Darbe girişimi gecesi köprüdeki olaylar fotoğraflara yansıdı

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının darbe giriÅŸimi sırasında 15 Temmuz Åžehitler Köprüsü'nde 2'si polis 34 kiÅŸinin ÅŸehit edildiÄŸi olaylara iliÅŸkin 135'i tutuklu 143 ÅŸüpheli asker hakkında hazırlanan iddianamede, güvenlik kameralarına yansıyan fotoÄŸraflar dikkati çekti.

Ä°stanbul Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar SoruÅŸturma Bürosu savcılarından Hikmet Pak ile Bülent BaÅŸar tarafından FETÖ mensuplarının 15 Temmuz 2016'da, adı 15 Temmuz Åžehitler Köprüsü olarak deÄŸiÅŸtirilen BoÄŸaziçi Köprüsü'ne tanklarla çıkmalarıyla baÅŸlayan olaylara iliÅŸkin yürütülen soruÅŸturma sonucu 1052 sayfalık iddianame hazırlandı.

Ä°ddianamede, darbe giriÅŸimi gecesi dakika dakika fotoÄŸraflanarak, ÅŸöyle anlatıldı:

''Saat 01.17 sıralarında bir kısım sivil vatandaşın motosikletlerle ÅŸüphelilere doÄŸru harekete geçtikleri, ÅŸüphelilerin silahla ateÅŸ etmeleri sonucu müşteki Hasan Genç'in vurularak kuzey yol giriÅŸinde bulunan polis nöbet kulübesi önüne düştüğü, oradaki müşteki Hatice Tül Kübra Çiftçi'nin vurulan müşteki Hasan Genç'e yardım edilmesini istediÄŸi, ÅŸüphelilerin önce yardım edilmesine engel oldukları tespit edilmiÅŸtir.

Saat 01.30'da ÅŸüpheliler tarafından yaralanan vatandaÅŸlara yardım etmeye çalışan diÄŸer sivil vatandaÅŸlara da hedef gözeterek ateÅŸ edildiÄŸi, yine açılan ateÅŸ sonucu birçok vatandaşın yaralandığı ve ÅŸehit olduÄŸu kamera kayıtlarından da anlaşılmıştır.

Saat 02.35 sıralarında ÅŸüphelilerin bulunduÄŸu bölgeye doÄŸru açılan ateÅŸ sonucu Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı'nda görevli er olan ÅŸüpheli KurtuluÅŸ Kaya'nın başından vurularak yere düştüğü, bu sırada yanında bulunan diÄŸer ÅŸüphelilerin askeri aracın Avrupa yakası istikametine doÄŸru yere yattıkları ve mevzilendikleri görülmüÅŸtür."

Saat 02.42 sıralarında rütbeli ÅŸüpheliler Turgay ÖdemiÅŸ, Ahmet TaÅŸtan ve maktul ÅŸüpheli Vedat Yıldız'ın emir ve talimatı üzerine tankın niÅŸancısı ÅŸüpheli Ä°srafil Koçum'un, Karayolları Hizmet Binası'nın sol tarafında bulunan tepeye birinci top atışını gerçekleÅŸtirmiÅŸtir.

Saat 03.21'de askeri helikopterden aÅŸağıda bulunan vatandaÅŸlara ateÅŸ açıldığı, Anadolu yakası giÅŸeler bölgesinde tertibat alan kolluk kuvvetlerince ateÅŸle mukavemet gösterilmesi neticesinde helikopterin isabet aldığı, bunun üzerine bu bölgeden ayrılarak NakkaÅŸtepe'de yol üzerine indiÄŸi, burada kimliÄŸi tespit edilemeyen 4 kiÅŸiyi alarak bölgeden ayrıldığı tespit edilmiÅŸtir.

Saat 06.15 sıralarında askeri birliÄŸi sevk ve komuta eden ÅŸüpheli Turgay ÖdemiÅŸ'in diÄŸer rütbeli ÅŸüpheliler Binbaşı Ahmet TaÅŸtan, Astsubay BaÅŸçavuÅŸ Ä°brahim Gül ve Astsubay Sait Özkahya ile konuÅŸtuktan sonra teslim olmaya karar verdiÄŸi, tankın arka tarafına tüm askerleri topladığı ve ÅŸüphelilerin tüm teçhizatlarını bıraktıktan sonra ellerini kaldırarak ileriye doÄŸru çıktıkları, kolluk kuvvetleri ve toplanan vatandaÅŸların, askerlerin bulunduÄŸu yere doÄŸru geldikleri görülmüÅŸtür."

