KERKÜK’E MÜDAHALE HAKKIMIZ VAR

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, değişikliği teklif edilen 18 maddelik anayasa değişikliği ve Kuzey Irak’ta yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özellikle milletvekillerinin emekliliği konusunda konunun sulandırıldığını ifade eden Kalaycı, Sosyal Güvenlik Kurumu şartlarına milletvekillerinin de dâhil olduğunu belirtti. 18 maddelik anayasanın kabul edilmesi halinde tek adamlık yönetimine dönüşeceği eleştirilerine cevap veren Kalaycı, sistemin partili Cumhurbaşkanı’na hesap verme zorunluluğu getirdiğini anlattı. Kuzey Irak’ta yaşanan gelişmeler ve Fırat Kalkanı Harekâtı sonrasında operasyon yapılması düşüncesine katıldıklarını ve böyle bir operasyonu beklediklerini aktaran Kalaycı, Ankara Antlaşması’na göre Türkiye’nin Kerkük’e müdahale etmesi hakkının olduğunu dile getirdi.   

‘SİSTEMİN TEK ADAMLIK GETİRECEĞİ DÜŞÜNCESİ SAÇMALIK’

Kabul edilmesi teklif edilen 18 maddelik anayasa değişikliğinin ‘tek adam’ yönetimi getireceği tartışmaları Türkiye gündemine yerleşmişti. Adalet ve Kalkınma Partisi(AK Parti) ve Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) ise ‘tek adam’ konusunda böyle bir yönetimin gelmeyeceğini ve sistemin yetki verilen Partili Cumhurbaşkanı’nı denetleyeceğini savunmuştu. Sistemin ‘tek adam’ getirmeyeceği konusunu değerlendiren MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, eleştirilerin çok dillendirildiğini ancak bu düşünceyi söyleyenlerin düşüncenin altını dolduramadıklarını kaydetti. ‘Tek adamın lokanta kapatacağı, muhtarlıkları fesih edeceği’ eleştirilerinin getirildiğini hatırlatan Kalaycı, “Bu kadar da saçmalık olmaz. Yapılan düzenleme ne getiriyor? Mevcut Başbakan kalkıyor, Bakanlar Kurulu’nun kararname yetkisi Cumhurbaşkanı’na veriliyor. Anayasa da bu kararnamenin sınırları da çizildi. Temel haklar, kişi hak ve hürriyetleri, siyasi hak ve ödevler konusunda kararname düzenlenemez denildi. Ekonomide de aynı. Anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Bakın Kanunlar’da açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanun ile Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çakışırsa kanun hükmü uygulanır, bunlar anayasaya derc edildi. Burada nasıl bütün yetkileri vermişiz gibi bir anlam çıkarılıyor” dedi.  

TEK ADAMLIK SÖYLEMLERİNE HUKUKİ AÇIKLAMA GETİRDİ

Partili Cumhurbaşkanı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni fesih etme yetkisinin olduğu tartışmaları konusuna değinen MHP Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Kalaycı, “Biz fesih tabirine karşı çıkıyoruz çünkü fesih sözcüğünün anlamı farklıdır. Anayasadaki tanımı seçimleri yenileme kararıdır. Mevcut anayasamızda 40-45 günlük sürede hükümet kurulamaması durumunda Cumhurbaşkanı’nın seçimleri yenileme kararı alması yetkisi var. Bu yetkiyi de zaten ilk defa 1 Kasım seçimlerinde kullanıldı ve yaşandı. Yeni sistemde getirilen hem TBMM’ye hem Cumhurbaşkanı’na seçimleri yenileme kararı alma yetkisi veriyor. Bu karşılıklı ama hangisi alırsa alsın kendi seçiminin de yenilenmesi söz konusu olacak. Biz buna giyotin sistemi diyoruz. Bir anlamda bu yasama ve yürütmeyi uzlaşma tavrı içinde çalışmasını sağlamak için konulan bir düzenlemedir. Hem yasama yürütmenin katı ayrılığını gösteren bir düzenleme hem de Başkanlık Sistemi’nde olmayan bir düzenleme” diye konuştu. Bu tartışmalarda konunun saptırıldığını söyleyen Kalaycı, bu konuyu ana muhalefet partisinin dile getirmesini yadırgadığını belirtti. Kalaycı, “Deniyor ki ‘Cumhurbaşkanı iki dönem seçilecek, ikinci dönemin sonunda kendisi karar alamıyor ve Meclis’e seçim yenileme kararı aldıracak ve tekrar aday olacak ve 15 senede Cumhurbaşkanı olacak. Senin hiç iddian veya milletten umudun yok mu? Bunu seçecek olan millet zaten otomatik olarak bir seçilme yok ki. Bakın bu eleştiriyi getirenler şunu da söylüyor: ‘2,5 yıldır tek adam sistemi var.’ Gel o zaman, bak zapturapt altına alıyoruz. Nasıl oluyor bu? Cumhurbaşkanı’nın mevcut sistemde 2,5 sayfa yetkisi var. Sorumluluğuna bakıyorsun, sadece vatana ihanetten meclisin dörtte üç çoğunluğuyla Meclis’te soruşturma açılıp Yüce Divan’a gönderilebiliyor. Yargı boyutuyla bakıldığında 105 ve 125. maddelerde Cumhurbaşkanının aldığı kararlar, attığı imza ve yaptığı işlemlerle ilgili Anayasa Mahkemesi dâhil yargıya başvurulamaz diyor. Yargı denetimi dışında diyor. Şuanda ki Anayasa'mızda bu var. Hükümetle birlikte attığı imzalarda da hükümet sorumludur diyor. Peki, ne getiriliyor? Bir defa her türlü eylem ve işlemi hakkında bir suç iddiası ile Meclis soruşturması açma imkânı getiriliyor. Yargı denetimi dışında bırakan hükümler kaldırılıyor dolayısıyla Cumhurbaşkanı’nın her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabi hale geliyor. Burada nasıl tek adam diktası diyebiliriz? Mevcut durumdan kat kat daha iyi hukuki zapturapt altına alıyorsun” şeklinde konuştu.

