AK Parti Genel BaÅŸkanı ve BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuÅŸmada, Diyarbakır gezisine deÄŸindi. DavutoÄŸlu, ÅŸöyle konuÅŸtu: "Biz MuÄŸla'da, Toroslar'da Türkmen lehçesiyle konuÅŸurken de, TekirdaÄŸ'da Rumeli lehçesiyle o güzel Türkçemizi konuÅŸurken de, Bingöl'de Zazaca ya da Diyarbakır'da Kürtçe selam verirken de beden diliyle deÄŸil, gönül diliyle selam veriyoruz, birlik beraberlik diliyle. Kulakları ve gönülleri öylesine kapalı ki nihayet Sayın Bahçeli Kürtçe'nin anadil olması ve kullanılması dolayısıyla bunun doÄŸru olduÄŸunu söyledi. Yine de bir ilerleme ama ÅŸunu unuttu. Kendi iktidarları döneminde bir anne ki Türkçe bilmiyorsa -birçoÄŸu bilmiyor olabilir- hapishaneye gittiÄŸinde oÄŸluyla Kürtçe konuÅŸması, Kürtçe muhabbet etmesi, sevgi göstermesi yasaktı bu memlekette. AK Parti iktidarlarına kadar tercümanla konuÅŸmalarına izin veriliyordu." "Peki ÅŸimdi Kürtçe de bu ÅŸekilde sosyal hayatta kullanılıyor diye vatan bölünüyor mu?" diye soran DavutoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti: "Hayır, vatan bütünleÅŸiyor. Çünkü önemli olan Türkçe, Kürtçe, Arapça herhangi bir dil deÄŸil, neyi ifade ettiÄŸiniz neyi söylediÄŸiniz. EÄŸer nefret dili olarak konuÅŸuluyorsa Türkçe de yanlıştır, Kürtçe de. Ama muhabbet dili, gönül dili olarak konuÅŸuluyorsa hepsi mübarektir, hepsi azizdir. Yunus Emre'nin güzel Türkçesi ile Ahmed-i Hani'nin güzel Kürtçesi birbirinden ayrılabilir mi? Ama rahatsızlar çünkü HDP ister ki Kürtçe'yi istismar ederek Kürt milliyetçiliÄŸi yapsın. Kürtçe gerektiÄŸinde yasak olsun, istismar etsin. Bu ülkenin BaÅŸbakanı olarak ben 77 milyonun BaÅŸbakanıyım. Herkese istediÄŸi, irade ettiÄŸi, muhabbet duyduÄŸu ÅŸekilde selam vermek benim borcum. MHP ister ki bu zıtlık ve tezat üzerinden bir siyasi istismar yapsın. Orada Kobani'den gelen kardeÅŸlerimize selam ettim. Mazlumlara, masumlara. Biz mazlum ve masum söz konusu olduÄŸunda ayrım yapmayız. Dikkat edin bundan HDP de rahatsız oldu, MHP de." DavutoÄŸlu, HDP'nin Türkiye'nin, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin 197 bin Kobanili'yi 3 günde kabul ettiÄŸini, her türlü imkanla onların yanında durduÄŸunu unutturup Kobani istismarı yaparak, 6-7 Ekim olaylarını çıkardığını belirtti. "Niye sesini çıkarmadın?" MHP'nin de rahatsız olduÄŸunu, çünkü orada bu istismar ortadan kalktığında onların da siyasi istismarının kapısının kapanacağını kaydeden DavutoÄŸlu, ÅŸunları söyledi: "Ä°ÅŸte buradan tekrar söylüyorum; hiç kimse gocunmasın. Kobani'deki Kürtte, Telabyad'daki Arap da, Bayırbucak'taki Türkmen de bize tarihin mirasıdır. Sahip çıktık, çıkacağız, çıkmaya devam edeceÄŸiz. EÄŸer birileri Suriye içinde ve dışında onları istismar ediyorsa ister Araplar'ı istismar eden IŞİD terör yapsın, ister Kürtler'i istismar eden PKK terör yapsın hepsine karşı çıktık, karşı çıkmaya devam edeceÄŸiz. Halka sahip çıkmamız onları istismar edenlere sahip çıkmamız anlamına gelmez. Ama ÅŸimdi sormak vakti deÄŸil mi? Sayın Bahçeli konuÅŸuyorsun peki Bayırbucak Türkmenleri'ne yardım götüren MÄ°T tırlarına bu ihanet çetesi operasyon yaptığında neredeydin? O tırlar Bayırbucak Türkmenleri'ne gidiyordu. Mazlum, masum Bayırbucak Türkmenleri'ne gidiyordu. Benim Toroslarımın devamı olan Türkmen obalarına gidiyordu. Niye sesini çıkarmadın? Niye o ihanet çetesinin yanında sonra da CHP ile birleÅŸip çatı aday gösterip, o oyunlara girdin de bir kez dahi Suriye Türkmenleri'ne yardım konusunda bizim yanımızda durmadın? Ä°ÅŸte bir kez daha söylüyorum. Evet yeni bir OrtadoÄŸu hedefliyoruz. Bu OrtadoÄŸu'da bugünkü kardeÅŸ kavgası, bugünkü Suriye rejiminin zulmü veya IŞİD'in veya PKK'nın veya herhangi birinin terörü karşısında bizim OrtadoÄŸu anlayışımız birlik, beraberliÄŸe, vahdete dayalı yeni bir kardeÅŸlik coÄŸrafyasıdır. Emperyalistler bunu engellemeye çalışacaklar, içerideki iÅŸbirlikçileri bu büyük vizyonu yok etmeye çalışacaklar. Ama nihayette biz OrtadoÄŸu'daki kardeÅŸlerimizin davasına, OrtadoÄŸu'daki kardeÅŸlerimizin acısına sahip çıkmaya, onlarla birlikte bu tarihi yürüyüÅŸü devam ettirmeye kararlıyız. Ülkemizin birliÄŸi ve beraberliÄŸi sözkonusu olduÄŸunda, vatandaÅŸlarımızın arasındaki eÅŸit vatandaÅŸlık baÄŸları sözkonusu olduÄŸunda hiçbir ÅŸekilde taviz vermemiz sözkonusu olamaz. Bu ülkenin geleceÄŸi, istikbali ancak ve ancak 77 milyonun bir yürek, bir bilek olarak birleÅŸmesiyle mümkün. AK Parti siyaseti bu birliÄŸin adıdır. Onlar bölmeye, onlar tahrik etmeye devam edecek, biz birleÅŸtirmeye, bütünleÅŸtirmeye devam edeceÄŸiz. Biz birlikte Türkiyeyiz." "Gönüllerin buluÅŸmasıydı" DavutoÄŸlu, son iki hafta içinde yaptıkları ziyaret ve faaliyetlere bakıldığında, AK Parti'nin siyaset felsefesindeki farkı herkesin görebileceÄŸini ifade etti. Ahmet DavutoÄŸlu, iki hafta içinde yurt içinde Aydın, MuÄŸla, TekirdaÄŸ, Diyarbakır