Şiddet gördüğü eşini öldürmesi "meşru müdafaa" sayılan kadın, hayatında yeni sayfa açacak

- Konya'da tutuksuz yargılandığı davada, hakkında ceza verilmesine yer olmadığına hükmedilen Fatma Koç:
- "Türk adaletine ve avukatıma güveniyordum. Onların sayesinde çıktım. Evimde ve çocuklarımın yanındayım"
- Koç'un avukatı Şefika Doğan:
- "Verilebilecek en adaletli karar verildi, çıkan kararı sevinçle karşıladım"

Üç çocuk annesi Fatma Koç, çocuklarının yanında olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyledi.

Olayı isteyerek gerçekleştirmediğini aktaran Koç, "Mahkeme heyetine çok üzgün olduğumu, evlatlarımın yanında olmak istediğimi belirtmiştim. Türk adaletine ve avukatıma güveniyordum. Onların sayesinde çıktım. Evimde ve çocuklarımın yanındayım." dedi.

- "Hiç kimsenin böyle bir şey yaşamasını istemem"

Bundan sonraki yaşantısını çocuklarıyla geçireceğini belirten Koç, "Artık çocuklarımın geleceğini düşünüyorum. Okuyup, iş sahibi olacaklar. Artık onlara hem annelik, hem babalık yapacağım. Böyle olaylar herkesin başına gelebilir. Bir anne olarak, hiç kimsenin böyle bir şey yaşamasını istemem." ifadesini kullandı.

- Ä°lk duruÅŸmada tahliye edildi

Koç'un avukatı Şefika Doğan ise müvekkilinin duruşmanın ilk celsesinde tahliye edildiğini hatırlatarak, Türk yargısına teşekkür etti.

Müvekkilinin olayı öldürme kastıyla gerçekleştirmediğini savunan Doğan, "Fatma Hanım, çocuklarıyla istemediği bu olayın içinde kendisini buldu. Sürekli çocuklarını düşünen bir anne. Verilebilecek en adaletli karar verildi, çıkan kararı sevinçle karşıladım." diye konuştu.

Beyşehir ilçesi Hamidiye Mahallesi'nde 3 çocuk annesi Fatma Koç, 4 Ocak'ta eşi Mustafa Koç'u (48) ekmek bıçağıyla öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanmış, 22 Haziran'daki ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti. Maktulün babası Ferruh Koç ile kayınvalidesi Güllü Koç, gelinlerinin cezalandırılmasını istemeyerek, şikayetçi olmamışlardı.

Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesi, Koç'un maktulün eylemlerine karşı meşru savunma hakkını kullandığı, eyleminin o an için mazur görülebilir bir heyecan, korku veya telaştan ileri geldiği değerlendirmesini yaparak ceza verilmesine yer olmadığını belirtmişti.