Referandumu yok hükmünde kabul ediyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda yaptığı konuşmada, toplantının başarılarla dolu olmasını diledi.

Toplantıya katılan konuklara da "HoÅŸgeldiniz" diyen ErdoÄŸan, katılımcıların Ä°stanbul'un güzelliklerini gezip görmelerini, Divan Edebiyatı ÅŸairlerinden Nedim'den okuduÄŸu, "Bu ÅŸehr-i Sitanbul ki bi misl ü behadır. Bir sengine yek pare Acem mülkü fedadır. Bir gevheri yek pare iki bahr arasında hürÅŸid-i cihan-tab ile tartılsa sezadır." dizeleriyle tavsiye etti.

GeçmiÅŸte devletin, halkın inancına, meÅŸrebine, kökenine, kılığına, kıyafetine, konuÅŸmasına karıştığı, "tek tip insan üretmeye kalktığı" dönemlerin acılarını ziyadesiyle yaÅŸamış bir millet olduklarını vurgulayan ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:

"Hatırlamak ve konuÅŸmak dahi istemediÄŸimiz o sıkıntılı günleri, milletimizin desteÄŸiyle gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz büyük dönüÅŸüm sayesinde, hamdolsun geride bıraktık. Artık önümüze bakıyoruz. Türkiye'nin Avrupa BirliÄŸi üyeliÄŸi sürecinde, samimiyetle ve süratle hayata geçirdiÄŸi düzenlemeler, belki bizi tam üye yapmaya yetmedi ama demokratik standartlarımızı bir hayli yükseltti. Bunun için Avrupa BirliÄŸi ikircikli bir tutum içine girdiÄŸinde, biz çıktık, 'Kopenhag kriterlerinin adını gerekirse Ankara kriterleri yapar yine de yolumuza devam ederiz.' dedik. Åžu anda gidiÅŸ oraya. Bunlar hala bize böyle oyalama yaptıkları sürece artık vakit yaklaşıyor. BaÅŸka çare yok. Ä°ÅŸte bakın Almanya seçimleri bir derstir. Çünkü artık insanlar her ÅŸeyi çok açık ve net görüyor. Biz birçok ÅŸeyi söyledik. Fakat ters yüz ettiler. Åžimdi de gerçek ortaya çıktı. Bizim demokrasiyle halklarla haklarla özgürlüklerle ilgili standartlar konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Hiçbir ülkenin halkıyla halklarıyla bizim sorunumuz olamaz. Bizim sorunumuz olsa olsa oralardaki yönetimlerledir. Oralardaki yönetimlerin idare tarzıyladır. Çünkü eÄŸer bize karşı yapılan bir ÅŸey varsa susacak diye bir durum yok. Gereken neyse bunun cevabını vermek zorundayız. Avrupa BirliÄŸi veya bir baÅŸka kurum talep etmese dahi biz bu reformları kendimiz için, milletimiz için hayata geçirmekte kararlıydık, nitekim öyle de yaptık. Yani biz bütün bu reformları birileri istedi, birileri sipariÅŸ etti diye yapmadık. Milletimiz buna layık olduÄŸu için bu reformları yaptık."

"Maç oynanırken kural deÄŸiÅŸtiriyorlar"

ErdoÄŸan, Avrupa BirliÄŸi sürecinde, "maç oynanırken kuralların deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ olamasına" itiraz ettiklerini vurgulayarak, ÅŸöyle devam etti:

"Penaltının kuralı belli. Maç oynanıyor, penaltının kuralları deÄŸiÅŸiyor. Böyle bir ÅŸey olur mu? Ä°ÅŸte bunlar bunu yaptılar bize. Avrupa BirliÄŸi'nin kuralları belli. Fasılların sayısı 15 ve liderler zirvelere katılıyor. Müzakereciyiz, biz de katılıyoruz. Fakat, isim vermeyeceÄŸim ÅŸimdi, iki ülkede liderler deÄŸiÅŸiyor ve diyorlar ki 'Bir defa Liderler Zirvesi'ni kaldıralım. Fasılları da 35'e çıkaralım'. Åžimdi, buna itirazınız olmayacak da neye olacak? Aç kapa yapılıyor, yani fasıllar hem açılıp hem kapanıyordu, tuttular 'Yok.' dediler. 'Olmaz. Sadece fasıl açılır ama kapanmaz ve bir de Liderler Zirvesi bundan sonra yapılmaz.' Åžimdi bunlara itirazımız olmayacak mı? Yaptığımız bu ve yapmaya da devam ediyoruz, edeceÄŸiz. DiÄŸer aday ülkeler söz konusu olduÄŸunda gündeme dahi getirilmeyen kuralların, konu Türkiye olduÄŸunda adeta icat edilmesini kabul etmedik, etmeyeceÄŸiz. Türkiye, Avrupa BirliÄŸi tam üyeliÄŸi takvimini harfiyen iÅŸletmiÅŸtir. Fasıllar konusunda, mevzuat uyumu konusunda hiçbir eksiÄŸimiz, hiçbir sıkıntımız yoktur. Sadece Avrupa BirliÄŸi'nin kendi yükümlülüklerini yerine getirmemesi sorunuyla karşı karşıyayız. Avrupa BirliÄŸi, fasılları kapatmayarak, serbest dolaşım hakkımızı adeta gasp ederek, mültecilerle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyerek ve daha birçok sözünü yerine getirmeyerek güvenilirliÄŸini yerle bir etmiÅŸtir."