ve Batman'ı ziyaret ettiklerini, yurt dışında da Brüksel, Zürih ve Londra'da bulunduklarını anımsattı. Avrupa'nın ve Türkiye'nin her bir köÅŸesinde vatandaÅŸlarla bir araya geldiklerini belirten DavutoÄŸlu, "Bu sadece bir siyasi buluÅŸma deÄŸil, gönüllerin buluÅŸmasıydı" dedi. DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti: "Afyon'da bizi yiÄŸit efeler karşıladı, zeybeklerle. Demirci Mehmet Efendi ve bütün Yörük Ali Efe'nin yiÄŸitleri karşıladı, bağırlarına bastılar. Biz de onları baÄŸrımıza bastık. Çünkü Misakı Milli'yi andığımız bu günlerde eÄŸer Egeli efeler olmasaydı, istiklalimizin meÅŸalesi de yanmayacaktı. Oradan MuÄŸla'ya geçtik. MuÄŸla'da yörük Türkmen obalarıyla bir kez daha buluÅŸtuk. Åžahidi Hazretleri'nin huzuruna çıkarken ki hiç unutmadığım bir manzaradır, bir tekerlekli sandalyede, 90 yaşındaki bir nine, bizi yolda karşıladı. GeçeceÄŸimizi duymuÅŸ. 'Yaklaşık 1 saattir sizi bekliyorum kuzum' dedi. Türkmen lehçesiyle 'kuzum' dedi, sarıldı ve dua etti. Daha sonra TekirdaÄŸ'a gittik. Orada bizi evladı fatihanın çocukları, torunları, Rumeli lehçesi ile karşıladı. Başımızın üzerinde yerleri var. TekirdaÄŸ'da cumhuriyetçilik hususundaki yaklaşımımızı vatandaÅŸlarımızla paylaÅŸtık. Diyarbakır ve Batman'a gittiÄŸimizde de bu sefer Seyit çocukları, evladı Resuller, Kürtçe ile Arapça ile bizi karşıladılar. Onların da başımızın üzerinde yerleri var. Allah onlardan da Egeli efelerden de MuÄŸlalı Türkmen obalarından da Diyarbakırlı, Batmanlı Kürt ve Zaza yiÄŸitlerinden de razı olsun. Hepsine de selam olsun buradan. Avrupa'ya gittiÄŸimizde, Brüksel'de, Zürih'te vatandaÅŸlarımızla buluÅŸtuÄŸumuzda, bütün salonlar al bayrakla doluydu. Brüksel'de, Afyon'dan, EmirdaÄŸ'dan çok vatandaşımız olduÄŸu için onlara selam verdiÄŸimde, salondan tek tek 'Diyarbakır da burada, Trabzon da burada, Edirne de burada' diye seslendiler ve bütün Türkiye'ye o salondan selam verdiler. Türkiye'nin her bir köÅŸesinde vatandaÅŸlarımızla buluÅŸtuk, her bir köÅŸesinde onlarla dertleÅŸtik. Avrupa'nın her bir köÅŸesinde ise onların ne kadar güzel bir birlik ve beraberlik içinde olduklarını gördük. Bizim siyasetimiz, birlik siyasetidir, bizim siyasetimiz vahdet siyasetidir, bizim siyasetimiz yürek ve gönül siyasetidir. Ä°ÅŸte bunu anlayamazlar. Bir yörük Türkçesi ile yapılan duayı, bir Horasan duasını, Diyarbakır'da Kürtçe 'Seyidim' diyerek bana sarılan bir dedenin duasını bir arada düÅŸünemez onlar. Onların zihinleri bunu idrak edemez. Bizim zihinlerimiz ve gönüllerimiz ise Türkiye'nin doÄŸusunu, batısını, kuzeyini, güneyini birleÅŸtirir ve tek bir yürek, tek bir bilek yapar. Ä°ÅŸte Misakı Milli'nin gerçek anlamı budur. TekirdaÄŸ'daki evladı fatihan ile Diyarbakır'daki evladı Resul arasında biz bir ayırım gözetmeyiz. Onlarla karşılaÅŸtığımızda aynı yürekle konuÅŸuruz, aynı dille konuÅŸuruz ve onları tek bir hedefe, bu milletin gelecek vizyonuna yöneltme konusunda da hiçbir ayırım gözetmeyiz. VatandaÅŸlarımız arasında ayrım gözetmediÄŸimiz gibi onların istikballeri konusunda hiçbir farklı vizyon ortaya koymayız. MuÄŸla'da ne söylersek, Diyarbakır'da onu söyleriz. Aydın'da, TekirdaÄŸ'da ne konuÅŸursak, Batman'da onu konuÅŸuruz. Her yerde dua aynı. Her yerde AK Parti kadrolarına beslenen ümit aynı. Biz bu ümitleri boÅŸa çıkarmayacağız. Kim ne ayrımcılık yaparsa yapsın, kim ne bölücülük yaparsa yapsın, onun karşısında kale gibi, Troslar gibi, Kaçkarlar gibi dimdik duracağız ve milletin birliÄŸi, beraberliÄŸi, vahdeti demeye devam edeceÄŸiz." "Kimse bize milliyetçilik dersi vermeye kalkmasın" Ahmet DavutoÄŸlu, dualar nasıl ortaksa, sembollerin de sloganların da ortak olduÄŸunu belirterek, "O kadar memnun oldum ki büyük bir heyecanla döndüm bütün bu yurt dışı yurt içi seyahatlerden. Biraz önce bir arkadaşımız, 'Epey yoÄŸun bir tempo, inÅŸallah yorgun deÄŸilsiniz' dedi. Yorulmak mümkün mü? MuÄŸla'da, TekirdaÄŸ'da, Aydın'da, Diyarbakır'da, Batman'da o heyecanı o coÅŸkuyu gördükten sonra yorulmak, durmak bize yakışır mı? Avrupa'daki Türkler ayaktayken oturmak bize yakışır mı?" diye konuÅŸtu. DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti: "Sabah Bahçeli'yi dinledim. Bir sembol var ki vurgulayacağım, al bayrak. Aydın'da, MuÄŸla'da ve TekirdaÄŸ'da al bayrak AK Parti kongre salonunu ne kadar güzel bir ÅŸekilde süslemiÅŸse, Diyarbakır'da da Batman'da da aynı ÅŸekilde süslemiÅŸtir. Zürih'te, Brüksel'de de al bayrak her yerdeydi. Al bayrağı her yere götüren tek bir parti var, AK Parti kadrosu. O al bayraÄŸa canımız feda. Ruhumuz o al bayraktan beslendi, o al bayrağı ayağı kaldıracak. Kimse bize milliyetçilik dersi vermeye kalkmasın. Milliyetçilik dersi verecek olanlar, o al bayrağı önce ülkenin her yerinde dalgalandıracaklar, sonra da dünyanın her yerinde dalgalandıracaklar. CumhurbaÅŸkanımız Somali'ye gidiyor, buradan eleÅŸtiriler geliyor. Ben Avrupa'ya gidiyorum eleÅŸtiriler geliyor. Ey Bahçeli, biz hayatımızı o al bayraÄŸa vakfetmiÅŸiz. Somali semalarında da Zürih semalarında da Brüksel semalarında da o al bayrağı biz dalgalandırıyoruz biz. Rahatsız olmuÅŸlar. 