Merkez, Enflasyon Raporu'nu açıkladı
Merkez Bankası, yayınladığı Enflasyon Raporu'nda, 2016 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 7.5'ta tutarken 2017 enflasyon tahminini yüzde 6'dan yüzde 6.5'a yükseltti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2016 yılı dördüncü çeyrek 'Enflasyon Raporu'nu açıkladı. Rapora göre; 2016 yılının üçüncü çeyreÄŸinde, geliÅŸmiÅŸ ülkelerin para politikalarına dair geliÅŸmeler küresel piyasalarda oynaklığı besleyen en önemli etmen oldu. Söz konusu dönemde, geliÅŸmiÅŸ ülke merkez bankaları parasal geniÅŸleme uygulamalarına devam etti; ancak ABD Merkez Bankası'nın (FED) olası faiz artırımına iliÅŸkin beklentilerin güçlenmesi ve diÄŸer geliÅŸmiÅŸ ülke merkez bankalarının para politikalarına dair belirsizlikler nedeniyle tahvil getirilerinde bir süredir devam eden gerileme eÄŸilimi durdu. Bu çerçevede, geçtiÄŸimiz rapor dönemi sonrasında belirgin ÅŸekilde artan geliÅŸmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları, son dönemde tekrar zayıflama eÄŸilimi gösterdi.
Küresel piyasalarda yaÅŸanan oynaklığın yanı sıra, jeopolitik geliÅŸmeler ve kredi derecelendirme kuruluÅŸlarının kararları 2016 yılının üçüncü çeyreÄŸinde yurt içi finansal piyasaların dalgalı bir seyir izlemesine neden oldu. Bu dönemde, Türkiye'ye yönelen portföy akımları diÄŸer geliÅŸmekte olan ülkelere kıyasla sınırlı düzeylerde kalırken, Türk lirası dolar karşısında deÄŸer kaybetti ve ülke risk priminde sınırlı bir artış oldu. TCMB politika uygulamalarının da etkisiyle parasal koÅŸullardaki sıkılığın azalması ve makroihtiyati alandaki düzenlemeler genel finansal koÅŸulları destekledi. Marjinal fonlama faizindeki kademeli düÅŸüÅŸün kredi ve mevduat faizlerine kısmen yansıdığı ve son aylarda tüketici kredilerinin kısmen toparlanmaya baÅŸladığı gözlendi. 2016 yılının üçüncü çeyreÄŸinde tüketici enflasyonu Temmuz Enflasyon Raporu'ndaki öngörüler ile uyumlu gerçekleÅŸti, enflasyon eÄŸilimindeki düÅŸüÅŸte temel mal ve iÅŸlenmemiÅŸ gıda enflasyonu etkili oldu. Üçüncü çeyrekte yurt içi talep yavaÅŸlarken, öncü göstergeler ekonomik aktivitenin yılın son çeyreÄŸinden itibaren toparlanacağına iÅŸaret etti. Ayrıca, dış talep üzerindeki jeopolitik geliÅŸmeler kaynaklı olumsuz etkilere karşın Avrupa BirliÄŸi ülkelerinin talebindeki artışın da etkisiyle dış ticaret dengesindeki iyileÅŸme devam etti. Bununla birlikte, turizm gelirlerine dair geliÅŸmeler cari açıkta sınırlı bir artışa neden oldu.
