Eğitimin kaynakları nereye harcanıyor?

Türk EÄŸitim-Sen’in eÄŸitim-öÄŸretim dönemlerinde adaletin insan hakkı ve baÅŸarıların takdir edilmesini önemsediÄŸini dile getiren Türk EÄŸitim-Sen Konya 1 No’lu Åžube BaÅŸkanı Tanfer Ata, öÄŸrencileri geleceÄŸin teminatı olan görmek gerektiÄŸini, öÄŸrencilerin öÄŸretmenlerin elinde ÅŸekilleneceÄŸini ve öÄŸrencilerin de baÅŸarılı bir Türk vatandaşı olarak Türkiye’ye hizmet etmesi gerektiÄŸini dile getirdi.

EĞİTÄ°ME AYRILAN BÜTÇE SADECE PERSONEL GÄ°DERÄ° MÄ°?

Milli EÄŸitim Bakanlığı’nın görevinin insan yetiÅŸtirmek olduÄŸunu BaÅŸkan Tanfer Ata, insan yetiÅŸtirmenin kolay olmadığını aktaran ve siyasilerin milli eÄŸitime daha çok kaynak ayırdıklarını söylediklerini belirtti. Bütçede oransal anlamda milli eÄŸitime ayrılan payın doÄŸru olduÄŸunu, bazı dönemlerde bu oranların yüzde 20’lere yaklaÅŸtığını söyleyen Ata, “Evet, bu pay ayrılıyor ama milli eÄŸitimde bu paralar nerelere harcanıyor? Ben çok rahat ifade edeyim ki milli eÄŸitime ayrılan hangi rakama bakılırsa bakılsın yaklaşık yüzde 75-80’i personel gideridir. Åžimdi ayrılan bütçenin yüzde 80’i personele gidiyorsa bunun dışında derslik ihtiyacımızı nasıl karşılayacağız? EÄŸitim materyallerini nasıl karşılayacağız veya hizmet içi eÄŸitimi nasıl karşılayacağız? Bunları birilerinin düÅŸünmesi ve cevap vermesi lazım” ÅŸeklinde konuÅŸtu. Hükümet bütçesinin yüzde 20’sinin milli eÄŸitime ayrıldığı açıklamasını hatırlatan Ata, yaptığı bir araÅŸtırma hakkında bilgiler verdi. Yıllara oranla eÄŸitime harcanan payın artıp azalmasına iliÅŸkin bir araÅŸtırma yaptığını ifade eden Ata, araÅŸtırmanın sonucuna iliÅŸkin ÅŸunları kaydetti: “2002 yılında yani mevcut iktidarın iÅŸ başıan geldiÄŸi dönemde milli eÄŸitime ayrılan pay yüzde 17’lere yakın ve ciddi bir oran. Yıllara göre bakmaya devam ettiÄŸinizde ayrılan payın giderek düÅŸtüÄŸünü görüyorsunuz. Hatta 2016 yılı verilerine göre bu oran yüzde 8.5’lara kadar düÅŸmüÅŸ. Bakın 2016 yılı sonu itibariyle yüzde 8.5 yani yarı yarıya eÄŸitim yatırımları azalmış. EÄŸitim yatırımlarının azalması ÅŸu anlama gelir; devlet yeni okul, derslik yapamıyor. Hizmet içi eÄŸitim dediÄŸimiz eÄŸitimlere kaynak aktaramıyor ve eÄŸitim materyalleri denilen öÄŸrencinin kullandığı materyalleri yeterince üretemiyor.”   

