Konya Postasının Hazırladığı Ramazan Sayfası

“ALINAN HER NEFES Ä°ÇÄ°N ELHAMDÜLÄ°LLAH”

Türkçede “oruç” ÅŸeklinde kullandığımız kelime dilimize farsça “Rûze” kelimesinden geçer. Arapçası “Savm” ve “Siyam”dır. Kur’an’ı Kerim’de ise “Siyam” ÅŸeklinde kullanılır. Hadis-i Åžeriflerde de her iki kelime de bulunur.

“Savm” kelimesinin sözlükteki anlamı nefsi meylettiÄŸi ÅŸeylerden ki bu isterse bir söz olsun alıkoymak yani kendini tutmak demektir. Dini anlamı ise oruç tutmaya ehil olan kimselerin niyet ederek fecrin doÄŸuÅŸundan güneÅŸin batışına kadar orucu bozan ÅŸeylerden korunmalarıdır. Kısacası belirlenen vakitler içerisinde yemekten içmekten cinsel iliÅŸkiden ve orucu bozan diÄŸer ÅŸeylerden insanın kendisini korumasıdır.

Bugünkü öne çıkartacağımız güzel davranışımız ÅžÜKÜR olsun. ELHAMDÜLÄ°LLAH KÜLLÄ° HALÄ°N. Aldığımız her nefes için ELHAMDÜLÄ°LLAH. VerdiÄŸimiz her nefes için ELHAMDÜLÄ°LLAH.

Ve siz devam edin…

Bugünkü terk edeceÄŸimiz davranışımız ise Ä°SRAF olsun.  Ä°ftar sofralarımızda verdiÄŸi nimetler için Rabbimize ÅŸükrederken lütfen fazla ekmek, su, zaman israfından kaçınalım. Ramazan ayına kavuÅŸturan Rabbimize ÅŸükürler olsun.

Oruç Arınmaktır

Ä°nsan saÄŸlığının başında, hücre hayatının saÄŸlıklı bir ÅŸekilde de yürümesi gelir. Gerçek odur ki, yaÅŸlılık ve onun kaçınılmaz sonucu olan ölüm, hücrelerdeki çöküÅŸün, tükeniÅŸin ve sessiz bir ÅŸekildeki ölüÅŸün ifadesidir.

Hücrenin ve onun bir bakıma toplum yapısı sayılan dokuların çöküÅŸündeki ana unsur ÅŸüphesiz yorgunluktur.

Dokuların ve hücrelerin yorgunluÄŸu, bugün baÅŸlı başına bir ilim dalı olarak ele alınmaktadır.

Bir hücre ne kadar ağır bir yükün altında ise, o kadar kolay yıpranır. Bu açıdan bakılınca bütün ilim adamları, karaciÄŸer hücrelerini yaÅŸlanmanın tek sorumlusu saymaktadır.

KaraciÄŸer hücreleri, birbirinden farklı onaltı grup görevi yürütmek için 24 saat aralıksız çalışırlar. Keyfe baÄŸlı ağır beslenmeler ve içki, bu dayanılmaz yükün altında ezilen karaciÄŸer hücreleri için, gerçekten bir azap, bir zulümdür.

Ä°nsan hayatının vefakâr hizmetkârları olan bu hücrelerin bîr tek ümidi var, oruç! Çünkü karaciÄŸer hücresi bir mü`minin vücudunda mekân tutmuÅŸsa, yorgunluÄŸu arttıkça âdeta yalvaran bir sesle sorar:

- Ramazan ne zaman?

Evet sevgili okuyucularım, oruç, bu hücreler için özlenen bir bayramdır. Bu gerçeÄŸi anlamak için, orucun karaciÄŸere getirdiÄŸi nimetlere bir göz atalım :

a- KaraciÄŸerin çeÅŸitli görevleri arasında safra yapmak ve besinler depo etmek, son derece önemli bir yer tutar. Çünkü bu görevler, süresiz devam eder. Hücrelerin bu yükü, onların çok deÄŸerli ve hayatî görevi olan globülin (kandaki protein) yapımı büyük ölçüde zorlaşır. Bu sebeple aşırı beslenenler, karaciÄŸerin bu çok gerekli biyolojik hizmetinden mahrum kalırlar.

Efendimizin: "Sofradan doymadan kalkın" ÅŸeklindeki emri, böylesine hayatî bir mucize mesajıdır.

Ä°ÅŸte oruç, besin hizmeti açısından karaciÄŸere ortalama 8-10 saat istirahat saÄŸlar.

Bu sayede oruç tutanın karaciÄŸeri, daha rahat globülin ve benzeri biolojik maddeler üretir ki, bu nimeti baÅŸka bir yoldan elde etmenin imkânı yoktur.

b- KaraciÄŸer için çok zor ve önemli bir görev, vücuttakî iyon alışveriÅŸlerinin elektronik dengesini kurmaktır.

Suyun iyon köklerinden baÅŸlayarak asit, metil ve azotlu iyon dengeleri, karaciÄŸerin akıl almaz hünerleri sayesinde ayarlanır. Bu görev sırasında vena-porta dediÄŸimiz özel kan sisteminden her an gelen yeni besin maddeleri, çok zor ÅŸartlar ortaya koyar. Halbuki Ramazanda, bu kan sisteminde 10 saat süre ile ciddi bir sabit denge meydana gelir. Böylece karaciÄŸerin iyon görevleri, son derece rahatlar.

c- Oruç esnasında karaciÄŸerin glikoz depolama görevinde de aÅŸikâr bir rahatlama olur. KaraciÄŸerin dokulardaki gerginliÄŸi kalkar. KaraciÄŸerin hücre içi basıncı düÅŸerek, emsalsiz bir biolojik zindelik doÄŸurur.