Para politikası uygulamaları ve finansal koÅŸullarÇekirdek enflasyon göstergelerindeki olumlu gidiÅŸat, küresel risk iÅŸtahının olumlu seyri ve para politikası araçlarının etkili bir ÅŸekilde kullanılması TCMB'nin üçüncü çeyrekte para politikasındaki sadeleÅŸme sürecine devam etmesini saÄŸladı. Bu doÄŸrultuda marjinal fonlama faizi Temmuz, AÄŸustos ve Eylül aylarında 25'er baz puan düÅŸürülerek yüzde 8,25 seviyesine indirildi. Ekim ayında ise, finansal koÅŸullardaki sıkılığın azalması ve döviz kuru ile diÄŸer maliyet unsurlarındaki geliÅŸmelerin enflasyon görünümü üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak faiz oranları deÄŸiÅŸtirilmedi. Marjinal fonlama faizi, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ve gecelik borç alma faizi sırasıyla yüzde 8,25, yüzde 7,5 ve yüzde 7,25 oranlarında sabit tutuldu.TCMB fonlaması bu dönemde ağırlıklı olarak bir hafta vadeli repo ihaleleriyle yapılmaya devam ederken, marjinal fonlamanın payı azaldı. Ağırlıklı ortalama fonlama faizi Ekim ayı itibarıyla yaklaşık yüzde 7,8 seviyesine geriledi. Bankalararası gecelik repo faizleri de koridorun üst bandında gerçekleÅŸtirilen indirimlere paralel olarak düÅŸmeye devam etti. Önümüzdeki dönemde para politikası duruÅŸu enflasyon görünümüne baÄŸlı olmaya devam edeceÄŸi kaydedildi. TCMB, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diÄŸer geliÅŸmeleri dikkate alarak, para politikasındaki temkinli duruÅŸunu sürdüreceÄŸi açıklandı.
GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde faiz oranlarının uzunca bir müddet düÅŸük düzeylerde kalacağı öngörüsünün devam etmesi, Türkiye'ye iliÅŸkin makroekonomik göstergelerin olumlu seyri ve para politikasındaki sadeleÅŸme sürecinin etkisiyle getiri eÄŸrisi geçtiÄŸimiz rapor dönemine göre tüm vadelerde aÅŸağı kaydı. TCMB'nin fonlama faizindeki düÅŸüÅŸle uyumlu olarak kısa vadeli faizlerdeki azalış daha belirgin oldu.Finansal olmayan kesime kullandırılan kredilerin yıllık büyüme oranında görülen aÅŸağı yönlü seyir, parasal koÅŸullardaki sıkılığın azalması, finansal sistemi destekleyici makroihtiyati önlemler ve kamu maliyesi teÅŸviklerinin etkisiyle, 2016 yılının üçüncü çeyreÄŸinde durdu. Bu dönemde, 2014 yılı başından itibaren olduÄŸu gibi, ticari krediler tüketici kredilerine göre daha yüksek bir oranda büyümeye devam etti. TCMB'nin marjinal fonlama faizindeki kademeli düÅŸüÅŸ kredi ve mevduat faizlerine kısmen yansımakla beraber, yılın üçüncü çeyreÄŸinde kredi koÅŸullarındaki sıkılık devam etti. Öte yandan, uygulanan likidite politikalarının bankaların yurt içi fonlama koÅŸullarına olumlu katkısıyla ve makroihtiyati politikaların da etkilerinin gözlenmeye baÅŸlamasıyla yakın dönemde tüketici kredilerinde canlanma sinyalleri gözlendi.Makroekonomik geliÅŸmeler ve temel varsayımlar
Üçüncü çeyrek sonu itibarıyla tüketici enflasyonu yüzde 7,28 oranına gerileyerek Temmuz Enflasyon Raporu tahminlerinin alt bandına yakın gerçekleÅŸtirdi. Enflasyonda kaydedilen düÅŸüÅŸte temel mal ve iÅŸlenmemiÅŸ gıda enflasyonu etkili olurken tütün ve enerji gruplarında yıllık enflasyon yükseldi. Böylece, iÅŸlenmemiÅŸ gıda ve tütün dışı enflasyondaki azalış daha sınırlı olmuÅŸ ve bu kalemde Temmuz Enflasyon Raporu tahminlerinin üst bandına yakın bir gerçekleÅŸme kaydedildi. Döviz kurunun birikimli etkilerinin azalması ve talep koÅŸullarının zayıflamasının yanı sıra Eylül ayı itibarıyla ılımlı seyreden ithalat fiyatları enflasyon görünümüne olumlu katkı sundu. Üretici fiyatları kaynaklı maliyet yönlü baskılar bu dönemde zayıf seyretti. DiÄŸer taraftan tütün ürünlerindeki fiyat artışı ve akaryakıt ürünlerinden alınan vergi oranlarındaki düzenlemeler, enflasyondaki iyileÅŸmeyi sınırlayan unsurlar olarak öne çıkmıştır. Bu çerçevede, yılın üçüncü çeyreÄŸinde tüketici enflasyonu dalgalı bir seyir izlerken çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonundaki yavaÅŸlama eÄŸilimi sürdü.