EĞİTİMDE DEVLET POLİTİKASI ŞART

Türk eÄŸitim sisteminde devlet politikası oluÅŸturulması gerektiÄŸine dikkati çeken BaÅŸkan Ata, hükümetin ve sivil toplum kuruluÅŸlarının biraraya gelerek çalışma yapmasının önemine vurgu yaptı. EÄŸitim konusunda planlama yapılmasının doÄŸru olacağını, planlama yapma konusunu sürekli gündemde tutmaya çalıştıklarını ve eÄŸitimde devlet politikasının olması gerektiÄŸini kaydeden Ata, “Bu cümleyi sürekli kullanıyorum. Devlet politikası demek iktidar deÄŸiÅŸse bile politikanın deÄŸiÅŸmeyeceÄŸi anlamına gelir. DiÄŸer ülkeler bunu baÅŸarıyor ve bu Türkiye’de bazen övülüyor ve örnek almaya çalışıyoruz ama baÅŸaramıyoruz. BeÅŸ tane Milli EÄŸitim Bakanı deÄŸiÅŸiyor ama beÅŸindeki uygulamalar farklı farklı. Niye baÅŸarılı deÄŸiliz? Demek ki sistemin bozulması siyasetçiler eliyle oluyor. Yani toplum, öÄŸretmen, eÄŸitim yöneticisi sistemi bozmuyor. Bürokrasi veya siyaset sistemi bozuyor. Planlama yapamadığımız için eÄŸitime ayrılan kaynakların planlaması da yapılamıyor” ifadelerini kullandı. Milli EÄŸitim Bakanlı’ğının planlama konusunda çalışmalar yapması gerektiÄŸine vurgu yapan Ata, planla yapılırken çok iyi tespitlerin yapılması ve alan taramasına önem verilmesi gerektiÄŸini söyledi.

MÄ°LLÄ° EĞİTÄ°MDE EN BÜYÜK Ä°HTÄ°YAÇ PLANLAMA

Türkiye’de derslik ihtiyacının bir sorun olduÄŸunu ve bu sorunun çözülmesi gerektiÄŸini anlatan Tanfer Ata, “Derslik ihtiyacı çözülmeden Milli EÄŸitim Bakanımız diyor ki, ‘Ben 2018 yılı itibariyle bütün Türkiye’de normal eÄŸitime geçeceÄŸim.’ Ben bu cümlenin altı boÅŸ olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Derslik ihtiyacını çözmeden normal eÄŸitime geçemezsin. Geçersin, ne yaparsın 30 kiÅŸilik sınıfı 40’a çıkartırsın. Bir baÅŸka örnek vereyim, kırsalda öÄŸretmen başına düÅŸen öÄŸrenci sayısı az ama büyükÅŸehirlerde böyle deÄŸil. BüyükÅŸehirlerde sınıflar 50-60 kiÅŸilik, bu sadece Ä°stanbul’un yaÅŸadığı bir sıkıntı deÄŸil ki Konya’da yaşıyor bunu Ankara’da. Konya’da sınıf mevcudu 50-60 kiÅŸi olan okullarımız var” dedi. Özellikle meslek okulları ve imam hatip okullarına yığılma olduÄŸunu kaydeden Ata, bu duruma karşı olmadıklarını ancak sınıf mevcutlarının kalabalık olduÄŸuna vurgu yaptı. Yeterli derslik olmadığı zaman sınıflardaki öÄŸrenci sayısının artırıldığını anlatan Ata, planlama yapılarak normal eÄŸitime geçilmenin daha saÄŸlıklı olacağını söyledi.

Normal eÄŸitime geçme adına bir takım yanlış uygulamaların hayata geçebileceÄŸini anlatan BaÅŸkan Tanfer Ata, kendisine gelen bilgiler doÄŸrultusunda sınıflarda bulunan öÄŸrenci sayılarının artacağını, sınıf sayısı yeterli olmadığı için kütüphane, laboratuvar gibi alanların sınıfa dönüÅŸtürebileceÄŸini söyledi. Böyle bir durumun olumlu olmadığını aktaran Ata, “Sınıf bulmak için bir yerleri küçültüyorsak biz o zaman laboratuvarı kullanmayacak mıyız? EÄŸitimin sistem olarak en büyük problemlerinden bir tanesi bu. Günü birlik siyasi açıklamalar gelecekle ilgili net ifadeler kullanılmadan yapılan konuÅŸmalar. Türkiye’nin bu sorunu bir ÅŸekilde çözmesi lazım” dedi. ÖÄŸretmen atamaları konusunda da deÄŸerlendirmelere ihtiyaç olduÄŸunu ifade eden BaÅŸkan Tanfer Ata, birçok öÄŸrencinin öÄŸretmen hayaliyle üniversite okuduÄŸunu ancak mezun oldukları bazı branÅŸlarda atama olmamasından hayal kırıklığı yaÅŸadığını söyledi. Milli eÄŸitimin insan kaynağı konusunda övünecek seviyede olduÄŸunu ancak insan kaynağının iyi deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸini anlatan Ata, insan kaynakları ve yatırım planlamasının çok ciddi ÅŸekilde ele alınması gerektiÄŸini dile getirdi.

