Hiçbir ülke teröre bağışıklığı olduğunu iddia edemez

CumhurbaÅŸkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü Ä°brahim Kalın, hiçbir ülkenin teröre bağışıklığı olduÄŸunu iddia edemeyeceÄŸini belirterek, "Ancak sorumsuz politikalar ve popülizm bu alanda anlamlı adımlar atılmasını engelliyor. Zira bazı ülkeler 'iyi teröristler' ve 'kötü teröristler' arasında sanal bir ayrım yapmayı sürdürüyor." ifadesini kullandı.

Kalın, Daily Sabah gazetesinde "Barselona Saldırısı ve Terörle Mücadele" baÅŸlıklı bir makale kaleme aldı.

Yazısında, 17 AÄŸustos PerÅŸembe günü Barselona’nın popüler Las Ramblasbölgesinde kalabalığın içine dalan bir aracın 24 ülkeden 13 masum insanın ölümüne, 100’den fazla kiÅŸinin yaralanmasına neden olduÄŸunu anımsatan Kalın, olayı takip eden saatler içerisinde polisin en az üç ÅŸüpheliyi tutukladığını, beÅŸ teröristin ise vurularak öldürüldüÄŸünü belirtti.

Barselona saldırısının, teröristlerin araç kullanarak masum sivilleri hedef aldığı bir dizi saldırının sonuncusu olduÄŸunu aktaran Kalın, Temmuz 2016’da Nice’ta 86 kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸi saldırıdan bu yana benzer saldırıların Paris, Londra, Berlin ve Stokholm’de yaÅŸandığını hatırlattı.

Barselona saldırısının ardından dünyanın bir kez daha terörizme karşı dayanışma mesajları yayınladığına dikkati çeken Kalın, ÅŸöyle devam etti:

"DiÄŸer dünya liderleriyle birlikte CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan da perÅŸembe akÅŸamı Kral Felipe’ye taziyelerini sunarken, yaÅŸanan olayı 'sadece Ä°spanya’ya deÄŸil, insanlığın ortak deÄŸerlerine yönelik bir saldırı' olarak niteledi. Yazılı bir açıklama yapan BaÅŸbakan Binali Yıldırım ise Türkiye’nin dost ve müttefik Ä°spanya’yla teröre karşı iÅŸbirliÄŸini sürdüreceÄŸini ifade etti. Türkiye bu zor zamanda Ä°spanya ile tam bir dayanışma içerisinde bulunuyor."

"Barselona saldırısı dünyanın her yerine ÅŸok dalgaları gönderdi"

Kalın, Barselona saldırısının dünyanın her yerine ÅŸok dalgaları gönderdiÄŸini vurgulayarak, "Hepimize bir kez daha hiçbir ülkenin terörle tek başına mücadele edemeyeceÄŸini hatırlattı. Bu alanda baÅŸarının anahtarı, uluslararası iÅŸ birliÄŸi ve tüm devletlerin terörün her türüne karşı mücadele etmek için samimi bir taahhütte bulunmasıdır. Bu küreselleÅŸme ve karşılıklı bağımlılık çağında hepimiz ÅŸu temel gerçeÄŸi hatırlamak zorundayız: Herkes güvende olmadan hiç kimse güvende olamaz. Hiçbir ülke teröre bağışıklığı olduÄŸunu iddia edemez. Ancak sorumsuz politikalar ve popülizm bu alanda anlamlı adımlar atılmasını engelliyor. Zira bazı ülkeler ‘iyi teröristler’ ve ‘kötü teröristler’ arasında sanal bir ayrım yapmayı sürdürüyor." deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Türk milletinin bu çifte standartları yakinen tanıdığına iÅŸaret eden Kalın, yazısını ÅŸöyle sürdürdü:

"Zira tüm dünya son yıllarda terör örgütü PKK’nın saldırılarına göz yumdu. PKK’nın Suriye kolu olan PYD-YPG’ye verilen destek, bu örgütlerin Suriye’de DEAÅž terörüne karşı mücadele ettiÄŸi iddiasıyla meÅŸrulaÅŸtırıldı. Ancak bir terör örgütüyle mücadeleyi bir baÅŸka terör örgütünün eliyle yapamazsınız. Üstelik YPG’ye verilen destek, aynı zamanda PKK’ya dolaylı veya doÄŸrudan destek anlamına geliyor. Buradaki esas ironi ise Marksist Leninist bir örgüt olan PKK’nın bugün ABD tarafından destekleniyor olmasıdır."