Bir önceki çeyrekte bir miktar yükselen gıda yıllık enflasyonu, yılın üçüncü çeyreÄŸinde belirgin oranda gerileyerek Temmuz Enflasyon Raporu'nda öngörülen patikanın oldukça altında gerçekleÅŸti. Gıda enflasyonundaki yavaÅŸlamada turizm sektörü talebindeki gerileme, Rusya'ya yapılan ihracatta kaydedilen düÅŸüÅŸ ve kırmızı ette alınan tedbirlerin etkileri hissedildi. Taze meyve ve sebze dışı gıda enflasyonu Eylül ayı itibarıyla yüzde 4,78 ile son beÅŸ yılın en düÅŸük seviyesine geriledi. DiÄŸer taraftan hizmet enflasyonu, iktisadi faaliyet ve gıda enflasyonundaki yavaÅŸlamaya karşın, özellikle reel birim iÅŸgücü maliyetleri ve kira artışına baÄŸlı olarak yüksek seyrini korudu.
Yılın üçüncü çeyreÄŸinde, döviz kurundaki ılımlı seyrin yanı sıra yurt içi talep koÅŸullarındaki yavaÅŸlamanın da etkisiyle temel mal enflasyonu ana eÄŸilimi zayıfladı. Buna karşılık, hizmet enflasyonunda ana eÄŸilim yükseldi. Böylece, çekirdek göstergelerin ana eÄŸilimleri önceki çeyreÄŸe kıyasla yataya yakın seyretti. DiÄŸer taraftan, çekirdek göstergelere iliÅŸkin yayılım endekslerine göre fiyat artırma eÄŸilimi bir önceki çeyreÄŸe kıyasla azaldı, TCMB bünyesinde takip edilen alternatif temel enflasyon göstergelerindeki yavaÅŸlama belirginleÅŸti. Özetle, eÄŸilim ve fiyatlama davranışına iliÅŸkin takip edilen göstergeler bir arada deÄŸerlendirildiÄŸinde, enflasyonun ana eÄŸilimindeki iyileÅŸmenin yılın üçüncü çeyreÄŸinde de sürdüÄŸü gözlendi.
Ä°kinci çeyrekte iktisadi faaliyet Temmuz Enflasyon Raporu'ndaki öngörülerle uyumlu bir ÅŸekilde yavaÅŸladı. Bu dönemde Gayri Safi Yurt Ä°çi Hasıla (GSYÄ°H) bir önceki çeyreÄŸe göre yüzde 0,3, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise yüzde 3,1 oranında artış kaydetti. Yıllık büyümenin temel sürükleyicisi nihai yurt içi talep olurken turizm sektöründeki daralmaya baÄŸlı olarak net ihracatın büyümeye olumsuz katkısı arttı. Nihai yurt içi talebin büyümeye katkısı hem kamu hem özel kesim kaynaklı olarak tüketim harcamalarından geldi, yatırımlar ise zayıf seyrini sürdürdü. Kamu tüketimi ilk çeyrekte olduÄŸu gibi bu dönemde de büyümeye yüksek bir katkı (1,7 puan) yaptı. Öte yandan turizm baÄŸlantısı güçlü sanayi ve hizmet kollarında katma deÄŸer artışları sınırlandı.