28 Åžubat gazetelerini açın bakın. 'Hilal operasyonu' diye Türk Baasçılara, Türk demekten de haya edeceÄŸim ÅŸekilde, bayrağımızdan hilali kaldırmak... Hilal Ä°slam'ın sembolü ya, kaldırmayı düÅŸünenler çıktı. Baksınlar gazete arÅŸivlerine, kendi devri iktidarlarında yaÅŸandı bunlar. Aynı ÅŸekilde bölücü örgüt de Kürt kardeÅŸlerimizin gönlünden o al bayrağı silmeye çalıştı. Biz ise ne yaptık? Diyarbakır'da, Batman'da Kürt ve Zaza yiÄŸitleriyle, Aydın'da, MuÄŸla'da Efelerle, Türkmenlerle, Yörüklerle, TekirdaÄŸ'da evladı fatihan ile o al bayrağı semaya taşıdık. Hiç kimse de bu konuda bizimle herhangi bir ÅŸekilde yarışmaya kalkmasın. KeÅŸke Sayın Bahçeli, tabi gelemez ya. Åžimdi 'gelemez' deyince Tunceli aklıma geliyor, bu sefer durmak istiyorum. Çünkü yol açtığı sonuçlar belli. Hadi gelmedin ama bari televizyondan seyret. O Diyarbakır, Diyarbekirli yiÄŸitlerin al bayrağı, AK Parti kongresinde binlerce kardeÅŸimizin katıldığı kongrede nasıl dalgalandırdıklarını gör. Batmanlı genç kızların al bayraktan nasıl bir koridor oluÅŸturduklarını gör. Biz o sevdayı Türkiye'nin her yerine nakış nakış iÅŸlemiÅŸiz. Nasıl Alpaslan'ın ordusunda Türk obaları, Kürt obaları, Zaza obaları, Anadolu'nun bütün obaları yan yana, bu ülkeyi bize vatan kılmak için savaÅŸmışsa, nasıl Selahaddin Eyyübi'nin ordusu Kudüs'e doÄŸru yürürken, aralarında Türkmen obaları, Kürt aÅŸiretleri, Arap aÅŸiretleri yan yanaysa, nasıl Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, Yemen'de omuz omuza, son nefeslerinde Kelime-i Åžehadet getirirken, onlar yan yana durmuÅŸsa, iÅŸte bir daha söylüyorum, Allah ÅŸahittir ki bu vatanın bu evlatları arasına fitne sokulmasına izin vermeyeceÄŸiz. Hiçbir ÅŸekilde izin veremeyeceÄŸiz. Rahatsız olanlar çıktı, al bayraÄŸa tevhid bayrağı diye. Evet, tevhid birliktir. Al bayrak bizim için Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sembolü olmak kadar Alpaslan'ın ordularının sembolüdür, Selahattin Eyyubi'nin sembolüdür. Ve bugün de dünyanın her yerinde mazlumların sembolüdür. Avrupa'da onurun, izzetin sembolüdür. Milliyetçilik, vatanperverlik, cumhuriyetçilik, özgürlükçülük ancak ve ancak bu ülkenin sembolünü yüceltmekle olur. IMF memuru karşısında müzakere masasına oturan Türk bürokratın arkasında al bayrak ne anlam ifade ediyordu, Somali'de bir kalemde Somali'yi inÅŸa etmek için 300 milyon doları bir yılda vererek Somali'yi ayağı kaldıranların arkasındaki al bayrak neyi temsil ediyor? Bunu düÅŸünsünler. Biz bu ortak ruhu ve ortak bilinci harekete geçirmeye devam edeceÄŸiz. Ortak dua, ortak kader, ortak tarih, ortak gelecek..." "Onların gönül dili yok, onların beden dili var" Diyarbakır'da yaptığı konuÅŸmadan hem MHP'nin hem HDP'in hem CHP'nin rahatsız olduÄŸunu belirten DavutoÄŸlu, "DoÄŸru yolda olduÄŸumuzun en iyi iÅŸareti budur. Çünkü onlar Diyarbakır üzerinden veya bu konuÅŸmalar etrafında aslında nasıl bir bölücü zihniyete sahip olduklarını ortaya koyuyorlar" dedi. DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti: "HDP rahatsız oldu. Çünkü 6-7 Ekim olaylarından sonra, Kobani kışkırtmasından sonra, oraya gelen AK Parti Genel BaÅŸkanı olarak, Diyarbekirlilerin beni nasıl coÅŸkuyla karşıladıklarını, binlercesinin salonu nasıl doldurduÄŸunu, nasıl al bayrakları dalgalandırdıklarını, Kürtçe ve Türkçe, nasıl 'Türk-Kürt kardeÅŸtir, ayrım yapan kalleÅŸtir' diye bağırdıklarını gördüler, rahatsız oldular. Diyarbakır'da da Batman'da da bu slogan atıldı, geçen hafta MuÄŸla'da, Aydın'da, TekirdaÄŸ'da da bu slogan atıldı. Åžimdi AK Parti siyaseti olmamış olsaydı, biz milleti birleÅŸtirmemiÅŸ olsaydık, muhtemelen o sloganları atan gençler, bir yerlerde karşılıklı çatışıyor olacaklardı. Åžimdi ise hepsi al bayrak altında kardeÅŸlik sloganları atıyorlar. Ä°ÅŸte bizim siyasetimizin kardeÅŸlik prensibi budur. Yine Kürtçe selamlamam dolayısıyla da MHP rahatsız olmuÅŸ. Ayrıca baÅŸka bir rahatsızlık daha var burada. HDP o bölücü anlayışın artık zemin kaybettiÄŸini görmekten rahatsız, MHP de Türkçe üzerinden sanki Türkçe'ye sahip çıkıyormuÅŸ gibi davranarak bazı yerleri tahrik ediyor. Kimse bize Türkçe dersi vermesin. Biz KaramanoÄŸlu Mehmet Bey'in diyarındanız. O Türkçe'yi biz bilir, biz konuÅŸuruz. Dünyaya biz yayarız. Gece gündüz Yunus Emre Kültür Merkezini dünyaya biz yaydık. Sizin döneminizde, bırakın Türkçe'yi dünyaya yaymayı, herhangi bir ÅŸekilde, Türkiye içindeki Türkçe eÄŸitim yapacak okullar konusunda bile bütçede ne durumda olduÄŸunuzu herkes biliyor. Ama rahatsız oldu. Neden biliyor musunuz? Onların gönül dili yok, onların