Fitne odaklarına karşı çok uyanık olmalıyız

BaÅŸbakan Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Dede Garkın EÄŸitim, Kültür ve AraÅŸtırma DerneÄŸi'nin ev sahipliÄŸinde, ATO Congresium'da düzenlenen "Uluslararası Hacı BektaÅŸ Veli ve Sultan Nevruz Cem'i BuluÅŸması"na katıldı.

KonuÅŸmasına "Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa Efendimizi selam ve salat ile yad ediyorum. Hazreti Peygamber, Hazreti Ali, Hazreti Fatıma, Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin'i, Ehlibeytin bütün fertlerini, Hacı BektaÅŸ Veli hazretlerini hürmetle yad ediyorum. Allah'ın rahmeti, bereketi üzerlerine olsun. Allah bizi onların yolundan ayırmasın" diyerek baÅŸlayan Yıldırım, Almanya, Irak, Makedonya, ABD, Romanya, Arnavutluk, Kosova ve Arjantin'den gelen misafirleri selamladı.

"Bizler acıyı bal eylemesini bilmiÅŸ, birbirine kenetlenmiÅŸ bir milletiz" ifadesini kullanan Yıldırım, Horasan erenlerinin getirdiÄŸi manevi rüzgarın, Anadolu'yu, Ä°slam'ın, imanın, sevginin ve merhametin adeta merkezi haline getirdiÄŸini vurguladı.

Alevi irfanının bu topraklardaki merkezi konumunun, yüzyıllardır ruhları, sözleri güzelleÅŸtirdiÄŸini dile getiren Yıldırım, ÅŸöyle devam etti:

"Bu vesileyle Anadolu'nun manevi mimarlarından Dede Garkın'ı da rahmetle yad ediyorum. Hacı BektaÅŸ Veli Hazretleri, Makalat eserinde Alevi-BektaÅŸi yolunu tarif ederken, 'Yolumuz irfan ve insanlık sevgisi üzerinedir.' diye ifade etmiÅŸtir. Ä°slam tasavvufu düÅŸünce geleneÄŸinin merkezinde insan vardır. EÅŸrefi mahluk olan insanın saadeti, hakkı, hukuku, insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesi, Horasan mektebinin en temel deÄŸerleri arasındadır. Alevi-BektaÅŸi irfanı, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetinin mayasında çok önemli bir yer alır. Osmanlı, üç kıtaya bu kültür, irfan, hoÅŸgörü ve merhameti taşımıştır. Bu kültür, bin yıllık kardeÅŸliÄŸimizi besleyen en güçlü pınarlardan bir tanesidir"

"Fitne odaklarına karşı çok uyanık olmalıyız"

Ä°slam dininin, barış dini, Peygamberimizin de barış elçisi olduÄŸunu belirten Yıldırım, Allah'ın, iyiliÄŸi, adaleti, doÄŸruyu emrettiÄŸini, buna karşın çirkin iÅŸleri, kötülüÄŸü ve haksızlığı da yasakladığını ifade etti. 

Bu emirleri açıkça ihlal eden hiç kimsenin, Ä°slam adına söz söyleyemeyeceÄŸini, Müslümanları temsil edemeyeceÄŸinin altını çizen Yıldırım, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

"Adına DEAÅž, IŞİD denen bir terör örgütünden yola çıkarak, hiç kimsenin Ä°slam'ı terörle yan yana getirmesine asla razı olamayız. DEAÅž, Boko Haram, Åžebab, PKK, YPG gibi terör örgütleri, sadece terör örgütüdür. Ä°slam'la, dinimizle hiç ama hiç alakası yoktur. Bu örgütler en büyük zararı da maalesef dinimize, Müslümanlara zarar vermektedir. Biz dünyanın hiçbir yerinde masum insanlara yönelen bir terör eylemini tasdik etmeyiz, kabul etmeyiz. Bu tür eylemlere giriÅŸenlerin inançlarına, söylemlerine bakılmaksızın terör örgütü kabul olarak etmeliyiz. Ä°slam, terörün, ÅŸiddetin, zorbalığın, ırkçılığın tam karşısındadır. Terör örgütleri vasıtasıyla bizleri, mezhep, meÅŸrep hatta etnik kimlik üzerinden ayrıştırmaya çalışan fitne odaklarına karşı çok uyanık olmalıyız"