2016 yılı üçüncü çeyreÄŸine iliÅŸkin göstergeler, iktisadi faaliyetteki ivme kaybının sürdüÄŸüne iÅŸaret etti. Turizmdeki daralmanın derinleÅŸmesine ek olarak Temmuz ayı ortasındaki yurt içi geliÅŸmeler ve bayram tatiline baÄŸlı iÅŸ günü kayıpları üretim faaliyetlerini olumsuz etkiledi. Bu doÄŸrultuda Temmuz ayı sanayi üretiminde gözlenen sert düÅŸüÅŸ, AÄŸustos ayındaki hızlı toparlanmayla telafi edilmiÅŸ olsa da üçüncü çeyrek genelinde üretimin ikinci çeyrek düzeyinin altında kalacağı tahmin edildi. Bununla birlikte Temmuz ayında olduÄŸu gibi Eylül ayında da bayram tatiline baÄŸlı iÅŸ günü kayıplarının, üretimdeki ana eÄŸilimin takibini güçleÅŸtireceÄŸi not edildi. Üçüncü çeyrekte iç talepteki yavaÅŸlamaya karşılık Avrupa BirliÄŸi ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürdü. Dış talep üzerindeki jeopolitik geliÅŸmeler kaynaklı olumsuz etkilere karşın dış piyasalarda pazar çeÅŸitlendirme esnekliÄŸi ihracatı desteklemeye devam etti.Yılın son çeyreÄŸinde iç talep ve iktisadi faaliyetin toparlanma eÄŸilimine gireceÄŸi öngörüldü. Parasal koÅŸulların daha destekleyici bir konuma gelmesi ve alınan diÄŸer tedbirlerin etkisiyle tüketici kredilerinde son aylarda gözlenen toparlanma yılın son çeyreÄŸine iliÅŸkin iyileÅŸme öngörülerini destekledi. Bu görünüm altında, bir dizi olumsuz ÅŸokun bir arada yaÅŸandığı 2016 yılında ekonomideki büyümenin ılımlı bir oranda gerçekleÅŸmesi beklendi. Önümüzdeki dönemde belirsizliklerin azalmasıyla üretici ve tüketici güveninin yeniden tesis edilmesi, talep artırıcı politikaların tüketim harcamalarını desteklemesi ve net ihracatın olumsuz katkısının azalmasının ekonomideki toparlanmanın baÅŸlıca unsurları olacağı deÄŸerlendirildi. NormalleÅŸme sürecinde gerek turizm gelirlerinde gerekse Rusya'ya yapılan ihracatta öngörülen kısmi iyileÅŸmeye ek olarak son dönemde açıklanan teÅŸvik paketlerinin önümüzdeki yıl büyümeye olumlu katkı yapacağı öngörüldü. Buna karşılık, küresel ekonominin büyüme hızı ve geliÅŸmiÅŸ ülke para politikalarına iliÅŸkin belirsizlikler, sermaye akımlarının seyri ve jeopolitik geliÅŸmeler büyüme üzerinde aÅŸağı yönlü risk oluÅŸturdu. Ayrıca, turizm sektöründeki daralmanın sürmesi ve emtia fiyatlarının olumlu etkisinin kademeli olarak azalmaya baÅŸlamasıyla cari iÅŸlemler açığında kısa dönemde bir miktar artış görüleceÄŸi tahmin edildi.Yakın dönem geliÅŸmeleri çerçevesinde önümüzdeki döneme iliÅŸkin ham petrol fiyatları varsayımı Temmuz Enflasyon Raporu'na göre yukarı yönlü güncellenirken, dolar cinsinden ithalat fiyatları varsayımı bir miktar aÅŸağı yönlü güncellendi. Yıllık ortalamalar itibarıyla ham petrol fiyatları varsayımı 2016 yılı için 44 dolarda sabit tutuldu; 2017 yılı için 54 dolara yükseltildi.2016 yılı üçüncü çeyreÄŸinde gıda enflasyonu, iÅŸlenmemiÅŸ gıda enflasyonu kaynaklı olarak, Temmuz Enflasyon Raporu'nda öngörülen düzeyin belirgin oranda altında kaldı. Ä°ÅŸlenmemiÅŸ gıda enflasyonundaki mevcut eÄŸilimin yanı sıra turizm sektöründeki daralmanın gıda talebini düÅŸürücü etkisi de dikkate alınarak, Temmuz Enflasyon Raporu'nda yüzde 8 olacağı varsayılan 2016 yıl sonu gıda