"Havlu atan taraf biz olmayacağız"

ErdoÄŸan, üye ülkelerin haklarını ve çıkarlarını korumak üzere bina edilen bir birliÄŸin böyle bir güvensizlik ikliminde varlığını daha ne kadar sürdüreceÄŸini ise bilmediklerinin altını çizdi.

Ä°ngiltere'de Brexit'i örnek gösteren CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Yaptı oylamayı ayrıldı. Bunun daha gerisi gelecek. Ama ÅŸunu herkes bilsin ki Avrupa BirliÄŸi ile Türkiye arasında artık bir tiyatro oyununa dönen bu mücadelede, havlu atan taraf biz olmayacağız. Bu konuda karar vermesi ve bunu tüm dünyaya ilan etmesi gereken taraf, Avrupa BirliÄŸi'dir.  Versinler kararlarını. Onlar kararını versinler biz kararı rahat veririz, merak etmesinler. Biz bu kararı duyana kadar sabırla bekleyeceÄŸiz." dedi.

Åžu anda terörle, uyuÅŸturucuyla, bütün bunların tacirlerine yönelik ekonomik vurguncularla, kuralsız dövüÅŸen tüm kiÅŸi ve kurumlara kadar insanlığın huzuruna kasteden tehditlere karşı birlikte mücadele edilmesi gerekirken Türkiye'yi yalnız bırakan veya bırakma gayretinde olan bir dünyanın olduÄŸunu vurgulayan ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"EÄŸer siz imkanları sadece kendinize ayırır, külfetleri tümüyle baÅŸkalarına yüklerseniz, bu sürdürülebilir bir düzen olmaktan çıkar. Dünyanın ÅŸu andaki düzeni sürdürülebilir deÄŸildir. Ä°ÅŸte bunları BM Genel Kurulu'nda da ifade ettim, ediyorum, etmeye de devam edeceÄŸim. Bir anlamda küresel ombudsman diyebileceÄŸimiz BM ve benzeri uluslararası kurumlar maalesef mazlumların haklarını koruma konusunda sınıfta kalmış durumdadır. 

Neyse söyledik, Rohingya Müslümanlarıyla ilgili talebimiz kabul edildi ve onunla ilgili bir oturumu BM'de gerçekleÅŸtirdik. Fakat önemli olan ne biliyor musunuz o oturuma bir CumhurbaÅŸkanı geldi, Ä°ran. BaÅŸbakan olarak iki baÅŸbakan geldi Pakistan ve BangladeÅŸ. Bir de Endonezya'nın BaÅŸbakan Yardımcısı geldi. DiÄŸerleri dışiÅŸleri bakanları seviyesinde. Åžu Arakan'a Allah aÅŸkına böyle mi sahip çıkılır? On binlerce insan ölüyor, 600 bin insan topraklarından sefil bir ÅŸekilde BangladeÅŸ'e yaslanıyor. O derelerden, ırmaklardan geçerken televizyon ekranlarında izliyoruz. Kimsenin sesi çıkmıyor. 'Sadece Myanmar'a kınama yaptık.' Söylenen bu. 'Kınamamızı yaptık, en ÅŸiddetli ÅŸekilde yaptık.' Peki baÅŸka ne yaptık? Yaptırım yok. Bu yaptırımları ortaya çok farklı ÅŸekilde koymak lazım ki ona göre onlar da kendilerine bir çekidüzen versinler. Burada çok açıkça bir soykırım var. Açık söylüyorum rahatsız olabilirler. Dünyaya 'Ä°slami terör' diye konuÅŸanlar, 'Hristiyani terör' diyorlar mı, 'Yahudi terörü' diyorlar mı, 'Budist terörü' diyorlar mı? Demiyorlar. Budistleri böyle iyiniyet elçisi gibi hep gösterirler. Åžu anda tamamen Myanmar'da 'Budist terörü' var. Åžu anda ErdoÄŸan'a yüklenecekler, varsın yüklensinler. Öyle yogayla mogayla bilmem neyle filan bu iÅŸi geçiÅŸtiremezsiniz, ortada bir vakıa var. Bunu tüm insanlığın bilmesi lazım. EÄŸer bildiÄŸimizi, bilmeyenlere anlatmazsak dünyada daha çok on binler, yüz binler gider. Biz buna fırsat veremeyiz."

