Suriye’nin ‘Kimya Şeyhi’ işsiz

1964 yılında Åžam Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik ve Kimya Bölümü’nden mezun olan 78 yaşındaki Prof. Dr. Tarek, kimya alanında organik asit, alkol ve gübre konularında 85 kitap yazdı ve binden fazla ar-ge çalışmasına imza attı. Uzun yıllar Suriye’nin Humus Üniversitesi’nde, 3 yıl da Ä°sveç’in Lund Üniversitesi’nde çalışan Prof. Tarek, son olarak Çukurova Üniversitesi, TÜBÄ°TAK ve Adana Sanayi Odası’nın desteÄŸi ile kurulan Adana Üniversite-Sanayi Ortak AraÅŸtırma Merkezi’nde (Adana ÜSAM) görev yaptı. Prof. Tarek, 2006-2013 yılları arasında teknik danışmanlık yaptığı Adana ÜSAM’daki görevine bir sebep gösterilmeksizin son verildi. Ülkesinde iç savaşın tavan yaptığı bir dönemde çalıştığı iÅŸten çıkarılan ünlü kimyager, ülkesine dönemediÄŸi, Türkiye'de çalışacak üniversite bulamadığı için iÅŸsiz kaldı. 

50’den fazla kimyasal araÅŸtırma yapan ve 2001 yılında All-Bass Üniversitesi’nde düzenlenen Arap Eczaneler BirliÄŸi Yüksek Konseyi’nde Arap Federasyonu Yüksek Kurulu tarafından Arap Eczaneler BaÅŸprofesörü seçilen Prof. Dr. Kakhia, ülkesine iÅŸ savaÅŸ çıkana kadar sürekli gidip geldiÄŸini belirterek, “Burada görev yapığım dönem de sürekli ülkeme gidiyordum. 2011 yılına kadar gittim. Ä°ÅŸ savaÅŸ nedeniyle 4 yıldır gidemiyorum. Adana ÜSAM’daki görevime 2013 yılında son verildi. Neden böyle bir karar aldılar bilmiyorum. Åžuan sadece Adana ÜSAM’ın bana verdiÄŸi evi kullanıyorum. Ama ben böyle bir muameleyi hak etmedim. Adana’da açılan bir eÄŸitim projesinde hocalık yaptım. Projede, Türkiye genelinden gelen birçok ziraat mühendisine 4 ay boyunca eÄŸitim verdim. Devlet bana imkan saÄŸlarsa bu tür eÄŸitimlerde katkı sunmak isterim. Ben Türkiye’ye faydam dokunsun istiyorum. Adana’dan çıkamam. Bu yüzden Geçici EÄŸitim Merkezlerinde (Suriye Okulları) öÄŸretmenlik yapmak üzere baÅŸvurdum. En azından bu ÅŸekilde Suriyeli muhacirlere bir katkım olmasını ümit ediyorum. Yetkililere sizin aracılığınızla sesimi duyurmak istiyorum. Ben, birikimlerimi üniversitelerde aktarmak için hazırım” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

“Ä°SLAM ALEMÄ° BÄ°LÄ°ME Ä°LGÄ°SÄ°Z KALIYOR”Prof. Dr. Kakhia, Suriyeli sığınmacılar arasında çeÅŸitli mesleklerde baÅŸarılı kiÅŸiler olduÄŸunun altını çizerek, “Bu insanlar oturmak yerine çalışmak istiyor. Çünkü Türkiye bize kucak açtı. Bizler Türkiye hükümetinden aÅŸ istemiyoruz. Bize çalışabileceÄŸimiz iÅŸ imkanları sunulsun. Suriye’den gelen insanların içerisinde çok nitelikli kiÅŸiler var. Suriye’den gelenlerin meslekleri tespit edilip kabiliyetlerine göre deÄŸerlendirilmeleri gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. Bu birikimlerden Türkiye de istifade edebilir. Bu Suriyeliler için de Türkiye için de kazanım olur. Türkiye Cumhuriyeti devletine minnettarız ve Türkleri çok seviyoruz” ifadelerini kullandı.

ADANA Ä°ÇÄ°N BÄ°N 500 KİŞİ Ä°STÄ°HDAM EDEBÄ°LECEK FABRÄ°KA PROJESÄ° VAR Prof. Dr. Kakhia, “YoÄŸun sülfat asidinin hintyağına etkisi ile Türk Kırmızı Yağı adı verilen bir bileÅŸik elde edilir. Bu bileÅŸik kumaÅŸ boyacılığında kullanılır. Bu bileÅŸik 300 sene önce Türkler buldu. Ama ÅŸimdi Hindistan’dan getiriyorlar. Ben bunu anlamıyorum. Sadece Türkiye ve Suriye deÄŸil, Ä°slam alemi bilime ilgisiz kalıyor” dedi.Adana için bir kimya fabrika projesi olduÄŸunu aktaran Kakhia, “Bin 500 iÅŸçi istihdamı saÄŸlayan bir proje. 17 bölüm barındırıyor içinde. Gübreden yaÄŸa, zirai ilaçlardan temizlik ürünlerine, tatlandırıcıdan esansa kadar. Ä°ster Türk çalıştırılsın, ister Suriyeli” diye konuÅŸtu.

“SUSUZ TARIM, TOPRAKSIZ TARIM VE DENÄ°Z SUYU Ä°LE TARIM”Prof. Dr. Kakhia, Türkiye için ‘Susuz Tarım, Topraksız Tarım ve Deniz Suyu Ä°le Tarım” gibi projelerinin olduÄŸunu kaydetti. Susuz tarım da nem olduÄŸu sürece suya gerek olmadığına dikkat çeken Kakhia, “Günlük hayatta besinlerin, bitkisel ürünlerin, deri eÅŸyaların, kimyasal boya ve bozulabilecek çoÄŸu ÅŸeyin nemini alarak bozulmasını engelleyen bir sodyum silikat olan ‘silika jel’, toprağın altına yerleÅŸtirilir. Bu madde, havadaki nemi çeker ve bir süre sonra ürün büyür. Bir gram ‘silika jell’ 200 gram su çeker. Çukurova’nın yüksek nemli bir bölge. Bu nem kullanılarak çok rahat tarımsal ürün elde edilebilir” ÅŸeklinde konuÅŸtu.Kakhia, ayrıca topraksız ürün yetiÅŸmesini saÄŸlayan bir projesinin de gelecekteki tarım çalışmalarına yön verebileceÄŸine dikkat çekti.

Deniz kenarına ekilecek ve deniz suyu ile sulanabilecek özellikte bir bitki bulunduÄŸunu ifade eden Prof. Dr. Kakhia, bu bitkiden ÅŸeker, niÅŸasta ve yaÄŸ elde edilebildiÄŸini vurguladı. Kakhia, “Bu bitkinin bir çok ismi vardır. Ama Kuran’da adı ‘man’ olarak geçer. 1958 yılında Sina’da buldum bu bitkiyi. Bunu orada insanlar yiyor. Özellikle kilo alamayanlara yediriyorlar. Deniz kenarında yetiÅŸen bir bitki ve deniz suyu ile sulanıyor. Bu bitkide 3 önemli besin deÄŸeri var. Yüzde 25 yaÄŸ, yüzde 40 niÅŸasta ve yüzde 25 ÅŸeker var. Yani bu bitki pamuk, patates ve pancarın yerine rahatlıkla alabilir. Bunu ekersek ve fabrika yaparsak çok faydalı olur” ifadelerini kullandı.