‘18 YAŞ UYGULAMASINA DESTEK VERDİK’

Meclis çalışmalarında Milliyetçi Hareket Partisi’nin 18 yaş ve 600 milletvekili değişikliğine karşı çıktığı söylemelerine açıklık getiren MHP Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Kalaycı, “Çalışmalarda karşı çıkışımız olmadı, destek verdik. Açıkça şunu söylüyoruz, biz Türk gençliğine güveniyoruz. Lafa gelince gençlere ‘Geleceğin teminatı’ diyeceksin, seçilme hakkına gelince yok. Dünyada gelişmiş ülkelere bakın, 190 ülkenin 51'i, 18 yaş diyor. 25 yaşın altına bakılırsa 120 civarında ülke 18 yaşı destekliyor. Avrupa ülkelerine bakıldığı zaman dörtte üçü 18 yaşında milletvekili seçilme durumunu destekliyor. Almanya’dan İngiltere’ye, Hollanda’dan Avusturya’ya kadar. Çin de bile 18 yaşında milletvekili seçilme var. Seçme hakkı veriyorsun, seçilme hakkı yok. Evlenme, borçlanma, askere gönderme var ama seçilme hakkı yok. Savunulacak tarafı yoktur. Bakın dikkat edin bir kıvırmaya başlandı. ‘Biz gençlerin seçilmesine karşı değiliz ama kendi çocuklarını seçecekler’ diyorlar, bende onlara bu düşünceye inanıyorsan ‘bırak moruklarını seçmesin de gençleri seçsin’ dedim. Sulandırma ve kafa karıştırma iddiasından başka bir şey değil” sözlerini kullandı.    

‘SSK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAPMIŞ BİRİSİNİN BUNU SÖYLEMESİ AMACI ORTAYA KOYUYOR’

Milletvekillerinin emekliliği konusunda getirilen eleştirilere ilişkin Kalaycı: “2 yılda emeklilik hakkı ile ilgili iddialar gündeme geliyor ancak bunlar yalan. Milletvekili de normal Sosyal Güvenlik Kurumu’nun aradığı prim gün sayısı, hizmet yılı gibi şartlara tabidir. Şuanda da yeni sigortalı olanlarda 65 yaş kuralı var. Şuan 18 yaşında birisi milletvekili oldu ve sigortası başladı. 2 yılda emekli olması mümkün değil, 65 yaşa kadar bekleyecek. Şuanda emekli olamayan geçmiş dönemde milletvekili yapmış çok kişi var. Primleri çok yüksek ve zor duruma düşenlerde oluyor. Primini ödeyemiyor ve sıkıntıya düşenlerde oluyor. Burada getirilen şudur, devlette bir üst göreve geçildiği zaman o görevde belli bir süre çalışıldığı zaman o görevin haklarını alıyorsun. Örnek olarak söylüyorum, daire başkanı göreviniz vardı, genel müdür oldunuz. Ek göstergeler artıyor ve ona yönelik emeklikte alacağın maaşın artıyor. Yapılan göreve göre değişiyor. İşte milletvekilleri buna tabi tutulmuştur. Bakın BAĞ-KUR’lu açısından da basamak arttıkça da primin artar ve maaşın artar. Milletvekilliği de öyle primi yüksektir. Neticede emekli olduğunda aldığı emekli aylığı da diğer emeklilere göre daha yüksektir. 2 yıllık milletvekilliğinde emekli olduğu zamanda o hakkı kazanmış oluyor. Burada bir terslikte söz konusu. Emekli bir arkadaşımız milletvekili oluyor hem emekli maaşı kesiliyor hem de 2 yıl daha prim ödemek zorunda kalıyor. Milletvekili emekliliğini hak edebilmek için. Bakın konu çarpıtılıyor. Bunu çarpıtanda Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü yapmış biri olması amacın ne olduğunu ortaya koyuyor. Doğru bilgiyi ver” ifadelerini kullandı.  