beden dili var." "Birileri küçük hesaplar içine girdi" DavutoÄŸlu, son 10 gün içinde 5 il, Avrupa'da 4 ÅŸehirde temaslarda bulunduklarını hatırlatarak, kendileri vatandaÅŸlarla buluÅŸup dünyanın yatırım öncüleri, finans kuruluÅŸları ve önemli liderleriyle bir araya gelirken, "Türkiye'de birilerinin Ankara'nın dar koridorlarında küçük hesaplar içine girdiÄŸini" söyledi. Geçen hafta CumhurbaÅŸkanı baÅŸkanlığında Bakanlar Kurulu'nu topladıklarını, bunu hemen istismara yöneldiklerini belirten DavutoÄŸlu, buradan hareketle kendilerince küçük hesapları tahrikleri baÅŸlatmaya ve sürdürmeye çalıştıklarını kaydetti. "Bu kürsüden ve bir çok kürsüden de defaatle söyledim; CumhurbaÅŸkanımız ile tam bir uyum içindeyiz ve CumhurbaÅŸkanımız ile aramızdaki bu uyumun bozulmasına hiçbir ÅŸekilde izin vermeyiz" diyen DavutoÄŸlu, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: "Bizim siyasetimiz vefa siyasetidir. Bir dava ahlakı ve devlet geleneÄŸi içinde hareket ederiz. Bu sabah dahi Bahçeli, muhtemelen de de öÄŸleden sonra KılıçdaroÄŸlu aynı konuda istismar yapmaya çalışacaklar. Biz bütün bu kadrolar olarak yola birlikte çıktık ve istikametimiz de bellidir. Bu istikamet büyük ve yükselen güç Türkiye istikametidir. Bu istikametten bizi kimse koparamaz. CumhurbaÅŸkanımızın Bakanlar Kurulu'na ihtiyaç hissettiÄŸinde, talep etmesi halinde baÅŸkanlık etmesi anayasal bir yetkidir ve bu daha önceki CumhurbaÅŸkanları tarafından da kullanılmıştır. Åžimdi de aynı bizim kurucu genel baÅŸkanımız ve bu kürsüden bize yıllarca hitap etmiÅŸ bir CumhurbaÅŸkanı olarak, CumhurbaÅŸkanımızın bizimle bu kadar yakın temas ve çalışma temposu içinde olmasından daha doÄŸal bir ÅŸey yok. Kıskanmasınlar, kıskanmasınlar... Kimse herhangi bir ÅŸekilde CumhurbaÅŸkanımız ile benim, BaÅŸbakanlık ya da Bakanlar Kurulu arasında ihtilaf çıkacağı ve buradan hareketle de Türkiye'de siyasi kriz olup, onlara alan açılacağı hesabı içine girmesinler. Biz onların bildiÄŸi siyasetçiler deÄŸiliz. Biz onların bildiÄŸi devlet adamları deÄŸiliz. Biz hem dava ahlakını hem de devlet geleneÄŸini aynı kararlılıkla sürdürürüz. Yine bu çerçevede bir yetki çatışması olduÄŸundan bahisle birtakım istismarlara kalkıştılar. CumhurbaÅŸkanımız ile yaptığımız Bakanlar Kurulu toplantısı, tam bir istiÅŸare, fikir zenginliÄŸi içinde cereyan etmiÅŸtir ama bütün hesap sorma ve sorumluluk anlamında muhatap Bakanlar Kurulu'dur. Bu konuda olmaz ama ola ki eleÅŸtirilecek bir husus olursa hiçbir ÅŸekilde CumhurbaÅŸkanımız ilzam edilemez. Hesap verecek olan biziz. CumhurbaÅŸkanımız ile istiÅŸare ederek bu kararlı yola devam edecek olan biziz. Buradan herhangi bir ÅŸekilde siyasi istismar konusu çıkarmaya kimse yeltenmesin. 27 AÄŸustos'taki olaÄŸanüstü kongremizde ifade ettiÄŸimiz gibi bu kutlu yolun yolcuları arasında hiçbir fitneye izin vermeyiz. Kararlı ÅŸekilde yolumuza devam ederiz." "Hiçkimse özel yakınım deÄŸil" DavutoÄŸlu, konuÅŸmasını sürdürürken, slogan atan izleyicilere, "Konya'ya da bütün Türkiye'ye de selamlar. Artık benim için Konya ile herhangi bir vilayet arasında hiçbir ayırım yoktur. 81 vilayetin hepsindeniz, hepsine canımız feda. Geçen bir arkadaşımız bir mesaj getirdi, 'bir yakınınızmış' diye. Ona ÅŸunu söyledim; 'bundan sonra benim 77 milyon yakınım var. Hiçkimse özel yakınım deÄŸil. 77 milyon yakınım, 77 milyon kardeÅŸim var. Herhangi birisi yakınım derse yanlış yapar. Bu anlamda Konya'ya da bütün güzel vilayetlerimize de selam olsun" karşılığını verdi. "Genel Kurul'un ortak aklını temsil eden bir karardır" KonuÅŸmasında Dört eski Bakan ile ilgili TBMM SoruÅŸturma Komisyonu Raporu'nun geçen hafta Genel Kurul'daki görüÅŸmelerine iÅŸaret eden DavutoÄŸlu, raporun oylanmasıyla ilgili spekülasyonlar yapıldığını kaydetti. "SoruÅŸturma Komisyonu Raporu, TBMM Genel Kurulu'nda teyit edildi. Bu ne anlama geliyor? Bir kere ÅŸu anlama geliyor; 17-25 Aralık operasyonlarının bir darbe teÅŸebbüsü olduÄŸunun Genel Kurulumuzca da tescil edildiÄŸi anlamına geliyor" diyen DavutoÄŸlu, birincil mahkemeden alınan takipsizlik kararının Genel Kurulca da tescil edildiÄŸi anlamına geldiÄŸini belirtti. DavutoÄŸlu, ÅŸöyle konuÅŸtu: "Birincil mahkemelerde alınan takipsizlik kararında herhangi bir siyasi boyut olmadığı gibi, SoruÅŸturma Komisyon Raporu'nun TBMM Genel Kurulu'nun onaylamasında da herhangi bir siyasi boyut yoktur. Tamamıyla hukukidir. Bu konuda kim hukuka uygun davranmıştır? AK Parti davranmıştır. Yasal ve anayasal çerçeve der ki SoruÅŸturma Komisyonu'nda bulunanlar herhangi bir ihsası reyde bulunamaz. Yine bu yasal çerçeve der ki TBMM'de oylama yapılırken kimse, herhangi bir grup kararı alamaz, yönlendirmede bulunamaz ve herkes kendi özgür iradesiyle karar verir. Biz SoruÅŸturma Komisyonu esnasında hiçbir AK Parti'li yetkili; ne komisyon üyesi, ne genel baÅŸkan olarak