Evlilikte artık ''aşk'' yerine ''aile uyumu'' aranıyor
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2006 ve 2011 yıllarında yapılan araştırmalardan yola çıkarak aile yapısındaki değişimi ortaya koydu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2006 ve 2011 yıllarında yapılan araÅŸtırmalardan yola çıkarak aile yapısındaki deÄŸiÅŸimi ortaya koydu. KiÅŸilerin evlenirken öncelik verdikleri konularda beÅŸ yılda deÄŸiÅŸim yaÅŸandığı görüldü. Önceden, evlenecekleri eÅŸin ''kendisine aşık ve güzel veya yakışıklı olmasını'' isteyenler artık ''aile yapılarının benzer'' ve ''evlenilecek kiÅŸinin ilk kez evlenmesi''ni önemsiyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın 2006 ve 2011 yıllarında yapılan ''Türkiye Aile Yapısı AraÅŸtırmaları''nı karşılaÅŸtırarak hazırladığı raporda, Türkiye'deki evliliklere iliÅŸkin çeÅŸitli bilgiler yer alıyor. Buna göre, 2006 ve 2011 yıllarında Türkiye'de ilk evlenme yaşı, 18-24 yaÅŸ aralığında yoÄŸunlaşıyor. 2011'de medeni durumu ''evli'' olanlardan ilk evlenme yaşı 14 yaşın altında olanların oranı yüzde 3 iken, 15-17 yaÅŸ arasında olanların oranı yüzde 15 olarak belirlendi. 2006'da ise ilk evlenme yaşı 18'in altında olanların oranı yüzde 20 iken, bu oran yüzde 18'e düÅŸtü. Her iki yılda da, ilk evlenme yaşının 18'nin altında olanların oranının en düÅŸük olduÄŸu bölgeler Ä°stanbul, Batı Marmara olarak belirlendi. ''Erkekler en az 25, kadınlar ise 20'de evlenmeli'' Ä°deal evlenme yaşının da araÅŸtırıldığı çalışmaya göre, Türkiye'nin geneli her iki yılda da erkeÄŸin ideal evlenme yaşının 25-29 olduÄŸunu belirtirken, ''erkek 30-34 yaÅŸ arasında evlenmeli'' diyenlerin oranında ise artış oldu. 2006 yılında kadın için ideal evlenme yaşını 20-24 yaÅŸ aralığında görenlerin oranı yüzde 61 iken, bu oran 2011'de yüzde 55'e geriledi. Karadenizliler ''görücü usulünü'' tercih ediyor Türkiye'de evliliklerin nasıl olduÄŸunun da analiz edildiÄŸi araÅŸtırmada, 2006 yılında yüzde 31 oranında kiÅŸi ''görücü usulüyle, ailemin kararıyla evlendim'', yüzde 29'u ''görücü usulüyle, kendi kararımla evlendim'' derken, 2011 yılında ''görücü usulüyle, kendi kararımla evlendim'' diyenlerin oranı yüzde 42'ye yükseldi. ''Görücü usulüyle, benim görüÅŸüm alınmadan evlendim'' diyenlerin oranı ise yüzde 8.9 oldu. Görücü usulüyle, kendi görüÅŸü sorulmadan ailesinin kararıyla evlenenlerin en yüksek oranda olduÄŸu bölgeler arasında ilk sırada DoÄŸu Karadeniz geliyor. Bunu KuzeydoÄŸu Anadolu ve Batı Karadeniz takip ediyor. Kendi seçimiyle evlenenlerin en çok olduÄŸu bölge ise Marmara Bölgesi olarak belirlendi. Türkiye genelinde çalışmaya katılanların yüzde 84'ü, eÅŸleriyle aile ve komÅŸu çevresinde tanışıyor. Türkiye'nin doÄŸusunda yer alan bölgelerde aile, komÅŸu çevresinde tanışıp evlenme oranı, ülkenin diÄŸer bölgelerine göre