Bütün bu gerçekler yanında çağımızın insanı, sırf kendini tatmin için karaciÄŸer testleri yaptırıyor. Ve her gün deÄŸiÅŸen rejim testlerinin peÅŸinde koÅŸuyor.

Yarının insanı, inansın veya inanmasın, harika bir laboratuvar olan karaciÄŸerini korumak için oruç tutacak.

Åžimdi çok önemli bir baÅŸka dokuya ait hücrelerin birbirleriyle konuÅŸmalarını dinleyelim:

Damarın iç yüzündeki hücreler, eÄŸer dile gelseler, birbirleriyle ÅŸöyle konuÅŸacaklar:

-Ramazan ne zaman gelecek? Kanda dolaÅŸan besin artıkları üzerime öylesine yığıldı ki, artık öleceÄŸim ve benim yerime yine bu ölü besin artıkları çökecek. Bunun sonucunda ÅŸimdiye kadar lastik gibi tuttuÄŸum damar çeperi eÄŸer oruç imdada da yetiÅŸmezse daracık, bir kireç boruya benzeyecek ve beslediÄŸim organ ölüme mahkûm olacak.

Sevgili okuyucularım. Damar yüzeyinin hücreleri acaba neden Ramazanı bekliyor?

a- Oruç sırasında, özellikle iftara birkaç saat kala, kandaki besin maddeleri en az seviyeye ineceÄŸinden, damarlarda hiç besin artığı kalmayacak, böylece damar yüzeylerinde besin artığı birikmeyecektir. Bunun sonucunda damar hücreleri hayat bulacak, damar sertleÅŸmeyecek ve ihtiyarlık kesin olarak gecikecektir.

b- Kan hacminde iftara doÄŸru görülen sıvı azalması, kan basıncını azaltacak ve damar hücreleri, üzerinden kalkan baskıdan dolayı âdeta bayram yapacaklardır. Bu arada hücre ve hücre arası su azalacağından, küçük tansiyon düÅŸecek ve gerçek gençlik doÄŸacaktır.

c- Kanda, bazı insanlarda bir türlü düÅŸmeyen Lipid ve Kollesterol düÅŸecek ve damarlar, yine akıl almaz bir mutluluÄŸa kavuÅŸacaktır.

Damar hücreleri, orucu nasıl beklemesin?

Çağımızın insanı, kan basıncını düÅŸürmenin ve kandaki besin artıklarını her ay ölçtürmenin telâşı içindeler.

Bu yüzden tekrar ediyoruz.

Yarının insanı, inansın veya inanmasın, yaÅŸlanmayı geciktirmek ve damarlarını saÄŸlığa kavuÅŸturmak için oruç tutacaktır.

Bir de oruç açısından kemik iliÄŸini gözleyelim:

Özellikle yetersiz güneÅŸ ve saÄŸlıksız hava ÅŸartları, ÅŸehirlerde yaÅŸayan insanların kemik iliÄŸini tembelleÅŸtirir. Bu yüzden bu insanlar hem kansız, hem dermansız hem de hastalıklara karşı dayanıksızdır. Kemik iliÄŸini harekete geçirip, güçlü bir çalışmaya sevk eden en iyi üç faktör: GüneÅŸ, bol oksijenli hava ve hücre beslenmesindeki zorlanmadır.

Evetevet, yanlış anlamadınız. Son maddede "hücre beslenmesindeki zorlanma", dedik. Bu husus, tıp ilminin en önemli tespitlerinden biridir. EÄŸer hücrelerde beslenme zorlanırsa, vücut kan yapımını arttırarak oksijen taşıma faaliyetini hızlandırır. Ä°ÅŸte oruç, bu tesiri saÄŸlayan akıl almaz bir uyarıcıdır. Ä°ftara doÄŸru hücre beslenmesindeki zorlanmalar, kemik iliÄŸine uyarı yapar, bu yüzden oruç tutan herkeste bariz bir güç artışı olur.

Evet sevgili okuyucularım, orucun insan saÄŸlığına verdiÄŸi hikmetleri saymakla bitiremeyiz. Sadece ana baÅŸlıklar olarak birkaç önemli noktaya temas edeceÄŸim.

1- Oruç sırasında bütün hormon sistemi,bir ay süre ile dengeli ve zinde bir çalışma düzenine geçer.

2- Sindirim sistemi ve özellikle onun korunma sistemi olan peyer plâkları, bu ay zarfında revizyona girer ve bütün aksaklıklar düzeltilir.

3- Orucun kan basıncı ve damarlar üzerindeki müsbet tesiri böbrek ve kalp üzerinde de otomatik bir saÄŸlık teminatıdır.

4- Ve nihayet oruç, insanların manevî bünyelerine yaptığı harika tesir ile bütün vücut sisteminin mutlu bir ahenge kavuÅŸmasını saÄŸlar.

Allah`a karşı kulluk vazifelerini yapmış insanların duyduÄŸu mutluluk, bütün dertleri alır, götürür. Ve müslüman, stressiz, taptaze bir biolojik mekanizma ile yeni bir yıla girer.

BÄ°R AYET

“Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi sizede farz kılındı. Umulur ki korunursunuz .” Bakara – 183

BÄ°R HADÄ°S

“Her kim inanarak ve karşılığını sırf Allah’tan bekleyerek ramazan orunu tutarsa geçmiÅŸ günahları bağışlanır.” Buhari, Savm

GÜNÜN MANÄ°SÄ°

Sünnet olan iftara

Yahut su iç çekme kaygu

Hurma ile eyle iftar

Sünnet olanda budur bu.