"Farklı olmak insanın fıtratından gelir"

Binali Yıldırım, günümüzde Ä°slamofobi'nin, Batı medeniyetini zehirlediÄŸini, demokrasi, insan hakları ve özgürlük deÄŸerlerinin yerini ırkçılığın, yabancı düÅŸmanlığının ve Ä°slam karşıtlığının almaya baÅŸladığını vurguladı.

Küçük siyasi hesaplar için büyük insanlık deÄŸerlerinin kurban verildiÄŸini dile getiren BaÅŸbakan Yıldırım, ÅŸunları kaydetti:

"Bu durum insanlık, Batı dünyasının geleceÄŸi adına hem üzüntü hem de endiÅŸe vericidir. Ümit ederiz ki insanlık deÄŸerlerini yok etmeyi hedef alan bu sapkınlığa karşı güçlü bir itiraz yükseltirken, birileri de bizim yanımızda yer alsın. Farklı olmak insanın fıtratından gelir. Biz farklılıklarımızı insanlığın, medeniyetin zenginliÄŸi olarak gördük, görüyoruz. Bunun bir örneÄŸi de benim. Alevi-Sünni vatandaÅŸlarımızın birlikte yaÅŸadığı köyde doÄŸdum. Benim adımın da çok sevdiÄŸimiz, sevdikleri için adını verdikleri komÅŸumuzdan geldiÄŸini sizlerle paylaÅŸmak isterim. 

Biz birbirimizin çocuklarına isim verecek kadar güçlü baÄŸlarla, güçlü bir hukukla birbirimize baÄŸlıyız. Aynı sofrada, aynı tastaki çorbaya birlikte kaşık salladık. DüÄŸünlerimizi, sünnetlerimizi birlikte yaptık. Birlikte semaha, birlikte halaya durduk. Cenazelerde beraber olduk, acılarımızı, hüzünlerimizi, mutluluklarımızı paylaÅŸtık. Bu kardeÅŸiniz Alevi kültürüne çok yakın ve çok sıcak bir komÅŸudur. Bu kültürün içinde büyüdüm. Biz iç içe yaÅŸadık, birlikte yaÅŸadık, bundan sonra da ilelebet birlikte yaÅŸamaya devam edeceÄŸiz"

"Ä°lelebet birlikte yaÅŸamaya devam edeceÄŸiz"

"Biz iç içe yaÅŸadık, birlikte yaÅŸadık, bundan sonra da ilelebet birlikte yaÅŸamaya devam edeceÄŸiz." ifadesini kullanan Yıldırım, "Bin yıldır ne baÅŸardıysak hep beraber baÅŸardık. Bin yıldır bütün sevinçlerimiz hep ortak oldu. Bin yıldır bütün sorunlarımızı, badirelerimizi dayanışmayla birlikte aÅŸtık" dedi.

Bugünün tabiatın uyanmaya baÅŸladığı gün olduÄŸunu; dünya döngüsü içinde tabiatın 20 Mart'ta uzun uykusundan uyanıp yeni bir bahara, yeni berekete, bolluÄŸa, neÅŸe ve sevince uyandığını dile getiren Yıldırım, "Havamıza, toprağımıza, suyumuza düÅŸen cemreleri artık gönlümüze de düÅŸürme zamanı gelmiÅŸtir" ÅŸeklinde konuÅŸtu.

BaÅŸbakan Yıldırım, "Dün kardeÅŸi kardeÅŸe düÅŸürüp Hazreti Peygamberin ashabı arasına nifak sokanları, Ehlibeyti Kerbela'da zalimce katledenleri, fitneyle baÅŸrol oynayanları asla akıldan çıkarmıyoruz. Çorum'da, MaraÅŸ'ta, Malatya'da, Madımak'ta aynı fitne, aynı zihniyet benzer amaçlarla iÅŸbaşındaydı." ifadelerini kullandı.