çok yüksek. BaÅŸlık parasıyla evlenme oranı az da olsa düÅŸtü 2006 yılında akraba evliliÄŸi yapanların oranı yüzde 22 iken, bu oran 2011'de yüzde 21'e düÅŸtü. Akraba evliliklerinin en çok ''amca çocuÄŸu'' veya ''baba tarafından akraba'' ile yapıldığı görüldü. HemÅŸehrileriyle evlenenlerin oranı yüzde 69 olarak belirlenirken, Türkiye'de bu ÅŸekilde evlenenlerin en yüksek olduÄŸu bölge DoÄŸu Karadeniz oldu. Türkiye genelinde baÅŸlık parası verilerek evlenenlerin oranı 2006'da yüzde 18, 2011'de yüzde 16 olarak belirlendi. BaÅŸlık parasıyla evlendirmenin yaygın olduÄŸu bölgelerin başında KuzeydoÄŸu Anadolu geldi. Resmi ve dini olarak nikah töreninde artış 2006 ve 2011 yıllarında da en çok yapılan evlilik törenin ''düÄŸün'' olduÄŸu görüldü. 2006'da resmi nikah merasimi ve dini nikah merasimi yapanların oranı yüzde 72 iken, 2011'de bu oranlar yüzde 85'lere yükseldi. Ä°ki yıl karşılaÅŸtırıldığında sadece resmi nikah oranında yüzde 6'lık bir düÅŸüÅŸ yaÅŸanırken, hem resmi hem dini nikah oranında ise artış göründü. Sadece dini nikah oranında bir deÄŸiÅŸim yaÅŸanmadı. Buna göre, hem 2006'da hem de 2011'de de hem resmi hem dini nikahın Türkiye'de en yaygın evlenme ÅŸekli olduÄŸu belirlendi. EÅŸler sorun varsa susuyor AraÅŸtırmada, 2011 yılında eÅŸleriyle iliÅŸkilerini çok iyi bulanların oranı 2006 yılına göre yükseldi. 2006'da olduÄŸu gibi 2011'de de erkekler kadınlara göre iliÅŸkilerini daha olumlu deÄŸerlendirdi. EÅŸler arasında sorun olduÄŸunda verilen tepkilere bakıldığında ise, en çok verilen tepkilerin başında ''sessiz kalma, küsme ve ses yükseltme'' geliyor. Sessiz kalanların oranı yüzde 75 iken, erkeklerin yüzde 70'i, kadınların ise yüzde 80'i sessiz kalarak tepki gösteriyor. ''Zor kullanma veya fiziksel ÅŸiddet'' olarak verilen tepkilerin oranının oldukça düÅŸük olduÄŸu görüldü. Kadınların eÅŸleriyle sorun yaÅŸadığında erkeklere göre daha çok küstükleri, sesiz kaldıkları, erkeklerin ise kadınlara karşı nisbeten daha yüksek oranda seslerini yükselttiÄŸi, azarladığı ortaya çıktı. EÅŸlerin çoÄŸunluÄŸu destek almayı düÅŸünmüyor EÅŸle sorun yaÅŸandığında, kiÅŸilerin yüzde 62'si kimseden bir destek almayı düÅŸünmediÄŸini, destek alacaklarsa da aile büyüklerinden alacaklarını ifade etti. Uzman kuruluÅŸlardan destek almayı düÅŸünenlerin oranı ise yüzde 3'lerde kaldı. Böyle bir durumda kimseden destek almayı düÅŸünmediÄŸini ifade edenlerin Ä°zmir ve Ankara'da yüksek oranda olması da dikkat çekti. Dağılmış ailelerde kimseden destek almayı düÅŸünmeyenlerin oranı yüzde 44 iken, bu oran çekirdek ailelerde ve geniÅŸ ailelerde yüzde 62 olarak belirlendi. Kadınlar ''sabır'', erkekler ''sadakat'' arıyor KiÅŸiler 2006'da, evlenilecek eÅŸte aranan en önemli özelliÄŸi ''kendisine aşık olması'' olarak belirlerken, hem kadınlar hem de erkeklerda bu oran aynı oldu. Bu özelliÄŸi, ''aile yapılarının benzer olması'' ile ''evlenilecek kiÅŸinin ilk kez evlenecek olması'' izledi. 