ben veya parti yetkilimiz ihsası reyde bulunmadı. Hiçbir ÅŸekilde. Halbuki diÄŸer partilerin üyeleri, ihsası reyde bulundular. Suç iÅŸlediler. SoruÅŸturma Komisyonu neden vardır? Bir olayın olup olamadığını, bir suçun iÅŸlenip iÅŸlenmemiÅŸ olduÄŸunu araÅŸtırmak için vardır. BaÅŸtan kararınız belliyse niye o komisyona katılıyorsunuz? Bizden bir ihsası rey olmadı. TBMM Genel Kurulu'nda da oylamada da hiçbir ÅŸekilde baskı, yönlendirme yapmadık çünkü bu yasal suç olurdu ama diÄŸerleri baskıyla, yönlendirmeyle, birtakım kendi aralarındaki çalışmalarla belli kanaate doÄŸru Genel Kurulu yönlendirme çabasına girdiler. Dolayısıyla bizim TBMM Genel Kurulu'nda çıkan bu karar, Genel Kurul'un ortak aklını temsil eden bir karardır." "Bu röportajın bir ibret vesikası olarak saklanmasını tavsiye ediyorum" DavutoÄŸlu, dikkat çekmek istediÄŸi bir baÅŸka konuya iÅŸaret ederek, ÅŸunları kaydetti: "Nasıl bir koalisyonla karşı karşıya kaldığımız hususunda... Hani ÅŸu Hazreti Peygamber'e hakaret eden karikatürü basan gazete var ya. Hani Ergenekon, Balyoz davalarına sahip çıkan o gazete var ya... Bir kaç gündür dönemin savcısı... 'Dönemin BaÅŸbakanı' dedikleri Sayın Recep Tayyip ErdoÄŸan bugünün CumhurbaÅŸkanı'dır, ama o, dönemin savcısıdır. O dönemin savcısıyla röportaj yapıyorlar. Nasıl bir koalisyon? Ergenekon, Balyoz, paralel çete yan yana ve arkalarında CHP. Bu röportajın bir ibret vesikası olarak saklanmasını tavsiye ediyorum. Son 1,5 yıldır iÅŸte böyle bir koalisyonla biz bir mücadele içindeyiz. Biz milletle beraberiz, onlar ise sadece AK Parti'ye zarar vermek için bütün ÅŸer odakları yan yana... Bütün ÅŸer odakları yan yana olsun, biz hayır yolundan ayrılmayacağız. Biz memleketin hayrı ve doÄŸruluÄŸu istikametinden ayrılmayacağız. Herhangi bir ÅŸekilde grubumuz içinde bunun ihtilaf konusu olduÄŸu hususunda kimse spekülasyona kalkışmasın. AK Parti grubu doÄŸru olanı yapmıştır. EÄŸer AK parti grubu blok olarak bir yönde hareket etmiÅŸ olsaydı, bu sefer de diyeceklerdi ki 'talimatla oy kullandılar.' Hayır. Bu Grubun bütün deÄŸerli mensupları, onurlu milletvekillerimizin hepsi kanaatlerini beyan ettiler, oylarını kullandılar. Hepsine de buradan saygıyla, selamla, kararları dolayısıyla takdirlerimi ifade ediyorum. Nihayetinde de AK Parti Grubu çoÄŸunluÄŸuyla bütün bu teÅŸebbüslerin bir ihanet, darbe teÅŸebbüsü olduÄŸunu ortaya koydu. " DavutoÄŸlu, bir izleyicinin "onlar batan bankaların hesabını versinler" diye laf atması üzerine, "Daha çok hesap soracağımız husus var onlardan, daha hesap soracağız" karşılığını verdi. 12 yılın Türk siyasi hayatı için uzun iktidar dönemi olduÄŸunu belirten DavutoÄŸlu, "Ama tarih için daha bizim yolumuzun önsözündeyiz. Ä°nÅŸallah daha nice 10 yıllar bu kervan yürüyecek ve hesap sorulması gereken herkesten de gerekli hesaplar sorulacak" dedi. "Avrupa'nın her yerinde büyük heyecan gördük" DavutoÄŸlu, Avrupa'daki Türk vatandaÅŸlarına da selam göndererek, "Çünkü onlar tahta bavullarla çıktıkları yolculuklarda ÅŸimdi Avrupa'nın her yerinde baÅŸları dik, onurlu bir ÅŸekilde var olmanın gururunu yaşıyorlar" diye konuÅŸtu. Avrupa'nın her yerinde büyük heyecan gördüÄŸünü ifade eden DavutoÄŸlu, "Avrupa'da nerede vatandaşımız varsa, büyük ÅŸehirlerde hepsini ziyaret edeceÄŸiz. Birlik ve beraberlik mesajını her yerde vermeye devam edeceÄŸiz. Avrupa'daki vatandaÅŸlarımızın baÅŸları dik olsun diye, onların kimse tarafından tahkir edilmesine izin vermemek için onları güçlü kılacak ÅŸekilde her türlü çalışmayı yapacağız" ifadelerini kullandı. Geçen hafta gerçekleÅŸtirdiÄŸi Brüksel, Londra ve Davos ziyaretlerine deÄŸinen DavutoÄŸlu, Brüksel'de AB'nin yeni yönetim kadrosuyla buluÅŸtuklarını ve kapsamlı görüÅŸmeler yaptıklarını anlattı. Bütün dosyaları detaylı bir ÅŸekilde ele aldıklarını belirten DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti: "Kararlılığımızı bir kez daha vurguladık. AB bizim için stratejik bir hedeftir. Ä°nÅŸallah öyle veya böyle bir gün mutlaka Türkiye AB'nin üyesi olacaktır. O vakte kadar da herkesin, Avrupa'daki her liderin her siyasi kesimin bilmesini istediÄŸim bir gerçek var Türkiye, Avrupa tarihinin bir parçasıdır. Avrupa geleceÄŸinin de sadece bir parçası deÄŸil, öncüsü olacaktır. Avrupa kıtasının tarihi de, geleceÄŸi de biz olmadan yazılamaz." DavutoÄŸlu, iktidara geldikleri dönemde Brüksel kulislerinde "Türkiye ekonomisi çok zayıf, sıkıntıları var ve AB'ye girerse Avrupa için yük olur" ÅŸeklinde konuÅŸmalar olduÄŸunu ifade ederek, ÅŸunları söyledi: "Kendi aralarındaki temel konuÅŸma üslubu veya temel argümanı buydu. 