Paralel diyanetler ülkeye paralel devlet kadar zarar verir

Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Mehmet Görmez, "Son zamanlarda içerisinden geçtiÄŸimiz bu zor süreçlerde, çeÅŸitli vesilelerle Diyanet Ä°ÅŸleri TeÅŸkilatını asrın fitnesi olan FETÖ ile iliÅŸkilendirmek, irtibatlandırmak en az 15 Temmuz kadar milletimize zarar verecek büyük bir fitnedir. Herkesi bu fitneden uzak durmaya davet ediyorum." dedi.

Görmez, yurt dışında görev yapan din hizmetleri müÅŸavirlerinin katılımıyla Sapanca'da bir otelde düzenlenen "Ä°slamofobiye Karşı Ortak Stratejiler" konferansında yaptığı konuÅŸmada, Diyanet Ä°ÅŸleri TeÅŸkilatının hem Türkiye'de hem de 7 kıtada tüm insanlığın hizmetinde olmasının büyük önem arz ettiÄŸini söyledi.

Gönül coÄŸrafyasına bakıldığında ülkeler için en önemli hususun, ülkelerdeki dini istikrar olduÄŸunu ifade eden Görmez, ÅŸöyle devam etti:

"Ülkelerin dini bütünlüÄŸü, din güvenliÄŸi artık o ülkelerin barışı, huzuru için olmazsa olmaz olmuÅŸtur. Suriye, Irak, Yemen, Libya ve Ä°slam alemi Türkiye'ye adeta sesleniyor ve diyor ki 'Ey tarih boyunca umudumuz olan Türkiye ve umut olmaya devam eden Türkiye, bizim konumumuza düÅŸmemek için dini istikrarınızı bozmayın, rahmet olarak gelen dini zahmete çevirmeyin, din üzerinden çekiÅŸmeyin.' Onun için Türkiye'nin dini istikrarı için üç müessese çok önemlidir; imam hatip liseleri, ilahiyat fakülteleri ve Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığımız. Bu üç müessese içerisinde zaman zaman yanlışlarımız, eksiklerimiz ortaya çıkmış olabilir. Fakat bu üç müessesenin ortaya koyduÄŸu ortak akıl, ortak ruh, ortak gönül, kalp, bilgi, hikmet; bu ülkenin teminatıdır, bu ülkenin birliÄŸinin, beraberliÄŸinin teminatı, bu ülkenin ve gönül coÄŸrafyasının dini istikrarının teminatıdır."

Görmez, içinden geçilen bu süreçte üzerine titreyecekleri en önemli hususlardan birinin de dini istikrarın teminatı olan Diyanet Ä°ÅŸleri TeÅŸkilatına zarar vermemek olduÄŸunu dile getirdi.

Dini istikrarın, din bütünlüÄŸünün ve din güvenliÄŸinin teminatı olan Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığının korunması gerektiÄŸine dikkati çeken Görmez, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Son zamanlarda içerisinden geçtiÄŸimiz bu zor süreçlerde çeÅŸitli vesilelerle Diyanet Ä°ÅŸleri TeÅŸkilatını asrın fitnesi olan FETÖ ile iliÅŸkilendirmek, irtibatlandırmak en az 15 Temmuz kadar milletimize zarar verecek büyük bir fitnedir. Herkesi bu fitneden uzak durmaya davet ediyorum. Bu fitne o kadar yaman, kötü, çirkin bir iftiradır ki 15 Temmuz'da bu millete ihaneti, iÅŸgali, her türlü darbeyi yapan o terör örgütünün eseri olabilir ancak. Sadece onların ekmeÄŸine yaÄŸ sürebilecek bir fitnedir.

15 Temmuz'un en kahraman müesseselerinden biri Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığımızdır. O gece her imam, her müezzin manevi bir orduya dönüÅŸerek bu milleti her türlü kötülükten korumak için seferber olmuÅŸ ve milletimizin hukukunu korumak için elinden geleni yapmıştır. Ezanları susturan darbelerden darbeleri susturan sala seslerini bu milletin semalarında o gece yankılatanlar, Diyanet Ä°ÅŸleri TeÅŸkilatının mensupları olmuÅŸlardır. Onun için bu ülkede paralel devlet, paralel devlet düÅŸüncesi, bu coÄŸrafyaya ne kadar büyük zarar vermiÅŸse paralel diyanetler de bu ülkeye o kadar zarar verir. Ä°slam'ın en temiz kavramlarını yıllarca ticari emellerine alet eden paralel diyanetlerin bu ülkeye, Diyanet Ä°ÅŸleri TeÅŸkilatına ve bu topluma, Müslümanlara verebileceÄŸi hiçbir ÅŸey yoktur, savunabilecekleri hiçbir deÄŸer olamaz."

"Güvenlik adı altında yapılanlar, Ä°slamofobik nefretin hangi boyutlara vardığını göstermektedir"

Görmez, Ä°slamofobiye karşı bilgi, hikmet eylem planı yapacaklarını, bir yol haritası belirlemek için toplantının düzenlendiÄŸini dile getirdi.

Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığının, tüm dünyada hizmet veren din görevlileri ve ataÅŸelerin gönderdiÄŸi raporları tek tek incelediÄŸini belirten Görmez, Avrupa'da, Amerika'da, Avustralya'da, Kanada'da görev yapanlardan istedikleri Ä°slamofobi raporları neticesinde çalışmaları sürdürdüklerini kaydetti.

Görmez, Ä°slamofobinin bir teorik suç, nefret ve düÅŸünce suçu olmadığını, kiÅŸisel ve fiziki ÅŸiddet içeren saldırılara dönüÅŸtüÄŸünü anlattı.

Bu saldırıların kutsal mabetlere de yöneldiÄŸini dile getiren Görmez, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:

"Ä°slamofobik nefret suçları mezarlıkları tahrip edecek kadar ileri gitmiÅŸtir. Camilerin kapılarına her gün domuz kafaları bırakılarak nefretin hangi boyutlara vardığı gösterilmiÅŸtir. Çok ciddi kiÅŸisel hakaretlere dönüÅŸmüÅŸtür. Ä°slam'a hakaretler edilmiÅŸtir. Müslümanların kültürlerine giyim ve kıyafetlerine yönelik dışlamalar her ÅŸehirde baÅŸlamıştır. Ä°nanç ve ibadet özgürlükleri Ä°slamofobi bahane edilerek, Ä°slamofobinin oluÅŸturduÄŸu iklimden yaralanarak kısıtlamalara dönüÅŸmüÅŸtür. Güvenlik adı altında yapılanlar, Ä°slamofobik nefretin hangi boyutlara vardığını göstermektedir. Ä°ÅŸ bulmada, konut kiralamada, çocukların eÄŸitim yerlerinden istifade edilmesinde ciddi ayrımcılıklar baÅŸlamıştır. Ä°slamofobi sadece belli çevrelerde iÅŸlenen bir suç deÄŸil, ana akım siyasi söylemi tesiri altına almıştır. Artık Ä°slamofobi yargıya ve hukuka yansıyan kararlara dönüÅŸüyor. Ä°slamafobik nefret suçlarının bir meÅŸruiyet kazanmaya baÅŸlaması da en tehlikeli hususlardan bir tanesi."

Görmez, daha sonra Ä°slamofobiye karşı ortak stratejiler ile bilgi ve hizmet ekseninde yapılan çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi verdi.

Oturumlar halinde devam edecek konferans, 4 gün sürecek.