Toplanan kalabalığın kolluk kuvvetlerinin müdahalelerini aÅŸarak ÅŸüphelilere ulaÅŸtıkları, yaÅŸanan arbedeyi kolluk kuvvetlerinin havaya ateÅŸ açarak ve TOMA aracılığıyla tazyikli su sıkarak önlemeye çalıştığı anlatılan iddianamede, kolluk kuvvetlerinin ÅŸüphelileri gözaltına aldıkları, olay yerindeki silah, mühimmat ve askeri araçlara el konulduÄŸu, olaylar sırasında ÅŸüpheliler Burak Dinler, Ä°brahim Gül, Murat Tekin, Mustafa Çelik, Ragıp Enes Katran ve Vedat Yıldız'ın hayatını kaybettiÄŸi kaydedildi.

Ä°ddianamede, meydana gelen olaylar sırasında asker ÅŸüphelilerin ölümüyle ilgili yapılan suç duyurularına iliÅŸkin soruÅŸturmaların ayrıca yürütüldüÄŸü bildirildi.

Åžüphelilerin ifadesi

Ä°ddianamede, köprüde görev alan ÅŸüphelilerin ifadelerine yer verildi.

Åžüpheli er Ahmet Turan Çiftçi ifadesinde ÅŸunları söyledi:

"Darbe giriÅŸimi olduÄŸunu düşünmedim, 'Canlı bomba var.' demeleri nedeniyle anlayamadım. Kimseyi vurmadım sadece havaya ateÅŸ ettim. Bu olaylardan dolayı çok üzüldüm. Ben hiç kimseyi yaralamadım. Darbe giriÅŸimi olduÄŸunu anlasaydım asla havaya bile ateÅŸ etmezdim. Bizi tatbikat ve canlı bomba olayını önlemek, polise yardımcı olmak amacıyla getirdiler. Hatta Ahmet TaÅŸtan bize 'Bunlar polis kıyafeti giymiÅŸ terörist.' dedi. Bizi 'Havaya ateÅŸ etmeyen olursa ben sıkarım.' diye tehdit ettiler. Oturan arkadaşımızı da muhtemelen Ahmet TaÅŸtan ve yanındaki komutanlardan biri vurdu. Havaya sıkmadığı için vurdular, 'AteÅŸ etmeyen olursa herkes vurulacak ölecek.' dediler. Ahmet TaÅŸtan 'Ölen arkadaşınız silah sıkmadığı için vuruldu.' diye söyledi."

Åžüpheli er Ali Alanay da ifadesinde ÅŸunları anlattı:

"Anadolu Yakası'ndaki asker grubundan halka ateÅŸ açıldığını gördüm. Yere ve havaya doÄŸru atış ediliyordu. Ben yapılanları tasvip etmediÄŸim için geriye doÄŸru kaçtım. Ayrıca Beylerbeyi tarafından da ateÅŸ sesleri duyuluyordu. Kamyonun arkasına doÄŸru saklandım, bu sırada bir askerin vurularak öldüğünü gördüm, silah sesi yakından gelmiÅŸti. O asker başından vurularak yere düştü. Ä°smi KurtuluÅŸ Kaya'dır ve bu arkadaşı ben komutanlardan birisinin vurduÄŸunu düşündüm. KurtuluÅŸ Kaya ateÅŸ etmiyordu ancak kimin ateÅŸiyle vuruldu bilmiyorum. Bu bahsettiÄŸim olaylar saat 21.30'dan 00.30'a kadardır. Daha sonra arkadaşımızın vurulmasıyla hepimiz ÅŸoka girdik, silah sesleri daha da arttı, tanklardan da ateÅŸ ediliyordu, kamyonun altına saklanarak kendimizi korumaya çalıştık. Uzun süre kamyonun altında kaldım, silah sesleri susmadı sanki bir savaÅŸ alanıydı. ArkadaÅŸlarımız ile birbirimizle konuÅŸmaya çalıştık. Terörist saldırı mı yoksa halktan birisi mi ateÅŸ ediyor karar veremedik. Kamyonun altında sabah saatlerine kadar hareketsiz bir ÅŸekilde bekledik. Ben silahım elimde olduÄŸu halde hiç ateÅŸ etmedim. Hiç silah kullanmadım. Sabah gün aÄŸarınca silah sesleri azaldı ve bir anda teslim oluyoruz sözleri iÅŸittim. Asıl çatışmanın yaÅŸandığı tankların olduÄŸu yere doÄŸru yöneldik, silahlarımızı ve miÄŸferimizi yere koyduk. Bu sefer binlerce vatandaÅŸ bize saldırmaya baÅŸladı, biz geriye doÄŸru kaçtık. Silahım yerde kaldı, vatandaÅŸlar tarafından darbedildik. Beni bir vatandaÅŸ bıçakladı."

