Sıcak hava en çok onların yüzünü güldürüyor
Gaziantep'te sıcak hava en çok, kurutmalık denilen oyulmuş ve kurutulmuş sebze işi yapanların yüzünü güldürüyor.
Osmanlı mutfağının vazgeçilmezi olan kurutmalık sebzeler yüzyıllardır Türk mutfağındaki yerini hiç kaybetmiyor. Özellikle kışın tüketilmek için sadece evlerde üretilen kurutmalıklar son yıllarda toplu halde üretilip dünya pazarına sunulmaya baÅŸlandı. Türk mutfak geleneÄŸi olan kurutmalık sebzeler, Gaziantep'ten dünyaya ihraç ediliyor ve hem yurt dışındaki Türklerin hem de doÄŸunun damak tadını merak eden Avrupalıların sofralarında yerini alıyor. Kurutmalığın merkezi olan OÄŸuzeli ilçesinde her gün milyonlarca sebze oyularak, kurutulmak için çatı olarak adlandırılan sırıklarda güneÅŸe bırakılıp kurutuluyor. Aralarında patlıcan, biber, kabak gibi sebzelerin bulunduÄŸu kurutmalıklar yüzlerce kiÅŸi için geçim kaynağı da oluyor.Kurutmalıklar için en az 40 derece sıcaklık gerekirken, havaların serin ve güneÅŸ ışığının az olduÄŸu dönemlerde ise kurutmalık yapan vatandaÅŸlar zorluk çekiyor. Bunun için hava sıcaklığı en çok onları mutlu ediyor. GüneÅŸe bırakılan kurutmalıklar bir ila iki hafta sonra toplanıp Adana, Mersin ve Ä°stanbul’dan gelen tüccarlara satılıyor. Genç kızlar ve kadınların oyduÄŸu sebzeler, 50’ÅŸerli olarak iplere geçiriliyor. Araçlarla çatı denen arazilere götürülen oyulmuÅŸ sebzeler, genç kızlar tarafından dikkatli bir ÅŸekilde sırıklara baÄŸlanıyor. Kuruduktan sonra ise çürükleri ayrılıyor ve ambalajlanıyor.
Özellikle kışın tüketilmek amacıyla hazırlanan ve biber, kabak, patlıcan gibi sebzelerden oluÅŸan kurutmalıkların hazırlanması ise büyük emek gerektiriyor. Kurutmalıktan geçimini saÄŸlayan Kadriye Çabık, ”Bizim bu memlekette acur oyuyorlar, kabak uyuyorlar, patlıcan ve biber oyuyorlar. Ücretle oyan oluyor. Bin tane patlıcanı 20 liraya oyuyorlar. Acuru 10 liraya oyuyorlar. Kabak da öyle ucuz oluyor. Parasıyla oyuyorlar. Herkese bir gelir oluyor. Günde 2 bin tane, 3 bin tane oyan olur. Elleri çabuk olan 3 bin tane, 4 bin tane oyar. Bazı aileler kalabalık oluyor, onlar 5 bin tane oyuyor” dedi.
Havva Sefil de "Biz acuru kendimiz yetiÅŸtirip kendimiz oyuyoruz. Bağını 8 lira 50 kuruÅŸa veriyoruz. Toptan da veriyoruz. Kendimiz üretip kendimiz katıya seriyoruz. Bizim oyduklarımız yurt dışına da gidiyor" ifadelerini kullandı.
Mehmet Sefil ise sebzeleri tuzlayıp oyduklarını belirterek, “Oyuyoruz, tuzluyoruz. Kendimiz götürüp çatıya seriyoruz. Sonra da gidip topladıktan sonra toptancılarına devrediyoruz, satıyoruz. Hepsi akrabam. Biber, patlıcan, kabak oyuyorlar. Buranın geçimi yazın bununla oluyor” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Birçok yerden kurutmalığı daha yeÅŸilken alan Yunus KarakuÅŸ ise "Gaziantep’in OÄŸuzeli ilçesinde bugüne kadar yaptığımız iÅŸler, patlıcan, acı biber, tatlı biber üretimi yapıyoruz. Köylüden yaÅŸ olarak alıp kendimiz oydurup burada gördüÄŸünüz gibi kendimiz serimini, kurutumunu yapıp ve Türkiye genelinde kendi çapımızda iç piyasa dediÄŸimiz piyasaya satışını, pazarlamasını yapıyoruz. Biz burada günlük 100 bin tane biber üretiyoruz. Günde aynı ÅŸekilde 100 bin adet patlıcan kurutuyoruz. Bizim OÄŸuzeli ilçesinde günlük patlıcan ve biber olarak toplam üretimimiz, adetini sorarsak ortalama bir milyonu aşıyor. Bunu OÄŸuzeli’nin bir geçim kaynağı olarak deÄŸerlendiriyoruz” dedi.
Tezgahlara giden kurutmalıklar vatandaÅŸlar tarafından büyük ilgi görüyor. Pazardan toplu halde alınan kurutmalıklar baÅŸta dolma olmak üzere çeÅŸitli lezzetlerle sofralardaki yerini alıyor.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.