Kalbin ilacı günde yarım saat egzersiz
NKÜ Kardiyoloji Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Güler, "Haftanın en az dört günü, günlük yarım saatlik süreyle egzersiz yaparsak kalp rahatsızlığının önüne geçebiliriz." dedi
Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Kardiyoloji Bölümü Ana Bilim Dalı BaÅŸkanı Prof. Dr. Niyazi Güler, "Kalp hastalığına yakalanmamak için bol bol sebze tüketilmeli, en önemlisi spor ve egzersiz yapılmalı. Haftanın en az dört günü, günlük yarım saatlik süreyle egzersiz yaparsak kalp rahatsızlığının önüne geçebiliriz. Spor ve egzersiz yapınca mutluluk hormonları devreye giriyor. Vücudü hem zihnen hem bedenen rahatlatıyor. Bu hormanların harekete geçmesi de insanı stresten uzaklaÅŸtırıyor ve kalbi rahatlatıyor" dedi.
Güler, yaptığı açıklamada, günümüzde gerçekleÅŸen ölümlerin yüzde 40'ının kalp rahatsızlığından kaynaklandığını söyledi.
Ä°nsanların sinema, televizyon, telefon, internet, sosyal medya gibi sosyal aktivitelere ayırdıkları zamanın daha azını egzersize ve spora ayırdıklarında daha saÄŸlıklı bir kalbe kavuÅŸacaklarına vurgu yapan Güler, ÅŸunları söyledi:
"SaÄŸlık insanın en çok önem vermesi gereken bir konu. Bu konuda ne kadar hassas olunursa o kadar sıhhatli bir yaÅŸama sahip olunur. Kalp hastalığına yakalanmamak için bol bol sebze tüketilmeli, en önemlisi spor ve egzersiz yapılmalı. Haftanın en az dört günü, günlük yarım saatlik süreyle egzersiz yaparsak kalp rahatsızlığının önüne geçebiliriz. Spor ve egzersiz yapınca mutluluk hormonları devreye giriyor. Vücudu hem zihnen hem bedenen rahatlatıyor. Bu hormonların harekete geçmesi de insanı stresten uzaklaÅŸtırıyor ve kalbi rahatlatıyor"
Ölümlerin yüzde 40'ı kalp rahatsızlığındanKalp rahatsızklarının belirli baÅŸlıklar altında toplandığını anlatan Güler, "Günümüzde ölümlerin yüzde 40'ı kalp rahatsızlığından kaynaklanmaktadır. Kalp rahatsızlıklarını 'kapak rahatsızlığı, kalbe giden damarların tıkanması, ritim bozukluÄŸu ve kalp kasının zedelenmesi' baÅŸlıkarı altında toplayabiliriz. Bu baÅŸlıklar içerisinde en çok gördüÄŸümüz damar tıkanıklığı. Damar tıkanıklığının önüne geçilmesi için gerekli önlemlerin alınması lazım" diye konuÅŸtu.
Kalple ilgili yaÅŸanan problemlerde erken teÅŸhisin önemine dikkat çeken Güler, "Kalp hastalığı ortaya çıktıktan sonra yapılan tedavi erken teÅŸhis kadar etkili olmayabiliyor. Önemli olan kalp hastalığının daha erken teÅŸhis edilmesi. Kalp hastalığına yakanlamamak için tuz ve ÅŸekerden uzak durmalıyız. YaÄŸlı yiyecekleri tüketmekten kaçınarak kolestrolümüzün yükselmesini engelleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
"Efor testi yüzde 80 doÄŸru sonuç verir"Kalbin sağılığı için un, ÅŸeker ve tuzdan uzak durulmasına dikkati çeken Güler, erkeklerde göbek çevresinin 92, kadınlarda ise 88 cm'nin altında olması gerektiÄŸine vurgu yaptı.
Efor testinin erken tanı için çok önemli olduÄŸunu dile getiren Güler, ÅŸöyle devam etti:
"Kalp hastalığı tanısı konması zor bir olay. Ä°lk olarak biz kan tahliline bakıyoruz. Kan tahlilinde kiÅŸinin ÅŸekerinini kolestrolünün yüksek olup olmadığına bakıyoruz. DiÄŸer önemli bir nokta ise efor testi ve egzersisz testi dediÄŸimiz test. Burada hastayı koÅŸturuyoruz. Bunu yaparken hastanın kalp hızı yükseliyor. Kalp hızı yükselirken hastada bir deÄŸiÅŸiklik olursa bunu biz saptamış oluyoruz. Bugün için en iyi tarama testi budur. Yani hastanın kalp hastalığı olup olmadığının en önemli yolu efor testi yapmaktır. Efor testi yüzde 80 doÄŸru ve saÄŸlıklı sonuç verir. Hastanın göÄŸüs aÄŸrısı ÅŸikayeti varsa, efor testi bozuksa, ÅŸekeri ve tansiyonu varsa, hasta sigara içiyorsa, bu kiÅŸilerde kalp rahatsızlığına ÅŸüphe ile bakıp anjiyo yapıyoruz. Anjiyo ile geliÅŸen teknoloji ile birlikte verilen zarar çok az. Anjiyonun getirdiÄŸi yarar verdiÄŸi zarardan çok daha fazla. O sebeple anjiyoyu kullanıyor ve tercih ediyoruz."
"Türkiye'de hastanın uzman doktora ulaÅŸma ÅŸansı çok yüksek"Türkiye'de geliÅŸen teknoloji ile saÄŸlık sektöründe de önemli adımlar atıldığını hatırlatan Güler, "Avrupa ve Amerika ile kıyaslandığı zaman bizim vatandaşımızın direkt uzman doktora ulaÅŸma ÅŸansı çok daha fazla. SaÄŸlık Bakanlığının politikları sayesinde bu durum daha da geliÅŸti. Eskiden bir anjiyo için 6 ay sonrasına gün verilirdi. Ama bugün baktığımızda bir hastanın iki gün içerisinde anjiyosu, baypass ameliyatı yapılabilmekte. Amerika'da Avrupa'da yapılan tüm operasyonlar ülkemizde de yapılabilmektedir. Hatta hizmet sektörümüz çok daha ileri gitmiÅŸtir." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
VatandaÅŸların anjiyo olmaktan korkmaması gerektiÄŸini anlatan Güler, ÅŸunları kaydetti:
"Anjiyo yapmak hastaya ölümcül bir zarar vermez. Bacağında ÅŸiÅŸlik, morluk olabilir. Birkaç gün aÄŸrı çekebilir hasta ama bunun dışında ne sakatlı ne de ölümcül bir hata yapar. Ama getirisi çok büyük olur. Damarınızdaki tıkanıklık bir balonla bir stentle açılabilir ve hastayı hayata döndürür. Bu sebeple doktora gitmekten anjiyo olmaktan, efor testine girmekten korkmanın bir mantığı yok. Kalp hastaları doktora gitmekten anjiyo olmaktan korkmamalı. Teknoloji çok geliÅŸti, çok ince, kibar, geliÅŸmiÅŸ aletlerle çalışıyoruz."
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.