FETÖ, rektörlerle iş birliği yapmış
Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökbel'in de bulunduğu 43 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, FETÖ’nün sevdalısı ya da açığı olan rektörlerle iş birliği yaptığı belirtildi
Konya Cumhuriyet BaÅŸsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe giriÅŸiminin ardından akademisyenlere yönelik soruÅŸturma kapsamında, aralarında eski Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel'in de bulunduÄŸu 43 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, örgütün makam sevdalısı ya da açığı olan rektörlerle iÅŸ birliÄŸi yaptığı bildirildi. Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, örgütün üniversiteleri ele geçirme stratejisinde kilit rol oynayan kurumlardan birinin de TÜBÄ°TAK olduÄŸu ifade edildi. TÜBÄ°TAK üzerinden finans elde edildiÄŸi, burs, proje, bilimsel çalışma gibi yöntemlerle üyelerinin hızlı yükselmesinin saÄŸlandığı tespitine yer verilen iddianamede, bu ÅŸekilde üniversitelerdeki örgüt kadrolaÅŸmasına katkı saÄŸlandığı aktarıldı. Örgüt üyesi öÄŸretim üyelerinin üniversiteler arasında transfer edilerek bir yerde toplandığına iÅŸaret edilen iddianamede, örgütün ele geçirmek istediÄŸi fakültede ilk olarak kendilerinden olmayan öÄŸretim üyelerini baskı, yıldırma, mobbing, soruÅŸturma gibi yöntemlerle uzaklaÅŸtırdığı, gidenlerin yerine ise FETÖ/PDY üyesi ya da sempatizanı öÄŸretim üyelerinin yerleÅŸtirildiÄŸi kaydedildi. Kendilerinden olmayanı sindirip kendi üyelerini ise bir araya toplayıp birleÅŸtirerek yönetimsel güce ulaÅŸan örgütün, bazen bir kürsüyü ele geçirmek için geçici görevlendirmelerle baÅŸka üniversitelerden transfer ettiÄŸi öÄŸretim üyesini, istediÄŸini elde ettikten sonra geri gönderdiÄŸi anlatılan iddianamede, ÅŸöyle denildi:
"FETÖ/PDY için bir akademisyenin ailesi, çevresi, statüsü ve akademik kariyeri hiç önemli olmamıştır. Misyon gereÄŸi ve örgütsel menfaat doÄŸrultusunda bir doçent kadrosuna bazen bir profesör atanmış, bazen de kıdemsiz bir yardımcı doçent bölüm baÅŸkanı ya da dekan yardımcısı yapılarak yönetimsel kadrolaÅŸma saÄŸlanmıştır. Örgüt kendinden olmayanı dışlama ve baskılarla akademik kariyer kaygıları ya da güçten yana olma güdüleriyle bir kısım öÄŸretim üyesini örgüt üyesi olmayı seçmeye zorlamıştır. Bu sayede örgüt kendinden olmayanı da adeta bir kartopu misali içine katarak büyüyüp palazlanmasının yolunu açmayı hedeflemiÅŸtir. Bir üniversitede rahatça her istediÄŸini yapmak, örgüt ideolojisini yaymak, kadrolaÅŸmak, örgüte üye devÅŸirmek gibi faaliyetlerin ancak yandaÅŸ bir rektör seçimiyle mümkün olacağını bilen örgüt bu doÄŸrultuda çalışmalar yapmış, birçok üniversiteye örgüt üyesi rektör seçtirmeyi baÅŸarmıştır. Bunu baÅŸaramadığı üniversitelerde ise makam sevdalısı ya da açığı olan rektörlerle iÅŸ birliÄŸi yapmak cihetine gitmiÅŸtir. Bir rektörün görev ve yetkilerini örgüt çıkarları doÄŸrultusunda kullanmasını saÄŸlamak yegane hedef olmuÅŸtur. Bu nedenle rektör seçimlerine özel önem veren örgüt, oy kullanma yetkisini haiz olan yardımcı doçent, doçent ve profesörlerin büyük çoÄŸunluÄŸunu ele geçirmiÅŸ, seçimleri kazanmıştır."