2011'de ise evlenilecek kiÅŸilerde aranan özelliklerde ''aile yapılarının benzer olması'' ilk sırada yer aldı. Bu özelliÄŸi ''evlenilecek kiÅŸinin dindar olması'', ''bir iÅŸinin olması'', ''aynı mezhepten olması'' takip etti. En az önemli bulunan kiÅŸisel özellikler ''evlenilecek kiÅŸinin güzel veya yakışıklı olması'' ve ''aşık olması'' oldu.a Kadınlar için evlilikte öncelik erkeÄŸin iÅŸinin olması iken, erkekte bu önceliÄŸin yerini kadının ilk kez evleniyor olması aldı. 2011 yılında ilk kez evlenecek olması, aile yapılarının benzer olması, dindar olması gibi özellikler hem kadınlar ve hem erkekler için önemi artan konular oldu. Kadınlar evleneceÄŸi kiÅŸinin sabırlı, hoÅŸgörülü olması, toplum içinde nasıl davranılacağını bilmesi, güvenilir olmasını önemserken, erkekler için ise evlenilecek kiÅŸinin güvenilir olması, eÅŸine sadık olması, toplum içinde nasıl davranacağını bilmesi gerekiyor. ''Çocuk damat''lara da dikkat çekildi Raporda, Türkiye'de evliliÄŸe iliÅŸkin tutumların dönüÅŸümde olduÄŸu bir dönem yaÅŸandığı belirtilerek, hiç evlenmemiÅŸler ve boÅŸanmışların oranının arttığı, ilk evlenme yaşının yükseldiÄŸi ifade edildi. Türkiye'de evliliklerde en çok aranılan özelliÄŸin aile yapısının benzerliÄŸi olduÄŸu vurgulanarak, iÅŸ, eÄŸitim, gelir ve fiziksel özellikler gibi bireysel özelliklere önem verilmediÄŸi belirtildi. Türkiye'de son dönemde ''çocuk gelin'' kavramıyla tartışılan 18 yaÅŸ altı evliliklere bakıldığında, 2011'de ilk evlenme yaşı 18'in altında olan kadınların oranının yüzde 28, erkeklerin oranının ise yüzde 6 olduÄŸu bildirildi. Bu verilerin önemine iÅŸaret edilerek, ''çocuk damat''ların da önemli bir oranda olduÄŸunun ortaya konulması, buna yönelik de politikaların geliÅŸtirilmesi gerektiÄŸi kaydedildi. Raporda ÅŸunlar kaydedildi: ''Kadınlar için ideal evlilik yaşı sorulduÄŸunda Türkiye genelinin yüzde 13'ü 19 yaÅŸ altı ÅŸeklinde cevap vermektedir. Erkekler için ideal evlilik yaşını 19 yaÅŸ altı olarak görenlerin oranı ise yüzde 3'tür. Bu veriler ışığında bu konuda deÄŸer dönüÅŸümünün gerekli olduÄŸu görülmektedir. DeÄŸerler ve ideallar de ancak farkındalıkla dönüÅŸebilir.'' Kadına ÅŸiddetle mücadele vurgusu Türkiye'de ciddi bir toplumsal sorun olan kadına yönelik ÅŸiddetin bu çalışmada da ortaya çıktığının belirtildiÄŸi raporda ÅŸu ifadeye yer verildi: ''2006 yılında kadınların yüzde 8'i, 2011'de ise yüzde 5'i eÅŸlerinden fiziksel ÅŸiddet gördüklerini ifade etmiÅŸlerdir. Tüm toplumunda kadına karşı ÅŸiddetle mücadele için çalışmalar sürerken, öncelikli bölge ve grupların belirlenmesi daha etkin bir mücadele için önemli bir katkı saÄŸlayacaktır.''
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.