"Buram buram fırsatçılık kokan bir giriÅŸimdir"

Bölgedeki krizler ve çatışmaların, Kuzey Irak ve Suriye'de atılan yeni adımlarla daha da içinden çıkılmaz bir hale geldiÄŸini belirten ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi: 

"Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin referandum kararı, ülkenin içinden geçtiÄŸi durum göz önüne alındığında buram buram fırsatçılık kokan bir giriÅŸimdir. Irak'ın hem toplum hem de ülke olarak birliÄŸe, beraberliÄŸe, bütünleÅŸmeye her zamankinden daha çok ihtiyacı bulunduÄŸu bir dönemde, ayrılık yönünde adımlar atılması asla kabul edilemez. Bizim herkes gibi Kuzey Irak'taki Kürt kardeÅŸlerimizin haklarına, hukuklarına, güvenliklerine müreffeh bir hayat taleplerine sonuna kadar saygımız vardır. Nitekim bu yöndeki çabalarında daima Kuzey Irak yönetiminin yanında olduk. En sıkıntılı zamanlarında kimse onların yanında olmadığı dönemde, kendilerine gerekli desteÄŸi vererek, onları ayakta tuttuk. Ancak bizim aynı zamanda Irak'ta Arap kardeÅŸlerimiz de var. Türkmen kardeÅŸlerimiz var. Ezidiler, Keldaniler, Süryaniler var. Onların da haklarına saygımız var. Kuzey Irak, tüm bu halkların ortak hayat alanıdır. Sadece bir ÅŸahsın veya aÅŸiretinin hayat alanı deÄŸildir. Bunun böyle bilinmesi lazım.

Bu bölgeyi sadece tek bir grubun kontrolü altına almaya çalışması, orada uzun yıllar sürecek çatışmaların, yeni acıların, yeni zulümlerin, yeni katliamların habercisi olmaktan öte bir anlam taşımayacaktır. Kontrolleri altına aldıkları gücü ve imkanları diÄŸer gruplarla paylaÅŸma konusunda hiç de iyi bir imtihan vermeyen mevcut yönetime olan güvensizlik, sözde bağımsızlık ilanı sonrası çok daha artacaktır. Kimse bizden sınırlarımızın hemen yanı başında yeni bir kriz ve çatışma alanı oluÅŸmasına göz yummamızı bekleyemez. Bu konudaki tavrımız açıktır. Buna raÄŸmen yapılan ve Irak'taki cari hukuka da uygun olmayan referandumu sonucuna bakmaksızın yok hükmünde kabul ediyoruz ve gayrimeÅŸrudur diyoruz."

"Bundan sonra Kuzey Irak Yerel Yönetimi, petrolünü hangi kanallarla akıtacak"

Ä°ran CumhurbaÅŸkanı Hasan Ruhani ile dün akÅŸam uzunca bir telefon görüÅŸmesi yaptığını aktaran ErdoÄŸan, "Bir gün önce gönderdiÄŸi heyetle, uzunca görüÅŸmeler yaptık ve bu uzunca görüÅŸmeler neticesinde açık ve net söylüyorum. Bugün referandum yapıyorlar. Bir defa Irak'ın federal yapısı bunların yapmış olduÄŸu referandumu kabul etmiyor. Anayasa Mahkemesi gerekli kararını zaten verdi." ifadelerini kullandı.

ErdoÄŸan, "Makaram Sarı BaÄŸlar" türküsünün sözlerine atıfta bulunarak, "Yaptığı iÅŸ bu." dedi.

