BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, Çanakkale Åžehitler Abidesi'ndeki törende yaptığı konuÅŸmasına, bu toprakları vatan kılan, asırlarca bu topraklar için canını feda etmiÅŸ, kanını dökmüÅŸ bütün ÅŸehitleri andıklarını belirterek baÅŸladı. Åžehitlere Allah'tan rahmet dileyen DavutoÄŸlu, ''SavaÅŸlar vardır, sadece iki tarafı ilgilendirir. Meydan muhaberelerine çıkıldığında iki tarafın, iki milletin kaderiyle ilgilidirler. SavaÅŸlar vardır, bir milletin diÄŸer milletlerle olan mücadelesini yansıtır. SavaÅŸlar vardır, bir milleti, iki milleti deÄŸil, birçok milletin kaderini aynı anda etkiler'' dedi. Birinci Dünya Savaşı'nın birçok milletin kaderini aynı anda etkilediÄŸi için ''Cihan Savaşı'' olarak adlandırıldığını söyleyen DavutoÄŸlu, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü: ''Ama Birinci Dünya Savaşı'ndaki bütün cepheleri dolaÅŸsanız Galiçya'yı, Mısır Cephesini, Irak Cephesini, Avrupa'daki cepheleri... Hiçbir cephe yoktur ki Çanakkale Cephesi gibi, bu topraklar gibi gerçek anlamda Cihan Savaşını temsil etmiÅŸ olsun. DiÄŸer cephelerde savaÅŸan tarafların sayıları bellidir. Ama Çanakkale'de, neredeyse o gün bilinen coÄŸrafyalardaki bütün milletler ya yan yana ya karşı karşıya gelmiÅŸlerdir. Bir tarafta sadece Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye ve vatanımızı savunmak için deÄŸil, kadim bütün deÄŸerleri, kadim medeniyetin bütün deÄŸerlerini savunan çok sayıda milletten oluÅŸan bir kahramanlar topluluÄŸu. Ama tek bir millet inancıyla bu toprakları savunanlar, bir kahramanlar topluluÄŸu. DiÄŸer tarafta yükselen bir sömürge düzenini yaÅŸatmak, yaymak ve dünyadaki geri kalan toprak parçalarını da sömürgeleÅŸtirmek için kadim kültürün merkezi sayılan Ä°stanbul'a doÄŸru yürüyen ordular, Ä°ngiliz, Fransız sömürge imparatorluklarının orduları.'' ''Cihan Savaşı olmasından hiçbir tereddüt yoktur'' SavaÅŸanların sadece iki millet olmadığını, iki zihniyet, iki anlayış, iki dünya telakkisi olduÄŸunu ifade eden DavutoÄŸlu, Mehmet Akif'in Çanakkale Åžehitleri'ini anlatırken yaptığı referanslarda da onun görüldüÄŸünü söyledi. BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, bu toprakları hiç görmemiÅŸ olan ama ruhuyla bu topraklarda olan Lahor'da Muhammed Ä°kbal'in Çanakkale ve Balkan ÅŸehitleri için yazdığı satırlarda da aslında savunmanın, sadece Çanakkale, Ä°stanbul ve Türk milletinin kaderi olmadığının, bütün bir insanlık tarihinin kadim kültürünün izzet ve onur mücadelesi olduÄŸunun görüldüÄŸünü kaydetti. Mehmet Akif ne hissetmiÅŸse Muhammed Ä°kbal'in de onu hissettiÄŸini, Hint Yarımadasındaki Müslümanlar, Asya'daki soydaÅŸlar ne hissettiyse Balkanlar'daki, Anadolu'daki, OrtadoÄŸu'daki, o zamanki vatan coÄŸrafyasındaki milletin unsurlarının aynı ÅŸeyi hissettiÄŸini belirten DavutoÄŸlu, bundan dolayı da savaşın gerçek anlamda bir Cihan Savaşı olmasından hiçbir tereddüt olmadığının altını çizdi. ''Kahramanlık destanına ihtiyaç vardı" Bir çok milletin kaderinin, Çanakkale BoÄŸazı'nda ve bu topraklarda belirlendiÄŸine iÅŸaret eden DavutoÄŸlu, "Her