MODERNLEŞEN KEÇE
Eski tarihlerde sadece çoban kepeneği ve yer sergisi üretimi için kullanılan keçe, şimdilerde Hatice Kübra Berberoğlu’nun tabiriyle ‘akıllarına gelen her şeyi uyguladıkları bir sanat dalı’. Keçenin bilinmeyen birçok faydasıyla birlikte Sufi geleneğiyle olan mistik boyutunu, atölyelerinde keçeden harika ürünler yapan Berberoğlu ailesinden Hatice Kübra Hanım’la konuştuk.
KLASÄ°K KEÇEDEN MODERN KEÇEYE
Akıllarına ne gelirse ÅŸimdilerde keçeye uyguladıklarını söyleyen Hatice Kübra BerberoÄŸlu; “Keçecilik benim kayınpederimin mesleÄŸiydi. Kayınpederim klasik keçeciydi, yani çoban kepeneÄŸi ve yer sergisi üretiminde keçeyi kullanıyordu. Klasik keçe, eskisi kadar üretilmez oldu, bir duraklama dönemine girdi. Keçe modernleÅŸmeye baÅŸladı, bambaÅŸka bir dünyaya girdi. EÅŸim de sonradan keçeye merak saldı ve ilk sikke denemeleriyle baÅŸladı. Åžimdi otuzdan fazla çeÅŸitte üretimimiz var” dedi.
KEÇE Ä°NSANLARIN BULDUÄžU Ä°LK TEKSTÄ°L PARÇASI
Keçenin gerek Kuzey Avrupa gerekse Orta Asya’da kullanımının çok fazla olduÄŸunu söyleyen BerberoÄŸlu ;“Keçe kullanımı tüm dünya da yaygın ama biz Türkler göçebe hayat tarzından geldiÄŸimiz için keçeyi çok daha fazla kullanmışız. Keçe yün liflerinden üretiliyor. Tüm hayvan lifleri keçeleÅŸmeye müsait ama keçeleÅŸme için en uygun yün koyun yünü. Kısa lifli ve ince mikronlu olması koyun yününü keçe için ideal yapıyor. Biz hem ithal hem yerli yün kullanıyoruz. Ä°thal yün daha ince bu yüzden çalışmak daha kolay oluyor” dedi.
“YAPABÄ°LECEĞİMÄ°Z TON SAYISI BÄ°N”
Yünün aÅŸamalarını kendi imalathanelerinde yaptıklarını belirten BerberoÄŸlu; “KeçeleÅŸme iÅŸlemi için zeytinyağı, sabun ve sıcak su kullanılıyor. Zeytinyağının doÄŸal asitleri keçe uçlarını birbirine çekiyor ve sonrasında yapılan keçe dövme iÅŸlemiyle keçe elde ediliyor. Boyama iÅŸlemini de eÅŸim boyahanede kendi yapıyor. Yünün boyamasını kaliteli kıyafet boyalarıyla yapıyoruz. Åžu an çalıştığımız renk sayısı yüz ama yapabileceÄŸimiz ton sayısı bin” dedi.
“ZEVKLÄ° BÄ°R SANAT”
Keçenin çok ilginç bir obje olduÄŸunu söyleyen Hatice Hanım; “Keçe iÅŸi zor, sabır istiyor ama çok zevkli. Keçe insanı kendine baÄŸlıyor, isteseniz de bırakamıyorsunuz. Yapım aÅŸamasında çalışma disiplini, belli bir uyum ve ritim istiyor. Ä°nsanın hayatına da bir uyum getiriyor, yaratıcılığı arttırıyor. Renklerle desenleme aÅŸamasında zihni rahatlatıyor, terapi gibi” ifadelerini kullandı.
“HEM NEMÄ° DENGELÄ°YOR, HEM RADYASYONU ALIYOR”
Keçenin kendine özgü birçok faydası olduÄŸunu da dile getiren BerberoÄŸlu; “Keçe stresi alır, ortamdaki negatif enerjiyi yok eder. Ortamın nemini dengeler, radyasyonu alır. Göçebe kültürde yaÅŸayan atalarımızın, keçeyi çadır, halı ve kıyafet olarak kullanmasının çok önemli bir sebebi var. Yılan ve akrep gibi zehirli hayvanlar, keçe üzerinde hareket edemezler ve keçeye yaklaÅŸamazlar. Bu sebeple çobanlar, keçeden yapılma kepenek giyerler, çadırlar ve halılar keçeden yapılırmış. En önemli özelliklerinden biride sıcak tutuyor olması. Eskiler termos niyetine keçe kullanırlarmış” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
“KEÇEDE TEKNÄ°K FAZLA”
Keçede çok farklı teknikler kullandıklarını dile getiren BerberoÄŸlu; “Keçeye uygulanan teknikler çeÅŸitli. Yünü tek kat yaptığımız zaman pek saÄŸlıklı olmuyor. Keçeyle kumaşı birleÅŸtiriyoruz. KumaÅŸla yünü birleÅŸtirirken sabunlu su kullanıyoruz. Süsleme kısmında dikiÅŸ kullanılıyor ama onun dışındaki birleÅŸtirmelerde keçe için sabunlu su yeterli oluyor. Uygulama kısmında sündürme, iÄŸneleme tekniklerini kullanıyoruz. Yünden desen kesip tekrar yünün üstüne birleÅŸtirme yaptığımız nakışlık tekniÄŸini çokça uyguluyoruz. Keçe iÅŸleme iÅŸi bittikten sonra en son yıkıyoruz ve ütüleyip iÅŸlemi bitiriyoruz” dedi.
