 tane milletvekili arkadaÅŸa bu teklif gitti ama diÄŸer ikisi kabul edemedi, TuÄŸrul bey kabul etti. Ama bunu kabullenemediler. Hemen ihraç talebiyle disipline sevk ettiler. Niye ihraç ediyorsunuz? O burada milletin vekili olarak kendisine tanınmış olan hakkı kullanıyor. Bu Anayasal bir hak. Anayasal bir hakkı kullanırken siz onun iradesine müdahale etme yetkisini nereden buluyorsunuz? Yatıyor, kalkıyor söylediÄŸi ÅŸu: ‘Recep Tayyip ErdoÄŸan’a hayırlı olsun.’ TuÄŸrul bey benim yanıma gelmedi ki; hükümette görev aldı. Ben de görev aldığı hükümeti onayladım; bundan da mutluyum. O bir defa kendini çek etmesi lazım. Böyle bir anlayışla milliyetçilik olmaz. Böyle bir anlayışla vatanseverlik olmaz. Bu tam aksine tamamıyla adeta dikta anlayışla, iradeler üzerinde bir sulta estirmektir. EÄŸer demokrat olmuÅŸ olsa, oradaki arkadaşına yapılmış olan bu teklifi saygıyla karşılardı; kaldı ki bu kiÅŸi rastgele bir kiÅŸi deÄŸil, o hareketin, o partinin kurucu genel baÅŸkanının oÄŸlu; vaka ortada.”

“MESCÄ°D-Ä° AKSA Ä°LE Ä°LGÄ°LÄ° Ä°SRAÄ°L MANDASININ VANDALLIÄžI Ä°ZAH EDÄ°LEMEYECEK SEVÄ°YELERE VARDI”

Ä°srail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarını eleÅŸtiren ErdoÄŸan, “Åžuanda Mescid-i Aksa ile ilgili maalesef Ä°srail mandasının özellikle oradaki vandallığın izah edilemeyecek seviyelere vardı. Kapıların, camların kırılmasına varıncaya kadar mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim’in yakılmasına kadar, oralarda adeta bir iÅŸgal noktasına geldiler. Ä°lk müdahalede yaklaşık 20 kiÅŸi yaralandı. Dün evvelsi günkü müdahalede 35 kiÅŸi yaralandı. Belli saatlerde oradaki Müslümanları Mescid-i Aksa’ya sokmama gibi bir karar aldılar. BaÅŸta ben doÄŸrusu Filistin Devlet BaÅŸkanı Mahmut Abbas’la bir görüÅŸme yaptım. Arkasından Halid MeÅŸal ile bir görüÅŸme yaptım. Arkasından Suud Kralı Abdülaziz’le bir görüÅŸmem oldu. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile görüÅŸmem oldu. Almanya Åžansölyesi Merkel beni aradı, onunla bu konuları görüÅŸtüm. Yine arkadaÅŸlarım planlamaya devam ediyorlar. Gerek Fransa CumhurbaÅŸkanı, aynı ÅŸekilde Ä°ngiltere, aynı ÅŸekilde Ürdün Kralı, onlarla da görüÅŸmelerim devam edecek. Sayın Obama ile arkadaÅŸlarım görüÅŸmeleri yapıyorlar, onunla da bu görüÅŸmeyi yapacağız. Yani bu süreci yakın takipte tutuyoruz. Temennim odur ki; bu konu bir an önce çözülür. Aksi taktirde bu gidiÅŸ, hayra alamet bir gidiÅŸ deÄŸil. Burada Ä°srail yönetimi bence çok çok yanlış bir adım atıyor. Adeta Ä°slam dünyasını tahrik etmek suretiyle Filistin’de, Orta DoÄŸu’da yeni bir fitilin ateÅŸini yakma noktasında Orta DoÄŸu’ya çok ciddi zarar verecekler” diye konuÅŸtu.

“ESET’E ‘BU DALGA SURÄ°YE’YÄ° DE KAPSAYABÄ°LÄ°R. BÄ°RAN ÖNCE BURADA BÄ°R DEMOKRATÄ°K AÇILIM YAPIN’ DEDÄ°M”