BÄ°LÄ°M VE SANATTA DÜNYA SIRALAMASINA GÄ°REMEME NEDENÄ° ÖRGÜT
Seçimler öncesinde büyük çaplı davet ya da iftarlarla yemek organizasyonları ve akademik birtakım vaatlerle oy potansiyeli olan öÄŸretim üyelerinin ablukaya alındığına vurgu yapılan iddianamede, iÅŸletilen baÅŸarılı seçim sürecinde örgüt üyesi olmayanların dahi seçimlerde örgüt adayı lehine oy kullanmak zorunda kaldığı belirtildi. Örgütün rektör adayının ince hesaplar ve örgütsel istihbaratla belirlendiÄŸine dikkatin çekildiÄŸi iddianamede, "ÖrneÄŸin CumhurbaÅŸkanının siyaseten ve ideolojik olarak atama ihtimali yüksek rektör adayına yatırım yapmış, bu rektör adayından seçildiÄŸi takdirde vefa duygusu gereÄŸi iÅŸ birliÄŸi sözü almıştır. Örgüt, üyesi olan ya da iÅŸ birliÄŸi içinde olduÄŸu seçilmiÅŸ ve atanmış rektör eliyle üniversitede adeta ideolojik terör estirmiÅŸ. Bu rektörler, öÄŸretim elemanlarını ve idari personeli akademik kaygılar ya da cezai yaptırımlarla korkutup sindirerek, üniversitelerin bilimden uzaklaÅŸmasına ve örgüt karargahı haline gelmesine sebep olmuÅŸtur. Ülkemiz üniversitelerinin bilim ve sanatta dünya sıralamasına girememelerinin baÅŸ müsebbibi FETÖ/PDY'nin üniversitedeki bu tür faaliyetleri olmuÅŸtur." ifadelerine yer aldı.
HIZLANDIRILMIÅž EĞİTÄ°MLERLE ASKERLERÄ°N HIZLA YÜKSELMELERÄ° SAÄžLANMIÅž
Sınav jürilerinin oluÅŸumuna ve kararlarına etki etmenin örgüt stratejisi haline getirildiÄŸi belirtilen iddianamede, örgüt üyesi yüksek lisans ve doktora öÄŸrencilerinin bu jüriler sayesinde akademik basamakları üçer-beÅŸer atladığı, intihallerle dolu, hiçbir bilimsel deÄŸeri olmayan uydurma tezlerle kendilerini yardımcı doçent kadrosunda bulduÄŸuna deÄŸinildi. Örgütün üniversitelerle kurduÄŸu düzenek yardımıyla TSK bünyesinde üyesi olan pek çok subaya hızlandırılmış lisansüstü eÄŸitimler ve doktoralar yaptırarak hızlı yükselmelerini ve rütbe almalarını saÄŸladığı vurgulanan iddianamede, örgüt üyesi birçok hakim ile cumhuriyet savcısının da kendileri için atanan tez danışmanları ve sınav jürileriyle el ele vererek master ve doktora mezunu yapıldığı bildirildi.
KADROLAÅžMAK Ä°ÇÄ°N TIP FAKÜLTELERÄ°NÄ° AYIRMIÅž
"40 yıllık geçmiÅŸinden gelen 'üniversitelere sızıntı' hareketi, Anadolu'dan gelen muhafazakar öÄŸrencilere ev açmak ÅŸeklinde görünüÅŸte masum bir yaklaşımla baÅŸlayıp, adeta bir örümcek gibi halka halka örerek, akademik çoÄŸunluÄŸu, yönetim birimlerini, sınav jürilerini, fakülte kurullarını, senatoyu, rektörü ve tüm üniversiteyi ele geçirmesiyle sonuçlanan haince bir plan olarak tarihin karanlık sayfalarındaki yerini bir daha tekrarlanmamak üzere almıştır." denilen iddianamede, ÅŸu deÄŸerlendirmelere yer verildi:
"Örgütün üniversitelerde kadrolaÅŸma stratejisinin belki de en önemli ayağı tıp fakültelerinde kadrolaÅŸmak olmuÅŸtur. Örgütün üniversiteleri ele geçirme sırasında kendi içinde yaptığı ayrım, 'tıp, hukuk ve diÄŸerleri' ÅŸeklindedir. Bu çerçevede örgüt Selçuk ve Necmettin Erbakan Üniversiteleri bünyesindeki tıp fakültelerine sızmış ve yüksek oranda kadrolaÅŸmıştır. Halen Necmettin Erbakan Üniversitesine baÄŸlı Meram Tıp Fakültesi, 20 Temmuz 1982'de Selçuk Üniversitesi bünyesinde kurulmuÅŸ, 27 Aralık 2011 tarihinde Necmettin Erbakan Üniversitesine baÄŸlanmıştır. Bu tarih tam da örgüt yöneticilerinden ÅŸüpheli Hakkı Gökbel'in, Selçuk Üniversitesine rektör seçildiÄŸi tarihe tekabül etmektedir. Örgütün tıp fakültelerinde kadrolaÅŸma hedefine uygun olarak, Meram Tıp Fakültesi Necmettin Erbakan Üniversitesine baÄŸlanmış, böylece yeni kurulan ve akademisyen ihtiyacı olan iki ayrı tıp fakültesinde örgüt kadrolaÅŸmasının önü açılmıştır."
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.