KERKÜK’E MÜDAHALE HAKKIMIZ VAR

Kuzey Irak’ta sözde kürdistan paçavralarının asılması konusuna ilişkin açıklamalarda bulunan Mustafa Kalaycı, “Tabi hiçbir zaman tahammül edemeyeceğimiz bir konudur. Orada Barzani’nin paçavralarının asılması bizim Misak-ı Milli sınırlarımız içinde yer alan Türkmen kardeşlerimizin yurdu olan bir bölge. Meclis’lerinde  Arap ve Türkmen üyelerinin protesto ederek katılmadığı ve Barzani kökenli kişilerin aldığı kararlar var. İşin içinde Kerkük Valisi de var. Bizim dediğimiz şu, Ankara Antlaşması’na göre bizim oraya müdahale hakkımız var. Eğer toprak bütünlüğü sağlanmaz ayrı bir yapılanma olursa bizim Musul, Kerkük ve Telafer gibi o bölgeye müdahale hakkımız var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlü ve büyük bir devletti. Gerektiğinde bunu da yapacak güce sahiptir. Öyle bir durum olması halinde biz bu yetkimizin kullanılmasını öngörüyoruz. Irak anayasasına göre de yapılan doğru değil. Irak’ın bir bayrağı var anayasa da belirtilmiş. Kerkük’te, Irak anayasasında daha sonra statüsü belirlenecek yer olarak tanımlanmış. Bir oldubittiye getirip, kendi bölgesi içine alması mümkün değil. Türkiye buna müsaade etmez” diye konuştu. Fırat Kalkanı Harekâtı sonrasında Dicle Kalkanı Operasyonu yapılacağı iddialarına değinen Kalaycı: “Böyle bir operasyonu bizde bekliyoruz. Çünkü orası bizim milli beka ve güvenliğimiz için çok büyük önem arz ediyor. Fırat kalkanı Harekâtı ile bile çok önemli sonuç aldık. Orada teröristlerin yolgeçen hanına çevirdiği bölgeyi şuanda kontrol altına aldık. Daha önce Antep ve İstanbul’daki yaşanan olayları biliyoruz. Hedefimiz öncelikle Membiç, dikkat ederseniz tarihi başarıyla Türkiye El-Bab’ı ele geçirdiğinde sıra Membiç’e geliyordu. Ama bir anda Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya, karşımızda pyd’yi korumaya başladılar ve silahla desteklemeye başladıklar. Bu bizi yıldırmaz, biz hedefimiz doğrultusunda hareket edeceğiz. Uluslararası ilişkiler, hukuk gibi diplomatik kanalları da işleterek orada Türkiye’nin hakkını koruyacağız. Bakın bu konuda dünya ve küresel güçler samimi değil. Tehdit ne? IŞİD. Herkes IŞİD veya DAEŞ’in ortadan kaldırılmasını istiyor işte biz büyük başarı elde ettik ve devamı getireceğiz. Ama destek vermiyorsunuz? Zaten IŞİD’in de kimin kontrolünde olduğu bellidir. Bugüne kadar IŞİD’in İsrail ile ilgili bir eylemini duydunuz mu? Müslüman’ı Müslüman’a kıydırıyorlar. Perde gerisinde aynı güçler var. IŞİD’in dostları ve yöneten güçler bu kürsel güçlerdir. Değilse Türkiye’nin elde ettiği başarıya rağmen ve tümüyle Rakka ve o bölgeyi tümüyle IŞİD’den temizleme kudretimiz var. Hemen önümüze set çekmeye kalkıyorlar. Sincar’a pkk, Kandil’den sonra yerleşiyor. Bunlara yönelik operasyonları bekliyoruz.”(Mustafa KARAKAYA)