ÅŸeyden önce bizim kaderimiz, evet bizim kaderimiz" dedi. Herkesin evinde, ailesinde mutlaka Çanakkale ile ilgili bir atıf bulunduÄŸuna dikkati çeken DavutoÄŸlu, "Rahmetli anneannem ÅŸunu derdi, 'ben evlendiÄŸimde gencecik bir kız, deden de genç bir yiÄŸitti. Ama bir savaÅŸa gitti, tabii o rakamları tam bilmediÄŸi için, 10-15 yıl sonra geldi, yaÅŸlanmıştı'. Trablusgarp ile baÅŸlayan Büyük Taarruz ile biten 11 yıl vatanımızın her bir köÅŸesinden, milletimizin her bir ailesinden neferlerin cepe cepe dolaÅŸtığı bir dönemdi. Hepsini rahmetle anıyoruz" ÅŸeklinde konuÅŸtu. Ä°stanbul Lisesi'nin sarı-siyah renkleri DavutoÄŸlu, kendisini etkileyen ve milli bilinci kuvvetlendiren Ä°stanbul Lisesi'nin iki özelliÄŸinin bulunduÄŸuna iÅŸaret ederek, ÅŸunları söyledi: "Birisi sarı-siyah renkler. Nerden geldi diye, daha ilk adımı attığımızda, bize söylenilen Ä°stanbul Lisesi'nden Çanakkale'ye savaÅŸmak üzere giden 50 öÄŸrencinin, bir dönem öÄŸrencisinin hepsi Kabatepe'de ÅŸehit olunca, bu haber Ä°stanbul Lisesi'ne geldiÄŸinde, geride kalanlar önce Fatiha okurlar, sonra da lisenin kapılarını ve pencere pervazlarını siyaha boyarlar ve hepsi tekrar gönüllü olurlar. Lisenin duvarları sarı renk olduÄŸu için kapılar ve pervazlarla birlikte sarı-siyah renkleri hala Ä°stanbul Lisesi'nin sembol renkleri olur. Yine o lisede beni etkileyen ikinci husus, lise binasının Düyun-u Umumiye binası olmasıydı. Yani Osmanlı'yı çökerten dış borçların idare edildiÄŸi bina. Yani sömürgeci bir ekonominin hüküm sürmekte olduÄŸu bina. O büyük kapıları, kasa kapıları gördüÄŸümüzde, bir imparatorluÄŸun çökerken, iktisaden çökmüÅŸ yapısıyla direnirken kahramanca direnen bir milletin fertlerinin aynı mekanda buluÅŸması hepimizin ruhunda derin bir iz bırakmıştı." "Ölüme hazır bir milleti köle etmek mümkün deÄŸil" YaÅŸanılan her hatırayla Çanakkale Savaşı'nın milli bir kimlik oluÅŸturduÄŸunun altını çizen DavutoÄŸlu, o döneme kadar yenilgiler yaÅŸanırken, bozguna uÄŸranırken Çanakkale Savaşı ile bir anda milli psikolojinin deÄŸiÅŸtiÄŸini anlattı. DavutoÄŸlu, Çanakkale Savaşını idare eden baÅŸta Yarbay Mustafa Kemal olmak üzere bütün komutanların, daha sonra Ä°stiklal Harbi'nin paÅŸaları olduÄŸunu hatırlattı. "Çanakkale Savaşı, onlara ÅŸunu göstermiÅŸtir" diyen DavutoÄŸlu, "Ölüme hazır bir milletten daha güçlü bir irade yoktur. Ölüme hazır bir milleti köle etmek, esarete mahkum kılmak mümkün deÄŸildir. Ä°ÅŸte o inançtır ki bütün ordular dağılmışken, Mondros Mütarekesi, Sevr ile vatan toprakları parçalanmışken Kuvayımilliye ruhu tekrar ayaÄŸa kalkabildi. Emin olunuz ki eÄŸer Çanakkale Savaşı yaÅŸanmamış, bu kahramanlık destanı yazılmamış olsaydı Kuvayımilliye'yi o kadar kolay örgütleyebilmek de mümkün olmazdı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yıkılan bir imparatorluÄŸun mirası üzerinden ancak ve ancak Çanakkale Savaşı'nın birleÅŸtirici ruhuyla ayaÄŸa kalkabildi" ifadelerini kullandı. "Çanakkale ruhuyla tam ve bir bütün içinde ayakta duracağız'' DavutoÄŸlu, milletin kurduÄŸu bir devletten ve o devletin geleceÄŸe kararlı yürüyüÅŸünden bahsediliyorsa, herkesin Çanakkale ÅŸehitleri huzurunda ihtiramla eÄŸilmesi, onlara her an rahmetle dua etmesi gerektiÄŸini vurguladı. Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığının Türkiye'nin tüm camilerinde, sabah namazında buÄŸday çorbası ile "asker tayını" vermesinin ve dualarla ÅŸehitleri anmasının mühim olduÄŸunu belirten DavutoÄŸlu, ''Nasıl bizim idrakimiz, bilincimiz buralarda köklü bir gelenekten gelerek tekrar inÅŸa ve ihya edilmiÅŸse, savaÅŸtığımız düÅŸman askerlerinin de ülkelerinde aynı his yaÅŸandı'' dedi. Avustralya ve Yeni Zellanda baÅŸbakanları ve dışiÅŸleri bakanları ile her görüÅŸtüÄŸünde, bir dostluk halkası içinde, Çanakkale'yi andıklarını ifade eden DavutoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti: ''Avustralya ve Yeni Zellanda liderleri hep, 'eÄŸer bugün Yeni Zellanda ve Avustralya kimliÄŸi varsa, bu kimliÄŸi Çanakkale'ye borçluyuz' derler. Birçok milletin kaderi burada deÄŸiÅŸti. Birçok milletle burada farklı saflarda bulundu. Biraz önce bu kahramanlığı anlattığımız, bu kahramanlığını yaÅŸadığımız tabyalarda, o mevzilerde, o siperlerde, bugün vatan toprakları içinde bulunan Diyarbakırlısı da vardı, Ä°zmirlisi de vardı, Urfalısı da vardı, Edirnelisi de vardı, Tokatlısı da vardı, MuÄŸlalısı da vardı, Rizelisi de vardı, Mersinlisi de vardı. Akdeniz, Karadeniz, doÄŸu ve batı, Fırat kenarı ve Sakarya kenarında doÄŸanlar, YeÅŸilırmak'ta doÄŸanlar, Ceyhan'da, Seyhan'da doÄŸanlar, Toroslar'a selam vererek büyüyenler, AÄŸrı'ya selam vererek büyüyenler, o daÄŸlar, o nehirler adına geldiler. Ä°ÅŸte burada, bu kutsal topraklarda dersaadeti, yani devletin ve milletin kalbini, yüreÄŸini korumak için birlikte omuz omuza savaÅŸtılar. 100 yıl sonra bu milletin arasına nifak sokmak isteyenlere karşı ÅŸehitlerimizin huzurunda, Türkiye Cumhuriyeti ve hükümetimiz adına, Türk Silahlı Kuvvetleri adına, bir kez daha söz veriyoruz ki: Nasıl 100 yıl önce yazdığımız destan bir milli birlik saÄŸlamışsa emin olunuz ki bu toprakların milli birliÄŸi, bu milletin ebedi kardeÅŸliÄŸi, bu milletin mensupları olan, unsurları olan hangi etnik ve mezhebi kökeni olursa olsun bu topraklar için tüm vatandaÅŸlarımızın tarihteki kaderdaÅŸlığı için gece gündüz çalışmaya devam edeceÄŸiz. Kim bu milletin arasına nifak sokacaksa, sokmaya planlarsa onun karşısında Çanakkale ruhuyla tam ve bir bütün içinde ayakta duracağız. Yine bizim saflarımızda o zaman, bizim saflarımızda bulunan BoÅŸnak, Arnavut, Üsküplü, Kosovalı, Selanikli, Ä°ÅŸkodralı, Filibeli tüm Balkan coÄŸrafyasında eÄŸer bu topraklar kayboldu, ama Çanakkeli üzerinden Ä°stanbul düÅŸerse bizim bir daha geleceÄŸimiz olamaz diyen Balkan milletleri, burada bu topraklarda hem Ä°stanbul'u hem de Balkan Savaşı'ndan sonra kaybettiklerini burada da kaybetmemek için omuz omuza savaÅŸtılar. O ÅŸehit düÅŸmüÅŸ Balkan ÅŸehitleri için, Çanakkale'de ÅŸehit düÅŸmüÅŸ Kosavalılar, Bosna Hersekliler, Arnavutluklar olmak üzere, tüm Balkanlar için buradan da o gün nasıl kaderimiz ortaksa, bilinsin ki Türkiye Balkan coÄŸrafyasında barış için kardeÅŸlik için kaderi ortak kılmaya devam edecektir.'' "Bizim milletimiz savaÅŸtı mı mertçe savaşır, barıştı mı mertçe barışır" Bu sabah stadyumdaki törene girerken Irak'tan gelen ve Çanakkale ÅŸehitlerinin torunu olarak davet edilen Basra'daki aÅŸiretlerinin liderleri ile görüÅŸtüklerini dile getiren DavutoÄŸlu, '' Kimisi Sünni, kimisi Åžii'ydi, ama hepsi Çanakkale'ye Irak'tan gelerek bir kardeÅŸlik mesajı getirmiÅŸlerdi. 