Tüm ÅŸüpheli erler ifadelerinde darbe olduÄŸunu bilmediklerini dile getirerek, ÅŸüpheli rütbelerin kendilerini terör saldırı nedeniyle köprüye çıkardıklarını söyledi. Rütbeli komutanların halka ateÅŸ açtığını ve kendilerine de "ateÅŸ etmeleri" emri verdiÄŸini anlatan ÅŸüpheli erler, bazı arkadaÅŸlarının ÅŸüpheli rütbelilerce vurulduÄŸunu öne sürdü.

Çatışmada ölen ÅŸüpheli er KurtuluÅŸ Kaya'nın ÅŸüpheli rütbelilerce vurulduÄŸunu iddia eden erler ifadelerinde, ayrıca polise teslim oldukları sırada halktan yoÄŸun tepki aldıklarını, bazı arkadaÅŸlarının yaralandığını ve hastanede tedavi gördüklerini beyan etti.

Ä°ddianamede, ÅŸüphelilerin "Darbe kalkışmasından haberdar olmadıklarına, tatbikat ya da terör saldırısı olduÄŸunu düşündüklerine, TSK içerisinde bir grubun darbe giriÅŸimi içerisinde olduÄŸunu ilk defa köprüde öÄŸrendiklerine, darbe yapmayı planlayanlar tarafından bir oyunun içerisine getirilerek emir komuta zinciri içerisinde habersiz olarak bu olayların içerisine sokulduklarına, üstleri / sıralı amirleri tarafından verilen emirleri yerine getirdiklerine, suç kasıtlarının bulunmadığına" iliÅŸkin savunmalarına itibar edilmediÄŸi, bu savunmaların suçtan kurtulmaya yönelik savunmalar olduÄŸu kanaatine varıldığı kaydedildi.

Köprüde olan müÅŸtekilerin ifadesi

Darbe giriÅŸimine tepki gösteren ve olaylara müdahale eden vatandaÅŸlara yönelik eylemlerin bir kısmının "kasten yaralama" suçunu oluÅŸturduÄŸu belirtilen iddianamede, bu suça maruz kalan müÅŸtekilerin beyanlarına da yer verildi.

MüÅŸteki Yalçın Akyürek ifadesinde, 15 Temmuz Åžehitler Köprüsü'nün tanklarla kapatıldığını öÄŸrenmesi üzerine köprüye gittiÄŸini belirterek, burada tankların köprüyü kestiklerini ve köprü üzerine konuÅŸlandığını, protesto için gelen halkın üzerine ateÅŸ ettiklerini gördüÄŸünü anlattı. Akyürek, kendisinin de halkın arasında protestolara devam ettiÄŸi sırada bir askeri otobüsün ayağının üzerinden geçerek yaralanmasına neden olduÄŸunu ifade ederek, bu kiÅŸilerden ÅŸikayetçi olduÄŸunu söyledi.

MüÅŸtekilerden Faruk Yılmaz ifadesinde, köprü üzerinde darbe giriÅŸimine direndiÄŸi sırada motosikletli birinin silahla yaralanması üzerine yardımına gittiÄŸini, yüzünü göremediÄŸi bir askerin sivil halkın üstüne ateÅŸ etmeye devam ettiÄŸini, bu esnada silahın yakınında ateÅŸlenmesi nedeniyle kolunda ve sırtında yanıklar oluÅŸtuÄŸunu aktardı.

MüÅŸtekilerden Turgay Meydan, halkın içerisinde bulunduÄŸu sırada takviye için gelen tankı durdurmak amacıyla 5-6 arkadaşıyla birlikte tankın üzerine çıktıklarını, ancak bir uzman çavuÅŸ tarafından tankın üzerinden ittirilerek yere düÅŸürüldüÄŸünü kaydetti.