Türkünün sözleri için, "Tabii tercümeyi doÄŸru yapamadınız biliyorum ama..." ÅŸeklinde espri yapan ErdoÄŸan, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:

"Åžu anda bir ÅŸeyin bilinmesini özellikle istiyorum. Siyasi olarak, ekonomik olarak, ticari olarak, güvenlik noktasında bütün adımları atıyoruz, atacağız. Silopi'de, boÅŸuna ÅŸu anda Silahlı Kuvvetler orada gerekli adımları atmadı. Taviz yok. Åžu anda Ä°ran, aynı durumda. Aynı zamanda Hava Kuvvetlerimiz ÅŸu anda aynı durumda ve sınırlarda sadece Irak tarafına geçiÅŸe müsaade var, bu hafta içerisinde diÄŸer tedbirleri de hemen açıklayacağız ve o adımlar da atılacak. Artık giriÅŸ-çıkış, bunlar da kapatılacak. Farklı tedbirlerimiz var, ayrı. Onları da ayrıca devreye sokacağız ve bütün bunlarla birlikte bundan sonra Kuzey Irak Yerel Yönetimi, bakalım petrolünü hangi kanallarla nereye akıtacak veya nereye satacak? Vana bizde. Vanayı kapattığımız anda o iÅŸ de bitti. Devlet yöneten bütün bunları A'dan Z'ye düÅŸünmek durumunda. Hep söyledik ya bizler duygusal kararlar almadık. On düÅŸündük, bir adım attık ve bunları da uluslararası diplomasiyi iÅŸleterek yaptık. Bakın Ä°srail'den baÅŸka ÅŸu anda Kuzey Irak Yerel Yönetimi'nin aldığı kararı destekleyen bir baÅŸka ülke yok. Sadece Ä°srail."

ABD'de katıldığı toplantıda, "Sayın Netanyahu'ya söyleyin; 'Türkiye ile iliÅŸkilerimiz iyi olmuyor filan' diyor. Nasıl olsun? Åžu anda Kuzey Irak Yerel Yönetimi'ni ondan baÅŸka tanıyan yok. Biz ise ÅŸu anda Kuzey Irak Yerel Yönetimi ile çok farklı bir konumdayız, Netanyahu ise farklı bir noktada. Bir ülke, sadece kendisi. Söyleyin, bundan vazgeçsin." dediÄŸini aktaran ErdoÄŸan, adımları kararlı bir ÅŸekilde atmaya devam edeceklerini söyledi. 

"Onlar için kuru bir rüya"

Kuzey Irak Yerel Yönetimi'nin bu adımdan geri adım atmasının ÅŸart olduÄŸunu, bunun olmazsa olmaz olduÄŸunu vurgulayan ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"Biz adımlarımızı kararlı bir ÅŸekilde atmaya devam edeceÄŸiz ve Kuzey Irak Yerel Yönetimi'nin bir defa bu adımdan geri adım atması ÅŸart. Olmazsa olmaz. Federal devlet, zaten kesinlikle kabul etmiyor. Meclis, aynı ÅŸekilde kabul etmiyor. Tabii aynı ÅŸekilde Suriye'de de bir veya birden fazla terör devleti kurulmasına izin vermeyeceÄŸiz. Öyle Kuzey Suriye'de PYD, YPG, oralarda devlet kuracaklarmış... Bunların hepsi onlar için kuru bir rüya. BaÅŸka bir ÅŸey olamaz. BaÅŸkaları için sadece stratejik birer hamleden ibaret olan bu geliÅŸmelerin bizim için, devletimizin ve milletimizin beka meselesi olduÄŸunu buradan bir kez daha ifade ediyorum. 911 kilometre bizim Suriye sınırımız var. Biz burada böyle bir yapılanmaya asla müsaade etmeyiz. Dedim ya bir gece ansızın gelebiliriz. Bunu Fırat Kalkanı Harekatı'nda yaptık. Åžimdi burada da bu tür geliÅŸmelere müsaade etmemiz mümkün deÄŸil. Siyasetin ve diplomasinin üzerinde bir öneme sahip olan Irak ve Suriye konusunda ülkemiz için tehdit oluÅŸturan konularda gerektiÄŸinde kullanmaktan çekinmeyeceÄŸimiz tüm opsiyonlar, seçenekler önümüzdedir, masa üstündedir. Suriye'de, Cerablus, Rai, Dabık, El Bab, buraya kadar uzanan o 2 bin kilometre karelik alanı nasıl DEAÅž'tan temizlediysek ÅŸimdi aynı amaçla yeni bir adım daha atıyoruz. GerektiÄŸinde Irak'ta da bu tür adımları atmaktan geri durmayacağız. Bölgemiz huzura, barışa, istikrara ve refaha kavuÅŸana kadar mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız."