‘HER İL, ÜZERİNE DÜŞENİ YAPSIN’

Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KONESOB) Başkanı Muharrem Karabacak, Konya Postası Gazetesi’ni ziyaretinde Mevlana Törenleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Hz. Mevlana’nın 745. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma etkinliklerini değerlendiren Karabacak, “Bu hafta bizim için önem arz ediyor. Hem esnaf ve sanatkarlarımız için, hem de Konyamızın tanıtılması anlamında çok önemli. 7 Aralık 2018 tarihinde “Selam Vakti” temasıyla başlayan  Şeb-i Arus  haftası öncesinde biz de esnaf ve sanatkarlar olarak gerekli altyapıyı ve istişarelerimiz yaptık. Başta tüm oda başkanlarımızla görüşme suretiyle, akabinde yönetim, denetim ve disiplin kurulumuzla birlikte yapmış olduğumuz istişarelerle bilinçlendirme adına yaptığımız toplantılar oldu. Her sene bu haftaya değer katan esnaf ve sanatkarlarımız olmuştur. Çünkü vatandaşlarımızın yerli ve yabancı turistlerin ilk karşılaştığı kişiler esnaflarımız” dedi.

“ESNAF VE SANATKARIMIZ DEĞER KATIYOR”

Bu güne kadar Mevlana Haftası etkinliklerinde hiçbir sorun yaşanmadığını dile getiren Muharrem karabacak, “Düşünün ki siz otogara, hızlı tren istasyonuna geliyorsunuz ve taksici esnafıyla muhatap oluyorsunuz. Yani şehrin kültürüyle muhatapsınız. Minibüsçü esnafımızla muhatap oluyorsunuz yine şehrin kültürünü orada görebiliyorsunuz. Akabinde Hz. Mevlana’yı ziyarete gelip etrafında lokantalarımız, çay hanelerimiz, kahvehanelerimiz ve hediyelik eşya satan esnaflarımız bulunuyor. Bedesten esnafımız var. Çıkrıkçılar tabir ettiğimiz esnafımız var. Bunlar Konyamızın değerleri ve bugüne kadar hiçbir sorun yaşanmadı. Her sene Konya’nın tanıtımına en fazla desteği veren esnaf ve sanatkarlarımız olmuştur. Bu sene her sene verdikleri desteği artırarak zirve yapacaklar. 5 gün içerisinde bize şikayet anlamında bir tek telefon gelmemişken, memnuniyet anlamında birçok telefon geldi. Ekonominin can damarını, temelini esnaflarımız ve sanatkarlarımız oluşturuyor. İstihdamı da oluşturan esnaf ve sanatkarlarımızdır. Bu bağlamda bu hafta Konya ekonomisine bir katkı verdi, vermeye de devam edecek. Bundan sonrası için yapmak istediğimiz sadece 10 güne sığdırılmış bir Mevlana Haftası değil, bunu 12 aya yayılmış etkinliklerle kutlanan bir Mevlana Haftası oluşturmak. Bir değerimiz var Hz. Pir. Hz. Pir’in manevi ortamını tüm dünyaya hissettirmemiz gerekiyor. Tüm dünyaya hissettirirken de ekonomik anlamında Konya’nın canlandırılması bir şekilde sağlanmış oluyor” ifadelerini kullandı.

“HER İLİN KENDİNE GÖRE DEĞERİ VAR”

Konya dışında organize edilen alternatif törenlere de  değinen Başkan Karabacak, şunları söyledi: “İstanbul’daki Şeb-i Arus törenleriyle ilgili olarak: Bu tür programlar benim şahsi fikrim; olmaması gereken programlar. Bu tür programlar bir alternatifi oluşturuyor. Dolayısıyla İstanbul’dan buraya gelecek olan vatandaşlarımız belki nasıl olsa burada da böyle bir etkinlik düzenlenecek ve o manevi etkiyi alabilirim düşüncesiyle İstanbul’daki programlara katılabilir. Bunun da tamamen önlenmesi gerekiyor. Önlenmesi için de bizler sivil toplum kuruluşlarıyla, milletvekillerimizle, siyasetçilerimizle, belediye başkanlarımızla bu değere sahip çıkmamız gerekiyor.  Çünkü kutsal olan topraklarda yani Konyamızda Hz. Pir’in yaşatılması ve yapılacak olan duaların Mevlana Müzesi içerisindeki kabri başında yapılması Şems-i çok önem arz ediyor ki 2 senedir Kültür İl Müdürümüzün de yönlendirmesiyle tören başlangıcı Şems-i Tebrizi’den yapılıyor. Düşünün İstanbul’da siz kapalı spor salonu içerisinde sema törenlerini görmüş oluyorsunuz. Sadece içeriye girdikten sonra o anı yaşadığınızı zannediyorsunuz ama onun maneviyatı, dışarıdan gelen yerli, yabancı turistlerimiz Konya’ya ayak basar basmaz hissediyor. Hz. Pir’in ayak bastığı topraklarda yürürken daha farklı bir hal alıyorlar. Mevlana Müzesi ki; en fazla Türkiye’de ziyaretçi alan müzemiz ve müzemizin etrafında da o değeri hissettiren esnaf ve sanatkarlarımız. Dolayısıyla o tür alternatifi olacak törenlerin kesinlikle yapılmamasını, bir otel organizasyonunda bile olmaması gerektiğini düşünüyor ve savunuyoruz. Bizim naçizane görüşümüz bu. Her ilin kendine göre bir değeri vardır. Her il o değeri kendi ilinde yaşatır. Biz hiç kimsenin değerini paylaşmanın tarafında olmadık. Konya’ya geldiğiniz zaman yöresel tatlarımızı tatmış oluyorsunuz. Bamya çorbasından başlayıp fırın kebabımız, etliekmeğimiz, Konya böreğimiz gibi. Ayrıca Mevlana şekeri tabir ettiğimiz peynir şekerimizi tatmış oluyorsunuz. Siz böylesine manevi bir ortamı İstanbul’un neresinde yaparsanız yapın bulamazsınız. Çünkü bu maneviyat burada. İstanbul’un çok büyük zenginlikleri var. Kendine has ve önem arz eden değerlere sahip. Siz farklı bir ortamı tutup da buraya getirip bir görsel halinde sunamazsınız. Yani her ilimiz kendi üstüne düşeni yapsın. Bizler de Hz Pir’e, Şems-i Tebrizi’ye ve Konyamıza sahip çıkalım.” (Mustafa GENÇ)