"Yüzbaşı elbisesi giymiÅŸ kiÅŸiye bir yumruk patlattım, yere düÅŸtü"

MüÅŸtekilerden Abdülkadir Bitlisli aracıyla 15 Temmuz Åžehitler Köprüsü'ne gittiÄŸini ve burada askerlerin tanklarla köprüyü kestiÄŸini gördüÄŸünü anlatarak, ÅŸunları dile getirdi:

"Aracımı durdurdum ve indim askerin yanma gittim. Bir durum mu var diye sorduÄŸum asker 'Tatbikat var.' dedi. AskerliÄŸimi yedek subay olarak yaptığım için 'Tatbikat böyle mi olur, tatbikatta silahlar da mermi de olmaz.' dedim. Sonra beni ittirdi, ben de buna kızdım, aracıma bindim, köprüye doÄŸru yaklaÅŸtım. Beni durdurdular, eÅŸimin hasta olduÄŸunu ve karşıya geçmem gerektiÄŸini söylediÄŸimde oradaki asker küfür etti. Bunun üzerine bu yüzbaşı elbisesi giymiÅŸ kiÅŸiye bir yumruk patlattım, yere düÅŸtü. Ancak yanındakiler benim üzerime doÄŸru koÅŸunca kaçtım. Ancak bunların içerisine, köprünün altındaki yasak bölgeye girdim. Ancak burada askerler varmış, beni aralarına aldılar. Çok kötü ÅŸekilde darbettiler."

Ä°ddianamede, darbe giriÅŸimine tepki gösteren ve ÅŸüphelilere müdahale eden vatandaÅŸların üzerine, kullandıkları araçlara, kamu binaları ve araçlarına ÅŸüpheli askerler tarafından tabanca ve uzun namlulu silahlarla ateÅŸ edilmesi ve konuÅŸlanan tanklardan birinden dört kez top atışı yapılması sonucunda sivil vatandaÅŸlara ait toplam 29 araç ve ev ile 10 ayrı kamu malına zarar verildiÄŸinin tespit edildiÄŸi kaydedildi.

Darbe giriÅŸimi gecesi 15 Temmuz Åžehitler Köprüsü'nde Ä°stanbul Ä°l Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın ÅŸüphelilerin eylemlerine son vermeleri ve teslim olmaları konusunda resmi aracın arka kısmına çıkarak konuÅŸma yaptığı sırada ÅŸüpheliler tarafından ateÅŸ açılması sonucu araçta hasar meydana geldiÄŸi bilgisi de verildi.

"Silahını ver yoksa seni öldürürüm"

Ä°ddianamede, darbe giriÅŸiminin yaÅŸandığı gece zorla silahlarına el konulan polis memurlarının da "müÅŸteki" olarak alınan ifadeleri yer aldı.

Bu kapsamda, TBMM Milli Saraylar Koruma Åžube MüdürlüÄŸü'nde polis memuru olarak görev yapan Mehmet Kutlu ifadesinde Beylerbeyi Sarayı Grup AmirliÄŸi'nde görevli olduÄŸunu, darbe giriÅŸiminin yaÅŸandığı gece askerlerin bulunduÄŸu yere geldiÄŸini belirterek, ÅŸunları kaydetti:

"Askeri hareketliliÄŸi görünce ne olduÄŸunu sorduÄŸum, askerlerin başındaki Binbaşı rütbeli asker bana 'Sen kimsin?' diye sordu. Ben de sarayın koruma polisi olduÄŸumu belirtince sıkıyönetim ilan edildiÄŸini söyledi ve benden silahımı teslim etmemi istedi. Ben de kendisine 'Åžaka mı bu?' dedim ve silahımı vermemek için direndim. Bunun üzerine ÅŸahıs elindeki G3 diye tabir edilen otomatik tüfeÄŸi dolduruÅŸ yaparak havaya bir el ateÅŸ etti. Akabinde silahını bana doÄŸrultarak 'Silahını ver yoksa seni öldürürüm, bu saatten sonra sen artık benim emrim altındasın.' dedi. Tabancamı zorla gasbederek belimden aldı."

Polis memuru Mustafa Demir de ifadesinde Beylerbeyi Sarayı önüne geldiÄŸinde ellerinde uzun namlulu silah bulunan askerlerin kendisini durdurarak kimlik sorduklarını, polis memuru olduÄŸunu anladıklarında ise tüfeÄŸi doldur boÅŸalt yaparak "Vur emri var ÅŸakamız yoktur, silahını ver." dediklerini anlattı.