enflasyonu yüzde 6'ya güncellendi. Gıda talebindeki turizm sektörü kaynaklı nispeten zayıf seyrin 2017 yılında da devam etmesi ve Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları Ä°zleme Komitesi (Gıda Komitesi) kapsamında alınacak tedbirlerin etkisiyle 2017 yılında da gıda enflasyonunun tarihsel ortalamalarına göre düÅŸük seviyelerde gerçekleÅŸeceÄŸi öngörüldü. Bu çerçevede, 2017 yıl sonu gıda enflasyonu varsayımı yüzde 8'den yüzde 7'ye düÅŸürüldü.Orta vadeli tahminler üretilirken vergi ayarlamalarının ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefini aÅŸmayacağı ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağı bir görünüm varsayıldı. Maliye politikasının orta vadeli duruÅŸu için 2017-2019 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program projeksiyonları temel alındı.Enflasyonu düÅŸürmeye odaklı ve temkinli bir politika duruÅŸu altında, enflasyonun yüzde 5'lik hedefe kademeli olarak yakınsayacağı; 2016 yılında yüzde 7,5 olarak gerçekleÅŸeceÄŸi; 2017 yılında ise yüzde 6,5'e geriledikten sonra 2018 yılında yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağı öngörüldü. Bu çerçevede enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2016 yılı sonunda yüzde 7 ile yüzde 8 aralığında (orta noktası yüzde 7,5), 2017 yılı sonunda ise yüzde 5 ile yüzde 8 aralığında (orta noktası yüzde 6,5) gerçekleÅŸeceÄŸi tahmin edildi.2016 Temmuz Enflasyon Raporu sonrası dönemde Türk lirası dalgalı bir seyir izlerken, petrol fiyatları yükseldi. Önümüzdeki dönemde Türk lirası cinsinden ithalat fiyatı varsayımlarında önceki rapor dönemine kıyasla yukarı yönlü güncelleme yapıldı. Öte yandan, yakın dönemde yaÅŸanan yurt içi geliÅŸmelerin özellikle kısa vadede iç talebi sınırlayacağı öngörüldü. Bu doÄŸrultuda, çıktı açığına dair tahminler aÅŸağı yönlü güncellendi. Bu çerçevede, 2016 yılı için enflasyonu aÅŸağı ve yukarı yönlü etkileyen faktörler birbirini telafi ettiÄŸinden enflasyon tahmini deÄŸiÅŸtirilmedi. 2017 yıl sonu tüketici enflasyonu tahmini ise, toplam talep ve gıda enflasyonundaki aÅŸağı yönlü güncellemeye raÄŸmen ithalat fiyatlarından kaynaklanan yukarı yönlü etkiler nedeniyle bir önceki Rapor'a göre 0,5 puan yukarı yönlü güncellendi.Riskler ve para politikasıTCMB politika uygulamalarının da etkisiyle parasal koÅŸullardaki sıkılığın azalması ve makroihtiyati alandaki düzenlemeler genel finansal koÅŸulları destekledi. Marjinal fonlama faizindeki kademeli düÅŸüÅŸün kredi ve mevduat faizlerine kısmen de olsa yansıdığı görüldü. Yakın dönemde tüketici kredilerini desteklemeye yönelik makroihtiyati önlemlerin de etkisiyle son aylarda tüketici kredilerinde toparlanma sinyalleri gözlendi. Öte yandan, küresel ve jeopolitik geliÅŸmelerin yurt içi finansal piyasalara yansımalarının da etkisiyle kredi koÅŸullarındaki sıkılıkta henüz belirgin bir azalma gözlenmedi. Eylül ayı sonunda Türkiye'nin uluslararası kredi notunun yatırım yapılabilir seviyenin altına düÅŸürülmesi piyasalar tarafından büyük ölçüde beklenen bir geliÅŸme olduÄŸu için, finansal piyasaların tepkisi sınırlı oldu. Söz konusu geliÅŸme yurt dışı fonlama maliyetlerini