12 geçti ÅŸimdi Brüksel kulislerinde 'Türk ekonomisi Avrupa'ya göre çok güçlü Avrupa'ya girerse nasıl hazmedeceÄŸimizi bilemiyoruz' konuÅŸuluyor. GeldiÄŸimiz nokta bu. 12 yıl önce Türkiye'yi AB'ye almayanlar çok zayıf diye almıyorlardı, ÅŸimdi çok güçlü diye almak istemiyorlar. Elhamdülillah ister alsınlar, ister almasınlar biz güçlü olmaya devam edeceÄŸiz. Onların kapısında talepkar bir ÅŸekilde herhangi bir özel muamele istemeyeceÄŸiz, dilenmeyeceÄŸiz. Ama bilsinler ki eÄŸer AB birgün küresel güç olacaksa, demografisiyle, ekonomisiyle, kültürel çoÄŸulculuÄŸuyla küresel güç olacaksa bunun yolu Türkiye'den geçer. Bunun geleceÄŸi Türkiye'de, Ä°stanbul'da, Ankara'da yazılır. Bilsinler ki Türkiye AB üyesi olduÄŸunda AB hiçbir ÅŸey kaybetmeyecek. Ama üye olmazsa da Türkiye yoluna kararlı bir ÅŸekilde devam edecek ve bir gün AB üyeleri gelip, bu talebi kendileri dile getirecekler. Biz buna inanıyoruz. Kendi yolumuzda, tarihi yürüyüÅŸümüzde tam bir doÄŸru istikamet içinde yola devam edeceÄŸiz." "AK Parti dönemindeki baÅŸarı hikayesi gölgelenmek isteniyor Londra'da, Davos'da çok sayıda uluslararası finans kuruluÅŸlarıyla buluÅŸtuklarını, siyasi liderlerle görüÅŸtüklerini anımsatan DavutoÄŸlu, G20 Dönem BaÅŸkanı ve Türkiye Cumhuriyeti BaÅŸbakanı olarak hem Londra'da hem Davos'da önemli toplantılar yaptıklarını söyledi. DavutoÄŸlu, ÅŸunları söyledi: "Temel hedefimiz ÅŸuydu; yaklaşık 1.5 senedir Gezi provokasyonlarından sonra ülkemize dönük tam bir tezvirat yapılıyor, tam bir kara propaganda faaliyeti yapılıyor. Bu kara propaganda faaliyeti üzerinden Türkiye Cumhuriyeti'nin AK Parti dönemindeki baÅŸarı hikayesi gölgelenmek isteniyor. Bütün bakan arkadaÅŸlarıma, ilgili kurum yetkililerimize bir talimat verdim. Biz de dünyada seferberlik ilan ediyoruz. Birileri, ülkemizi karalamak için bu ihanet çeteleri ne yapıyorlarsa onların karşısında dünyanın her yerinde dolaşıp, gerçekleri anlatacağız ve Türkiye'nin baÅŸarı hikayesinin devam etmesi için elimizden gelen çabayı göstereceÄŸiz. Bu tezviratların arkasında aslında Ä°slam dünyasında, doÄŸuda tek baÅŸarı hikayesi olan AK Parti'nin baÅŸarı hikayesini gölgeleme çabası var. Birileri istiyor ki Ä°slam dünyası ya otoriter zalim rejimlerle anılsın ya da teröristlerle. Ä°ÅŸte dün Ä°slam dünyasının öncü isimlerini, ilim adamlarını Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanımızla birlikte kabul ettik. Bir karşı hamle baÅŸlatıyoruz. Ä°slam dünyasında kardeÅŸlik için mezhep ayrımcılığına karşı Ä°slam dünyasının barış selamını dünyaya iletmek için her alanda mücadele etmeye devam edeceÄŸiz." "Türkiye'ye olaÄŸanüstü bir ilgi var" Bütün bu tezviratlara raÄŸmen Londra'da ve Davos'ta uluslararası finans çevrelerinden Türkiye'ye olaÄŸanüstü bir ilgi olduÄŸunu vurgulayan DavutoÄŸlu, Ä°stanbul Borsası'nın Londra Borsası ile "Küresel ve bölgesel güç Türkiye" toplantısını tertip ettiÄŸini ve kendisinin bu toplantıda konuÅŸtuÄŸunu anımsattı. Londra Borsası ile Ä°stanbul Borsası'nın stratejik anlaÅŸma imzaladığını belirten DavutoÄŸlu, "Orada da ifade ettim; Ä°stanbul kadim ticaret yollarının merkezi bir ÅŸehirdir. Ä°pek Yolu'n merkez ÅŸehridir" dedi. DavutoÄŸlu, 3 yıl içinde Ä°stanbul Borsası'nın dünya borsa indekslerinde 30 kademe mesafe aldığına dikkati çekti. Finans kuruluÅŸlarıyla ve yatırımcı ÅŸirketlerle yaptıkları toplantılarda, Türk ekonomisinin baÅŸarısı konusunda ortak bir yaklaşım gördüklerini ifade eden DavutoÄŸlu, ÅŸöyle konuÅŸtu: "Ä°nÅŸallah önümüzdeki dönemde dış yatırımlarda büyük bir artış bekliyoruz. Neden? Ä°hracatımız 158 milyar doları aÅŸtı. Dünyanın her yerinde ihracat düÅŸerken, Türkiye daralan pazarlara raÄŸmen ihracatını artırdı. Enflasyon düÅŸüyor, faiz düÅŸüyor. Ortaya koyduÄŸumuz sektörel dönüÅŸüm programlara çok geniÅŸ bir ilgi bütün dünya ekonomik çevrelerinden Türkiye'ye yöneliyor. Ä°nÅŸallah önümüzdeki dönemde bu reform faaliyetleriyle birlikte ülkemizin ekonomi çıtasını gittikçe daha ileri düzeylere taşımaya devam edeceÄŸiz. Bu baÅŸarı hikayesi her surette devam edecek. Sadece Türkiye için deÄŸil, bütün mazlum milletler için Türkiye güzel bir örnek oluÅŸturma yolunda çabalarını sürdürecek. Kim ne derse desin bizim yurtdışı temaslarımızda gördüÄŸümüz gerçek ÅŸudur, Türkiye önümüzdeki dönemde dünyada yatırımları en çok çeken ülkelerin başında gelecektir. Onlar tezviratlarına devam etsin, biz yolumuza devam edeceÄŸiz. Ülkemizin geleceÄŸini aydınlatmaya bu aydınlık geleceÄŸi birlikte kurmaya devam edeceÄŸiz." "Türkiye'nin geleceÄŸini aydınlatma yürüyüÅŸümüz sürecek" BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, bir taraftan yurtıdışı temaslar ve yurtiçinde vatandaÅŸlarla buluÅŸtuklarını diÄŸer taraftan ise Ankara'da fitne odakları ile mücadele dışında, ekonomik ve sosyal hamlelere devam ettiklerini belirterek, "Sektörel dönüÅŸüm programları çerçevesinde, yarın 25 sektörel dönüÅŸüm programının insan ve sosyal odaklı son 7 eylem alanını ilan edeceÄŸiz. Onlar bu karanlık yolda devam ederken biz Türkiye'nin geleceÄŸini yapısal reformlarla aydınlatma konusundaki kararlı yürüyüÅŸümüzü devam ettireceÄŸiz" dedi. Geçen hafta ÅŸeffaflık paketini açıkladıklarını, bu konudaki çalışmaları sürdürdüklerini anımsatan DavutoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti: "Ä°lgili bütün taraflarla görüÅŸerek, Türkiye'de hukuk devletinin ve her bir sürecin en ÅŸeffaf ÅŸekilde yürümesi için 12 yıldır sürdürdüÄŸümüz çabaları bundan sonra da artırarak devam ettirmeye kararlıyız. 2015 kamu yatırım programını ilan ettik. 53 milyar liralık bu yatırım programında, yüzde 27.1 ile ulaÅŸtırma, yüzde 19 ile eÄŸitim, yüzde 12.8 ile tarım ön sıralarda. Bilim, teknoloji ve ar-ge çalışmalarını bu yatırım programlarında öne alacağız. Her grupta artık bazı müjdeleri paylaÅŸmak gelenek haline geldi. Yine burada deÄŸiÅŸik toplum kesimlerimize, vatandaÅŸlarımızın her birine deÄŸiÅŸim müjdelerimiz olacak. Geçen grup toplantısında ailenin ve dinamik nüfus yapısının korunması hususunda çalışan kadınlarımıza ve özellikle de yeni anne olmuÅŸ hanım vatandaÅŸlarımıza müjdeler vermiÅŸtik. Yine geçen grup toplantısı sonrasında esnaflarımızla buluÅŸtuk ve esnaflarımıza dönük çok önemli müjdeleri kendileri ile paylaÅŸtık. Zaten Halk Bankası kredilerinin yüzde 50'si hibe. Devrim mahiyetinde bir adım atıyoruz, kaybolmaya yüz tutmuÅŸ meslek alanlarında krediyi faizsiz kılıyoruz. Sıfır faizle esnaflarımıza yaklaşık 75 alanda kredi vereceÄŸiz. 3 yıllık ustalık belgesine sahip olup yeni iÅŸyeri açan bütün esnaflara sıfır faizle kredi veriyoruz. Ä°ÅŸte bereketlenen Türkiye bu. DüÅŸünün biz iktidara gelmeden hemen önce, esnaflar BaÅŸbakanlık önünde yazar kasa fırlatıyorlardı. Onların iktidarlarında oydu. Åžimdi ise binlerce esnafımız Ankara'da salonları doldurup hükümetimize teÅŸekkür mesajları ilettiler, biz de onlarla müjdelerimizi paylaÅŸtık. Faizlerin sübvansiyonu konusunda 600 milyon lira kaynak ayırdık, bunu 750 milyon liraya çıkardık. Bu 12-13 milyar dolarlık bir kredi hacminin esnaflarımızca kullanılması anlamına geliyor. Ayrıca Genel Kurul'da kabul ettiÄŸimiz Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'la esnaflarımıza çok önemli katkılar saÄŸladık. Bundan sonra herhangi bir alışveriÅŸ merkezi açıldığında bunun yüzde 5'i esnaflara ayrılacak, raiç bedelin dörtte biri kadar kira karşılığında ayrılacak. Ä°steriz ki büyük alışveriÅŸ merkezleri, esnaf geleneÄŸimizi boÄŸan, tehdit altına alan yeni büyük binalar haline dönüÅŸmesin, her yerde esnaflarımız kendi mesleklerini sürdürme imkanını devam ettirsinler. Yine esnaflarımız dışında özellikle tarım alanında TekirdaÄŸ ziyaretimizde bazı müjdeleri paylaÅŸmıştık. Åžimdi bir liste halinde, sadece TekirdaÄŸ'da paylaÅŸtıklarımızı deÄŸil, yeni unsurlarla bu müjdeleri sizlere iletmek istiyorum. TekirdaÄŸ'da pirincin KDV oranını yüzde 8'den yüzde 1'e düÅŸürme kararımızı açıklamıştık. Dün Bakanlar Kurulu kararıyla bunu uygulamaya geçiriyoruz. Soya ve kanolada, sözleÅŸmeli üretime yönelik 2014 yılında baÅŸlattığımız dönüm başına 10 TL ilave desteÄŸi bu sene 15 liraya çıkartıyoruz, ayçiçeÄŸini de bu destek kapsamına alıyoruz. Mazot ve gübre desteÄŸini artırıyoruz. Bu sene mazot desteÄŸini yüzde 5, gübre desteÄŸini yüzde 10 artırıyoruz. Ä°lk defa bizim dönemimizde baÅŸlatılan sertifikalı fidan hibe desteÄŸini bu sene yüzde 50 daha artırıyoruz. Ä°yi tarım uygulamaları kapsamında süs bitkileri, itrı ve tıbbi bitki üretim yapan çiftçilerimize dönüm başına 100 TL destek veriyoruz. Kırmızı mercimek, nohut, kuru fasulyeye verdiÄŸimiz prim desteÄŸini bu sene yüzde 100 artırıyoruz." BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, iktidarları döneminde baÅŸlatılan sertifikalı tohum kullanım desteÄŸini de bu sene artırdıklarını ifade ederek, "Kırmızı mercimek, nohut, kuru fasulyede yüzde 20, buÄŸdayda yüzde 13, arpada yüzde 42, yoncada yüzde 25, korunga ve fidede ise yüzde 40 artırıyoruz. Meyve üreticilerimize saÄŸladığımız fide desteÄŸini, sanayi ve ihracata yönelik yeni çeÅŸitlerde yüzde 50 artırıyoruz. 42 ilimize IPARD hibe fonu kapsamında 3 milyar TL kaynak aktardık ve vatandaÅŸlarımız bunları kullanmaya devam etti. Önümüzdeki dönemde, gelecek 5 yıl için 3 milyar lira daha kaynak aktarmaya karar verdik. Süt ve et üreten iÅŸletmelere yatırımda hibe oranını yüzde 70'e çıkartıyoruz. Arıcılık, seracılık, yerel tarım gıda ürünleri, el sanatları, kırsal turizm ve kültür balıkçılığı yatırımlarında yüzde 50 olan hibe oranını yüzde 65'e çıkarıyoruz. Belediyeler, il ile özel idareleri ve organize tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinin yenilenebilir enerji yatırımlarını yüzde 100 hibe ile destek kapsamına alıyoruz. Tarımda büyük bir hamlenin yeniden baÅŸlaması için çaba sarfediyoruz" diye konuÅŸtu. "Mektupta, tarım desteklerinin tamamıyla kaldırılacağına dair ifadeler vardı" BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, MHP