Tereddütler bitecek

Son dönemlerde yaygınlaÅŸan ‘FETÖ maÄŸduru’ söylemlerine deÄŸinerek öncelikle FETÖ maÄŸduru 248 ÅŸehit ve gazilerimiz olduÄŸunu söyleyen AK Parti Konya Milletvekili Ömer Ünal, “FETÖ’den dolayı herhangi bir maÄŸduriyet yok, ancak uygulamadan kaynaklı bazı sıkıntılar vardır. Çok düÅŸük oranda. Bunlar da zaten valilikler bünyesinde oluÅŸturulan kriz masalarına müracaat etmiÅŸlerdi. Ayrıca bakanlıklar nezdinde, bakan yardımcılarını oluÅŸturduÄŸu komisyonlar eliyle bunlar tek tek incelenip deÄŸerlendiriliyor. Yine Konya’da bildiÄŸiniz gibi 3 milletvekili, 2 il baÅŸkan yardımcısı ve 3 BüyükÅŸehir Meclis üyesinden oluÅŸan takip heyetine de bu uygulamalardan kaynaklı sıkıntı yaÅŸadığını beyan eden kiÅŸiler müracaat ediyor, geliyorlar. Sorunlarıyla ilgili bugüne dek yaptıkları giriÅŸimleri anlatıyorlar. Belge bilgi varsa onları da iliÅŸiÄŸe ekleyerek sıkıntı yaÅŸadıklarını, eÄŸer ihraç edilmiÅŸlerse göreve geri dönme, eÄŸer açıkta ise göreve baÅŸlama ÅŸeklindeki taleplerini iletiyorlar. Biz de bu talepleri dinledikten sonra bunları ilgili, bakanlıklar nezdinde birebir soruyoruz ve soruÅŸturma anlamında bakanlıklara bu dosyaları iletiyoruz. Hakikaten bir kısmının yanlışlık dolayısıyla geri döndüÄŸünü, bir kısmının ise bu terör örgütüyle bir bağının olduÄŸu da zaten tespit edilmiÅŸ durumda. Bunlarla ilgili de hukuki süreç devam ediyor” dedi.

“FETÖ’YLE MÜCADELE SONUNA DEK SÜRECEK”

BaÅŸta Konyalı milletvekilleri olmak üzere en ağır ÅŸekliyle FETÖ’yle mücadele ettiklerini belirten Ünal, “Bu belli bir zaman aralığında yapılacak bir mücadele deÄŸil. Bugünden yarına, hadi bakalım 15 Temmuz hain darbe giriÅŸimi oldu, altı ayda bu temizlendi, tamam. Böyle deÄŸil. Bu mücadele sonuna kadar devam edecek. Bu mücadele herhangi bir devlet kademesinde bunların kalıntısı kalmayıncaya kadar da sürecek. Bu neye mal olursa olsun, bunun sonunda ne olursa olsun; ölüm bile olsa ben bu hainlerle sonuna kadar mücadele edeceÄŸim, etmeye de devam edeceÄŸim. Bunun da özellikle bilinmesini istiyorum” diye konuÅŸtu.

“16 NÄ°SAN ÇOK ÖNEMLÄ° BÄ°R VÄ°RAJ”

16 Nisan’ın bu anlamda önemli bir viraj olduÄŸuna dikkat çeken Ünal, “16 Nisan’da baÅŸta Kandil, baÅŸta Pensilvanya olmak üzere bu terör örgütü mensuplarının hangi kampanyalara destek verdiklerinin çok iyi görülmesi gerekiyor. Ülkesinin geleceÄŸi düÅŸünen AK Parti, baÅŸta CumhurbaÅŸkanımız olmak üzere AK kadrolar ve Milliyetçi Hareket Partisi 18 maddelik anayasa deÄŸiÅŸiklik paketini meclisten geçirdik ve millete, iradenin gerçek sahibi millete sunulmak üzere 16 Nisan’da halk oylaması süreci devam ediyor. Bu terör örgütleri, ellerinden gelse bugün bu ülkeyi parçalamak isteyen bu terör örgütleri, hayır kampanyasını her türlü argümanla destekliyorlar. Kandil bir taraftan, Pensilvanya bir taraftan. Allah’ın izniyle baÅŸaramayacaklar. Allah’ın izniyle bu millet iradesini sandığa evet oyunu yüksek oranda vererek ortaya koyacak ve Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı’nın son döneminde, yani 150 yıllık son dönemdeki en büyük deÄŸiÅŸimi, çok önemli bir virajı hep beraber saÄŸ salim atlatacağız” ifadelerini kullandı.