artırsa da, alınan likidite tedbirleri, makroihtiyati düzenlemeler ve diÄŸer teÅŸvikler kredi koÅŸullarını destekledi. Bununla birlikte, finansal koÅŸullarda öngörülerin ötesinde bir sıkılaÅŸmanın ortaya çıkması durumunda, TCMB zorunlu karşılıklar ve diÄŸer likidite araçlarını destekleyici yönde kullanabileceÄŸi kaydedildi.Son dönemde açıklanan veriler yılın üçüncü çeyreÄŸinde ekonominin kayda deÄŸer bir yavaÅŸlama gösterdiÄŸine iÅŸaret etti. Alınan destekleyici teÅŸvik ve tedbirlerin katkısıyla son çeyrekten itibaren iç talepte toparlanma eÄŸiliminin baÅŸlaması beklendi. Bu çerçevede, 2016 yılının geri kalan kısmında ve 2017'de iktisadi faaliyetin ılımlı bir büyüme sergilemesi beklendi. DiÄŸer taraftan, turizm gelirlerindeki toparlanmanın hızı, küresel ekonomik görünüm, geliÅŸmiÅŸ ülke para politikalarına iliÅŸkin belirsizlikler ve jeopolitik geliÅŸmeler iktisadi faaliyet üzerinde aÅŸağı yönlü risk oluÅŸturdu. TCMB, iktisadi faaliyetteki geliÅŸmelerin fiyat istikrarı ve finansal istikrar üzerindeki yansımalarını yakından izlemeye devam edeceÄŸi kaydedildi.Yılın üçüncü çeyreÄŸinde enflasyon, iÅŸlenmemiÅŸ gıda ve çekirdek enflasyon göstergelerindeki iyileÅŸmeye baÄŸlı olarak düÅŸüÅŸ kaydetti. Birikimli döviz kuru hareketlerinin yıllık enflasyon üzerindeki gecikmeli etkileri hafiflemeye devam ederken toplam talepteki yavaÅŸlama enflasyondaki düÅŸüÅŸü destekledi ve çekirdek enflasyonun ana eÄŸiliminde iyileÅŸme gözlendi. Buna karşılık akaryakıt ürünlerindeki vergi artışı, enerji ve ulaÅŸtırma hizmetleri kanalıyla enflasyondaki iyileÅŸmeyi sınırladı. Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarında gözlenen geliÅŸmelerin enflasyon üzerinde yukarı yönlü etki yapması beklenmekle birlikte, toplam talebin ılımlı seyrinin çekirdek enflasyondaki kademeli düÅŸüÅŸü destekleyeceÄŸi deÄŸerlendirildi. Ayrıca, tahminler oluÅŸturulurken gıda talebindeki turizm kaynaklı yavaÅŸlama ve Gıda Komitesi çalışmaları çerçevesinde 2016 ve 2017 yılsonu gıda enflasyonunun bir önceki rapor dönemine kıyasla daha düÅŸük gerçekleÅŸeceÄŸi varsayıldı.Enflasyon tahminlerine dair aÅŸağı ve yukarı yönlü riskler bulundu. Önümüzdeki dönemde iktisadi faaliyetteki toparlanmanın öngörülenden daha yavaÅŸ gerçekleÅŸmesi durumunda enflasyon beklenenden daha düÅŸük bir seyir izleyebileceÄŸi belirtildi. Öte yandan petrol fiyatlarına ve küresel piyasalara iliÅŸkin belirsizlikler maliyet kanalından enflasyon üzerinde yukarı yönlü risk oluÅŸturdu. Gıda fiyatlarındaki oynaklık ise 2017 yılı için her iki yönde risk oluÅŸturdu. TCMB enflasyon görünümünü etkileyen geliÅŸmeleri yakından takip ederek fiyat istikrarını tesis etmek için gerekli politika önlemlerini almaya devam edeceÄŸi kaydedildi.2016 yılının üçüncü çeyreÄŸine iliÅŸkin olarak açıklanan öncü göstergeler küresel iktisadi faaliyette ılımlı bir iyileÅŸmeye iÅŸaret etti. Buna karşın tarihsel olarak halen zayıf seyreden küresel büyüme performansı ve ticaret hacmi, geliÅŸmiÅŸ ülke faizlerinin düÅŸük seviyelerini sürdürmesine neden oldu. Bu çerçevede, son aylarda geliÅŸmekte olan ülkelere yönelik risk iÅŸtahı güçlü bir seyir