Paris Anlaşması Teklifi TBMM Dışişleri Komisyonu'nda kabul edildi

Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi, TBMM Dışişleri Komisyonu'nda kabul edildi.

Paris AnlaÅŸmasının Onaylanmasının Uygun BulunduÄŸuna Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine TBMM DışiÅŸleri Komisyonu'nda baÅŸlandı. AK Parti Ä°stanbul Milletvekili Akif ÇaÄŸatay Kılıç baÅŸkanlığında toplanan komisyonda DışiÅŸleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, dünya genelinde sıcaklıkların hızla arttığını, 2020'nin, bugüne kadar kaydedilen en sıcak 3 yıldan biri olduÄŸunu söyledi. Kıran, göç sorununda da iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin etkisi olduÄŸunu bildirerek şöyle konuÅŸtu:

"Türkiye, Akdeniz havzasında yer almasından dolayı iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin olumsuz etkilerini en fazla hisseden ülkelerden biri. Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle ilgili uluslararası müzakerelerin ve temel metinlerin her zaman içinde yer aldık. 1992 Rio Zirvesi'nde kabul edilen biyolojik Ã§eÅŸitlilik, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve çölleÅŸmeyle mücadeleye dair üç temel sözleÅŸmeye de tarafız. BildiÄŸiniz gibi Biyolojik ÇeÅŸitlilik SözleÅŸmesi 1993, ÇölleÅŸmeyle Mücadele SözleÅŸmesi 1996'da yürürlüğe girmiÅŸti. 1994'de yürürlük kazanan BirleÅŸmiÅŸ Milletler Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Çerçeve SözleÅŸmesi'nin amacı, atmosferdeki sera gazı birikimlerini sınırlamak ve ülkelerin bu konuda daha fazla yükümlülük üstlenmelerini saÄŸlamak. Türkiye sözleÅŸmeye 2004 yılında taraf oldu. Taraf ülkeler üstlenmeleri gereken yükümlülüklere göre üç ayrı grup altında toplanmış ve bunlar eklerle tanımlanmıştır. GeliÅŸmiÅŸ ülkelerden oluÅŸan Ek-1 listesindekiler, sera gazı emisyonlarını sınırlandırmak ve bunun için somut tedbirler almakla yükümlü. Donör ülkeler olarak da tabir edilen Ek-2 listesindekiler ise ilave olarak geliÅŸmekte olan ülkelere finans, teknoloji ve kapasite geliÅŸtirme desteÄŸi saÄŸlamakla sorumlu tutuluyor. Bu iki liste dışında kalan ülkeler ise Ek-dışı kabul ediliyor, geliÅŸmekte olan ülkeler olarak deÄŸerlendiriliyor. Türkiye, sözleÅŸme kabul edildiÄŸinde, OECD üyeliÄŸi nedeniyle Ek-1 ve Ek-2 listelerinde yer almıştı. Sürecin en başından itibaren geliÅŸmekte olan ülke olduÄŸumuzu vurguladık ve Ek listelerinden çıkma talebimizi her vesileyle gündemde tuttuk ve 2001'de Ek-2'den çıktık."

'ANLAŞMAYI GELİŞMEKTE OLAN BİR ÜLKE OLARAK UYGULAYACAĞIMIZI KAYDA GEÇİRİYORUZ'

Yavuz Selim Kıran, Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Çerçeve SözleÅŸmesi'nin iki uygulama aracı bulunduÄŸunu, Türkiye'nin bunlardan ilki olan Kyoto Protokolü'ne 2009'da taraf olduÄŸunu, bunun geçerliliÄŸinin 2020 itibariyle sona erdiÄŸini belirterek, sözerini şöyle sürdürdü:

"Ä°kinci ve güncel uygulama aracı 2020 sonrasını düzenleyen Paris AnlaÅŸması. Bu anlaÅŸma 2015'deki müzakereler neticesinde 196 ülke tarafından kabul edildi ve Türkiye tarafından 22 Nisan 2016'da imzalandı. Henüz taraf olmasak da 'Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanımız çerçevesinde sera gazı azaltım hedefimizi belirledik. Buna göre, 2030 yılı itibariyle yüzde 21'e kadar artıştan azaltım amaçlıyoruz. Ä°klim deÄŸiÅŸikliyle küresel mücadelede Paris AnlaÅŸması'yla baÅŸlayan bu yeni sürecin henüz ilk aÅŸamalarındayız. Esasen anlaÅŸmaya taraf olmasak da ulusal katkımızı ve sorumluluklarımızı yerine getiren bir ülkeyiz. AnlaÅŸmayı imzaladığımız tarihten itibaren bu konuda ulusal düzeyde halihazırda çok önemli adımlar attık, atmaya da devam ediyoruz. Türkiye, ÅŸu anda Paris AnlaÅŸması'na taraf olmayan 6 ülkeden biri. Bununla birlikte somut adım ve eylemlerle iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle mücadelede sorumluluklarını yerine getiriliyor ancak Paris AnlaÅŸması'ndaki yükümlülükler çok taraflı platformlarda giderek daha fazla Türkiye'nin karşısına çıkıyor. AnlaÅŸmaya taraf olunması ile AB ile ekonomik iliÅŸkilerin ilerletilmesine de katkı saÄŸlanacak. Yüce Meclisimizce de uygun görülürse Paris AnlaÅŸması'na ülke pozisyonumuzu ortaya koyan bir ulusal beyanla taraf olacağız. Ulusal beyanımızla, anlaÅŸmayı geliÅŸmekte olan bir ülke olarak uygulayacağımızı kayda geçiriyoruz. Uluslararası iklim rejimi, 'ortak, fakat farklılaÅŸtırılmış sorumluluklar ve göreli kabiliyetler' ilkesine dayanıyor. Bu ilkeye göre; ülkeler iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin etkileri karşısında eÅŸit. Ancak her birinin deÄŸiÅŸen kalkınma düzeyleri ve sera gazı emisyonlarında farklı paya sahip oldukları da teslim ediliyor. Katkı beyanlarımızı bu prensip temelinde ulusal koÅŸullarımıza baÄŸlı olarak belirleyeceÄŸiz. Paris AnlaÅŸması kapsamında ülkeler net sıfır emisyon hedeflerini belirlediler. Bazı ülkeler net sıfır emisyon için 2050 tarihine iÅŸaret etti. Biz de 2053 yılında net sıfır emisyona ulaÅŸma hedefimizi açıkladık. Paris AnlaÅŸması'na taraf olmamızın olumlu sonuçlarını kısa ve orta vadede alacağımıza inanıyoruz. Her ÅŸeyden öte, bundan sonra Paris AnlaÅŸması'nın uygulanmasında söz sahibi olacağız. AnlaÅŸmaya taraf olmamız yeÅŸil teknolojiye eriÅŸim ve yatırım fırsatlarımızı da güçlendirecek. Bu alanda uluslararası mekanizmalardan faydalanmaya devam edeceÄŸiz. Sürecin dışında kalmamızın seçenek olmaktan çıktığı bir aÅŸamadayız. Paris AnlaÅŸması'na taraf olmamız, ülkemizin iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle mücadelede samimiyetini ve bu konuya atfettiÄŸi önemi teyit edecek."

'BATILI ÃœLKELER DOÄžAYI DA SÖMÃœRÃœYOR'

Çevre ve Åžehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, Türkiye'nin yeÅŸil kalkınma hamlesini düşündüğünü ve Ã¼lkenin kirletme oranının yüzde 1 dahi olmadığını ifade ederek, "Batılı ülkeler sadece insanları deÄŸil doÄŸayı da sömürüyor. DoÄŸada bizden baÅŸka yaÅŸayan bütün canlıların haklarını almadan bir kalkınma modelini benimsemek zorunda olduÄŸumuzu ifade etmek istiyorum. Onların da hakkı var. Bir aÄŸaç meyveyi sadece insan için vermiyor. Kurtlar, kuÅŸlar, böcekler için de veriyor" dedi.

YARIN GENEL KURUL'DA GÖRÜŞÜLECEK

Yapılan konuşmaların ardından Paris İklim Anlaşması TBMM Dışişleri Komisyonunda oy çokluğuyla kabul edildi. Anlaşma yarın Meclis Genel Kurulu'nda görüşülecek.