"PKK’nın terör saldırılarının Batı medyasında yer bulmuyor"

CumhurbaÅŸkanlığı Sözcüsü Kalın, PKK’nın sürekli gerçekleÅŸtirdiÄŸi terör saldırılarının Batı medyasında yer bulamadığını çünkü örgütün Batı’nın çıkarlarını tehdit etmediÄŸini aktararak, "Sadece geçtiÄŸimiz hafta içerisinde bile PKK’lı teröristler 15 yaşındaki Eren Bülbül’ü ve güvenlik güçlerimizin birkaç mensubunu ÅŸehit etti. Peki neden Batılı siyasetçilerden veya medyadan ÅŸikayetler ve güçlü kınama mesajları duymadık?" sorusunu yöneltti.

Dünyanın her yerinde yaÅŸayan Müslümanlardan yaÅŸanan her terör saldırısını açıkça kınamalarının beklendiÄŸini belirten Kalın, ÅŸu ifadelere yer verdi:

"Ancak dünyanın geri kalanının bu saldırılara sorumluluk sahibi ve yapıcı bir ÅŸekilde cevap vermesi gerekiyor. Müslümanları ÅŸeytanlaÅŸtırmak sadece onların dışlanmasını saÄŸlayarak radikalleÅŸmenin yolunu açabilir. ÖrneÄŸin ABD BaÅŸkanı Donald Trump’ın sonradan gerçek olmadığı anlaşılan bir hikayeye baÅŸvurarak General John Pershing’in Filipinler’de 49 isyancıyı domuz kanına batırılmış kurÅŸunlarla öldürdüÄŸünü iddia etmesi garip bir tercihti. Tarihsel olarak baktığımızda böyle bir olayın hiç yaÅŸanmadığını görüyoruz. Ancak daha önemlisi, 21. yüzyılda terörizme cevabımızın ‘icat edilmiÅŸ gerçekler’ olamayacağıdır.

Bu düÅŸmanlaÅŸtırıcı ve genelleyici yaklaşım mücadele ettiÄŸimiz teröristlerin çıkarlarına hizmet ediyor. Tabii ki dünyanın her yerine yayılmış yaklaşık 1,5 milyar Müslümanın, amaçlarına ulaÅŸmak için Müslümanları hedef alan bir avuç sapkının yaptıklarından sorumlu tutulması mümkün deÄŸildir. Nitekim DEAÅž, El Kaide ve diÄŸer terör örgütlerinin gayrimüslimlerden çok Müslüman öldürdükleri ve Müslüman ülkelere diÄŸerlerine nazaran daha çok zarar verdikleri unutulmamalıdır. Ancak aşırı saÄŸcı gruplar ve Ä°slam düÅŸmanları bu gerçekleri iÅŸlerine geldiÄŸi ÅŸekilde yok sayarak Batı’da Müslüman birey ve topluluklara karşı nefreti ve düÅŸmanlığı körüklemeye çalışıyorlar."

Küresel ortaklık ve iÅŸ birliÄŸi

Ä°brahim Kalın, burada sıradan Müslümanların iki kez maÄŸdur edildiÄŸini bildirerek, bir taraftan kendi memleketlerinde bu teröristler tarafından öldürüldüklerini diÄŸer yandan ise ayrımcılığa, ırkçılığa ve Ä°slam düÅŸmanlığına maruz bırakıldıklarını aktardı ve "Bu yaklaşım terörle mücadeleye nasıl bir katkı sunabilir?" diye sordu.

Kalın, yazısını şu ifadelerle tamamladı:

"Küresel bir fenomen olan terörizmle mücadele, küresel ortalık ve iÅŸ birliÄŸi gerektirmektedir. Ancak aynı zamanda teröre yaklaşımların tutarlı olması ve atılan adımlarda kararlılık gerekmektedir. Ulusal çıkarlar veya küresel hırslar uÄŸruna iyi terörist-kötü terörist ayrımı yapmak siyasi ve ahlaki bir eksikliktir. Terörün her türüne karşı birleÅŸemezsek kimsenin ulusal çıkarları güvende olmaz."