izledi. Bununla birlikte, küresel para politikalarına iliÅŸkin belirsizlikler portföy giriÅŸlerinde dalgalanmaya neden oldu. Nitekim, ABD Merkez Bankası'nın olası faiz artırımına iliÅŸkin beklentilerin güçlenmesi ve diÄŸer geliÅŸmiÅŸ ülke merkez bankalarının para politikalarına dair belirsizlikler nedeniyle, geçtiÄŸimiz rapor dönemi sonrasında belirgin ÅŸekilde artan geliÅŸmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları, son dönemde tekrar zayıflama eÄŸilimi gösterdi.Tüm bu deÄŸerlendirmeler çerçevesinde 2016 yılı Mart ayından itibaren sadeleÅŸme süreci kapsamında kademeli olarak indirilen marjinal fonlama faizi Ekim ayında sabit tutuldu. SadeleÅŸme politikasıyla fonlamanın tek faizden yapılması ve kısa vadeli piyasa faizlerinin TCMB fonlama faizine yakınsaması hedeflendi. SadeleÅŸmenin, para politikası duruÅŸunun daha saÄŸlıklı bir ÅŸekilde deÄŸerlendirilmesini saÄŸlayarak aktarım mekanizmasının etkinliÄŸine katkıda bulunacağı deÄŸerlendirildi. Bu doÄŸrultuda, para politikası sadeleÅŸme sürecinin uygun bir zaman diliminde sonuçlandırılması planlandı. SadeleÅŸme kapsamında atılacak bir sonraki adımın yönü ve zamanlaması enflasyon görünümünü ve finansal istikrarı etkileyen geliÅŸmelere baÄŸlı olacağı bildirildi.Son yıllarda yaÅŸanan önemli dış ÅŸoklara raÄŸmen, uygulanan politika çerçevesi enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki bozulmayı sınırlı seviyelerde tutabildi. Bununla birlikte, gelinen noktada fiyat istikrarına ulaşıldığını ifade etmek mümkün olmadığı vurgulandı. Enflasyon hedeflemesinde elde edilen on yıllık tecrübe enflasyonla mücadelenin ortak bir çaba gerektirdiÄŸini gösterdi. Dolayısıyla, enflasyonun yüzde 5 hedefine kalıcı olarak indirilebilmesi için yapısal unsurların da dikkate alındığı bütüncül bir yaklaşım çerçevesinde bütün kurumların üzerine düÅŸeni yapması önem taşıdı. Bu çerçevede Gıda Komitesi kapsamında yapılan çalışmalar deÄŸerli bir örnek teÅŸkil etti. TCMB, önümüzdeki dönemde bu çabaların daha da derinleÅŸtirilmesine katkıda bulunmak amacıyla enflasyon dinamiklerinde yapısal konulara dair farkındalığı artırma yönünde çalışmalar yapmaya devam edeceÄŸi kaydedildi.Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine iliÅŸkin geliÅŸmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edildi. Para politikası duruÅŸu oluÅŸturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleÅŸmeyeceÄŸi varsayıldı. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruÅŸunun da güncellenmesi söz konusu olabileceÄŸi belirtildi.Son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesi Türkiye ekonomisinin olumsuz dış ÅŸoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri oldu. Küresel belirsizliklerin yüksek olduÄŸu mevcut konjonktürde bu kazanımların korunarak daha da ileriye götürülmesi önem taşıdı. Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbir makroekonomik istikrarı destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düÅŸük düzeylerde seyretmesini saÄŸlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacağı bildirildi..
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.