KEÇENÄ°N MÄ°STÄ°K BOYUTU
Keçenin tasavvufta da önemli bir yerinin olduÄŸunu söyleyen BerberoÄŸlu; “Tasavvufta keçe; Ä°nsan-ı Kamil’i, yün de insanı temsil ediyor. Suf Arapça yün demektir bu yüzden derviÅŸlere aynı zamanda “suf”dan türetilmiÅŸ “sufi” denilirmiÅŸ. Sufi ise “yün elbise giyen” anlamına geliyor. Yünün keçe olmak için çıktığı çileli yolculuÄŸu, insanın Ä°nsan-ı Kamil olmak için çıktığı meÅŸakkatli yolculuÄŸa benzetilir” dedi.
“YÜN VE Ä°NSAN”
Yünün ustasının elinde, hasırın içinde keçeleÅŸmesini, insanın egosunu yok etmesine benzeten Tasavvuf geleneÄŸinde keçeyi anlatan BerberoÄŸlu; “Koyun yünü serttir ve ÅŸekle girmesi zordur. Kuzu yünü ise yumuÅŸak, ince telli ve istediÄŸiniz ÅŸekle girmeye hazırdır. Yünler, önce kirlerinden arınması için yıkanır. Anadolu’da çamaşır ve yün yıkamak için kullanılan ve “tokuç” adı verilen tahtayla vurularak yapılır bu iÅŸlem. Tıpkı yün gibi insan da hayatında yüzlerce tokuç yer; egosundan, günahlarından kirlerinden temizlenmesi için. Temizlenen ve taranan yün, kamıştan örülmüÅŸ bir hasırın üzerine düzgün bir ÅŸekilde serilir, biraz su serpilir ve hasırla beraber rulo halinde sarılır. Bu rulo sıkıca baÄŸlandıktan sonra ustası baÅŸlar göÄŸsüyle ruloyu ezmeye. Yünün ustası, insanın mürÅŸidini temsil eder. Keçe olma yolunda yünü hizaya sokan usta gibi, Ä°nsan-ı Kamil olmada da insana mürÅŸidi yol gösterir. Kamış hasır da Mevlana’ya göre “ney”i temsil eder. DerviÅŸ’in ney sesiyle kendinden geçmesi gibi yün de hasırla kendinden geçer; binlerce bir iken, o hasır içinde çile çeken yün tek bir olur” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
“HUU” NÄ°DALARIYLA KEÇEYünü keçe yaparken büyük bir güç harcandığını belirten BerberoÄŸlu; “Sonra hasır açılır, keçeleÅŸen yün daha saÄŸlam ve daha dayanıklı olsun diye sabunlu su dökülür ve usta bu sefer ayakları altında ruloyu döndüre döndüre ezmeye baÅŸlar. Su ve sabun, insanın imanını kuvvetlendirmesi için çektiÄŸi zikirleri, ibadetleri gibidir. Yünü keçeleÅŸtiren su ve sabun gibi, ibadet ve zikir de imanı kuvvetlendirir. Yün döndükçe kendinden geçer. Mevlevi derviÅŸinin sema yapması gibi döner de döner yün rulosu. Bu sırada sadece yün deÄŸil, usta da çile çeker. Yünü keçe yaparken büyük bir güç harcamaktadır çünkü. Derin nefes alıp verirken, aÄŸzından ‘Huuu, Huuu, Huuu…’ nidaları çıkar” dedi.
“HAM Ä°KEN PÄ°ÅžMEK “Bir saat daha böyle çile çeken keçenin artık piÅŸme vaktinin geldiÄŸi söyleyen Hatice Hanım; “Bu sefer usta göÄŸsüyle ya da ayaklarıyla deÄŸil, elleriyle yünü adeta okÅŸar. Sıcak su ve sabunla yünü elleri arasında ovar. Ona alması gereken ÅŸeklini verir. Bu dönem çok hassastır, keçenin varlığının farkına vardığı, saÄŸlamlaÅŸtığı dönemdir. Artık ne yılan ne akrep ne de baÅŸka bir zehirli hayvan ona yaklaÅŸabilecektir. Ä°manı ve aÅŸkı kuvvetlenen, imanını hiçbir ÅŸeyin yıkamayacağı saÄŸlamlığa ulaÅŸan insan gibi olacaktır. Ham iken, olacak yani piÅŸecektir” ÅŸeklinde keçenin tasavvufi kısmı üzerine dikkatleri çekti.(Åžehr-i Beyza OK)
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.