“AK PARTÄ° FETÖ’DEN ARINDI”

FETÖ’nün siyasi ayağına yeterince dokunulmadığına iliÅŸkin eleÅŸtirileri de cevaplayan Ünal, “Åžunu baÅŸta ortaya çok net bir ÅŸekilde koymak lazım: Sayın baÅŸbakanımız da bunu defaatle söyledi. Biz tüm milletvekillerimize güveniyoruz baÅŸta. Bakanlarımıza güveniyoruz. Åžahsen, bakanlarımız ve milletvekillerimiz içinde FETÖ unsuru kimsenin olmadığını biliyorum. Bunun da en net göstergesinin anayasa paketinin TBMM’de AK Parti grubu 315 milletvekili ile bu deÄŸiÅŸikliÄŸe evet oyu vererek bet bir duruÅŸ ortaya koydu. Hani birilerinin bir beklentisi vardı. AK Parti kendi içinde bir bölünme yaÅŸayacak, bir kısım milletvekili bu anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine hayır oyu verecek diye beklenti içinde olanlar, ellerini avuçlarını ovuÅŸturanlar vardı. Kendilerince birtakım projeleri hayata geçirmek isteyenler hüsrana uÄŸradılar. AK Parti, grup olarak kemik gibi durdu, 315 milletvekiliyle evet oyu verdi. Her bir milletvekilimiz attığı imzanın arkasında durarak bu anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi paketinin Meclis’ten geçmesine katkı saÄŸladı. Bir kere bundan adımın Ömer olduÄŸu gibi eminim ki ÅŸu anki milletvekillerimizin iradesinin yansıması kadar bakanlarımızın ve milletvekillerimizin de arasında FETÖ’yle iltisaklı hiç kimsenin olmadığını net biliyorum. Dolayısıyla siyasette AK Parti’nin içini karıştırmak isteyenler bu söylemi dile getire geldiler. Bunun en güzel örneÄŸini görmek için geriye doÄŸru gitmek gerekiyor. 1 Kasım seçimlerinde bildiÄŸiniz gibi bir elekten geçti milletvekilleri, 7 Haziran’da bir baÅŸka elekten geçmiÅŸlerdi. Hakeza belediye baÅŸkanlarının seçimlerinde, yani 2014 Mart’ında baÅŸta belediye baÅŸkanları ve meclis üyeleri elekten geçti. Her ÅŸeye raÄŸmen, olası, 2014 yılında, o süreçte belediye baÅŸkanı ve meclis üyelerinden sıkıntılı olan insanlar varsa, Genel Merkez’in yapmış olduÄŸu çalışmayla bunlar ayıklandı ve partiden ihraç edildi. Bir kısmı da tutuklandı bildiÄŸiniz gibi. Partimiz özellikle 2013-2014 kongre sürecinde gerek ilçelerimiz, gerek il teÅŸkilatlarımız bu anlamda tek tek elekten geçti. Her ÅŸeye raÄŸmen, Genel Merkez’de, yönetici kadrosunda olan 35 bin parti mensubumuzla ilgili tek tek elekten geçirdik. En ufak bir ÅŸüpheyi dahi ortadan kaldıracak ÅŸekilde bir çalışmayı ortaya koyduk. Genel BaÅŸkan Yardımcımız Mustafa AtaÅŸ da bunu dönem dönem basın yayın organlarında dillendirdi. Bir kısım AK Parti’nin ana kademesinde görev yapan insanlar, görevden el çektirildi, istifalar alındı, ihraç edildi. Yani AK Parti de kendi içinde, yani teÅŸkilatlar düzeyinde bu temizlenmeyi, FETÖ’den arınmayı yaptı” bilgilerini verdi.

AK PARTÄ°’DE BÜYÜK KONGRE 2018’DE

AK Parti ilçe ve il kongreleriyle ilgili resmi sürecin baÅŸladığını kaydeden Ünal, “Ancak referandum sürecinden dolayı biz kongre sürecini referandumdan sonraya bıraktık. Normalde biz Ocak ayı itibariyle baÅŸta delege seçimleri olmak üzere ilçe ve il kongreleri sürecini baÅŸlatmıştık. Referandumdan sonra bu sürecin baÅŸlayacağını söyleyebilirim. 2017 yılı sonu itibariyle tüm ilçe ve il kongrelerimiz tamamlamış olacağız. Ä°nÅŸallah 2018 yılında da büyük kongreyi yapacağız. Tabii, büyük kongre öncesinde CumhurbaÅŸkanımızın artık siyasi olması önündeki engel 16 Nisan itibariyle kalkmış olacak. Ancak bugünden bir ÅŸey söylemek zor. 16 Nisan’dan sonra mı siyasi olur, yoksa büyük kongreye kadar bekler, büyük kongrede mi bu anlamda siyasi bir cumhurbaÅŸkanı olur; bu, sayın cumhurbaÅŸkanımızın kendi takdirindedir. Takvim böyle iÅŸleyecek. BaÅŸbakanımız her zmaan zikrediyor, biz herhangi bir ÅŸekilde erken seçimi yeÄŸlemiyoruz, herhangi bir ÅŸekilde erken seçim istenmiyor; ki bununla ilgili de anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinin geçici maddesine 11’inci ayın 3’ü, 2019 tarihindeki genel seçim ve cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinden sonra uygulanacak maddeler ve seçimlerin o zaman yapılacağı vurgusu da geçici maddeye iÅŸlenmiÅŸtir. Tabii ki baÅŸka bir geliÅŸme olur, Meclis erken seçim kararı alır; bunlar tabii ki istisna. Nihayetinde geçici maddeye bu takvim, bu süreç yazılmıştır” dedi.

FREN-BALANS SÄ°STEMÄ° NET TANIMLANDI

Anayasa deÄŸiÅŸiklik paketinde Türkiye’deki yeni fren-balans sisteminin tanımlandığına iÅŸaret eden Ünal, “CumhurbaÅŸkanı erken seçim kararı alabilir, Meclis’i feshedemez. Aynı zamanda erken seçim kararı aldığı andan itibaren kendisi de aynı ÅŸekilde seçime gitmek zorunda. Yani ‘Ben Meclisi feshettim, Meclis yeniden kurgulansın, Meclis seçimleri yapılsın’, kusura bakmayın, böyle deÄŸil. Meclis seçimleriyle CumhurbaÅŸkanlığı seçimleri aynı zamanda yapılır. Meclis de aynı ÅŸekilde seçim kararı alabilir, erken seçim kararını Meclis aldığı andan itibaren hem milletvekili seçimleri hem de CumhurbaÅŸkanı seçimleri aynı anda yapılıyor. Biri erken seçim kararı alır ise aynı anda her ikisi de seçime gitmiÅŸ olur. Dolayısıyla, biz milletin iradesinin gerek hükümette, yani seçilecek olan kiÅŸide, gerek Meclis’te direkt yansımasını istiyoruz. Ve bunların birbirini denetleyeceÄŸi bir ayrışmayı da ortaya koymak istiyoruz” diye konuÅŸtu.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEREDDÜTLERÄ° BÄ°TÄ°RECEK

 ‘Bugünkü sistem nasıl’  sorusunu cevaplandıran Ömer Ünal, “Siz oy verdiniz, 1 Kasım seçimlerinde. Kimin baÅŸbakan olacağını bilmiyorsunuz. BaÅŸbakan, yani hükümetin başı, icranın başı olacak kiÅŸiyi Meclis seçiyor. Ve bununla ilgili geçmiÅŸ dönem handikaplarını iyi hatırlayın. 28 Åžubat sürecinin 20. yılındayız. O gün baÅŸlatılan süreçte milli iradenin yansıması olarak teÅŸkil etmiÅŸ olan hükümeti rahmetli Necmettin Erbakan, DoÄŸru Yol Partisi’yle anlaÅŸarak Refahyol olarak kurmuÅŸlardı. BaÅŸbakanlığı Tansu Çiller’e verecek. Ancak, o günün CumhurbaÅŸkanı, görevi kime tevdi etti? Mesut Yılmaz’a. Mesut Yılmaz kimdi? Bir milletvekili. Bir partinin lideri ama çok düÅŸük oy almış bir partinin lideri. Yani millet iradesi gasp edildi. Daha ötesini söyleyeyim: Yine hatırlarsanız, bu geçmiÅŸ dönem tarihinde Yalım Erez’e hükümet kurma görevi verildi. Millet kimi baÅŸbakan olarak görmek istemiÅŸti? Ä°rade nasıl yansımıştı? Sadece bir milletvekiliydi. Bugünkü parlamenter sistemde millet sandığa gidiyor, desteÄŸini veriyor, A partisi, B partisine, C Partisine; ama kimin hükümetin başı olacağı, kimin baÅŸbakan olacağı belli deÄŸil. CumhurbaÅŸkanı yetkiyi kime verirse… Hani teamüller gereÄŸi birinci partiye vermedi, verilmedi; 3., 4. parti liderine verdiler mi? Verdiler! Yalım Erez’e verdiler mi, verdiler. Yeni sistem de millet hükümetin başı ÅŸu olsun diyecek, yüzde 50’den fazla oy vererek bunu belirtecek. Aynı millet dönüp Meclis’e de diyor ki, ben aynı zamanda ÅŸu, ÅŸu, ÅŸu siyasi partiyi de Meclis’te görmek istiyorum. Ä°cra, yürütme ile Meclis net bir ÅŸekilde ayrışmış oluyor. Meclis’in içinden bir hükümet çıkmıyor, Meclis’in içinden bir ÅŸapka çıkıp, ÅŸapkanın içinden tavÅŸan çıkmıyor. Kim baÅŸbakan oldu? Böyle bir tereddüt kalkıyor” dedi. (Murat GÜZEL)