Türkiye'nin tavrı, tarzı bellidir

BaÅŸbakan Yardımcısı KurtulmuÅŸ, Suriye ile ilgili, "Biz kapalı kapılar ardında ne konuÅŸuyorsak meydanda da onu konuÅŸuyoruz. A ülkesine baÅŸka bir ÅŸey, B ülkesine baÅŸka bir ÅŸey söylemiyoruz. Türkiye'nin tavrı, tarzı bellidir. Bu anlamda da Esed rejiminin cezalandırılmasıyla ilgili bütün ülkelerle de görüÅŸmelerimizi sürdürüyoruz." dedi.

 BaÅŸbakan Yardımcısı Numan KurtulmuÅŸ, Giyimkent Tekstilya Fuar Merkezinin açılışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

ABD'nin Suriye'de rejime ait hava üssünü vurmasına iliÅŸkin bir soru üzerine KurtulmuÅŸ, salı günü Suriye'de gerçekleÅŸtirilen kimyasal saldırıyı nefretle, ÅŸiddetle kınadığını ifade ederek, yapılanın bir savaÅŸ suçu olduÄŸunu belirtti.

KurtulmuÅŸ, daha önce de rejimin Suriye'de kendi halkına karşı, masum sivilleri öldüren kimyasal silah saldırılarında bulunduÄŸunu dile getirerek, ÅŸunları söyledi:

"Ne yazık ki uluslararası sistemin dengeleri, diplomasinin dengeleri gereÄŸi o dönemde hiçbir ÅŸey yapılamadı. Ä°nsan hakları savunucuları fotoÄŸraflarla, yayınlarıyla, dosyalarıyla konuyu dünya kamuoyuna taşıdı. Ne yazık ki gerekli tedbir alınamadı. Dünya sisteminin artık maalesef barışı saÄŸlama yeteneÄŸi kalmamıştır. 5 tane ülkenin dudakları arasındadır 7,5 milyar insanın güvenliÄŸi. Herhangi bir ÅŸekilde açık bir insanlık suçu da iÅŸlense, savaÅŸ suçu da iÅŸlense, BM'de arkasını bir dayıya yaslamış olan, kendisini tutan birisi varsa BM'de, veto sahibi ülkelerden birisi veto ediyor ve bu süreç maalesef hep baltalanıyor. Uluslararası camianın ve insanlığın Rusya'dan beklediÄŸi, BM Güvenlik Konseyine bu kimyasal saldırılarla ilgili konu geldiÄŸi zaman görüÅŸmeleri tıkamaması, kilitlememesi ve veto etmemesidir. Maalesef dünkü oturumda da gördük ki BM'de konu gündeme geldiÄŸi zaman Rusya, kimyasal saldırıyla ilgili olumsuz bir tutum sergilemekte ve rejimi destekleyen bir tutum içerisinde olmaktadır. Bunu da kabul etmek mümkün deÄŸildir."

Suriye iç savaşının ilk 3 yılının iç savaÅŸ, sonraki sürecin vekalet savaÅŸları ÅŸeklinde geçtiÄŸini anlatan KurtulmuÅŸ, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:

"Artık vekalet savaÅŸları üzerinden bu savaşı sürdürmeyi bırakmak lazım. Ülkeler her birisi bir takım silahlı grupları tutarak, kendi güçlerini pekiÅŸtirmeye çalışıyorlar. Olan gariban Suriye halkına oluyor. Bu, kabul edilebilir bir durum deÄŸildir. Uluslararası camianın bir an evvel Suriye'de halkın güvenliÄŸini garanti altına alabilecek adımları atması lazım. Bu anlamda da BM gerekiyorsa güvenli bölge ortaya koymak dahil her türlü adımı atmalıdır. Mevcut durum, maalesef meselenin bu ÅŸekliyle gerçekleÅŸmeyeceÄŸi yönünde emareler taşıyor. Her vekalet savaşının bir sonu var. EÄŸer bu vekalet savaÅŸlarını bir an evvel sona erdirip, Suriye'de halkın istediÄŸi bir barış tesis edilemezse, bir müddet sonra ilgili taraflar OrtadoÄŸu'da vekalet savaşını bırakıp, kendileri savaÅŸmak durumunda kalır. Dolayısıyla OrtadoÄŸu'da çok büyük bir bölgesel savaşın ve belki de bir küresel savaşın fitilini ateÅŸleyecek. Bu geliÅŸmelerin önüne geçmek lazım. Rusya'nın rejime arka çıkmaktan vazgeçmesi, öncelikle bu insanlık suçunun BM ve uluslararası camia tarafından ciddi bir ÅŸekilde cezalandırılması gerekir. Suriye'de, Türkiye'nin, Rusya'nın, Ä°ran'ın da taraf olduÄŸu, garantör olduÄŸu, Astana süreci, Cenevre süreci gibi süreçlerin hızlandırarak sürdürülmesi lazım ki sonuç alınabilsin. Bunun ilk yolu önce büyük bir insanlık suçu olan bu kimyasal silahların kullanılması, ÅŸiddetle uluslararası camia tarafından cezalandırılmalıdır. Yoksa yapanın yanına kar kalırsa, bundan sonra herkes bu tür insanlık suçu iÅŸlemeyi sürdürür." 

"Uluslararası camianın ortak bir tavır ve tarz geliştirmesi lazım"

BaÅŸbakan Yardımcısı Numan KurtulmuÅŸ, geliÅŸmelerin ardından Türkiye'nin ABD ve Rusya ile herhangi bir görüÅŸme yapıp yapmadığına ve Türkiye'nin bundan sonraki tutumuna iliÅŸkin sorular üzerine, Türkiye'nin BM'ye bir mektup gönderdiÄŸini hatırlatarak, "Türkiye'nin tutumu çok açıktır. Ä°lk andan itibaren Türkiye'nin tutumuyla ilgili hepimiz görüÅŸlerimizi ortaya koyuyoruz. Türkiye, bölgede halkın istediÄŸi bir barıştan yanadır ama herkes sorumluluklarını yerine getirsin, garantörlüÄŸünün gereÄŸini yerine getirsin. Bu bölgede, bu coÄŸrafyada tansiyonun düÅŸürülebilmesi için Esed rejiminin yaptığı bu insanlık suçunun yanına kar kalmaması lazım. Bunun açıkça cezalandırılması lazım. Bizim diplomaside ÅŸöyle bir usulümüz var. Biz kapalı kapılar ardında ne konuÅŸuyorsak meydanda da onu konuÅŸuyoruz. A ülkesine baÅŸka bir ÅŸey, B ülkesine baÅŸka bir ÅŸey söylemiyoruz. Türkiye'nin tavrı, tarzı bellidir. Bu anlamda da Esed rejiminin cezalandırılmasıyla ilgili bütün ülkelerle de görüÅŸmelerimizi sürdürüyoruz." diye konuÅŸtu.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın "Türkiye olarak, bize ne düÅŸüyorsa, biz bunu yapmaya hazırız" açıklaması hatırlatılarak sorulan bir soruya da KurtulmuÅŸ, ÅŸu yanıtı verdi:

"Çok açıktır, Suriye'de kimyasal silahların kullanılmasıyla ilgili uluslararası camianın ortak bir tavır ve tarz geliÅŸtirmesi lazım. Biz Türkiye olarak Esed rejiminin kullandığı kimyasal silahlara karşı olduÄŸumuzu ifade ettik. GeçmiÅŸ dönemlerde Saddam rejimi Halepçe'de kimyasal silahlar kullandığında da herkes mırın kırın ederken buna en açık karşı çıkışı Türkiye ortaya koymuÅŸtur. Türkiye olarak biz bunun bir insanlık suçu olduÄŸunu biliyoruz. Hiç kimse öyle mırın kırın etmesin, siyaseten kendine mevzi kazandıracak sözlerle zaman kaybettirmesin, bu insanlık suçunu cezalandırmak için herkes elini taşın altına koysun, Türkiye bu konuda hazır olduÄŸunu, elini taşın altına koyabileceÄŸini ifade etmiÅŸtir."