Etyen Mahçupyan: Halk dirayetli hükümet istedi
Etyen Mahçupyan, 7 Haziran sonrasında dirayetli, sorun çözebilen ve Türkiye’yi yarına taşıyacak bir hükümete ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Siyasi tarihimizin en önemli seçimlerinden olan 1 Kasım'ın ortaya koyduÄŸu sonucu, bu sonucun gerekçelerini ve seçmenin davranışını çözümlemek Türkiye'de son yıllarda yaÅŸanan siyasi geliÅŸmelere iliÅŸkin toplum algısını anlamak açısından son derece önemli. Bu baÄŸlamda ben de 1 Kasım'ı, seçmenin verdiÄŸi mesajı, Yeni Åžafak'tan Nil Gülsüm AK Parti kazanırken muhalefetin kaybetmesinin kodlarını ve bu seçimin geleceÄŸe iliÅŸkin olası yansımalarını konuÅŸmak için bu sefer sorularını Gazeteci Yazar Etyen Mahçupyan'a yöneltti. Åžiddeti giderek yükselen kliÅŸelerden ziyade soÄŸukkanlı tespitleri yeÄŸleyen Etyen Mahçupyan'ın kuÅŸatıcı cevapları her zamanki gibi geliÅŸmeleri aydınlatmak bakımından büyük deÄŸer taşıyor.1 Kasım seçimlerinden AK Parti'nin büyük bir baÅŸarı elde ederek çıkması kimileri için ÅŸaşırtıcı bir sonuç oldu. Siz ne dersiniz çıkan tabloya?
Bu kadar kısa sürede kaybedilen puanın aynen geri alınması elbette ÅŸaşırtıcı bir öge içeriyor. Ancak bu durumu dışarıda tutarak AK Parti'nin yüzde 50'ye gelmesi bizatihi ÅŸaşırtıcı deÄŸil. BeÅŸ aylık süreçte bu oyun tekrar yakalanması ise durumu farklı kılıyor.Çıkan sonucu ÅŸaşırtıcı kılan bu kadar kısa zamanda artışın çok hızlı yaÅŸanması. Ne deÄŸiÅŸti bu beÅŸ ay içinde?
Åžunu da görmek lazım, yüzde 41 de az bir oran deÄŸildi. Seçimin hemen ardından yapılan çalışmalarda piÅŸmanlık ifade eden epey geniÅŸ bir seçmen kitlesi vardı. AK Parti'nin aslında normal aralığının 43-44 olduÄŸu böylece anlaşıldı. Hesabı biraz da buradan yapmak lazım. Bunun üzerine istikrar-istikrarsızlık ikilemi geldi. Åžu veya bu sebeple bir koalisyon kurulamadı. Öte yandan ÅŸiddet olayları etrafı sardı. Bu ikisi bir araya geldiÄŸinde dirayetli, sorun çözebilen ve Türkiye'yi yarına taşıyabilecek bir hükümete ihtiyaç duyuldu. Olumsuz neticelenen koalisyon görüÅŸmeleri ise AK Parti'ye bu açıdan daha tercih edilir hale getirdi.KUTUPLAÅžMAMIÅž SEÇMEN VAR
Bir süredir partiler etrafında bir kutuplaÅŸmadan söz ediliyor. 1 Kasım seçiminde nasıl bir etkisi oldu bu durumun?
Bu kutuplar hala var ama bu kutuplardan bağımsız bir kitle de yavaÅŸ yavaÅŸ büyüyor. Bir bölüm seçmen kutuplaÅŸmış. Ama kutuplaÅŸmamış bir baÅŸka seçmen kitlesi de var ve bu kesim daha rahat davranıyor. Ä°ktidar yanlış yaparsa oyunu esirgiyor, doÄŸru yapacağını düÅŸündüÄŸünde de oyunu verebiliyor. Bu yapı bence Türkiye'nin yeni sosyolojik gerçeÄŸi. Artık karşımızda kimliklere sıkışmış bir yapı olmadığı gibi bir tür 'çok partili' ÅŸekilde hayata bakan bir toplumsal kesim var.
BÄ°R TEK KAZANINI VAR O DA AK PARTÄ°Bu seçimin kaybedeni-kazananı kim, hangi siyasi parti?
Kazanan-kaybeden meselesi biraz partinin potansiyeli ile ilgili. Mesela CHP ile ilgili bir analiz yaptığımız zaman kazanan-kaybeden kelimelerinin çok anlamlı olmadığı bir vasatta hareket ediyoruz demektir. Sosyolojik olarak tıkanmış, bir yerde hapsolmuÅŸ bir seçmen var. Ve bu seçmen ideolojik yaklaşımından ötürü kendine hiç bir ÅŸekilde bir alternatif bulamıyor. CHP iyi de kötü de olsa oy veriyor. Dolayısıyla bu parti bir puan artsa kazanmış bir puan azalsa kaybetmiÅŸ olmaz. Bir tek AK Parti kazanıyor veya kaybediyor. Haziran seçiminde de diÄŸerleri kazanmamıştı, kazanacak kaybedecek bir ÅŸey yapmadılar zaten.YENÄ°LGÄ° PSÄ°KOLOJÄ°SÄ° Ä°ÇÄ°NDELER
Bir anlamda oyun kurucu AK Parti mi bu açıdan?
Evet. Muhalefet partilerinin stratejileri kendiliÄŸinden bir kazanç-kayıp getirmiyor. Ama AK Parti'nin oy kaybettiÄŸi dönemde diÄŸerleri otomatik olarak oy kazanmış oluyorlar. Åžu anda da AK Parti kazanacak bir siyaseti izledi ve diÄŸerleri de otomatik olarak kaybettiler. Buna Bahçeli'nin, DemirtaÅŸ'ın tutumunu da eklediÄŸimizde bu kayıp çok uç noktalara çıktı. Bunların yaptığı hatalar toplum tarafından cezalandırıldı.Son bir kaç yıldır AK Parti'ye karşı dar bir kesimde çok agresif bir tavır görüyoruz. Bu tavır bazen muhalefet partilerinde ve medya mensuplarında kendini gösteriyor. Bunun sebebi nedir?
Burada bir tarihsel süreçten bahsetmek ÅŸart. Türkiye'nin 80 yıl nasıl yönetildiÄŸi sorusunu sormadan, o noktada bir deÄŸerlendirme yapmadan bugünkü psikolojiyi anlamak biraz zor. Bugünkü psikoloji bir yenilgi psikolojisi. AK Parti dışındakilerin herhangi bir seçim kazanma ÅŸansı kalmamış durumda. Bu insanlar iktidarın ellerinden gittiÄŸini, bir daha hiç gelmeyeceÄŸini görüyor ve bunu bir nihai yenilgi gibi yaÅŸayıp hissediyorlar. Daha çok içe kapanıp cemaatleÅŸiyorlar ve ideolojik bir yaklaşımla siyasi konum almaya baÅŸlıyorlar.TOPLUMU OKUYAMIYORLAR
Seçime giden süreçte birçok kesim AK Parti'nin asla tek başına iktidara gelmeyeceÄŸini ekranlardan söylediklerine tanık olduk. Neden okuyamıyorlar toplumu?Toplumun eÄŸilimini okuyamamamın da ötesinde bence doÄŸrudan söylemek gerekirse akılsız bir bakış var. Bir kere AK Partililer Haziran sonrasındaki AK Parti'yi Haziran öncesindeki AK Parti'den daha çok sevdiler.AK PARTÄ° MERKEZ PARTÄ°
AK Parti, CHP, HDP, MHP gibi birbirinden çok farklı görünen kesimlerden de oy aldı. Bu ne anlama geliyor?
Bu AK Parti'nin merkez olması demek. Bu da yeni bir olgu. AK Parti ÅŸimdiye kadar bir taraftı, yelpazenin bir kesimi, yönüydü. Ama ÅŸimdi yelpazenin ortasına doÄŸru gelmiÅŸ durumda. Her sosyolojik kesimle ayrı ayrı iliÅŸki kurabilme konumunda. Bu kesimler diyelim ki refah konusunda ortak ama kimlik meselelerinde belki ayrı ayrı muhatap almayı gerektiren bir durum oluÅŸturuyor. Uzun zamandan sonra ilk kez bir merkez parti oluÅŸumu ile karşı karşıyayız.ALEVÄ°LERDEN DE OY ALDI
AK Parti'nin merkez parti olma süreci nasıl seyretti?
AK Parti daha önce bir çevre partisiydi. Daha ziyade muhafazakar kesim ve Kürtlerden oy alıyordu. Ama ÅŸimdi giderek Batı'daki seçmenin de bakmaya baÅŸladığı bir parti haline geldi. Ä°stanbul'daki bazı ilçelerde CHP'lilerden, Alevilerden ÅŸu veya bu nedenle oy alabildiÄŸini görüyoruz. AK Parti bunu takdir etmezse merkezden uzaklaÅŸma durumu ile karşı karşıya kalabilir. Ama bunun, merkez parti olmanın gereÄŸini yaparsa çok farklı bir tablo ortaya çıkar.POTANSÄ°YEL YÜZDE 60
'Merkez Parti' olmanın gereği nedir?
Ä°lk olarak herkesi ilgilendiren temalar üretebilmek, tüm Türkiye için doÄŸru ve olumlu olanı ortaya çıkarabilmek. Ä°kinci olarak farklı kimlikler arasında hakemlik yapabilmek ve denge kurabilmektir. Üçüncü olarak da bu kesimlerin hepsinin adaletsiz durumlarını telafi etmektir. Bu yapıldığı zaman bir anlamda kimliklerin üzerinde siyaset yapma imkanı yakalanır ve bunun kalıcı etkilerinin olacağını düÅŸünüyorum. Muhalefet partileri hala bunu idrak edemedikleri için giderek önümüzdeki bir kaç yıl içinde AK Parti'nin potansiyel oyunun yüzde 60'lara geleceÄŸini düÅŸünüyorum.Yüzde 60 bir potansiyel oydan bahsediyorsunuz. AK Parti bahsettiÄŸiniz bu çok da kolay olmayan atılımları yapabilir mi sizce?
AK Parti deneyimli bir parti, ÅŸimdiye kadar farklı sorun kümeleriyle karşılaÅŸtı. ÇoÄŸu zaman gayri meÅŸru hale gelen çok sert bir muhalefetle karşılaÅŸtı. Tüm bu badirelerden saÄŸlam olarak çıktı. Bu olaylar yaÅŸanırken aynı zamanda hizmetleri de çizgisinden sapmadan götürdü. Tüm bu badirelere raÄŸmen ekonomi, saÄŸlık gibi birçok alandaki hizmetlerde çizgiyi korudu ve bunlar küresel anlayışlara da uygundu. Dolayısıyla bu partinin mayasında bu iÅŸi becerebilecek bir potansiyelin var olduÄŸunu görüyoruz.CHP'nin sorunu makyajla çözülemezHDP ve MHP'ye hangi yanlışlar kaybettirdi?
MHP'ninki çok net, sorumluluk almayan ve istikrarsızlığı bir ÅŸekilde besleyecek politikaları zorlayan bir lidere sahip olması... Bu MHP tabanında önce anlaşılmaz bulundu. HDP'nin ise kendisini PKK'dan ayıracak bir duruÅŸ sergileyememesi, sürekli olarak terörü, ÅŸiddeti kendi lehine yorumlamak üzere bir strateji izlemesi etkili oldu. Sonuçta HDP de istikrarsızlığa oynadı. Oysa bugünün Türkiye'sinin istikrarsızlığa 'evet' diyeceÄŸini beklemek toplumu da tanımamak demek...CHP'nin sorunu neydi peki?
CHP'nin kendi sosyolojisi katı bir sosyoloji, baÅŸka bir partiye gitmeye izin vermiyor. Bu yapı baÅŸka partilerden de geçiÅŸi engelliyor. CHP, partinin performansından bağımsız olarak yüzde 25 civarında duruyor. Ufak tefek rötuÅŸ ve makyajla çözümlenebilecek bir ÅŸey deÄŸil bu. Çok temel bir biçimde CHP'nin farklı bir parti olduÄŸu mesajı verilmedikçe ne oraya büyük bir oy kayması olur, ne de büyük kopmalar olur. Öte yandan CHP'nin kendini deÄŸiÅŸtirmesi kendi açısından riskli bir durum. Oy getirmesi ihtimali olduÄŸu gibi götürebilir de. Bu da CHP'yi korkutuyor; korktuÄŸu için de aynı çizgide devam ediyor ama o zaman da hiç oy kazanamıyor.ErdoÄŸan'a baÄŸlılık sınırları da aÅŸtıCumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'a yönelik saldırganlığa varan yaklaşım yenilgi psikolojisinin ürünü mü?
Bu onların siyasi bir tavır gösteremeyip ideolojikleÅŸmeleri ile de baÄŸlantılı. Ä°deolojikleÅŸme kolay hedefler üretir. “Tayyip ErdoÄŸan kötüdür, Tayyip ErdoÄŸan diktatördür" derseniz daha çok düÅŸünmeye ihtiyacınız kalmaz. Her ÅŸeyi Tayyip ErdoÄŸan'a baÄŸlayın, “Zaten Tayyip ErdoÄŸan ne istiyorsa o oluyor" diye inanın, oldu bitti! Zaten baÅŸka ÅŸey düÅŸünmezsiniz. Bu kesim de bu türden bir zihni tembellik yapıyor.Bu marazi bir durum deÄŸil mi?
Evet ama bence bunun nedeni psikolojik zaten. Ä°htiyaçlar nedeniyle düÅŸünmekten vazgeçiyorlar. DüÅŸünmekten vazgeçtikleri zaman da tüm bunların sorumlusu olarak birini bulup her ÅŸeyi ona yıkıp kendilerini kurtarıyorlar. Tabi bu da onların Türkiye'yi anlamamasına neden oluyor. Türkiye'yi anlamadıkları zaman da doÄŸru tahmin yapamıyorlar, Türkiye'de siyaseti etkileyemiyorlar. Giderek daha da içe kapanıp, yalnızlaşıyor. Bir kısır döngü içinde hastalanıyorlar. Elbette laik kesimin tamamı deÄŸil, bir kısmı böyle.ESKÄ°DEN SÄ°YASET EZÄ°KTÄ°
1 Kasım seçimlerinin Türkiye'de ve yurtdışında Tayyip ErdoÄŸan'a övgü sloganları ile kutlandığını gördük. Sınırları aÅŸan bu ErdoÄŸan sevgisinin sebebi ne peki?Bunun da ideolojik, tarihsel ve psikolojik sebepleri var. Ä°nsanlar geçmiÅŸten bugüne yaÅŸanmış olan zulümlere, maÄŸduriyetlere bakıyor, hayatın nasıl deÄŸiÅŸtiÄŸini görüyor. Bu deÄŸiÅŸimi bir taşıyıcı ile ifade etme ihtiyacını duyuyor. Ve Tayyip ErdoÄŸan da bunu taşıyan, hak eden bir lider. Siz sevincinizi ifade edecekseniz bunu en kısa ÅŸekilde bir Recep Tayyip ErdoÄŸan övgüsü ile ifade ediyorsunuz. Uzun uzadıya AK Parti yorumu yapacak haliniz yok. O yüzden kitleleri birbirine baÄŸlayan, onlar arasında ortak bir dil oluÅŸturan bir Tayyip ErdoÄŸan teveccühü var. Bu durum Türkiye'yi hiç tanımayan, yurtdışında yaÅŸan insanlarda da var. Bu da psikolojik baÄŸlılığın sınırları aÅŸtığını gösteren bir durum.
Nil Gülsüm - Yeni Åžafak
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.