'Bizim dedelerimiz de savaÅŸmıştı' diyerek, dedeleri için dua etmiÅŸlerdi. Bu Halepliler için de hatta Yemen'den gelenler için de geçerlidir. Onun için OrtadoÄŸu'da barışın egemen olması, o zaman omuz omuza bizimle savaÅŸan o kardeÅŸlerimizin bugünkü torunları için ne yapmak gerekiyorsa yine yapmaya devam edeceÄŸiz. Biz tarih boyunca hiç bir zaman insanlık adına harekete geçmek gerektiÄŸinde tereddüt etmemiÅŸ evlatların torunlarıyız'' diye konuÅŸtu. Çanakkale savaşında omuz omuza verilen tüm kavimlerin, tüm toplulukların, bugün Türkiye'nin merhamet elini, ÅŸefkat elini, kudret elini hissetmek istediklerinde, her zaman onların yanında olacaklarını söyleyen DavutoÄŸlu, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü: ''Karşı taraftakiler... Ecdadımızın yiÄŸitçe savaÅŸtığı karşı taraftakiler. Ä°ngilizler, Fransızlar, Avustralyalılar, Kanadalılar, Yeni Zellandalılar ve daha niceleri. Onlarla ecdadımız mertçe savaÅŸtı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün daha sonra ifade ettiÄŸi gibi, onları da biz hep kahramanlar olarak andık, ölü toprakları onların kahramanlarının defnedildiÄŸi topraklar olarak gördük ve onların annelerine aynı yürekten sesleniÅŸle seslendik. Aslında bu örnek dahi, bugün safların karşı tarafında olan, mevzilerin karşı tarafında olan halklarla, devletlerle kurduÄŸumuz dostluklar dahi, insanlık için bir derstir. Bizim milletimiz savaÅŸtı mı mertçe savaşır, barıştı mı mertçe barışır. Yeter ki karşımızda savaÅŸacak yürekte mertler olsun, barış için barışacak yürekte mertler olsun.'' KonuÅŸmasında, Avustralya literatüründeki Ä°ngilizce okuduÄŸu bir mısrayı hatırlatan DavutoÄŸlu, ÅŸunları söyledi: ''Bir Avustralyalı anlatır. Der ki; 'tam da savaşın orta yerinde kısa bir ara verildiÄŸinde, iki siper arasında bir askerimiz kalmıştı. Bir Türk askeri, karşı taraftan beyaz bir bayrak çekerek ilerledi ve omzuna aldığı düÅŸman askerini bizim mevzilerin tarafına getirdi ve bıraktı.' Ä°ÅŸte insanlık dersi bu. Bugün savaÅŸ hukukunun her türlüsünü çiÄŸneyerek mazlumları kentlerde katleden yapılar, terör unsurları veya rejimler, Çanakkale'ye gidip bu insanlık dersinin almalıdır. Biz bu insanlık dersini vermiÅŸ olan ecdada bir kez daha hürmetle, saygıyla minnetle teÅŸekkür ediyoruz. Rahmetle anıyoruz onları. Elhamdülillah, alnımız açık dünyanın her yerinde bu milleti temsil ederken, salonlara girdiÄŸimizde, arkamızda o ecdadın mirasını hissettiÄŸimiz için, gönlümüzde o ecdadın yüreÄŸinin hislerini, kahramanlık duygularını hissettiÄŸimiz için başımızı hiç bir zaman eÄŸik olmadı.''
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.