Kara lekenin üzerinden 43 yıl geçti!
Türkiye'nin yakın tarihinin karanlık dönemi olan 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 43 yıl geçti. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ve Milli Güvenlik Konseyi tarafından gerçekleştirilen 12 Eylül darbesi Türkiye'de demokrasinin askıya alınmasına, insan hakları ihlallerine ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oldu.
12 Eylül Darbesi'nin başlıca gerekçesi olarak "anarşi ve terör" gösterildi. 12 Eylül 1980'den önce 5.000'den fazla insan ölmüştü. 12 Eylül Yönetimi, ilk hedef olarak "anarşi ve terörün yok edilip can ve mal güvenliğinin sağlanacağını" açıkladı. Kenan Evren, bu hedefe ulaşmak için sıkıyönetim komutanlarına "bütün yetkilerini kullanmaları ve olayların üzerine cesaretle gitmeleri" emrini verdi. Bu husus, Millî Güvenlik Konseyinin 2 numaralı bildirisiyle ülkeye duyuruldu. Bildirinin 2 ve 3. maddelerinde şu ifadeler yer aldı.
"Sıkıyönetim komutanlıkları ülkede devlet otoritesinin tesisi, asayiş, emniyet, huzur, can ve mal güvenliğinin sağlanması için; lüzum görecekleri her türlü tertip ve tedbiri almaya yetkili kılınmışlardır. Bütün vatandaşlar; ülkede devlet otoritesinin tesisi, asayiş, emniyet, huzur, can ve mal güvenliğinin kısa sürede sağlanması için sıkıyönetim komutanlıklarının aldığı ve alacağı kararlara, tedbirlere ve yayınlanacak bildirilere titizlikle uyacaklardır."
Uluslararası ajansların son dakika notuyla geçtiği 12 Eylül Darbesi'ni Türkiye'nin önde gelen gazeteleri aynı tarihte attıkları manşetlerle okuyuculara duyurdu. Dönemin büyük gazetelerinden Milliyet, "Parlamento ve hükümet feshedildi, bütün yurtta sıkıyönetim ilan edildi... SİLAHLI KUVVETLER YÖNETİME EL KOYDU"; Hürriyet, "BÜTÜN YURTTA SIKIYÖNETİM İLAN EDİLDİ Ordu yönetime el koydu"; Cumhuriyet, "Parlamento ve hükümet feshedildi Silahlı Kuvvetler yönetime el koydu" başlıklarıyla duyurdu
İdamlar başladı
Antidemokratik uygulamalarına her gün yenisini ekleyen darbeciler, acısı yıllarca hafızalardan silinmeyecek idam kararlarına da imza attı.
Takvimler 9 Ekim 1980'i gösterdiğinde sol görüşlü Necdet Adalı ile ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi.
Darbe öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen 17 yaşındaki Erdal Eren'e de idam cezası verildi. Eren'in idam hükmü, Yargıtay tarafından 2 kez iptal edilmesine rağmen Milli Güvenlik Konseyince onaylanan kararla ve yaşı büyütülerek 13 Aralık 1980'de Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde infaz edildi.
Kenan Evren'in Eren için söylediği "Asmayalım da besleyelim mi?" ifadesi, darbecilerin insan hakları ihlali konusunda sınır tanımayacaklarının itirafı oldu.
Kanlı uygulamaların yanı sıra demokrasinin askıya alındığı süreçte 650 bin kişi gözaltına alındı, 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi hakkında idam talep edildi.
Hukukun askıya aldığı o günlerde, 517 kişi ölüm cezasına çarptırıldı ve 50 kişi hakkında idam kararı yerine getirildi.
Onlarca gazeteci hakkında binlerce yıla varan hapis cezası istendi, 14 bin kişi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı, 30 bin kişi ise "sakıncalı" olduğu iddiasıyla işinden edildi.
Kültür ve sanat hayatının da hedef alındığı 12 Eylül'de, yaklaşık bin film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.
Öldükleri için dava düştü
Dava sonucunda Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 765 sayılı TCK'nın "Devlet kuvvetleri aleyhine cürümler" başlıklı 146. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldılar. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın, Kenan Evren’den iki ay sonra, 90 yaşında ölmesiyle Yargıtay aşamasındaki dava düştü. (Araştırma Haber- Hamide YILDIRIM)
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.