EĞİTİMİN ANA PROBLEMLERİ TARTIŞILMALI

EÄŸitimde müfredat deÄŸiÅŸikliÄŸi konusunda da deÄŸerlendirmelerde bulunan Tanfer Ata, çağın ihtiyaçları doÄŸrultusunda müfredat deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılmasının normal olduÄŸunu ve deÄŸiÅŸiklik yapılması düÅŸünülen konularda gerekli sivil toplum kuruluÅŸları ile görüÅŸülmesi ve ortak akla önem verilmenin önemine dikkati çekti. EÄŸitimin kalitesinin artırılması konusuna deÄŸinen Ata, “Türkiye’de yaklaşık 18 buçuk milyon öÄŸrencimiz var. Milli EÄŸitim Bakanlığı’nın personel sayısı da 1 milyonu geçti. Bu kadar büyük kaynakları ayırıp da nicelik ve nitelikleri artıramıyorsak olumlu bir sonuç elde edemeyiz. EÄŸitime ayrılan kaynaklarla eÄŸitim kalitesinin artması ve mesleÄŸini öÄŸretmenlerin sorunlarının çözülmesi için çaba sarf edilmesi gerekliliÄŸine vurgu yapan Ata, taÅŸralarda konuÅŸulan veya söylenilen konulara bürokrasinin önem vermesinin doÄŸru olacağını anlattı. EÄŸitim sisteminde ana problemlerin kalitenin artması, öÄŸretmenlerin baÅŸarıları ve derslik sayısı olduÄŸunu kaydeden Ata, rakamlardan ziyade bu konuların konuÅŸulmasının eÄŸitim sistemine katkı saÄŸlayacağını söyledi.

Türkiye’de öÄŸretmen açığı sorununun devam ettiÄŸine iÅŸaret eden Ata, ücretli öÄŸretmenlik sisteminin yanlış olduÄŸunu, Türkiye’nin çeÅŸitli sorunlarla uÄŸraşırken eÄŸitim konusunda da problemlere ön açılmamasının doÄŸru olacağını söyledi. Ücretli öÄŸretmenlik uygulamasına kesinlikle karşı olduklarını ifade eden BaÅŸkan Ata, öÄŸretmenlerin kadroya geçirilmesi gerektiÄŸini anlattı. Ücretli öÄŸretmenliÄŸin insanlara çeÅŸitli zorluklar çıkarttığını ve bu sorunun ilgililer tarafından çözülmesi gerektiÄŸini kaydeden Ata, kadrolu istihdam modelinin doÄŸru bir model olduÄŸunu dile getirdi. EÄŸitimdeki insan kaynaklarının geleceÄŸiyle oynanmaması gerektiÄŸini dile getiren Ata, “Bir sözleÅŸmeli öÄŸretmen 4 yıl boyunca atandığı DoÄŸu ve Güney DoÄŸuya çakılı kalacak. 4 yıldan sonra kadroya geçmek için 2 yıl daha bekleyecek ondan sonra tayin olacak. Ä°nsan evlenecek mi veya çocuÄŸu varsa ne yapacak? Yani insani özellikleri yok sayılarak öÄŸretmen çalıştırılmamalı. Mutlu öÄŸretmen mutlu öÄŸrencidir. BaÅŸarılı öÄŸretme baÅŸarılı öÄŸrenci ve toplumunda baÅŸarılı olması demektir” diye konuÅŸarak sözlerine son verdi.(Mustafa KARAKAYA)