Suriye’deki olaylar yaÅŸanmadan önce Eset’i uyardığını aktaran ErdoÄŸan, “Yaklaşık 5 yıl kadar önce bu Tunus, Mısır olayları patlak verince, benim de Eset ile bazı görüÅŸmelerim olmuÅŸtu. ‘Bu dalga Suriye’yi de kapsayabilir. Biran önce burada bir demokratik açılım yapın’ dedim. Bazı görüÅŸmelerimiz olmuÅŸtu ‘ne yapabiliriz’ diye. ‘Hatta ben size bazı heyetler göndereyim’ dedim ve gönderdik. Daha sonra Ahmet Bey’i gönderdim. Sayın DavutoÄŸlu’nun 5-6 saatlik bir görüÅŸmesi oldu. Döndü, geldi dedi ki, ‘herhalde bu iÅŸ olmayacak.’ Maalesef bir Ramazan gecesiydi, kendisini telefonla aradım, ‘Sayın Eset, yarın Cuma. Åžu tanklarını, toplarını lütfen çıkarma, herkes Cuma namazını rahatlıkla kılsın.’ Ne yazık ki; hiç bunlar dinlenmedi ve Cuma namazında o gün 15-16 kiÅŸiyi öldürdüler. Bu kiÅŸinin Ä°slam ile hiç alakası yok. Åžuanda Suriye’de 300 bini aÅŸkın kiÅŸi ölmüÅŸ vaziyette. Biz bunları görünce dedik ki, ‘bir strateji uygulamamız lazım.’ ‘Bir açık kapı stratejisi uygulayayım’ dedik. Biz gelene kapımızı kapatmadık, Batı’nın yaptığını yapmadık, hepsini aldık. Bu arada Irak’tan da gelenler oluyordu. Hem Irak’tan hem Suriye’den gelenleri aldığımızda; 910 kilometre Suriye, yaklaşık 350 kilometre Irak, toplamda gelenlerin sayısı 2 milyonu aÅŸmış durumda. Suriye’de ölenlerin sayısı 300 bin civarında, bir o kadar da Irak’ta var” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

“SADECE YILBAÅžINDAN Ä°TÄ°BAREN SAHÄ°L GÜVENLÄ°K KOMUTANLIÄžIMIZIN KURTARDIÄžI Ä°NSANLARIN SAYISI 54 BÄ°N CÄ°VARINDA”

Batı ülkelerinin mülteciler konusunda üzerlerine düÅŸeni yerine getirmediklerini vurgulayan ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:

“Biz Batı’ya sesimizi duyuramadık. Geliyorlar, kamplarımızı geziyorlar, bizimle yaptıkları görüÅŸmelerde, ‘Biz dünyada böyle güzel kamplar görmedik, sizin insanlara bakışınız bambaÅŸka, onun için sizi tebrik ediyoruz’ diyorlar. Tamam da bunlar bedava yapılmıyor. Bizim ÅŸuana kadar yaptığımız yatırım 6 buçuk milyar Dolar. ‘Biz ne gibi bir katkıda bulunabiliriz, bize ne düÅŸüyor’ böyle bir teklifte bulunmadılar. Åžuana kadar bize gelen rakam tüm dünyadan, daha çok BM camiası içerisinde bir araya getiriyorlar, 416 milyon Dolar civarında. Ama bizim harcadığımız 6 buçuk milyar Dolar. Biz Türkiye’nin dört bir köÅŸesinde Suriye’den Irak’tan gelen insanları misafir etmeye devam ediyoruz. Bunların içerisinde gerçekten kalifikasyonu yüksek insanlar da var. Ama tabi bunların dışında olan farklı zaruret içerisinde olan insanlar da var. Biz bunlara karşı farklı politika uygulamamız lazım. Ben milletimin sabrını ÅŸükranla karşılıyorum. Hele hele sınır boylarındaki vatandaÅŸlarıma özellikle ÅŸükranlarımı ifade ediyorum; onlar bir ensar anlayışı içerisinde bunu karşıladılar. Suriye’den, Irak’tan gelenlere adeta bir muhacir gözüyle baktılar. Ä°stanbul gibi bir ÅŸehirde ÅŸuanda 350 bin Suriyeli var. Ä°stanbul zaten kalabalık bir ÅŸehir. Burada 350 bin Suriyeli’nin olması sosyolojik denge içerisinde bir sıkıntı ifade ederken, oraya gelen Suriyeliler için de geçinme noktasında ciddi bir iÅŸaretini veriyor. Valilik, kaymakamlar, belediye baÅŸkanları, hepsi saÄŸ olsunlar bir gayretin içerisindeler; bunlara çözüm üretiyorlar. Bugün Avrupa’nın tamamında 428 bin kiÅŸi var. Bugün Sayın Merkel ile görüÅŸtüm; ‘800 bine ulaÅŸtıracağız’ gibi bir ifade kullandı. Temenni ederim ki bir 800 bin kiÅŸi alsın Almanya. Daha önce daha farklı ÅŸeyler gelmiÅŸti bize. Öyle bir ÅŸey söyleniyor ki; sanki Suriye’den çıkanların sayısı 800 bin mülteciyi bulur. Bu sadece Almanya mı? Avrupa’nın diÄŸer ülkeleri de dahil olmak üzere bu rakamı bulur. Akdeniz’de, Ege’de boÄŸulanları gördük. Sadece yılbaşından itibaren, bizim Sahil Güvenlik Komutanlığımızın kurtardığı, o botlarla yaÅŸam mücadelesi veren insanların sayısı 54 bin civarında. Bunlar bizim Sahil Güvenlik Komutanlığımızın tekneleriyle hamt olsun kurtardık. Bunlar hala da devam ediyor.”