'Müzisyenlerin durumu pek parlak değil'
MFÖ grubunun üyelerinden usta müzisyen Fuat Güner, "Artık plaktan veya cd'den para kazanma devri bitti. Sahnede çalıp söylüyorsanız, oradan para kazanıyorsanız ne ala." dedi
MFÖ grubunun üyelerinden usta müzisyen Fuat Güner, müzik piyasasında dijital bir dünyaya girildiğini belirterek, "Artık plaktan veya cd'den para kazanma devri bitti. Sahnede çalıp söylüyorsanız, oradan para kazanıyorsanız ne ala. Yoksa müzisyenlerin durumu pek parlak değil. Çözüm maalesef yok." dedi.
Geride bıraktığı 50 yıllık kariyerine birçok solo ve grup albümü sığdıran Fuat Güner, MFÖ ile sürdürdüğü çalışmalarının yanı sıra halen oyunculuk ve müzik prodüktörlüğü yapıyor.
Reklam, film ve dizi müziklerinde de imzası bulunan 71 yaşındaki sanatçı, TRT 2'de yayınlanan "Aramızda Müzik Var" programında ise dünya müzisyenlerini ağırlıyor.
Güner, ünlü sanatçılarla kendi yaşadıkları ülkede sohbet edip onlarla birlikte şarkı söylediği programda, o ülkenin sanatsal ve kültürel alanlarını da tanıtıyor.
MFÖ ile birlikte konserden konsere koşan Güner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, konserler ve televizyon programı çekimlerinden başka bir şeye vakit ayıramadığını belirterek, "Haftada bir-iki tane konser, onun dışındaki günlerde de hemen yurt dışına 3-4 gün gidip bu programı çekmek... Yani her günüm sabahtan akşama kadar dolu ama bundan çok büyük keyif ve mutluluk duyuyorum." diye konuştu.
"Zorluklardan keyif alıyorum"
Güner, yapımcılığını ve yönetmenliğini İpek İyier'in üstlendiği "Aramızda Müzik Var" adlı programın her cumartesi 11.30'da yayınlandığına dikkati çekerek, bu güne kadar Mark Eliyahu, Ara Malikian, Gheorghe Zamfir, Natacha Atlas, Monica Molina, Loreena Mckennitt, Antonis Remos ve Paco Pena'yı konuk ettiğini dile getirdi.
TRT 2'nin yeniden açılmasından duyduğu memnuniyeti anlatan Güner, şöyle devam etti:
"Direkt kültür ve sanat üzerine bir kanal. Hiçbir reyting endişesi olmadan yayın yapan bir kanal. Benim çok hoşuma gidiyor böyle bir şeyi duymak. Programı keyifle yapıyoruz. 40 dakikalık bir program, bunun yarısında o şehrin kültürel ve sanatsal yerlerini tanıtıyoruz, 20 dakikasında ise sanatçıyla hem sohbet ediyoruz hem beraber iki parça çalıp söylüyoruz. Kimi zaman Fransızca, kimi zaman İngilizce, kimi zaman İspanyolca, kimi zaman İtalyanca vokal yapıyorum. Öğreniyorum, çalışıyorum. Kolay olmuyor ama ben böyle zorluklardan keyif alıyorum. Lisana karşı biraz kabiliyetim olduğu için bana biraz ilginç de geliyor. Mesela Yunanistan'da Antonis Remos'la yaptık. Yunanca oturdum ezberledim. Adamın yanında Yunanca vokal yapınca o da şaşırıyor tabii. Hem keyif alıyorum hem güzel bir kültür sanat programı oluyor."
Güner, tecrübenin öneminden bahsederek, "Her gün öğrenmek durumundasınız. 'Öğrenmem bitti, ben artık bir şey öğrenmiyorum.' dediğiniz anda bence yaşam sevincinizi yitirirsiniz. Ben hala bir şeyler merak ediyorum, hala bilmece çözüyorum hiç üşenmeden. Belki bilmediğim bir şey vardır, onu öğrenirim diye. Müzikte Paco Pena gibi dünya çapında virtüöz bir flamenko üstadıyla çalmak başlı başına heyecan verici bir olay. Onun tarzı size çok uzak, siz onun tarzında hiç gitar çalmamışsınız mesela. Ona eşlik edeceksiniz ve oturup çalışıyorsunuz. Size yepyeni ufuklar açıyor." ifadelerini kullandı.
"5846 sayılı kanunun çıkmasında katkım var"
Müzikte telif konusuna değinen sanatçı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun çıkmasında katkısı bulunduğunun altını çizdi.
Güner, İngiltere ve Fransa'dan konuyla alakalı kitaplar çevirdiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Rahmetli Atilla Özdemiroğlu'yla beraber 7 sene büyük emek verdik. O başkandı ben başkan yardımcısıydım ve MESAM'ı (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği) 50 bin liralardan 10 milyon liralık tahakkuklara çıkartabildik. Müzik camiasında ilk defa telif diye bir şey gerçekleşti ve çalışmaya başladı. Bugün hepsinden olmasa bile bazı oteller ve AVM'lerden telif toplanabiliyor. Sinema salonlarından, birçok mekandan alınması gerekiyor. Telif haklarının tahsilatı olarak yüzde 100 her yere ulaştığımız söylenemez ama bugün MSG (Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği) olsun MESAM olsun yılda yaklaşık 40-50 milyon lira civarında bir telif tahakkuku dağıtıyorlar. Bunun esas rakamı 350-400 milyon liralarda olması lazım."
Müzik piyasasında dijital platformlara yönelimden dolayı sanatçıların albüm gelirlerinin azaldığını söyleyen Güner, "Artık plaktan veya cd'den para kazanma devri bitti. Sahnede çalıp söylüyorsanız, oradan para kaza kazanıyorsanız ne ala. Yoksa müzisyenlerin durumu pek parlak değil. Çözüm maalesef yok. Başka bir dünyaya, dijital bir dünyaya girdik. Bugün gelen paralarla bir şey yapamazsınız, çok fazla tıklanmanız lazım. 100 milyon, 200 milyon, 1 milyar falan tıklanmanız lazım. Herkesin takdirine bırakıyorum, o da o kadar kolay mı? Kaç kişi 1 milyar tıklanıyor?" şeklinde konuştu.
- Yarınki programın konuğu Macar besteci ve piyanist Havasi
Güner, "AGU" isimli MFÖ albümünde "Milli Park" şiirine yer verdikleri şair İsmet Özel'e geçmiş olsun dileklerini ileterek şu değerlendirmede bulundu:
"Çok önemli bir şairdir. Çok özel bir insan, çok özel bir adam. Yazdığı şeyleri herkes yazamaz. Yavaş yavaş herkesin sağlık sorunu bir gün olabiliyor. Benim de oldu. Ben de kaç kere bypass ameliyatı, trafik kazası geçirdim. Allah'tan iyi doktorlarımız var, çok da iyi bakıyorlar."
"Aramızda Müzik Var" programının ilerleyen bölümlerinde Jordi Savall, Evgeny Grinko ve David Garrett'in konuk olduğu bölümler yayınlanacak.
Programın yarın yayınlanacak yeni bölümünde ise Fuat Güner'in TRT 2 ekranlarındaki konuğu Macar besteci ve piyanist Balazs Havasi olacak.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.