Genel BaÅŸkanı Devlet Bahçeli'nin, tarımsal desteklerin yetersiz olduÄŸunu söylediÄŸini ifade ederek, onların iktidarında iki MHP'li bakan ve Kemal DerviÅŸ imzasıyla Dünya Bankası'na yazılan bir mektup olduÄŸunu söyledi. Bu mektupta, tarım desteklerinin tamamıyla kaldırılacağına ve durdurulacağına dair ifadeler olduÄŸunu kaydeden DavutoÄŸlu, "Onların iktidarları döneminde tarımın hali budur. Tarım destekleri yok mesafesine inmiÅŸtir. Ayrıca, tarımsal gayri safi yurt içi hasıla, MHP iktidarında 33.8 milyar dolardan yüzde 34 azalarak 23.7 milyar dolara düÅŸmüÅŸtür. Biz aldığımızda 23.7 milyar dolar idi, bizim dönemimizde 61.8 milyar dolara çıktı. Ä°ÅŸte aradaki fark bu" dedi. MHP iktidarında, gayri safi milli hasıladaki payı itibariyle de tarımsal kiÅŸi başına düÅŸen milli gelirin bin 450 dolardan bin 64 dolara düÅŸürüldüÄŸünü belirten DavutoÄŸlu, AK Parti iktidarında ise Türkiye'nin en fazla tarım üretimi gerçekleÅŸtiren dördüncü ülke konumundan birinci ülke konuma geldiÄŸini bildirdi. BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, gelecek dönemde çiftçilere dönük müjdelerinin devam edeceÄŸini belirterek, ÅŸunları kaydetti: "Bütün bu ürünlerde ve diÄŸer kapsamlarda çiftçilerimizin geleceÄŸi anlamında hangi adımlar atılması gerekiyorsa, bunları da atmaya kararlıyız. Bugün tarım ve esnaf kesimi dışında önemli bir müjdemiz de denizcilik sektörüne. Denizcilik sektörüne yönelik hazırladığımız iki yeni önemli desteÄŸi sizlerle paylaÅŸmak istiyorum. Bu desteklerle deniz ticaret filomuzu güçlendirmeyi, navlun bağımlılığımızı azaltmayı ve ihracata yönelik gemi inÅŸasını arttırmayı planlıyoruz. Akdeniz ve Karadeniz'de kıyısal taşımacılıkta kullanılan koster tipi gemilerde bir zamanlar ticari hakimiyet kurmuÅŸ, çok önemli bir aÅŸamaya gelmiÅŸtik. Ancak filomuzdaki 235 adet kosterin yaÅŸ ortalaması 28'e yükseldi ve bu gemiler ekonomik ömrünü tamamladı. DenizciliÄŸin kobileri niteliÄŸindeki koster iÅŸletmeciliÄŸini teÅŸvik etmek amacıyla, hurda desteÄŸi verme kararı aldık. Buna göre, filosunu yenilemek amacıyla eski gemisini hurdaya çıkaran iÅŸletmelere, geminin hurda deÄŸeri kadar ilave bir hibe desteÄŸi saÄŸlayacağız. Gemi sanayimizin ihracata yönelik almış olduÄŸu sipariÅŸlerin teminat sorununu da kredi garanti fonu kefaletini devreye sokarak çözeceÄŸiz. Bu uygulama ile bir milyar liralık ilave destek saÄŸlayarak, 5 milyar liralık projeye teminat vermiÅŸ olacağız. Bakanlar Kurulu'nda her hafta bir sektörü özellikle mercek altına alıyor, onun üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerde de iki sektörümüzle ilgili çok özel çalışma yapma kararı aldık. Bugün öÄŸleden sonra inÅŸaat sektörünün bütün önemli firmaları ile biraraya geleceÄŸiz. Önü açık olarak inÅŸaat sektörümüzün sorunlarını tartışacağız, ne ihtiyaç varsa ki inÅŸaat sektörü lokomotif sektörlerimizdendir. Ä°stihdam konusunda ne ihtiyaç varsa onları, onlarla birlikte görüÅŸecek ve inÅŸaat sektörü baÄŸlamında atılacak adımları da kararlaÅŸtıracağız." Turizm sektörüne müjdeler Ahmet DavutoÄŸlu, dün Bakanlar Kurulu'ndan sonra turizm sektörünün bazı temsilcileri ile biraraya geldiÄŸini, cuma günü de turizm sektörünün önemli temsilcileri ile tekrar biraraya geleceÄŸini söyledi. Turizm sektörüne de çok önemli müjdeleri cuma günü vereceÄŸini kaydeden DavutoÄŸlu, "Özellikle Rusya'da yaÅŸanan kriz, Avrupa'daki ekonomik daralma dolayısıyla turizm sektörünün olumsuz etkilenmemesi için alınacak tedbirler konusunda çok ciddi adımlar atacağız. Aramızdaki fark bu. Onlar acaba Ankara'da hangi oyunlarla AK Parti'nin hızını kesebiliriz diye planlarken, biz Türkiye'nin her yerinde vatandaÅŸlarımızı nasıl buluÅŸtururuz, aynı sembolleri, aynı ruhu, aynı dili nasıl geliÅŸtiririz, Avrupa'daki vatandaÅŸlarımıza nasıl sahip çıkarız, AB ile iliÅŸkilerimizi nasıl geliÅŸtiririz, dünyaya Türkiye'yi nasıl daha iyi anlatırız diye bir çaba içindeyiz. Ama en önemlisi de müjdeler veriyoruz. Onlar karar haberler veriyor, biz müjdeler veriyoruz. Onlar karanlık bir gelecek için oyunlar kuruyor, biz AK bir geleceÄŸe AK Parti kadroları ile yürüyoruz. Haziran seçimleri yaklaÅŸtıkça bu oyunlar artacak. Biz bunları bilerek bu yola çıktık. Haziran seçimleri yaklaÅŸtıkça, onların kara planları çerçevesinde tezviratları, fitne çalışmaları artacak ve kendi aralarında koalisyon kurarak AK Parti'yi bir ÅŸekilde baÅŸarımız kılmaya çalışacaklar. Biz de onlara inat birliÄŸimizi ve beraberliÄŸimizi koruyacağız. AK Parti'nin çelik yürekli grubu, önümüzdeki dönemde de destan yazmaya devam edecek. AK Parti teÅŸkilatının Türkiye'nin her bir köÅŸesine yayılmış o yiÄŸit neferleri, ÅŸimdikinden daha fazla çalışacak. Onlar kara bir gelecek planlaması yaparken, AK bir geleceÄŸe ak kadrolarla yürümeye devam edeceÄŸiz" diye konuÅŸtu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.